Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları

Konu Kimliği: Konu Sahibi Bedia Özdemir Tokel,Açılış Tarihi:  17 Ocak 2014 (00:54), Konuya Son Cevap : 20 Ocak 2014 (07:55). Konuya 9 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 17 Ocak 2014, 00:54   Mesaj No:1
Medineweb Üyesi
Bedia Özdemir Tokel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Bedia Özdemir Tokel isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 25542
Üyelik T.: 04 Şubat 2013
Arkadaşları:8
Cinsiyet:
Mesaj: 72
Konular: 44
Beğenildi:39
Beğendi:3
Takdirleri:163
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Tasavvuf Ve Tarikat-3-/Bedia Özdemir Tokel

Tasavvuf Ve Tarikat-3-/Bedia Özdemir Tokel

Tasavvuf Ve Tarikat-3-/Bedia Özdemir Tokel

Tasavvufun Kuran ve Sünnetten delilleri 
 
Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجًا

” … Her birinize bir şeriat ve bir yol verdik … ” (Maide suresi 48)
Fahreddin Razı, Ebussuud, Hazin ve Alusı hazretlerinin tefsirlerinden beyan üzere “şir’a”dan murad şeriatı “minhac”dan maksatsa nurlu bir yololup o da tarikattır. Evliyaullah hazeratına göre Kur’an ve Sünnet nurlu yolun başlangıcı “tarikat” da bu yolun devamıdır.
 
Müfessirlerin imamı olan Fahrurrazi hazretlerinin şeriat ve tarikat hakkında naklettiği görüş tarikatı inkar edenler hakkında ehli tarik için büyük bir delildir
.
 
 
وَقَدْ خَابَ مَن دَسَّاهَا---قَدْ أَفْلَحَ مَن زَكَّاهَا
Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir.Onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.(Şems /9-10)
 

رَّضِيَ اللّهُ عَنْهُمْ وَرَضُواْ عَنْهُ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
Allah onlardan razı oldu,Onlar da Allah’tan razı oldular.İşte büyük kurtuluş budur” (Maide Suresi/119 )
 
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ حَقَّ تُقَاتِهِ وَلاَ تَمُوتُنَّ إِلاَّ وَأَنتُم مُّسْلِمُونَ
 
Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin. (Ali imran /102)
 

يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ

Ey İtminana ermiş nefis ! (Fecr /27)

ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً


Sen Rabbinden ,Rabbin de senden razı olarak Rabbine dön !(Fecr/28)
فَادْخُلِي فِي عِبَادِ.وَادْخُلِي جَنَّتِي
 
Kullarım arasına katıl ve cennetime gir !(Fecr /29,30)
 
 
رِجَالٌ لَّا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَن ذِكْرِ اللَّهِ وَإِقَامِ الصَّلَاةِ وَإِيتَاء الزَّكَاةِ يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ الْقُلُوبُ وَالْأَبْصَارُ
 
Onlar,ne ticaret,ne de alışverişin,kendilerini Allah’ı zikretmekten,namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymadığı insanlardır.Onlar,kalplerin ve gözlerin allak bullak olacağı bir günden korkarlar.” (Nur Suresi/ 37.ayet)
 
 
وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ وَتَبَتَّلْ إِلَيْهِ تَبْتِيلًا
 
Rabbinin ismini zikret ve bütün varlığınla (herşeyi bırakıp) O’na yönel” ( Müzzemmil Suresi
/8.Ayet)
 
وَالَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَا وَإِنَّ اللَّهَ لَمَعَ الْمُحْسِنِينَ
 
Bizim uğurumuzda mücahede edenlere gelince elbette biz onlara yollarımızı gösteririz ve şübhesiz ki Allah her halde muhsinlerle beraberdir.(Ankebut Suresi/69.ayet)
 
فَوَجَدَا عَبْدًا مِّنْ عِبَادِنَا آتَيْنَاهُ رَحْمَةً مِنْ عِندِنَا وَعَلَّمْنَاهُ مِن لَّدُنَّا عِلْمًا
Derken kullarımızdan öyle bir kul buldular ki biz ona tarafımızdan bir rahmet vermiş ,kendi yanımızdan has ( gizli ) bir ilim öğretmiştik.(Kehf suresi/65)
 
أَفَمَن شَرَحَ اللَّهُ صَدْرَهُ لِلْإِسْلَامِ فَهُوَ عَلَى نُورٍ

Kim ki Allah onun göğsünü İslam imanıyla doldurmuştur.O şüphesiz Allahın nuruna gömülmüştür. (Zümer 22 )
 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ أَطِيعُواْ اللّهَ وَأَطِيعُواْ الرَّسُولَ وَأُوْلِي الأَمْرِ مِنكُمْ فَإِن تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللّهِ وَالرَّسُولِ إِن كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلاً

Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Resulüne ve sizden olan ülülemre de itaat edin. Eğer Allah’a ve âhirete iman ediyorsanız, hakkında ihtilâfa düştüğünüz meseleyi Allah’a ve Resulüne arzediniz. Böyle yapmanız hem daha hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir. ( Nisa 59)
 
وَاذْكُر رَّبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعاً وَخِيفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ وَلاَ تَكُن مِّنَ الْغَافِلِينَ

Sabah-akşam demeden, kendi içinden, korkarak ve yalvararak, alçak sesle Rabbini an ve gafillerden olma!” (Araf, 205)


يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَابْتَغُواْ إِلَيهِ الْوَسِيلَةَ وَجَاهِدُواْ فِي سَبِيلِهِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Ey îmân edenler! Allah'tan korkun; O'na yakın olmak için vesile arayın ve yolunda cihâd edin; ola ki korktuğunuzdan kurtulup umduğunuza kavuşursunuz.(Maide Suresi/35.)

أَلا إِنَّ أَوْلِيَاء اللّهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
Haberiniz olsun; Allah'ın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır /(Yunus 62)
 
 
الَّذِينَ آمَنُواْ وَكَانُواْ يَتَّقُونَ
Onlar îman edib takvaaya ermiş olanlardır/ (Yunus 63)
 
لَهُمُ الْبُشْرَى فِي الْحَياةِ الدُّنْيَا وَفِي الآخِرَةِ لاَ تَبْدِيلَ لِكَلِمَاتِ اللّهِ ذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
Onlara dünya hayatında da ahirette de müjde vardır. Allah'ın sözlerinde değişme yoktur; İşte bu büyük kurtuluş.(Yunus 64)

 

Tasavufun kurandan delili yok diyenlere hatırlatmamız gereken şey şudur.Tasavvuf kelimesini Kuran
'da aramak ilim metodu olarak doğru değildir.Kuranın Ahkam ayetleri Fıkıha ,Rasulullaha uymak ayetleri Sünnet ve Hadis ilmine delil ise; Rabbini bilmek ,Kalp ve nefisle ilgili, ahlak ile ilgili tüm ayetler de Tasavvufa delildir.Bu sebeple tasavvufa delil tek ayet değil,yüzlercedir.
Ayrıca Kuran Kaynaklı;Kelam ,Fıkıh,Hadis,Sünnet,Tasavvuf birbirleriyle ilişkilidir.İçiçedir.Birini alarak diğerini yok saymak ilimle bağdaşmaz.

Cenab-ı Hak Kudsi hadiste şöyle buyuruyor

Kulum beni zikrettiği zaman beni nasıl anıyorsa ben öyleyim, onunla beraberim. Kulum beni kendi içinde zikrederse ben de onu kendi nefsimde zikrederim. Beni cemaat içerisinde zikrederse ben de onu daha hayırlı bir cemaat içerisinde zikrederim. Bana bir karış yaklaşırsa ben de ona bir kulaç yaklaşırım. O, bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim"(Sahihi Buhari)
Kim benim velî bir kuluma ( dostuma ) düşmanlık yaparsa, bilsin ki ben ona savaş açmış bulunuyorum. Kişi farzlarla bana yaklaştığı kadar başka hiç bir şey ile bana yaklaşamaz. Kişi ondan (farzlardan) sonra nafile ibadete devam eder eder nihayet ben onu severim. Ondan sonra da artık ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. O benimle işitir, benimle görür, benimle tutar, benimle yürür. Benden ne isterse veririm” (Buhari, Rakaik (Rikak) : 38 ; İbn Mace, Fiten: 16).

“Allah ile gören göz haramı görmez olur.
''İbn Kayyim el-Cevziyye’nin bu sözü yukardaki Kudsi hadisi anlamamızı kolaylaştırıyor. ” (Kitabu’r-Ruh, Firaset ve zannın farkı bahsi).

Cebrail aleyhisselâm, Hz. Peygamber'in de aralarında bulunduğu bir sahabe' topluluğuna insan suretinde gelmiş, iman, İslâm, ihsan ve kıyamet alâmetleri gibi bazı soruları Allah Rasûlüne sorarak cevaplarını almıştır. İşte Cebrail (a.s.)'in bizzat soru sorarak ve cevaplarını tasdik ederek telkin ettiği bu hadise "Cibril hadîsi" adı verilmiştir.

Abdullah b. Ömer'in, babası Hz. Ömer'den naklettiği bu hadis şöyledir:
"Bir gün Rasûlullah (s.a.s.)'in yanında bulunduğumuz sırada âniden yanımıza, elbisesi bembeyaz, saçı simsiyah bir zat çıkageldi. Üzerinde yolculuk eseri görülmüyor, bizden de kendisini kimse tanımıyordu. Doğru peygamber (s.a.s.)'in yanına oturdu ve dizlerini onun dizlerine dayadı. Ellerini de uylukları üzerine koydu. Ve:
"Ya Muhammed! Bana İslâm'ın ne olduğunu söyle" dedi. Rasûlullah (s.a.s.): "İslâm; Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in de Allah'ın Rasulü olduğuna şehadet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman ve gücün yeterse Beyt'i hac etmendir" buyurdu. O zat: "Doğru söyledin" dedi. Babam dedi ki: "Biz buna hayret ettik. Zira hem soruyor, hem de tasdik ediyordu."
"Bana imandan haber ver" dedi. Rasûlullah (s.a.s.): Âllah a, Allah'ın meleklerine kitaplarına, peygamberlerine ve ahiret gününe inanman, bir de kadere, hayrına şerrine inanmandır" buyurdu. O zât yine:
"Doğru söyledin" dedi. Bu sefer:
"Bana ihsandan haber ver" dedi. Rasûlullah (s.a.s.):
" Allah'a O'nu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Çünkü her ne kadar sen onu görmüyorsan da, o seni muhakkak görür" buyurdu.
 

Peygamber-i Zişan Efendimiz (sav)’in, “Cennet bahçesine uğradığınızda, ondan istifade edin” buyurması üzerine, Ashab-ı Kiram; “Cennet bahçesi nedir?” diye soruyor. Efendimizin cevabı ise “Zikir halkasıdır” oluyor. (Tirmizi/İmamı Ahmet)

Yine Efendimiz (sav), mescitte halka şeklinde toplanmış bir grup ashabının yanına uğradı. Onlara: “Burada ne yapıyorsunuz?” diye sordu. Halkadakiler: “Allah’
ı zikrediyoruz, bizi İslam’a ulaştırdığı ve ihsanlarda bulunduğu için O’na hamd ediyoruz.” dediler. Efendimiz (sav) onlara: “Allah için soruyorum, siz gerçekten bunun için mi oturdunuz? “ diye sorunca Ashab, “Vallahi biz ancak bunun için oturduk.” dediler. Bunun üzerine Efendimiz (sav): “Yanlış anlamayın, ben sizi suçlamak için yemin etmenizi istemedim. Ben sizin asıl niyetinizi öğrenmek ve size şu müjdeyi vermek için geldim. Bana Cibril geldi ve haber verdi ki: Allah sizinle, melekleri yanında övünmektedir.” (Hadis/Müslim)
 
İslam Alimlerinin Tasavvuf Hakkında Sözleri
 
İmâm Mâlik Hazretleriʼnin şu ifâdeleri de çok mühimdir:
“Kim fıkıhla (dînî ilimlerle) meşgul olur da, tasavvufî terbiye görmezse fâsık olur. Kim tasavvufla meşgul olur da dînî ilimleri bilmezse zındık olur. Her kim de bu ikisini cem ederse, hakîkate nâil olur.” (Ali el-Kārî, Mirkātü’l-Mefâtîh, Beyrut, 1422, I, 335)
İmamı Şafi Tasavvuf Hakkında Şöyle der:
Sofiyye ile sohbetim esnasında kendilerinden üç şey istifade ettim:
1. Zaman bir kılıçtır o seni keser.
2. Kendini hakla meşgul etmezsen batıl seni istila eder.
3. Kendine hiçbir varlık isnad etmemek erbab-ı ismetten olmak demektir.(Celaleddin Suyuti/Teyidul hakikatı Aliyye sf.15)
 
Abdulkad
ir Geylani
Allah'ın kelamını ve Resülullah'ın sünnetini bilen ve onlarla amel eden mürşidlere uyunuz. Haklarında hüsn ü zan besleyiniz. Bilmediklerinizi onlardan öğreniniz. Onların huzurunda güzel edeple hareket ediniz. Onlarla beraberliğinizde usul ve adaba riayet ediniz. İşte o zaman felah bulur, kurtuluşa erersiniz. Siz Allah'ın kitabına, Resülullah'ın ahlakına ve bunları iyi bilen ve hükümleriyle amel eden mürşidlere uymadıkça asla felah bulamaz, kurtuluşa eremezsiniz. İşitmediniz mi ki bir sözde şöyle söyleniyor:
Kim ki sırf kendi aklı ile hareket eder, kendini başkalarından müstağni sayarsa dalalete düşer.(Fethurrabban
i sf 275)

Bediuzzaman Said Nursi :
 
Tarîkatta hissesi olmayan ve kalbi harekete gelmeyen, bir muhakkik âlim zât da olsa, şimdiki zındıkların desiselerine karşı kendini tam muhafaza etmesi müşkilleşmiştir.
Tarîkatın dinî ve uhrevî ve ruhanî çok mühim ve ulvî neticelerinden sarf-ı nazar, yalnız âlem-i İslâm içindeki kudsî bir rabıta olan uhuvvetin inkişafına ve inbisatına en birinci, te’sirli ve hararetli vasıta tarîkatlar olduğu gibi; âlem-i küfrün ve siyaset-i Hıristiyaniyenin, nur-u İslâmiyeti söndürmek için müdhiş hücumlarına karşı dahi, üç mühim ve sarsılmaz kal’a-i İslâmiyeden bir kal’asıdır.
Ehl-i tarîkat, ehl-i dalaletin hücumu zamanında îmanlarını muhafaza etmesidir. Âdi bir samimî ehl-i tarîkat; sûrî, zâhirî bir mütefenninden daha ziyade kendini muhafaza eder. O zevk-i tarîkat vasıtasıyla ve o muhabbet-i evliya cihetiyle îmanını kurtarır.(29 mektup /Telvihatı tisa,sf. 477)
Cüneyd-i Bağdadi (Kuddise Sirruhu)ya göre Tasavvuf ; “Bütün varlıklar ile alakayı kesip,Allah-u Tealâ ile beraber olmaktır.
 
Bediuzzaman Said Nursi ;
 
İşte Nakşibendîler, zikir hususunda ittihaz ettikleri zikr-i hafî sayesinde, kalbin fethiyle, ene ve enâniyet mikrobunu öldürmeye ve şeytanın emirberi olan nefs-i emmârenin başını kırmaya muvaffak olmuşlardır. Kezâlik, Kâdirîler de, zikr-i cehrî sayesinde tabiat tâğutlarını tarümâr etmişlerdir."(Mesnevi-i Nuriye/Hubab)
 
Ömer Nasuhi Bilmen/Muvazzah İlm-i Kelam kitabında Demiştir ki;
Mutasavvıfların büyüklerinden Seyyid Ahmed Er Rufai” hazretlerinin “el Burhanu’l-Müeyyed” isimli kitabında diyor ki “Tarikat aynı şeriattır ve şeriat aynı tarikattır, ikisinin arasında olan fark lafzîdir. Maddeten ve manen netice birdir. Şeriatın reddettiği her şey reddolunmuştur.”
 
Ebu Süleyman ed-Dârânî:
"Tasavvuf odur ki kul, üzerinden geçen fiilleri Hak'tan başka bir şey bilmez; daima Hak ile beraber olur."Sülemî ve Tasavvufî Tefsiri, s.2
 
Ebû Hasan b. Ebû Zerr, Şıblî'den nakleder:

"Tasavvuf, yüce semavî ve ilahî bir ilimdir. Bitmez, tükenmez. Bu ilimden, ancak erbabı istifade eder. Bunu Allah'ın hususî bir ihsanına ve büyük lütfuna nail olanlar bilebilir .Bu ilimlerden nasibi olmayanların delalete düşmemeleri için de rumuzlu bir dil kullanmışlardır.
 
Cüneyd-i Bağdadi (Kuddise Sirruhu)ya göre Tasavvuf ; “Bütün varlıklar ile alakayı kesip,Allah-u Tealâ ile beraber olmaktır.
Seriyy-i Sakatî (k.s.) Cüneyd-i Bağdadî'ye,
"Allah, seni ilk önce zahirî ilimlerde muvaffak etsin Ondan sonra sufî kılsın!" diye dua ederlerdi Ayrıca Haris b. Esed el-Muhasibî ile sohbet edip kendisinden edeb ve ilim almasını tavsiye ederlerdi.


Alimler daha bir çok ayet ve hadisleri delil almışlardır.Bunlardan başka Müminun suresi ilk on ayet ,Batını ilme delil sayılan ,hz. Musa kıssası ile Hızır as. kıssasını anlatan Kehf suresi. Zikirle ilgili tüm ayetler , Nefsi Emmare (Yunus/53) Nefsi Levvame (Kıyamet /2),Nefsi Mülhime (Şems /8)Nefsi Mutmainne (Fecr /27-30)gibi nefsle ilgili tüm ayetler de Tasavvuf ve Tarikata delil sayılmıştır.
 
Yukardaki delillere bakarak şu anlayışa ulaşabiliriz.Kuranı Kerimdeki güzel ahlak ile ,nefis ile,Batını ilim ile,Takva ve zühd ile ayetler delil alındığına bakılırsa Tasavvufun da ne olduğu ortaya çıkmış oluyor.

Yukardaki ayet ve hadisi şerifleri tasavvufa delil kabul etmeyenler şanlı İslam medeniyetinin Büyük Alimlerinin hangi delillerle ,nasıl Mutasavvıf olduklarını izah ediyorlar acaba?

Yukarıya yüzlerce Sofi alimlerden bir kaçının görüşlerini aldık.İlimde müstesna yere sahip bir çok alim de Mutasavvıfdı. (Allah Onlardan razı olsun .)Bazılarının sadece isimlerini yad etmekle Tasavvuf ve Tarikata deliller kısmını bitirelim.
 
400 eseri bulunan Endülüslü büyük Alim İbni Hazm ,
Yine Endülüslü Kıraat alimi Şatibi ,
Bidatlerle en fazla mücadele eden İzzettin bin Abdisselam ,
100 ciltlik eseri olan Fıkıh ve Hadis alimi İmam Nevevi ,
Hanefilerden Reddul Muhtar Fıkıh ansiklopedisini yazan Fıkıh alimi İbni Abidin ,
Abdurrahman es-Sülemi;Tefsir ve Fıkıh alimi olduğu kadar Tasavvuf konusunda da 700 cüz eseri vardır.
(Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, XVII, 247.)
Meşhur Tefsir alimi Suyuti ,hepsi Mutasavvıf idiler
.
Biraz daha günümüze yakın ,Tefsir Alimi Elmalılı Hamdi Yazır ,Esad Erbilli hz.nin müridi idi
.
8 ciltlik Hukuki İslamiyye Istilahi Fıkhıyye adlı şahane eseri İlim dünyasına kazandıran Ömer Nasuhi Bilmen İskenderpaşa cemaatine katılırdı.
Bunlarla birlikte Abdulvehhab Şarani,Muhammed Zahid el-Kevseri ,Mevlana,Yunus Emre ve daha yüzlerce Alim sayılabilir.
 
 ------devam edecek-----
 
 



Bedia Özdemir Tokel, Eğitimci
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]



 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Bedia Özdemir Tokel 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Concordance /El-Mu‘cemu’l-Müfehres li... Makale ve Köşe Yazıları Bedia Özdemir Tokel 0 1016 10 Ağustos 2020 01:23
İYİLİK ORDUSU / BEDİA ÖZDEMİR TOKEL Makale ve Köşe Yazıları Mihrinaz 1 1997 01 Ocak 2019 16:08
KALB-İ-i SELİM OLMADIKÇA Makale ve Köşe Yazıları su damlası 2 2136 10Haziran 2018 18:36
İDDET BEKLEMEK Makale ve Köşe Yazıları Bedia Özdemir Tokel 0 2071 21 Aralık 2016 09:34
Evlilik Üzerine -1-/Gençlerin Evlilik Problemi Makale ve Köşe Yazıları BuRCu__ 1 2916 01 Eylül 2015 08:29

Alt 17 Ocak 2014, 10:23   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Tuba_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Tuba_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 20781
Üyelik T.: 10 Ekim 2012
Arkadaşları:13
Cinsiyet:
Yaş:38
Mesaj: 1.326
Konular: 73
Beğenildi:18
Beğendi:6
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Tasavvuf Ve Tarikat-3-/Bedia Özdemir Tokel

Ondan sonra da artık ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. O benimle işitir, benimle görür, benimle tutar, benimle yürür. Benden ne isterse veririm” (Buhari, Rakaik (Rikak) : 38 ; İbn Mace, Fiten: 16). Bu mertebeye nail olabilmeyi Rabbim nasib etsin..
Allah razı olsun... devamını sabırsızlıkla bekliyorum...
Alıntı ile Cevapla
Alt 17 Ocak 2014, 11:44   Mesaj No:3
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:35
Cinsiyet:
Mesaj: 3.298
Konular: 784
Beğenildi:132
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Standart Cevap: Tasavvuf Ve Tarikat-3-/Bedia Özdemir Tokel

Cüneydi Bağdadî(ks): “Tasavvuf, Allah’ın ahlakı ile ahlaklanmaktır. Tasavvuf, Hak’kın seni senden öldürmesi ve kendisinde diriltmesidir. Tasavvuf, içinde sulhu olmayan bir savaştır. O nefisle yapılır” buyurmuşlardır.

Ebu Muhammed Cerirî(ks): “Tasavvuf, güzel ve yüksek olan her nevi huylara giriş yapma, çirkin ve aşağı olan her nevi huylardan çıkmaktır.”


Müzeyyin(ks): “Tasavvuf, kayıtsız ve şartsız hakka boyun eğmektir”

Ebu Ali Ruzbari(ks): “Tasavvuf, kovsa dahi sevgilinin kapısı önüne diz çökmek ve oradan ayrılmamaktır.”

Tasavvufu dışarıdan tenkid edenler, onu insanın dünya ile ilişkilerini koparan bir miskinlik ve tembellik merkezi olarak görürken, içine girip yaşayarak tadanlar, insanı Kur’an ve Sünnet dairesinde terbiye eden ve ilahî edeple süsleyen bir okul olarak tanıtıyorlar.

Rabb im razı olsun hocam tasavvuf ve tarikat konusunda verdiğiniz bilgiler inşallah bazı önyargılarında önüne geçecek.selametle...
Alıntı ile Cevapla
Alt 17 Ocak 2014, 18:18   Mesaj No:4
Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Uyarıcı isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 32986
Üyelik T.: 02 Kasım 2013
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 29
Konular: 0
Beğenildi:2
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Tasavvuf Ve Tarikat-3-/Bedia Özdemir Tokel

Kerem Sahibi Olan Allah’ın Adıyla;

Allah (c.c) elçilerini tertemiz yol üzere deliller ve mucizelerle insanoğluna gönderdi.Evreni zatının yüceliğinin isbatı için eşsiz şekilde yarattı.Kulluğu yerine getirecek kulları için dünyada ve ahirette güzelliği müjdeledi.Kötü kullar için ise Allah şöyle buyurdu:

''Andolsun ki cehennemi cinlerden ve insanlardan tamamen dolduracağım" sözü tamam oldu. (Hud 119)
Günümüzde bazı kesimler Kuran ayetlerini kendi uydurdukları batıl inançlarını meşru göstermek amacıyla sıkça kullanmaktadırlar.Bu kesimlerin kuran ve sünnetteki nasları gerçek anlamları dışında değerlendirdikleri yetmezmiş gibi yine habis olan inanç anlayışlarına Ehli sünnet alimlerinin bazı sözlerinide yanlış yorumlayarak veyahut o alimin kendi dönemindeki var olan bazı kavramların gerçek anlamından farklı yorumlayarak delil olduğunun iddiası içerisine girebilirler.

Bu kavramlardan bir taneside Tasvvuf kavramıdır.Yine bu kesimler kendi tarikatlarına giren kimselerin bir takım zikir ve İslam'da olmayan hareketler yaparak kitap okumadan, öğrenmeden ilim sahibi olabileceklerini iddia etmektedirler. İşte bu anlayış takva örtüsünün arkasına gizlenerek okumadan, öğrenmeden Kur'an, hadis, fıkıh ilmini elde ettiklerini iddia eden sahte alimlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Takva sahibi olmakla; okumadan, öğrenmeden ilim sahibi olduklarını söyleyen bir takım sahte alimler ortaya çıkmış ve Kur'an, hadis, fıkıh konularında söyledikleri sözlerle cahilleri kandırmış, kendilerine inandırmışlardır. Güya takva sahibi oldukları için Allah (c.c) onlara öğretmiş ve ilim vermiştir. Onlar öğrendikleri bu ilme; ilmu'lledünni (Allah tarafından öğretilmiş ilim) adını verirler.

Tasavvuf: Bu kelime şer’i bir kavram olmayıp sonradan ortaya konmuş bir terimdir. Ve kelimenin aslının nereden geldiği konusunda ihtilaflar vardır. Fakat bu konuda kısaca şunu söylemek yeterlidir: Tasavvuf: Kişinin zühd ve takvaya eğilip dünyadan elini eteğini çekmesi ve adeta ölüme kendisini hazırlamasıdır. İşte İslam literatüründe tasavvufun öz manası budur. Fakat değişik çağ ve mekanlarda tasavvuf adı altında ortaya çıkan hizipler, gruplar, tarikatlar, cemaatler yaptıkları habis işleri, küfürleri, şirkleri zühd ve takva adına yapılan işler gibi insanlara empoze etmişlerdir. Böylece cahil olan halklar daha çok kandırılmış ve gerçek İslam’dan uzaklaştırılmışlardır.

Tasavvuf kelimesinin hangi kelimeden türediği konusu ihtilaflıdır. Şöyle ki:
Tasavvuf kelimesi; saflık, duruluk manasına gelen “safa” kelimesinden türemiştir.
Yine; seçkin, seçilmiş manasında “safve”den türemiştir.
Yine; çizgi ve sıra manasında “saf” kelimesinden türemiştir.
Yine; yün manasında “suf” kelimesinden türemiştir.
Yine; Ashabı Suffe kelimesinden türemiştir.

İşte bu şekilde tasavvuf kelimesi üzerinde değişik yorumlar yapılmıştır.

Tasavvuf kavramı Kur’an ve sünnetten ortaya çıkmış şeri bir kavram değildir. Ama Kur’an ve sünnet Müslüman olmuş bir kimseyi takvaya, zühde, her türlü pisliklerden arınmaya sevkeder. İşte bu manada her bir Müslüman tasavvuf ehli olmalıdır. Yani; zühd ve takva sahibi, masiyetlerden uzak, her türlü pisliklerden kendisini arındırmış ve uzak duran kimse durumunda olmalıdır.Alimlerin bu kavramdan kasıtları budur.

Tasavvuf Rasulullah (s.a.s) ya da sahabeler zamanında ortaya çıkmamıştır. Tasavvuf kavramı hicri ikinci yüz yıldan itibaren ortaya çıkmıştır. Ve bu ilk çıkışı İslam’da caiz olan şekliyle olmuştur. Buna rağmen zamanla tasavvuf konusunda ifrat ve tefrite gidilmiştir.
Öyle ki bir çok tasavvuf taifesi muteber alimlerce eleştirilir olmuştur. Şia taifesi hariç kendilerini ehli sünnete nisbet edenler arasında sapık olan tasavvuf anlayışı hicri 6. yüzyıldan sonra ortaya çıkmıştır.

İslam’da tasavvuf ve zühd vardır. Ve manası; arınmak, saflaşmak, takva hayatı yaşamak şeklindedir. Bu sebeple İslam’a giren ve onu din edinen bir Müslüman için en güzel şey muttaki ve Muhsin olmak için gayret etmesidir. İslam’daki zühd ve takvayı böyle anlamak gerekir. Muhsin ve muttaki seviyesine varmak için çaba sarfetmek ve Allah (c.c)’ı görüyormuşçusuna O’na kulluk etmek, böylece O’na hep yakın olabilmek, ya da yakın olduğunu bedenen, ruhen, kalben, aklen hissetmektir.

Yoksa tasavvuf zamanımızdaki anlayışıyla, birilerini mürşidi kamil edinip, onun eteğine sarılmak, ondan yardım istemek, ona medet bağlamak, ondan ummak, ona dua etmek, onu rabıta edinmek.Onun (Şeyhin) işaret ettiği Tağuta oy vermek şeklinde değildir. Çünkü bunların hepsi Allah (c.c)’ın ulûhiyetini iptal eden hallerdir.Ve sahibini dinden çıkaran inanç ve amellerdir.

Zira saptırılmış tasavvufta şeyh, uluhiyet seviyesinde görür kendisini. Çünkü o, şeyh daha açıkçası mürşidi kamil olabilmek için büyük merhaleler katetmiştir. Önce kendi mürşidi kâmilinde bütünleşmiş şeyhlik mertebesine varmıştır, daha sonra rasulle bütünleşmiş nübüvvet mertebesine varmıştır ve daha sonra da Allah (c.c) da bütünleşmiş, uluhiyet mertebesine varmıştır. Bu sebeple müridleri ondan isterler, ondan medet umarlar, ondan korkarlar.

Öyle ki mürid şeyhinin elinde, ölü yıkayıcısının elindeki bir ceset gibi olurlar…
Kendilerine mürşidi kamillerine, ya da daha açık ifadesiyle Allah (c.c)’tan başka ilah edindikleri Allah (c.c) düşmanı İblisin kulu bir taguta tam bir teslimiyetle teslim eder hale gelmişlerdir. İşte bunun adı, tasavvuf değildir.
Bunun adı her çağda ve mekanda şirk, sahipleriyse şirkperest olarak isimlendirilmişdir.
Bu inanca göre hayat binbirgece masalları gibi bir ruh aleminden ibarettir.Yine bu inanca göre denizde fırtınaya yakalanan müridin karaya sağ salim bir şekilde varmak için şeyhinden yardım istemelidir.

İbnu'l Kayyim rahimehullah ''Medaricu's-Salikin'' isimli eserinde şirk çeşitlerininde söz ederken şöyle eder:


'' Şirk çeşitlerinden biri de ölülerden medet ummak, onlardan yardım istemektir. Aslında bu husus genel manadaki şirkin esasını teşkil eder. Çünkü ölen kimse ertık herhangibi bir iş yapacak durumda değildir.. O artık kendisinden yardım talep edenin ihtiyacını karşılamasını veya herhangibi bir konuda kendisi için Allah'a atarı olmasını isteyene bir fayda sağlaması şöyle dursun , kendi şahsına bile ne bir fayda , ne bir zarar verebilir.

Ölmüş kimseye gelince o kendisi için dua edecek, rahmet ve bağışlanma dileyecek kimselere muhtaçtır.


Şeyh Takıyüddin İbn Teymiyye şöyle der: '' Kim ölülerden herhangi birinin ,bu ister nefise olsun , isterse başka bir ölü olsun korkanı hamaye ettiğini, hapsedileni kurtardığı söylerse ki bunlar birer ihtiyaçtır, bunu söyleyen kişi sapık ve müşriktir. Çünkü Allah koruyup ve gözetendir, O korunmaya muhtaç değildir. İhtiyaçlar için Allah'a müracaat edilir. Bunun yolu ihlas ve samimiyetle Allah'a dua etmektir. Nitekim Allah teala şöyle buyuruyor: ''(Ey Resul) Kullarım sana benden sorarlarsa , ben, şüphesiz onlara çok yakınım . Bana dua edenin , dua ettiği zaman, duasını kabul ederim'' (Bakara: 186) Allah en iyi bilendir.(ky:Mecmuu'l-Fetava''(27/490)

Yine Şeyhulislam İbn Teymiye şöyle der: '' Kim melekleri ve peygamberleri aracı kılar da onlara dua ederse ve günahlarının affını, kalplerin hidayetini, sıkıntıların giderilmesini ve ihtiyaçların giderilmesini onlardan istemek gibi bir takım faydaların celbini ve zararların def edilmesini onlardan dilerse , böyle bir kimse Müslümanların icmaıyla kafirdir.''Mecmuu'l-Fetava(1/124)



Ehli sünnet alimlerinin Tasavvuf tan kasıtları takva, zühd, kalpleri her türlü pisliklerden arınma, Allah’ı zikr etme olarak tanımladıkları bu tanımın günümüzdeki versiyorunu takriben şu şekildedir.
Bu inanç mensuplarının;

a) Kimisi vahdeti vücutçudur.
b) Kimisi vahdeti şuhudcudur.
c) Kimisi rabıta ehlidir.
d) Kimisi zikir adı altında raks ehlidir.
e) Kimisi tevbe alıcıdır.
f) Kimisi gayblerden haber vericidir.
g) Kimisi cennetten insanlara parseller dağıtmaktadır.
h) Kimisi kendisinden ibadetin düştüğünü, ibadetle alakası olmadığını söyler.(Fenafillah makamı)
i) Kimisi velileri rasul ve nebilerin üstüne çıkarır, hatta Allah (c.c) seviyesine çıkarır. Ve hatta Allah (c.c)’a tahkir olan söylemleri yapmaktan geri kalmazlar.
j) Kimisi hulul fikrine sahiptir. Yani (haşa) Allah (c.c)’ın insanın bedenine girdiğine inanır.
k) Kimisi kendilerinin yaptığı fiilleri konusunda etkileri olmadığını Allah (c.c)’ın kendilerini zorladığına inanır. Yani cebir inancı söz konusudur.
l) Kimi şeyh olduğ iddia edilen kimselerin Allah (c.c)’ı gördüğüne inanılır.
m) Kimisi ahirete inanmaz, ölüm sonrası ruhun bir şekilde hayatta olduğuna inanır. Reenkarnasyon inancına sahip olanlar bunlardandır. Bu inancın diğer bir ismi tenasuhtur.
n) Kimisi kulun Allah (c.c) ile birleştiği bir bedene girdiğine inanır. İşte bunun adı ittihad inancıdır.

Ve bunlar gibi daha akla hayale gelmeyecek bir çok batıl söz ve ameller mevcuttur.Sonuç itibariyle günümüzdeki Tasavvuf inancının İslam’i manada tasavvufla uzaktan yakından hiçbir alakaları yoktur.
Alıntı ile Cevapla
Alt 17 Ocak 2014, 21:00   Mesaj No:5
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Cevap: Tasavvuf Ve Tarikat-3-/Bedia Özdemir Tokel

Bedia bacım çok güzel bir konu hep birlikte açıklığa kavuşturalım yazınızı okudum. KURAN ayetleri hususunda tartışma olmaz lakin Kudsi vs atfettiğiniz sözlere verilecek cevabımız vardır. Konuya gerekli deliller ile ilmi münazaraya yakışan tavırla katılım sağlayacağım inş.... Konuya katılacaklardan ricam konuyu saptırmadan deliller ile katılım sağlamaları Kuranın Din olarak belirlediği din ile sonradan ona karşı türemiş dinleri ele alalım hak ile batılı birbirinden Kuran ayıracaktır. ..
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 17 Ocak 2014, 23:28   Mesaj No:6
Meal Gurubu Üyesi
Medineweb Emekdarı
bilinmez - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:bilinmez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13966
Üyelik T.: 27Haziran 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 2.154
Konular: 309
Beğenildi:180
Beğendi:15
Takdirleri:560
Takdir Et:
Standart Cevap: Tasavvuf Ve Tarikat-3-/Bedia Özdemir Tokel

Sayın Bedia özdemir tokel,yukarda verdiğiniz ayetleri TASAVVUF un delilleri olarak vermek,tıpkı kominist birinin Kuranda sadece eşitlik ve adeletle ilgi ayetleri alıp bakın islamda kominizmde vardır demek gibidir..

Bi başka durumda,bu gün yaşar nuri vb insanlar kalkıp laiklik ve demokrasiyi öyle bi anlatıyorlar hatta atatürk bizzat kendi anlatımı ve yazısıyla DİN denen bir şeyin olmadığını,kuran dogmatiktir demesine rağmen,bunlar öyle bi anlatıyorlarki sanki atatürkten daha müslüman kimse yok,sanki atatürk mürşit,ve bir sürüde ayet ve ehli sünnetin müçtehid alimlerinin sözlerinide sıralıyorlar ha bire,

Yani sayın Tokel,bir şeyi tanımlarken bunun İLK TANIMINA,kimler tarfından ilk ortaya atılmış ve nasıl tanımlanmış ona bakılıp tanımlanmalıdırki doğru bi tanımlama olsun..

Tasavvuf hicri 2.yyılın başlarında başlayan ilk başta iyi niyetle yola çıkılmış olunsada daha sonra tutulamıyacak şekilde haddi aşmışlardır..

örneğin tasavvufun en belirgin özelliklerinden biri HULUL dur,yani Allah ın insanlarda ete kemiğe bürünmesi,bunu muhyittin arabi gibiler Allah ın nerde olduğu sorusuna,Allah cübbemin altındadır Diyerek kendilerini işaret ederken bu günki cübbeli vb leri de Allah ın ete kemiğe bürünüp şeyhleri gibi göründüğünü idda edmişlerdir.Halbuki hiç bir Rasulde böyle sözler sadır olmamış,hiç bir ehli sünnet alimide böyle batıl sözler sarf etmemiştirler..

Ayrıca Tasvvufun bilgi kaynağı MARİFET VE KEŞFTİR,bu hakikatı hiç bir akıl red edemediği gibi,tasavvufçularda bununla gurur duyarlar..

marifet ve keşfin tarifini YUNUS EMRENİN ŞU DÖRTÜĞÜNE BAKINCA,NASILDA,RASULLER VE EHLİ SÜNNET ALİMLERİ AŞAĞILANDIĞINI,yine temiz akıl sahipleri fark edecektir..

İlm ile hikmet ile, kimse ermez bu sırra [halbuki Allah Rasullere İLİM VE HİKMETİ VERMİŞTİR,yunus burda RASULLERİN BİLE BU SIRRA EREMİYECEĞİNİ İDDA EDMİŞTİR,Kİ RASULLER BU TÜR YALAN İDDALARDAN BERİDİR

Bu bir acaib sırdır, ilme kitaba sığmaz[Aynı iddalar devam edmekte ve KİTABADA SIĞMAZ demektedir,halbuki islamdaki ilim Kurana ve rasulllahın sünnet ve haisleriyle kitaba sığmıştır]

Alem ilmi okuyan, dört mezhep sırrın duyan [Buradada dört meshebi küçümsemekte

Aciz kaldı bu yolda, bu aşka el uramaz [zaten en sonundada yunusun bahsettiği o SIR NEYSE,ONDAN ACİZ KALINDIĞINI SÖYLEMEKTEDİR


Ve tasavvuf alimlerinin hepsinin ortak bi BAŞKA İDDALARIDA VARDIR,KENDİLERİ İLİMİ YA RASULULLAHTAN MANA ALEMİNDE,YADA ASHABTAN ALDIKLARINI SÖYLEMEKTEDİRLER..Halbuki Allah cc maide süresi 3 AYETET DİNİNİ TAMAMLADIĞINI SÖYLEMEKTEDİR..

Yani bir şeyi savunurken ASLINA GÖRE ALIP İLK TANIMLARI ÜZERİNDE DEĞERLENDİRİN LÜTFEN..
__________________
önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ...
Alıntı ile Cevapla
Alt 19 Ocak 2014, 23:56   Mesaj No:7
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Cevap: Tasavvuf Ve Tarikat-3-/Bedia Özdemir Tokel

Allah'u Teala Kitapta eksik olmadığını apaçık bir şekilde belirtmesine rağmen.Kuran'ı ölülerin arkasından okunan bir kitap gibi kullanıp dirilere olduğunu unutup, Kuran'ın mana yönünden çok musiki yönüne önem verenler.Kuran'ın okunup amel edilmesinden çok belli gün ve gecelere atfedenler,tek tip insanlar yetiştirme dışına çıkmayan, ilimleri eskilerin yazdıklarının kesin doğru olduğu ile sınırlamaya çalışanlar. Kuran'a abdestsiz dokunulamaz anlayışı ile bizleri uzaklaştırmaya çalışanların ne kadar ilmi bir çalışma yaptıklarına bakmayanlar.

Kuran'ın yerine ilmihal ve hadis kitaplarını alan, mana yerine musikiyi, canlılar yerine ölüleri, Amel yerine kutsallaştırmayı Kuran merkezli İslam yerine mezheplerin, tarikatlarin, cemaatlerin, ağabeylerin,efendilerin yazdırılan! kitapların İslam'ını ön plana alanlar Kuran'ı ve manasını canlıları ön plana almadıkça bu ayetlerin açık manasını da anlayamayacak gibi gözüküyorlar

Kuranı hayatımızın merkezine almadıkça, Allah'ın bizden istemiş olduğu kulluğu hakkıyla anlıyamaz ve yaşayamayız.Allah bizleri kendine döndürsün.Tarih boyunca helaka uğramış, kavimlerin hepsi Allah'ın ilahi mesajını bırakıp kullara yönelmelerindendir.

Bizler tarihten ibret almadan sade ,nasıl bir yaşantı ile yaşadıklarını öğrenme amaçlı bakarsak ders alamayız.ve onların düştükleri bataklıklara bizlerde saplanırız.Bir anımıza dahi garanti veremez iken! ölmeyecekmiş gibi heva ve heveslerden sıyrılarak Allah'a ve İlahi kaynağa yönelmeliyiz.Bugüne kadar yaşamımızı sorgulayarak hatalarımızdan Nasuh bir tevbe ederek Hakka yönelelim.

Bedia Bacım tasavvufi kavramlar hususunda sorularıma cevap vermenizi rica edecem.

Gavs. Kutup Evsad Ricalul Gayb vs suni isimlerin tasavvuf inancında hangi anlamlarda kullanıldığını onların eserlerinden aktarmanızı ve Kuran ile ispatlamanızı rica etsem.

Tevessül/Vesile kavramı ?
Ribat kavramı?
Kudsi olarak nitelediğiniz sözlerin dayanağı vahyi gayri metluv hususu.?
Ölümü erteleme gücüne sahip olduklarını iddia edenlerin kaynağı nedir?
Ölüler ile görüşme neticesi selam getirenlerin söylemi?
Vahdet-i vücud hulul inancının Kurani boyutu?
Allah ve Resulüne iftira atmanın Kuranda ki vebali?
Hüküm Allah'ındır dedikten sonra Allah adına hüküm verme?
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 20 Ocak 2014, 01:15   Mesaj No:8
Medineweb Üyesi
Bedia Özdemir Tokel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Bedia Özdemir Tokel isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 25542
Üyelik T.: 04 Şubat 2013
Arkadaşları:8
Cinsiyet:
Mesaj: 72
Konular: 44
Beğenildi:39
Beğendi:3
Takdirleri:163
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Tasavvuf Ve Tarikat-3-/Bedia Özdemir Tokel

Yazının altına yazılan yorumlara tek tek olmasa da kısmen cevap verebilirm. Ama ilk önce şunu sormam gerek.





Sayın Yitiksevda Sünneti ve hadisleri kaynak kabul ediyor musunuz ?Yoksa sadece Kurana bakarak mı islamı yaşamaya anlamaya çalışıyorsunuz ?
Alıntı ile Cevapla
Alt 20 Ocak 2014, 01:39   Mesaj No:9
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Cevap: Tasavvuf Ve Tarikat-3-/Bedia Özdemir Tokel

Alıntı:
Bedia Özdemir Tokel Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Yazının altına yazılan yorumlara tek tek olmasa da kısmen cevap verebilirm. Ama ilk önce şunu sormam gerek.


Sayın Yitiksevda Sünneti ve hadisleri kaynak kabul ediyor musunuz ?Yoksa sadece Kurana bakarak mı islamı yaşamaya anlamaya çalışıyorsunuz ?
Kuran/Sünnet et ile tırnaktır Allah Resulü Muhammed canlı Kuran örneğidir. Sünnet hususunda canlı olarak yani yaşanarak günümüze ulaşanlara kimse itiraz edemez örneğin namazın kılınış şekli haccın edası vb bunlar nesilden nesile yaşanarak aktarılmıştır .

Hadis hususunda Kuran ile çelişmedikçe kabul ederim çeliştiği an kimden nakledilirse nakledilsin almam çünkü bugün Kuranın önünde en büyük engel hadis adı altında aktarılan ve insanlara dinin özü gibi verilmeye çalışılan sözlerdir.

Örneğin Kurana abdestsiz dokunma/okuma mevzuu Farz olmadığı halde Farz gibi gösterilmekte Elbette Kurana hürmeten abdestli dokunma/okuma daha efdaldir amma Farz vs kabul edilmesi hadis adı altında Kurani dayanağı olmayan rivayet ler ile belirlenmiştir Vakia Suresinde geçen ayetlerde Allah katındaki lehvi mahfuzdan bahsedilmekte Müşriklerin Kuranın ayetlerini şeytanların indirdiği söylemine cevaben temiz olanlardan kasıt melekler iken İnsanları Kurandan uzak tutanlar meleklerden bahseden ayeti insanlara atf etmişlerdir.

Emevi despotlarınca Kendi Zalimoğlu zalim saltanatlarına meşruiyet kazandırma gayesi ile binlerce hadis uydurulduğu Müçtehid imamlar dediğimiz Ebu Hanife İmam Şafii İmam Malik İmam Ahmed Ehlibeyt imamları ve tarihi kaynaklarda açıktır.

Tekrar izah edeyim Kudsi hadis inancım yoktur. Lakin ne ifrat nede tefrit ile bakmam Kurana uyarsa Allah resulü söylemiş olabilir derim uymadığı müddetçe reddederim Temel Kaynak Kuran ile amel ederim.
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 20 Ocak 2014, 07:55   Mesaj No:10
Meal Gurubu Üyesi
Medineweb Emekdarı
bilinmez - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:bilinmez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13966
Üyelik T.: 27Haziran 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 2.154
Konular: 309
Beğenildi:180
Beğendi:15
Takdirleri:560
Takdir Et:
Standart Cevap: Tasavvuf Ve Tarikat-3-/Bedia Özdemir Tokel

Alıntı:
Bedia Özdemir Tokel Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Yazının altına yazılan yorumlara tek tek olmasa da kısmen cevap verebilirm. Ama ilk önce şunu sormam gerek.





Sayın Yitiksevda Sünneti ve hadisleri kaynak kabul ediyor musunuz ?Yoksa sadece Kurana bakarak mı islamı yaşamaya anlamaya çalışıyorsunuz ?

Sayın Tokel,bende sünnet ve hadisleri kabul ediyorum,ayrıca Yitiksevda abinin yukarda sorduğu soruları tasavvuf erbabının kitaplarından kendi söylemleriyle ve bu söylemlerini Kuran sünnet-hadis e göre delillendirirmisiniz..

Ayrıca bunlarla ek olarak size başka bi sorum olacak,sayın Tokel siz hadis usulunu biliyormusunuz ,verdiğiniz ve vereceğiniz hadisleri, hadis usulune göre yapılan DEĞERLENDİRMELERİNİ VE DURUMLARINIDA[anlatılmak istenen kastını] verin lütfen.....

Ayrıca Yitiksevda nın sorduğu sorulara ayetlerden vereceğiniz delillerden,verdiğiniz ayetleri, EHLİ SÜNNET ALİMLERİ VE TEFSİRLERİNE BAKIP ONLARIN BU AYETLERİ NASIL ANLADIKLARINA BAKIP ONA GÖRE AYETLERLE BİRLİKTE KISA Bİ TEFSİRLERİNİDE VERİRMİSİNİZ.
__________________
önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Suriye'yi Anlamak/Bedia Özdemir Tokel Bedia Özdemir Tokel Makale ve Köşe Yazıları 4 12 Temmuz 2014 02:52
Cemaat ve Devlet/Bedia Özdemir Tokel Bedia Özdemir Tokel Makale ve Köşe Yazıları 19 05 Şubat 2014 20:06
Tasavvuf Ve Tarikat-2-/Bedia Özdemir Tokel Bedia Özdemir Tokel Makale ve Köşe Yazıları 0 17 Ocak 2014 03:47
Tasavvuf ve Tarikat/Bedia Özdemir Tokel Bedia Özdemir Tokel Makale ve Köşe Yazıları 4 14 Ocak 2014 00:41
Yaz Kur'an Kursları /Bedia Özdemir Tokel Bedia Özdemir Tokel Makale ve Köşe Yazıları 8 14Haziran 2013 00:47

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.