|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Emekdar Üye,Açılış Tarihi: 10 Eylül 2007 (17:40), Konuya Son Cevap : 27 Eylül 2007 (16:13). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
10 Eylül 2007, 17:40 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Ne Mutlu Senİn GÖnlÜne DÜŞene! Ne Mutlu Senİn GÖnlÜne DÜŞene! Ne mutlu senin gönlüne düşene! Ne mutlu gönlüne sen düşene! Ey en Sevgiliden lütuf Sevgili! Dudaktan dökülen sözle, kalemden süzülen satırların, sadra doğan muhabbetle olan sıcak bağını hesaba katarak, kelâmımın Senin katındaki aczi altında ezilerek şunları diyebilirim ki; Sen lâtif olan 'ın, yerini kimsenin dolduramayacağı, paha biçilmez bir lütufsun bize. Sen lütufların en yücesisin, en güzelisin Sultanım! Bizi, Sen'in ümmetin olmakla şereflendiren Teâlâ'ya, yarattıkları adedince hamdolsun! Hazret-i Sevban kadar sevemesem de Sen'i, muhabbetine talip, muhabbet duyduklarının dostu olma yolunda tökezleye tökezleye gelmekteyim sana doğru. Ne acıdır ki, eskiden muhabbet sadırlardan satırlara nakşedilirken, şimdilerde satırlardan sadırlara terfi etmeyi bekliyor. Gönlün muhabbetinle hemhâl olması ise; ancak muhabbetinin hakkını verip mübarek ahlâkınla ahlâklanmaktan geçiyor. Zatının aşkıyla yanıp tutuşan ve lütfüne nail olan şair Nabi kadar dökemesem de muhabbetimi satırlara, sadrım Sen'in aşkının nurunu dağıtıyor tüm varlığıma. Hasretin gözlerimden döküldüğünde, gözyaşlarımı Fuzuli’nin gönül testisiyle Sana göndermekten başka bir şey gelmiyor elimden, Efendim. Endülüs'ten Bağdat'a gelip, evinin çevresi karantinaya alınmış hocasının kapı aralığından mübarek hâdis-i şeriflerini öğrenmek için dilenci kılığına giren, aşkına bürünmüş Baki bin Mahret'i duyduktan sonra, Cuma’ları Sana salât ü selam getirenlerin yüzlerini bizzat gördüğün haberiyle sarsılıp utanıyorum. Ey kalplerin tabîbi!.. Şahsınızda, Sizi Yaratan'ın Zatına (c.c) hürmet gösterip, mübarek hâdis-i şeriflerinizi nakletmek için, bulunduğu mekânda en yüksek yere çıkmayı, edebin bir gereği olarak gören bir ecdada sahipken, bu güzel faziletlerin kalıntılarıyla diri tutmaya çalıştığımız maneviyatımızın tekrar yeşermesine o kadar muhtacız ki! Bizlerin “az”lardan, müjdelediğin “garip”lerden, “mukarrebûn”dan olmamız için şefaatini nasip etsin Rabbimiz. Muhabbete en çok lâyık olan beşer Sen'sin. Senin sevgini, başta kendi gönlümüzde ve tüm insanlığın gönlünde, İslâm'a hizmetçi olarak diri tutmamız için, Sana “Habîbim!” diyen Vedûd olan 'tan yardım diliyoruz. Çünkü Sen'i lâyıkıyla sevmek, Sana “Sevgilim” diye hitâb eden Rabbimizi de lâyıkıyla sevebilmeye bir vesiledir diye ümid ediyoruz. Sultanım, bizi cürümümüze rağmen sev, sevdiklerine sevdir ve şefaatinle sevindir… Hiçliğinin dahi idrakine varamamış bu aciz kul, Senin yaratılışının en önemli harcı olan muhabbetle, gönülden gönüle Sana –âdeta- lehimlenmek ister! Şefaatinle ferahnak etmezsen eğer, hâlimiz nice olur Efendim! Yâ Raûf! Ne mutlu Sen'in kalbine düşene, ne mutlu kalbine Sen düşene!!! |
Konu Sahibi Emekdar Üye 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Hz. Ali ile Fatıma'nın Aç Kalmaları | İslam/Dinler/Mezhepler | Emekdar Üye | 0 | 2438 | 31 Temmuz 2008 02:53 |
Seleme bin el-Ekvâ'nın Hz Peygambere Ölüm Üzerine... | Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader | Emekdar Üye | 0 | 2293 | 31 Temmuz 2008 02:52 |
Mekke, Savaşılmadan Nasıl Fethedildi? | İslam/Dinler/Mezhepler | Emekdar Üye | 0 | 2709 | 31 Temmuz 2008 02:51 |
Hz. Peygamber'in Hac Esnasındaki Hutbeleri | Hacc-Umre-Kurban | GÖKCEN_AZRA | 1 | 3049 | 31 Temmuz 2008 02:49 |
Bu Mübarek Zat kimdir ?? | Hz.Muhammed(s.a.v) | Mihrinaz | 4 | 2864 | 31 Temmuz 2008 00:27 |
27 Eylül 2007, 16:13 | Mesaj No:2 |
Ne mutlu Senin gönlüne düşene!
Ne mutlu senin gönlüne düşene! Ne mutlu gönlüne sen düşene! Ey en Sevgiliden lütuf Sevgili! Dudaktan dökülen sözle, kalemden süzülen satırların, sadra doğan muhabbetle olan sıcak bağını hesaba katarak, kelâmımın Senin katındaki aczi altında ezilerek şunları diyebilirim ki; Sen lâtif olan Allah'ın, yerini kimsenin dolduramayacağı, paha biçilmez bir lütufsun bize. Sen lütufların en yücesisin, en güzelisin Sultanım! Bizi, Sen'in ümmetin olmakla şereflendiren Allah Teâlâ'ya, yarattıkları adedince hamdolsun! Hazret-i Sevban kadar sevemesem de Sen'i, muhabbetine talip, muhabbet duyduklarının dostu olma yolunda tökezleye tökezleye gelmekteyim sana doğru. Ne acıdır ki, eskiden muhabbet sadırlardan satırlara nakşedilirken, şimdilerde satırlardan sadırlara terfi etmeyi bekliyor. Gönlün muhabbetinle hemhâl olması ise; ancak muhabbetinin hakkını verip mübarek ahlâkınla ahlâklanmaktan geçiyor. Zatının aşkıyla yanıp tutuşan ve lütfüne nail olan şair Nabi kadar dökemesem de muhabbetimi satırlara, sadrım Sen'in aşkının nurunu dağıtıyor tüm varlığıma. Hasretin gözlerimden döküldüğünde, gözyaşlarımı Fuzuli’nin gönül testisiyle Sana göndermekten başka bir şey gelmiyor elimden, Efendim. Endülüs'ten Bağdat'a gelip, evinin çevresi karantinaya alınmış hocasının kapı aralığından mübarek hâdis-i şeriflerini öğrenmek için dilenci kılığına giren, aşkına bürünmüş Baki bin Mahret'i duyduktan sonra, Cuma’ları Sana salât ü selam getirenlerin yüzlerini bizzat gördüğün haberiyle sarsılıp utanıyorum. Ey kalplerin tabîbi!.. Şahsınızda, Sizi Yaratan'ın Zatına (c.c) hürmet gösterip, mübarek hâdis-i şeriflerinizi nakletmek için, bulunduğu mekânda en yüksek yere çıkmayı, edebin bir gereği olarak gören bir ecdada sahipken, bu güzel faziletlerin kalıntılarıyla diri tutmaya çalıştığımız maneviyatımızın tekrar yeşermesine o kadar muhtacız ki! Bizlerin “az”lardan, müjdelediğin “garip”lerden, “mukarrebûn”dan olmamız için şefaatini nasip etsin Rabbimiz. Muhabbete en çok lâyık olan beşer Sen'sin. Senin sevgini, başta kendi gönlümüzde ve tüm insanlığın gönlünde, İslâm'a hizmetçi olarak diri tutmamız için, Sana “Habîbim!” diyen Vedûd olan Allah'tan yardım diliyoruz. Çünkü Sen'i lâyıkıyla sevmek, Sana “Sevgilim” diye hitâb eden Rabbimizi de lâyıkıyla sevebilmeye bir vesiledir diye ümid ediyoruz. Sultanım, bizi cürümümüze rağmen sev, sevdiklerine sevdir ve şefaatinle sevindir… Hiçliğinin dahi idrakine varamamış bu aciz kul, Senin yaratılışının en önemli harcı olan muhabbetle, gönülden gönüle Sana –âdeta- lehimlenmek ister! Şefaatinle ferahnak etmezsen eğer, hâlimiz nice olur Efendim! Yâ Raûf! Ne mutlu Sen'in kalbine düşene, ne mutlu kalbine Sen düşene!!! | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Ne mutlu size, ne mutlu bize ki, o bize sevgiyi, sevmeyi ve sevilmeyi öğretti.. | MERVE DEMİR | Hz.Muhammed(s.a.v) | 1 | 07 Mayıs 2019 15:26 |
BU SENİN iMTİHANIN | muallime | Muhtelif Konular | 0 | 31 Ekim 2014 14:56 |
Düşene Bir Tekmede Bizden! /Mevlüt Hönül | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 20 Mayıs 2012 22:50 |
Komşu Komşunun Gönlüne Muhtaç | MERVE DEMİR | Makale ve Köşe Yazıları | 4 | 20 Eylül 2008 01:26 |
Göbek Bağı Düşene Kadar Dikkat Edilmesi Gerekenler | Belgin | Tıbb-ı Nebevi ve Alternatif Tıp Bilgileri | 0 | 19 Nisan 2008 13:53 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|