|
Konu Kimliği: Konu Sahibi CaferTayar,Açılış Tarihi: 27 Eylül 2007 (16:08), Konuya Son Cevap : 27 Eylül 2007 (16:08). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
27 Eylül 2007, 16:08 | Mesaj No:1 |
Cennet Ve Cehennem, Dünyaya Inanmak Içindir Cennet Ve Cehennem, Dünyaya Inanmak Içindir Dünya, inanılmazdır! İnanılmaz güzel şeylerin varlığı, inanması güç acı gerçekler tarafından kesilmiştir. Görmediklerine inanamayan insan, gördüklerine de inanamaz. Yılların nasıl da geçtiğine, başımıza gelenlere, kaybettiklerimize inanamayız. Yüzleşmek için yanıp tutuştuğumuz gerçeklerin ışığı, değil dünyamızı yüzümüzü bile aydınlatmaya yetmez. Aksine, gerçekler içimizi karartır. Dünyanın çoğu karanlıktadır. Kuşkusuz her devirde göz kamaştıran kelimeler, şeyler vardır. Fakat göz kamaştıracak kadar çok olan ışık, insanın görüşünü kuvvetlendirmez, daraltır. Hem dünyada var sandığımız ışık, ay ve güneş üzerinden gelir, dışarıdandır. Gölgesi ise hep vardır... İnanmak fiilinin gölgesi, tapmaktır. Oysa tapmak fiili, inanmak fiilinin eşanlamlısı değil, zıt anlamlısıdır. İnsan, Allah'a ve peygamberlerine tapmaz; şeytana, putlara ve dünyevi şeylere tapar. Cennet ve cehennem, her şeye rağmen pes etmemek, dünyaya ve insanlara inanmak için vardır. Akşamüstüdür; kelimelerin uzayan gölgeleri, önümüzde uzanır. Gölgelerin, yalan-yanlış bilgilerin işgal ettiği dünyayı, güneşin ve ayın ışığı, cennetin nuru ve cehennemin ateşi beraber aydınlatır. İnsan, hiç mi kuşkulanmaz cehennem ile ateş kelimelerinin sürekli birlikte dolaşmasından? Gerçi cehennemin delili de karanlıktadır, üstünde dünyanın gölgesi vardır. Yorgun yüzlerle yanından geçip gidilen "zulüm" kelimesinin anlamı, karanlık demektir. Karartılan delillerin ortaya çıkarılabilmesi için cehenneme, yani onun ateşine ihtiyaç vardır. Cehennem ateşini dünyada bile görebilir insan: Kötülüğe uğrayan insanın canı 'yanar' Zalim kişi, başkalarının canını 'yakar' Canımızı 'yakan' cümleler, akşamın gelişi gibi gelirler. Dünyamızı karartan cümleler, bunlardır. Karanlık dünyada, canı 'yanmayan' kişi yol bulamaz. Dünyaya başka bir gözle ve başka bir ışıkla baktığımız, her şeyi çok net gördüğümüz zamanlar: Canımızla birlikte birçok günahımızın da yandığı, mahzun olduğumuz kadar masum da görünmeye başladığımız zamanlardır. Erdem, güneş ve ay ışığı altındaki çabalarımızın dünyamızı aydınlatmaya yetmediğini bilmektir. Kaynağı ne olursa olsun, "bilgi erdemdir", miktarınca aydınlatır yolumuzu. Bilgi, erdemdir; çünkü bilgiyi "fazladan" biz ekleriz gördüklerimize. Gördüklerimize 'dayanarak'... Haddinden fazla olan şeylere, "fazladan" manasına gelen fazilet, yani erdem denir. Kelime 'sözcüğünün' manasını öğrenmek de erdemdir. Fakat o erdem bize ait değildir. Kadim dostumuz Celaleddin Divlekçi'nin 'yanan' canı olmasa, "kelime"nin anlamını aydınlatmaya bizim gücümüz yetmez! Mütercim Asım Efendi, Kamus tercümesinin üçüncü cildinin 552. sayfasında, "k-l-m" maddesinde: "Elkelmu kaf'ın fethi lam'ın sükûnu ile yaraya denir. Ve "kelm" mastar olur, yaralamak manasına..." yazmıştır. Kelime, yaralamak demektir. Güneşli bir pazar sabahı ekmek almaya gitmişken, bakkalın kapısında uyuklarken gördüğünüz, sizi tedirgin eden kirli bir sokak köpeği gibi, kelimelerin gölgesi uzanır önümüzde. (Isırır mı?) Bazı kelimeler keskin mi keskindir; canımızı yakar, Kızıldeniz'i ikiye ayırır gibi önümüzde umulmadık yollar açar. Akşamın alacasında, sabahın ayazında... Bir şarkıyı tekrar tekrar başa alır gibi, bazı kelimeler, isimler günlerce tekrar edilir. Bir kelimeyi hırpalasak, gür sesimizle duvarlara çarpsak, suskunluğuna son vermesi, bugüne kadar gizlediği şeyleri anlatması mümkün müdür? Herkes bizim gibi değil, sayıları azalsa da kibar yazarlar hep vardır. Onlar, dua eder gibi, sevgiliye seslenir gibi, gece gündüz fısıldayıp dururlar kelimelerini. Kelime, kendisine bir cevap verir, sırrını fısıldar umuduyla. Kelimeler, konuşmaz her insanla. Her şeyin arkasında saklandığı kelimeler, yani hayatın anlamı dediğiniz şey, topallayan bir köpek gibi geçip gider önümüzden... | |
Konu Sahibi CaferTayar 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Hacet kapısın tıklarken | Şiirler ve Şairler | CaferTayar | 0 | 2058 | 13 Eylül 2008 11:34 |
geçmiş zaman aynası | Şiirler ve Şairler | CaferTayar | 0 | 2149 | 13 Eylül 2008 11:29 |
Cuma Günü Selevat Getirmenin Önemi: | Dua Bölümü | Seyyid | 1 | 2512 | 12 Eylül 2008 12:39 |
rahmet katrelerinde bir cuma soluğunda dua | Dua Bölümü | CaferTayar | 0 | 2383 | 12 Eylül 2008 12:31 |
Hayat ve kulluğumuz açısından Ramazan | Üç Aylar / Kandiller | CaferTayar | 0 | 2075 | 06 Eylül 2008 13:07 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Cennet ve Cehennem | YaŞuHa | Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader | 0 | 08Haziran 2011 00:16 |
Kıyamet, Sırat, Cennet - Cehennem | nuryuzlum | Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader | 1 | 27 Mayıs 2009 22:00 |
Cennet - Cehennem Ebedimidir? | Belgin | Soru Cevap Arşivi | 0 | 11 Nisan 2009 00:32 |
Hutbe:Cennet ve cehennem | Arasat | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 22 Mart 2009 22:14 |
Cennet Ve Cehennem | Huzurİslam | Hadis-i Şerif | 0 | 22 Kasım 2008 02:00 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|