Çocuklarımız Ve Eğitimleri(1)

[OSMAN GÜLAÇAR]

Çocuklarımız Ve Eğitimleri(1)

ÇOCUKLARIMIZ VE EĞİTİMLERİ (1)

Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah a mahsustur. Selat ve selam en güzel örnek ve en güzel önder olan Muhammed mustafaya olsun. Selam peygamberimin âline/ailesine, dava arkadaşları olan ashab ı-güzinine ve kıyamate kadar peygamberin izinde giden mü’minlere Müslümanlara muvahidlere olsun. Allahın selamı rahmet, bereket ve mağfireti siz değerli dostlarımın, kardeşlerimin de üzerine olsun.
Rabbim yaşattığı müddetçe İslam üzere bir hayatla hayatlandırsın, canımızı da Müslümanlar olarak alsın.

Dostlar
Yeni eğitim ve öğretim yılı başladı. Eğitim deyince nedense ilk akla gelen evlatlarımız, çocuklarımız olur. Doğrudur. Bununla beraber onları yetiştiren, öğretmenler, anne ve babalar ve bu konularda çalışan ve hizmet verenler…
Onların durumları nasıl olacak. Bir öğretmen ki edebe muhtaç, bir baba ki nasihate muhtaç, bir anne ki…

Dostlar;
Benim için en önemli konuların başında çocuklarımız, gençlerimiz ve onların eğitimleri geliyor.
Belki sizler hepiniz olmasa da bu işi önemsemeyebilirsiniz. Fakat bu konu o kadar önemli ki; ekmek kadar, su kadar, hayat kadar…

Ekmek bulamadığınız da bir el uzanır bir parça ekmek vermek için. Hatta devlette sosyal kurumları vasıtasıyla size maaş, yardım da bağlar.

Fakat çocuklarınız, gençleriniz, kızlarınız eğer İslam’dan uzak, İslamsız / yani ahlaksız / / yani edepsiz / yani değersiz büyüdüklerinde sizlere kimse yardım edemez, etmez. Çünkü size el verecek olanında aynı sıkıntılarla pençeleştiğini göreceksiniz.
Neyse ben Rabbimin bir ayetiyle meramımı ifade edeyim;

[size=xx-large]وَاعْلَمُواْ أَنَّمَا أَمْوَالُكُمْ وَأَوْلاَدُكُمْ فِتْنَةٌ وَأَنَّ اللّهَ عِندَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ[/size]
“Mallarınız ve evlatlarınızın da bir imtihan/sınav olduğunu, büyük ödülün Allah katında olduğunu bilin”(ENFAL 28)

Yine Rabbimiz buyurdu ki;

[size=xx-large]الْمَالُ وَالْبَنُونَ زِينَةُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِندَ رَبِّكَ ثَوَابًا وَخَيْرٌ أَمَلًا[/size]

“Mal ve oğullar dünya hayatının süsleridir”(KEHF 46)

Ey Dost!
Evlat ve servet sizin potanızdır, Allah o potada sizin cevherinizi cürufunuzdan ayırır, siz cürufa değil cevhere çıkmaya bakın! Bunun içinde terbiyenin ateşinden geçmek lazım.
Altın ateşlerde sınanmadan gerdanlara takılmıyor. Kişinin çocukları ve malı kendisini saflaştıran bir “pota” olma istidadı taşıyor.

Bundan çıkan sonuç şudur;

Ebeveynler/yani anne ve babalar çocuklarını terbiye ettiklerini düşünürler, fakat çocukları üzerinden kendileri terbiye edilirler. İşte ayette ifade edilen mal ve evladın kişi için fitne/yani imtihan olma gerçeği budur.

Eğer çocuklarını Allah’ın razı olduğu bir hal üzere yetiştirilmiş isen, emin olabilirsin ki o senin içinde, toplum içinde, dünyan içinde, ahiretin içinde göz aydınlığıdır.
Peygamberimiz (s.a.v.)şöyle buyurdu;

“İnnallahe seilun kulle rain emmesterahu hafize em deyyea, hatte yes’elur-recule emehlibeytihi.”(NESAİ-Hz Enes’ten)


“Şüphesiz ki her çoban güttüğü şeylerden sorulacaktır.
Onları korudu mu? Yoksa zayi mi etti? O kadar ki adam çoluk çocuğundan sorulacaktır. Sorumlu tutulacaktır.”

Çocuklarımız, evlatlarımız bizim cennetimiz veya cehennemimizdirler
Ne yapabilirim ki? Deme.
Çünkü senin himayen ve terbiyen altında yetişen çocuklarına ne verirsen onu alır, ona inanır…

İstersen Peygamber Efendim(a.s.v.)ın şu sözünü dinle;

“Kullu mevledin yuledu alel fitrati ve innema ebevahu yuhevvidenihi, evyunessiranihi ev yumeccisanihi”(Buhari-664.nolu hadis)

“Her çocuk fıtrat (İslam) üzere doğar. Ancak ebeveyni (annesi-babası) onu Yahudi veya Hıristiyan veya ateşperest yaparlar.”(Buhari-Müslim)

Ve Rabbimiz kendimizi de çoluk çocuğumuzu ateşten korumamızı emrederek şöyle buyurdu;

[size=xx-large]يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَائِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لَا يَعْصُونَ اللَّهَ مَا أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ[/size]
“Ey iman edenler! Kendinizi ve yakınlarınızı yakıtı insanlar ve taşlar olan tarifsiz ateşten koruyun.”(TAHRİM 6)
Ateş belirsiz olarak ifade edilerek eğer kendinizi ve çoluk çocuğunuzu korumazsanız, yaşadığınız mekânlar cehenneme döner. Ve o cehennemin yakıtı da, o mekânların yapı malzemesi ve içinde yaşayan insanlar olur.
Bu ahirette böyledir ama insan korumamışsa kendini ve aile halkını insanın dünyası da cehenneme döner. Her ev, ya cennetin dünyada ki şubesi ya da cehennemin dünyadaki şubesi olur.
Ey Allah ın kulları!
لَن تَنفَعَكُمْ أَرْحَامُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَفْصِلُ بَيْنَكُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ
Yakınlarınız ve çocuklarınız kıyamet gününde size bir fayda veremezler. Allah onlarla sizi ayırır. Allah işlediklerinizi görmektedir.(MÜMTEHİNE 3)
Yakınlarınıza ve çoluk-çocuğunuza sevginizde samimiyseniz yalnız dünyalarını kurtarmak ve kotarmakla yetinmeyin, ahretlerini de kollayın.
Ey kardeş!
Sevgi ispat ister. Yavrunu ne kadar seviyorsun? Bunun ispatı ona yaptığın yatırımla orantılıdır. Biliyorsun ki insan hem etkileyen hem de etkilenen bir varlıktır. Hayat içinde yaşadığı ve karşılaştığı her şeyden ya etkilenecek veya etkileyecek.
Bakkala gönderdiğin yavruna;
“Aman ha yolun kenarından yürü. Arabalara dikkat et. Şunu tut, sakın kırma!”
Gibi uyarılarda bulunduğun gibi, onun imanına, dinine, ahlakına şahsiyetine ne kadar yatırım yapıyorsun.
Kur’an bize bu hususta birçok örnekler getirir/sunar.
Evlatlarımızı imanlı yetiştirme hususunda en güzel misallerden biri Hz. Lokman(a.s.)dır.
وَلَقَدْ آتَيْنَا لُقْمَانَ الْحِكْمَةَ أَنِ اشْكُرْ لِلَّهِ وَمَن يَشْكُرْ فَإِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِهِ وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ حَمِيدٌ
“Andolsun ki Biz, Allah’a şükret diye Lokman’a hikmeti verdik. Kim şükrederse; ancak kendisi için şükretmiş olur, kim de nankörlük ederse, küfrederse; muhakkak ki Allah ganidir.”(LOKMAN 12)
Ey dost!
İster evladına ister başkasına fayda dokundurmak istersen kendinden başla. Eğer sende bir şey yok ise başkalarına nasıl fayda vereceksin! İşte bundan dolayıdır ki Lokman’ın evladına tavsiyelerinden önce bizzat Lokman’ı(a.s.) gündeme getirdi Rabbimiz.
Hikmet nedir? “Lokmana hikmet verdik” buyurdu Allah c.c.
Hikmet; Kişinin sözünde ve amelinde sağlam bilgi ile dengeli bir şekilde konuşup hareket etmesidir. Kısaca söz de ve amelde isabetli olmasıdır. Hikmetin verilmesinin sebebi de Allah’a Şükretmek içindir. Mesela; Ellerimizi vermiş onlarla Rabbe şükretmek için elin şükrü de, onu yaratılışı doğrultusunda çalıştırmak ve kullanmak demektir. Çok şükür ya Rabbi, dese bu dilin şükrüdür. Elin şükrü ise iyi işler yapmak sevilmesi gerekeni sevmek dövülmesi gerekeni dövmektir.
Kim Rabbine şükrederse, kendine şükretmiş olur. Faydası kendisine olur. Allah’ın insanların şükrüne ihtiyacı yoktur.
Hz. Adem’den son insana kadar bütün insanlar istisnasız şükretse, Allah’ın ilminde, gücünde, mülkünde bir artma olmaz. Tam tersi olsa, yani isyan etseler yine mülkünde, ilminde, gücünde bir eksiklik olmaz.
Kim Allah’a nankörlük yapıp Onu inkar ederse veya Allah yokmuş gibi yaşarsak, Allah her şeyden müstağnidir.
Kimsenin imanına şükrüne, ibadetine ihtiyacı yoktur. O kendi zatında övülmüştür. Asıl bizim iman, ibadet ve şükre ihtiyacımız vardır. Onu övmemiz, bizim kendimize fayda verir.
Lokman kimdir? Kısaca ona da değinelim. Değişik rivayetler var; o zenci bir köleydi. Dudakları kalın, devenin dudakları gibiydi. Çok mu önemli? Beyaz olması, siyah derili olması… Hayır!
Efendisi ona bir koyun kesmesini ve en güzel tarafını getirmesini istedi. O da hayvanı kesip dilini ve kalbini getirdi. Bir zaman sonra yine bir hayvan kesmesini emretti. Bu sefer de en pis taraflarını getirmesini isteyince de yine dilini ve kalbini getirdi. Sebebini sorunca şöyle dedi:
“Temiz ve hoş oldukları zaman bu ikisinden daha temiz, pis olduklarında da bunlardan daha pis hiçbir şey yoktur,” cevabını verdi.
وَمَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِأَنفُسِهِمْ يَمْهَدُونَ
“Kim imanı ile uyumlu, islah edici amellerde bulunursa kendi yararına iyi bir hazırlık yapmış olur.”(RUM 44)

[Yitiksevda]

وَاعْلَمُواْ أَنَّمَا أَمْوَالُكُمْ وَأَوْلاَدُكُمْ فِتْنَةٌ وَأَنَّ اللّهَ عِندَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ
“Mallarınız ve evlatlarınızın da bir imtihan/sınav olduğunu, büyük ödülün Allah katında olduğunu bilin”(ENFAL 28)

[İslaminesil]

osman hocada bir girmiş tek girmiş pir gitmiş..