Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları

Konu Kimliği: Konu Sahibi Yitiksevda,Açılış Tarihi:  25 Mayıs 2010 (02:07), Konuya Son Cevap : 25 Mayıs 2010 (02:07). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 25 Mayıs 2010, 02:07   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Abdestli kapitalizmin "komünistlik" ithamı neyi perdeliyor?

Abdestli kapitalizmin "komünistlik" ithamı neyi perdeliyor?

"Kur’an’ın "iman ettik" demekle cennete giremeyeceklerini vurguladığı insanlar ile iman edişleri sonucunda kendilerine cennetin kapılarının açılacağı insanların ortak noktası İman olmasına rağmen, akıbetlerindeki farkın temel belirleyeni nedir?

Bu temel belirleyici: AMELİ/PRAKSİSİ doğuran farkındalık ruhudur. İnsan bu potansiyele fıtri olarak sahiptir. Onu ya vicdanının derinliklerinde susturur ve ona kulak tıkar ya da o sesi dinleyerek insanlığın adalet ve özgürlük mimarlığına soyunur.

Bu fıtri eğilimin ortaya çıkarması beklenen adil çabaların ve sistemlerin üzeri hangi kılıflarla örtülerek ussallaştırılmaktadır? Bu yazımda özellikle Dar-İslamcı zihniyetin bu gerçeğin üzerini teolojik ve politik açıdan perdelemesi üzerinde durmaya çalışacağım.

İman şemsiyesi altında teolojik uğraşlarla eriyen, global ifsat baronlarının karşısında silikleşen imanl(ıl)ara şu soruyu soruyor Allah: “İnsanlar ‘inandık’ demekle salıverileceklerini mi zannediyorlar?”

Kendine ve yaşamın özüne yabancılaşmamış bir insan "sadece Hanif/sadece teolog/sadece düşünür-entel/sadece Hatip" değildir.

Bu nedenle "İçinde yaşadığım toplumun hali ne olacak?

Bu zulüm-sömürü çarkının beslendiği menbaı nasıl kurutabilirim?

Yaslanmam gereken cesaretin ve gücün ana kaynağına nasıl ulaşabilirim?"

diye kayboluşa/yabancılaşmaya ve her türlü sömürüye karşı toplumun hakkını bireyin çıkarlarına, liberal ya da feodal sömürülere mahkûm etmeden, varoluşun ve hayatın her alanıyla tanış olmak üzere ayaklanan bir insanı muhatap aldı Allah. Ve insanlığın önüne çıkıp yaşamı yeniden kurmak için insanın kendisiyle el ele vermesini istedi.

Arapçasıyla: "LÂ", Kürtçesiyle "EDİ BESE LO", Türkçesiyle "KAHROLSUN" diye haykıran Devrimci Peygamber'in, Alak ve Kalem surelerinde var olan ilk eleştirileri gündeme bomba gibi düştü. "İçtenlikle Allah'a dönmek" demek olan "toplumsal eşitliğe ve adalete yönelenleri" engellemeye kalkan zihniyeti: Tağut ve Müstağni (azgın) olarak niteleyen bu haykırış (Alak/6-7, 9), Kalem suresinde toplumsal eşitliği sağlamaktan kaçınıp malları üzerinde yıkılmaz bir iktidar kurmayı hedefleyen zihniyetin suratında yumruk gibi patladı. Merak edenler daha ilk surelerde tağutların ve zalimlerin, toplumu sınıflara böldüklerini, dolayısıyla şirk koşmanın temelinde hangi itkilerin yattığını görebilirler.

“Onlar, "Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler (zalimîne) imişiz" dediler.

Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar

Şöyle dediler: "Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kimseler (tağyin) imişiz. (Kalem: 29-31)
 
Bugün Dar-İslamcı zihniyet, Modern Ulus-Devlet mekanizması üzerinde hâkimiyeti ele geçirmek istiyorlar. "Rabb" ve "İlah" kavramlarına yüklenerek, ümmet dinamiğinin de rüzgârlarını arkalarına almak suretiyle tersinden dine dayalı bir zulüm, baskı ve sömürü düzeni oluşturma tehlikesinin kendilerini beklediğini konuşmadan, kendi söylemlerini aydınlanmacı Dar-Materyalizmin kuru akılcı ve bilimci söylemi karşısında besliyorlar.

Oysa laik, modernist, ulusçu, pozitif, kutsalsız, seküler mekanizmalar ne kadar tehlikeli ve sömürücüyse, din merkezli, anti-modernist, ilahçı, kutsalcı mekanizmalar da aynı şekilde tehlikelidir ve kolayca sömürücü bir sisteme dönüşebilir. Tarih, din merkezli hareketlerin ve devletlerin bu örnekleri ile doludur. Çünkü Dar-İslamcı zihniyet düşman olarak seçtiği sağcılaşma ve materyalist eğilimlere benzer şekilde kendisi de burjuvazi ve iktidarın/mülkiyetin tabiatı ile adam gibi hesaplaşmamıştır.

Efendim!

Zenginlik de fakirlik de imtihanmış da...
Önemli olan ahlaklı zengin olmakmış da…
Mülk ve sermayeye düşman olmak "gomünist(!)likmiş de….
Bunlar soldan etkilenmekmiş de
İslam ne sağ ne de solmuş; İslam, islammış da…

Dergi başlıkları misali sloganik bu söylemlerin biraz üzerine gittiğimiz zaman, Dar-İslamcıların yaşadığı gerçekliğin boğazlarına kadar batmış oldukları kapitalizm olduğunu görmemek için kör olmak gerekir.

Aydınlanmacı Dar-Solculuk üzerinden bütün EŞİTLİK taleplerine sırtını çeviren bu zihniyet, hür teşebbüsün, kalkınmacı iktisadın insanı nasıl köleleştirdiğini ve ekolojiyi nasıl yağmaladığını düşünmeden, burjuvazinin hâkimiyet itkisini hangi dinsel argümanlarla perdelediğinin de farkına varmadan ezilen toplumu dönüştürmeye çalışmakta ve bunun adı da “toplumsal şahitlik” olmaktadır.

Çünkü Dar-İslamcılığın hikmetten anladığı siyasal anlamda hâkimiyettir. Bütün derdi de budur zaten. Güya bir lokma bir hırka felsefesine karşı çıkıyor gibi olup, ahlaklı zenginliği ya da abdestli kapitalizmi çözüm olarak önermektedir. Abdestli kapitalist sınıfın varlığı ise dinsel ve siyasal anlamda akide ve hâkimiyet esasına dayanmaktadır. Din afyonuyla uyuşmakta budur zaten. Ah anlayabilene...

Ancak bu zihniyet, "İyi de Usve-i Hasene olan peygamberimiz neden zengin değildi" diye sorduğunuzda

“Ama Abdurrahman b. Avf'a ne diyeceksin? Hz. Osman savaşta ordunun finansını sağladı; zengin olmasaydı sermayeyi nereden bulacaktı? Ne yani çapulcu mu olalım?"

demek suretiyle bizzat peygamberin duruşunu birtakım uydurma rivayetlerle cennete postalattıkları ganimet zengini bazı sahabeler vesilesiyle buharlaştırıp bireysel tercihe indirgemektedir.

Bunlar zenginin elindeki fazla malı yoksula/kamuya dağıtmasını LÜTUF zannediyorlar. Oysa bu bir zorunluluktur. Zira ihtiyacından fazlasını dağıtmak, Peygamberimizin sadece kendisini ilgilendiren bir davranış biçimi değil, insanlığa rahmet olacak paylaşım örnekliğinin bizzat onun şahsında ete-kemiğe bürünmesidir. Eğer peygamberle birlikte yapılan mücadelede birileri malını vermişse bu, onların nasıl bir paylaşım içinde olduklarını gösterir. Tevhid, zulmeden sınıfları eşitliğe davet etmek olup, bunu önce bizzat fazla mülke sahip olanların kendilerinin yapmasıdır. Buradan lütuf ve zenginin üstünlüğü çıkmaz. Buradan kulluk ve akide çıkar. Ama ne yazık ki, Dar-İslamcı zihniyetin akidesi, eşitliğin yanından bile geçmemektedir. Hatta Dar-İslamcı zihniyet bu örnekler üzerinden “zekâtını veriyorsa jeepine de biner” mantığı çıkarıp daha işin başından kapitalistin bizzat kendisi olduğunu ortaya koymaktadır. Hiç boşuna “anti-kapitalist” olduğunu dillerine dolamalarına gerek yok; diğer yandan da dillerine doladıkları Materyalist-Sol düşmanlığı aslında onların örtülü kapitalist eğilimlerini perdelemektedir.

Ortodoks-Marksist, Dar-Solcu anlayışlar da bunlardaki abdestli kapitalist duruşlar üzerinden Tevhid'i ve peygamberleri feodalite ve gericilikle itham ederek, insanlığı üretim-tüketim çarkında zavallı bir homo-economicus mesabesine indirgemektedirler.

Yani Dar-Sol ile kapitalist din(i)darlık aslında birbirlerini besleyen ve birbirlerinin muhalefetine ihtiyaç duyan iki köksüz sapkınlıktır. Biri madde üzerinden diğeri de Allah üzerinden İnsanı mankurtlaştırmaktadır..

İşte bunu fark eden ve bu yanlışlığa itiraz eden Müslümanlara "komünist" yaftası vurulmaktadır.
Güya komünizmden etkileniyormuşuz, İslam nemize yetmiyormuş, kafamız karışıkmış….
Safsatanın bini bir para!

Mevcut saray fıkhının zenginden yana olan sistematiğini sorgulamak için birtakım sahabelerin mülkle kurduğu ilişkiyi kritiğe tabii tuttuğunuz zaman, bunlar sizi SAHABEYE KÜFRETMEKLE suçlarlar. Zira eninde sonunda bir şekilde ATALARININ SARAY FIKHINI ve bu fıkhın ekonomi-politiğini bugüne taşıma arzusu içindedirler.

İnsanın selameti için insandan yana olup sömürüyle hesaplaşmak yerine, insan üzerinden siyasal hâkimiyet için güya Allah adına(!) mücadele eden bu zihniyet açısından önemli olan insan değildir. Dillerine doladıkları iman, ahlak, namaz, oruç vs. bir tek ama bir tek şeyi kapatmaya yarıyor. O da, reddettikleri dünyevi iktidarların/beşeri sistemlerin fiyat etiketleriyle kurdukları paralelliktir. Yanlarında çalıştırdıkları emekçilerle kurdukları bağ nedense eşitlik üzerine değil, “kapitalist fıkıh” üzerinedir. Yani zengini koruyan fıkhın sömürüsü altında zengin-yoksul uçurumuna İMTİHAN diyerek iman etmek! Yani bunlarınki "anti-gomünist" mülahazalardır! Pehhh!

İnsanın fena fi’t-teoloji/din manyaklığı düzeyinde kendisine yabancılaşmasına sebebiyet veren söylemlere ve iktidarlar karşı başkaldırarak Rahman’la ünsiyet kurup kendisine sahip çıkması gerektiğine dair düşüncelerimi ise diğer yazımda sunmaya çalışacağım.

Kadir BAL
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Yitiksevda 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Akılsız Bedenler Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 1 2274 20Haziran 2017 01:11
Kibir hastalığı / mevlüt hönül Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 0 2198 24 Mayıs 2016 17:24
Hainler! – Dokuzlu Çete ve Karakter(siz)leri /... Makale ve Köşe Yazıları İslaminesil 1 1989 19 Mayıs 2016 23:06
Çocuk İstismarı ve Ensest – Modern Lût Toplumu /... Makale ve Köşe Yazıları İslaminesil 1 1999 19 Mayıs 2016 23:02
Vicdanla Cüzdan Arasında / MEVLÜT HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 0 1953 19 Mayıs 2016 22:59

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Ey "İnsanlıktan" istifa eden "İnsanlık! "/Muhsin Arslan Muhsin Arslan Muhsin Arslan 23 21 Eylül 2023 08:37
"Ecir" olmakla " esir" olmak arasında sıkışan insan suhtem Makale ve Köşe Yazıları 10 03 Ekim 2021 16:14
EŞİNİ "EV"E BAĞLAYAN ve Evi "Mutluluk Yuvası" Yapmayı Başaran Kadınlar KuM TaNeSi Evlilik-Nikah Konuları 17 28 Ocak 2020 15:05
Ey Müslüman Kadın! "La" mı ? "Yes" mi?/Muhsin Arslan Muhsin Arslan Muhsin Arslan 15 21 Nisan 2014 23:01
""Müşrikleri Tekfir Etmemek/Onların Kafir Olduklarından Şüphe Etmek"" kamer34 Tevhid Ve Şirk Konuları 9 14 Mart 2014 00:27

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.