|
Konu Kimliği: Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK,Açılış Tarihi: 27 Nisan 2010 (20:51), Konuya Son Cevap : 08 Mayıs 2010 (12:53). Konuya 6 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
27 Nisan 2010, 20:51 | Mesaj No:1 |
Strese girenin imanından şüphe ederim. STRESE GİRENİN İMANINDAN ŞÜPHE EDERİM. Bugün sizlerle paylaşmak istediğim konu, geçen gün aldığım bir yazının beni çok etkilemiş olmasından kaynaklanan, iddialı bir sözün üzerinde konuşmak olacak. Konuşmadan önce bu sözü sizinle paylaşmak istiyorum. ( STRESE GİRENİN İMANINDAN ŞÜPHE EDERİM) Doğrusu sizlerde okuduğunuzda herhalde önce hadi canım sende demişsinizdir, ben ona benzer bir düşünceye kapılmadım desem yalan olur. Bu sözün sahibi konuyu açıklamaya başladığında gerçekten bu düşüncesinde ne kadar haklı olduğunu anladım. İşte bizler bu çok iddialı sözün ne anlatmak istediğini hemen anlayamadığımızın tek nedeni, kur’anın rehberliğinden, ışığından yeteri kadar istifade edemediğimiz olduğunu, biraz sonra yazdıklarımı okuduğunuzda sanırım daha iyi anlayacaksınız. Stresin basit tarifi halk dilinde dertlerin, sıkıntıların, karşılaşılan olayların sonucunda, bunların kafaya takılarak üzüntü ve düşüncenin sonucu doğan rahatsızlık olarak tanımlayabiliriz. Şimdide düşünelim hayatımızda karşılaştığımız olayları ve bu olaylar karşısında takındığımız tavrı. Başımıza bir hastalık geldiğinde, onu iyileştirme çabasından çok, onun psikolojik yıkımıyla etkilenip yıkılmıyor muyuz? Hatta bir kısmımız mücadeleyi bırakıp hastalığımızın iyileşmesini bile engellemiyor muyuz dersiniz? Bir kısmımız aile içinde bunalım yaşıyor, bir kısmımız da maddi sıkıntılarla boğuşuyor. Bazı insanlar sevdiklerinin ölümüyle yıkılıyor stres e girip, doğruyu düşünme melekesini tamamen yitiriyor. Hangimiz hayatında hiçbir sorunla karşılaşmıyor ki? Hepimiz mutlaka birçok kez, hayatında üzüldüğü ve hiç aklına getirmediği sorunlarla bir anda karşılaşıp onlarla mücadele ediyor. Eğer bu mücadele karşısında güçsüz bir ruha sahip olduğumuzda yıkılıyor ve dertlerimizden kurtulmak yerine, derdimize bir dert daha eklemiş oluyoruz. Güçlü bir iradeye sahipsek ve o iradeyi o ruhu daha önce eğitimden geçirmiş isek, bu tür olaylardan en az hasarla çıkıyoruz. Peki, o zaman bu durumda gerçekten STRESLE İMAN ARASINDA BİR BAĞ KURMAK MÜMKÜNMÜ DERSİNİZ? Sizlere okuduğum yazınında etkisiyle, vereceğim örnekler hakkında lütfen düşünüp iyi değerlendirme yapmanızı rica edeceğim. Allah Kur’anda bizlere özellikle peygamberlerin hayatından örnekler verip, onlardan kıssadan hisse almamızı ister ve ayrıca ayetleriyle de bunu belirtir. Gerçekten Rabbim kuranın söylediği gibi, Hz. Eyüp peygamberin kendisini hastalıkla, malının mülkünün elinden alınması ile evlatlarının ölümüyle imtihan etmiştir. Bakın bu durumdaki bir insanın, daha doğrusu ruhunu eğitmiş bir elçinin yapması gerekeni nasıl yapıyor, hiç isyan etmeden imtihan olduğunun bilinciyle nasıl yalvarıyor rabbine? ( Enbiya suresi 83: Ve Eyyûb... Rabbine şöyle yakarmıştı: "Dert/zorluk gelip çattı bana; sen, rahmet edenlerin en merhametlisisin!" diye niyaz etmişti.) Peki, bizler bu durumlarla karşılaştığımızda neler yapıyoruz dersiniz? Şimdi düşünelim Allah elçisini hastalıkla, mallarını elinden alarak yoklukla, evlatlarının acısını tattırarak acıların en büyüğüyle imtihan ediyor, bizler tüm bu ibretlerden habersiz, imtihan oluşumuzun farkında bile olmadan neredeyse birçoğumuz ne diyoruz biliyor musunuz? Allahım bu dertleri neden veriyorsun bizlere diyerek, farkında olmadan isyan etmiyor muyuz? Allah, elçisini peygamberini böyle bir imtihandan geçiriyorsa, elbette bizleri de aynı imtihanlardan geçirecektir. Peki, Allahın resulü bu olaylar karşısında nasıl davranmıştı? Tüm sükûnetini toplayıp, Rabbine yalvararak sen rahmet edenlerin en merhametlisisin beni affet diye dua etmişti. Bizler ise bir yakınımızı kaybettiğimizde, ya da malımızı mülkümüzü kaybedip iflas ettiğimiz de, neler yapıyoruz bir düşünün, ya intihar ediyoruz ya da olaylardan hiç farkında olmadığımız için, strese girip yapılmaması gereken her şeyi yapıyoruz, sonuçta bedenimiz buna dayanamayıp hastalanıyoruz. Düşünebiliyor musunuz Hz İbrahim i, kendisine iman etmeyen babasıyla imtihan eden Allah, bizleri babamızla neden imtihan etmesin? Hz. Lut peygamberi eşiyle imtihan eden rahman, neden bizleri eşlerimizle imtihandan geçirmesin. Hz. Yusuf u kardeşiyle imtihan eden rabbim, tüm insanları kardeşleriyle neden imtihandan geçirmesin. Düşünün peygamberimiz Hz. Muhammet e acıların en büyüğü evlat acısını, beş kez tattıran Rahman, bizleri bu imtihandan geçirme diyebilir misiniz? Bizlerin Allahın en güvendiği resuller den bir üstünlüğümüz mü var ki, Hâşâ onların geçtiği imtihandan mesul olmayalım. Sıkıntıların hayatımızın bir parçası olduğunu asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Bu zorlukların, bizlerin önünde bayır aşağı freni patlamış bir kamyonun lastiğine, durması için atılan engeller olarak görmeliyiz. Akıllı bir şoför yokuş aşağı freni patlayan kamyonunu asla terk etmez, onu nasıl en az hasarla durdurabilirim onu düşünür. Bizlerde böyle yapmalıyız. Hayatımızda karşılaştığımız zorlukların bizler için bir imtihan olduğunu düşünüp, bu zorluklara teslim olmak yerine, ondan kurtulmanın yollarını aramalıyız. Bizler nefsimizi, imanımızı gerektiği zamanda ve yaşta eğitmediysek, terbiye edip onu hazırlamadıysak karşımıza çıkacak zorlukların ne olduğunun da farkına bile varamayız. Ondan kurtulmak için çalışmak yerine ona teslim olmaktan kurtulamayız. Demek ki stresle iman arasında çok bağlantı varmış. Olaylar karşısında eğitimli ruhumuzu devreye sokarsak, başımıza gelen tüm musibetlerden kolay sıyrılırız ve en az zararla çıkarız. Yazımızın başında belirttiğimiz; (STRESE GİRENİN İMANINDAN ŞÜPHE EDERİM) sözü demek ki çok doğruymuş. Başımıza gelen elimizde olmayan, olaylar karşısında sükûnetimizi koruyup, bir imtihandan geçtiğimizi unutmadan, bu imtihanı nasıl kazanacağımız hesabını yaptığımız takdirde, strese girmeden akılla çalışıp, zorlukların üstesinden gelmeliyiz. Bana gelen yazının sonunda bence güzel ve düşündürücü bir slogan vardı. Bu sözün sahibi olsa gerek altında Sait ÇAMLICA ismi vardı onu da belirtmek isterim. Burada anlatmak istenilen bence yukarıda anlatmak istediğimin güzel bir özetidir. Bir gün Dünyaya ait büyük bir derdin olursa, Rabbine dönüp: BENİM BÜYÜK BİR DERDİM VAR DEME. Derdine dönüp: BENİM BÜYÜK BİR RABBİM VAR DE. Sanırım anlatılmak istenen anlaşılmıştır. Derdi veren Allah tır, derdi ya sen istemişsindir yaptıklarından dolayı, ya da Rabbim seni imtihan ediyordur bunu da bilemezsin. Rahman elbette sebebini bilir, sana verilen derdi, kederi düşünerek isyan etme, hatalarını düzelt ve asla unutma ki senin bağışlayıcı, affedici, her şeyi bilen ve takip eden BÜYÜK BİR RABBİN VAR. Onu bil, derdi veren almasını da bilir. Rabbim bizleri zor imtihanlardan geçirme ne olur. Vereceğin derde, zorluğa karşı güçlü ve iman dolu bir yürek ver bizlere. Sen yücesin, ulusun, bağışlayıcısın yapacağın zor imtihanlara karşı nefisimize güç ve sabır ver. Senin her şeye gücün yeter ÂMİN. Bakara 214: Yoksa siz, sizden önce gelip geçmiş olanların karşılaştıklarının benzeri başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara şiddetler, belalar ve zorluklar gelip çattı; sarsıldılar. Öyle ki, resul ve onunla birlikte inananlar, "Allah'ın yardımı ne zaman?" diye yakarıyordu. Haberiniz olsun ki, Allah'ın yardımı çok yakındır. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] | |
Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
İbretlik bir kıssadan hisse. | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | kamer34 | 6 | 2582 | 21 Nisan 2011 21:45 |
Kendi ellerimizle cehennemin kapısını açmayalım. | Makale ve Köşe Yazıları | HakikaT | 10 | 5434 | 12 Nisan 2011 12:36 |
Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah... | Makale ve Köşe Yazıları | yakuti | 7 | 2759 | 20 Mart 2011 19:44 |
Bakara 85. ayetten almamız gereken önemli dersler. | Makale ve Köşe Yazıları | kamer34 | 6 | 2661 | 16 Mart 2011 12:48 |
Kader konusunu kur'an ışığında nasıl anlamalıyız? | Makale ve Köşe Yazıları | talibetün | 5 | 2306 | 11 Mart 2011 21:19 |
02 Mayıs 2010, 00:38 | Mesaj No:3 |
RE: STRESE GİRENİN İMANINDAN ŞÜPHE EDERİM.
Ilk etapta cok agir bi soz gibi gorunsede cok dogru gercektende... Herseyin basi dinimizi dogru anlayip yasamakta...basimiza gelen herseyin O''ndan geldigini bilip sabretmekte. | |
06 Mayıs 2010, 12:26 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | RE: STRESE GİRENİN İMANINDAN ŞÜPHE EDERİM.
RABBİM kaldiramıyacağımız derdi vermesin .yaratan yarattığı kulunun neyi nasıl karşılıyacağını en iyi bilendir ytrki biz sığınmasını bilelim...
|
06 Mayıs 2010, 18:31 | Mesaj No:5 |
RE: STRESE GİRENİN İMANINDAN ŞÜPHE EDERİM.
Bence bu sözün yakından uzaktan ilgisi yok. Stres ile imanı özdeşleştirmek !! Stresi varsa imanı yok saymak veya imanından şüphe etmek ! Bunlar Nasıl bütünler birbirini ? Zaten İnsan yaratılış ( Fıtratı ) gereği her an strestedir. Buna siz ister dünyevi deyin ister ahiret hayatı için deyin. Sanırım konu ile başka birşey anlatılmak isteniyor. [size=large]Strese girenin değil de stres halinde iken Allahtan yardım dilemeyenin imanından şüphe ederim.[/size]
__________________ Ne mutlu müslümanım diyene, En büyük Allah başka büyük yok. | |
06 Mayıs 2010, 21:56 | Mesaj No:6 | |
Durumu: Medine No : 5446 Üyelik T.:
30 Kasım 2008 | RE: STRESE GİRENİN İMANINDAN ŞÜPHE EDERİM. Alıntı:
Strese girenin değil de stres halinde iken Allahtan yardım dilemeyenin imanından şüphe ederim | |
08 Mayıs 2010, 12:53 | Mesaj No:7 |
Re: Strese girenin imanından şüphe ederim. Bu tür yazılarda aynı fikri paylaşmak zaten beklenemez çünkü düşünceler göreceli, değişkendir. Değişmeyen Rabbin kelamıdır, sözleridir. Ben bu yazımı bu başlıkla yazılan yazıyı okuduğumda, gerçekten çok iddialı oluşuna dikkat çekmek için yazmıştım. İnanmadığım bir konuda da yazı kaleme almam. Peki, bu kadar iddialı bir başlığın beni nasıl etkilediğini sormak isterseniz onu da kısaca anlatmak isterim. Stres bildiğimiz gibi bir hastalıktır. Tıpkı diğer hastalıklar gibi. Devletin bir politikası vardır, toplum, birey hastalanmadan önce önlemlerini almak yani aşılar yapılması ya da toplumun hastalıklara karşı bilinçlendirilmesi gibi önlemleri alır. Gerçekten bizlerde hastalanmamak için önce önlemlerimizi alırız. Bol vitaminler alırız vücudumuza ki, mikroplara karşı bedenimiz direnç kazansın. Bazen o kadar önlemler almamıza rağmen yine hastalanırız ama hafif geçiririz hastalığımızı, bizlere zarar vermeden atlatırız, çünkü önceden çok iyi önlemimizi almışızdır da ondan. İşte ben stres hastalığını da aynen böyle düşünüyorum. Bu hastalığın diğer hastalıklardan çok önemli bir özelliği var. Diğer hastalıkların ilacı gözle görülen ve kimyasal laboratuarlarda hazırlanan bildiğimiz ilaçlarla tedavisi var. Ya stres hastalığının tedavisi acaba genel anlamda bu şekilde ilacı var mı? Bu tür hastalara verilen ilaç ne yazık ki sakinleştiricilerden öte gidemiyor, çünkü bu hastalığın gözle görülür bir merkezi dahi yok ki müdahalede bulunulsun. Bu hastalığın en önemli ilacı telkin ve düşüncelerimize hükmede bilme gücünde yatıyor. Bizler tıpkı diğer hastalıklara yakalanmadan önce aldığımız önlemleri, bu hastalık içinde almadıysak, yani ruhumuzun ilacı olan telkini ve inancı gerektiği gibi veremediysek, sanırım bu hastalığı atlatmamızda çok güç hatta imkânsız olacaktır. Bazı hastalıklarda doktorlar hastaya şunu söyler, eğer moralinizi düzeltmezseniz size yapacak bir şeyimiz kalmaz. Yani moral hastalığın en önemli ilacıdır. Moralinde beslendiği asıl kaynak inançtır, imandır. Burada söylemek istediğim önemli olan strese girmek değil oradan zararsız çıkmak önemlidir. Hastalık, yokluk, ölüm ve acı rabbin bizlere has kıldığı özelliklerimizdendir, imtihanlarımızın bir parçasıdır. Bundan asla kaçmamız mümkün değildir. Mümkün olan bu hastalıklardan en az etkilenerek sıyrılmamız ve atlatmamızdır. Bunun da ilacı hastalanmadan önce ruhumuzu, benliğimizi ve imanımızı gerektiği gibi terbiye etmekten geçer. Önemli olan hastalığın mikrobunu vücuda almak değil, hastalığı hasarsız atlatmaktır. Atlatamıyorsanız eğer, demek ki yazının başlığı çok doğruymuş. Bende bu yazımda buna işaret etmek istedim. SAYGILARIMLA haluk GÜMÜŞTABAK | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Strese Girenin İmanından Şüphe Ederim | nurşen35 | Serbest Kürsü | 3 | 27 Temmuz 2018 07:24 |
Strese karşı biberiye ile tarçın tüketin | EyMeN&TaLhA | Tıbb-ı Nebevi ve Alternatif Tıp Bilgileri | 0 | 14 Mart 2014 10:28 |
Sürekli abdestinizden şüphe mi ediyorsunuz? | Hanifi_Bahadir | İlmihal Bölümü | 1 | 03 Şubat 2014 00:30 |
Akla gelen şüphe ve sorular imana zarar verir mi? | Belgin | Soru Cevap Arşivi | 0 | 13 Nisan 2009 15:43 |
Şüphe nedir bilgi verirmisiniz | MERVE DEMİR | Soru Cevap Arşivi | 0 | 08 Nisan 2009 10:46 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|