|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Aysima,Açılış Tarihi: 25 Şubat 2009 (22:35), Konuya Son Cevap : 26 Şubat 2009 (23:36). Konuya 3 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
25 Şubat 2009, 22:35 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 1390 Üyelik T.:
16 Nisan 2008 | Risale-i Nurlar"'da Yahûdi Risale-i Nurlar"'da Yahûdi "Risale-i Nurlar"'da Yahûdi Dünyanın her tarafında Müslüman kanı akarken, Bush ve müttekîki olan şeytân aleyhilânenin işbirlikçileri; “Haçlı seferleri başlamıştır.(Bush)” deyip yüz binlerce Müslüman’ı öldürürken, Bediüzzaman’ın dediği gibi; düşman boğazına ayağını bastığı bir zamanda düşmanın ayağını yalayanın önce ruhu sonra cesedi ölürken; Kur’an-ı Kerim’den: Mâide 82- Elbette mü’minlere karşı düşmanlıkta insanların en şiddetlisi olarak Yahûdileri ve bir de müşrîkleri bulacaksın. Mâide 51- Ey imân edenler, Yahûdi ve Hristiyanları (idareci) dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudur (idarecisidir.) âyetleri okuduğumuzda bazıları “Ama Bediüzzaman öyle demiyormuş” gibi itirazlar edenlere Bedüzzaman'ın Yahûdiler hakkındaki kanaatini kendi eserinden vereyim dedim. Sayfa numaraları Envâr Neşriyât’ın baskısına göredir. Buyurun Bedüzzamanı dinleyin: Ey ehl-î imân! Sâbıkan, adâvet ne kadar zararlı olduğunu anladın. Hem anla ki; adâvet kadar Hayat-ı İslâmiye'ye en müdhîş bir maraz-ı muzır dahi hırstır. Hırs, sebeb-i haybettir ve illet ve zillettir ve mahrûmiyet ve sefaleti getirir. Evet her milletten ziyâde hırs ile dünyaya saldıran Yahûdi Milleti'nin zillet ve sefaleti, bu hükme bir şâhid-i katı’dır. Hem daire-i insaniye içinde her milletten ziyâde hırs ile dünyaya yapışan ve aşk ile hayat-ı dünyeviyeye bağlanan Yahûdi Milleti pek çok zahmet ile kazandığı, kendine faidesi az, yalnız hazinedarlık ettiği gayr-i meşrû bir servet-i ribâı ile bütün milletlerden yedikleri sille-i zillet ü sefalet, katl ü ihanet gösteriyor ki: Hırs maden-i zillet ve hasarettir.(Mektubat 167) “Hem dünyada, milletler içinde şiddet-i hırs ile meşhûr olan Yahûdi Milleti’nden daha ziyâde rızk peşinde koşan olmuyor. Halbuki zillet ve sefalet içinde en ziyâde sû’-i mâişete onlar marûz oluyorlar. Onların zenginleri dahi süflî yaşıyorlar. Zâten ribâ gibi gayr-ı meşrû yollarla kazandıkları mal, rızk-ı helâl değil ki mes’elemizi cerhetsin.” (Mektûbat 419) Yahûdi milleti hubb-u hayat ve dünyaperestlikte ifrat ettikleri için her asırda zillet ve meskenet tokadını yemeğe müstehak olmuşlar. Fakat bu Filistin mes’elesinde, hubb-u hayat ve dünyaperestlik hissi değil, belki Enbiya-i Benî İsrailiye’nin mezaristanı olan Filistin o eski peygamberlerin kendi milliyetlerinden bulunması cihetiyle bir cihette bir ehemmiyetli hiss-i millî ve dinî olmasından çabuk tokat yemiyorlar. Yoksa koca Arabistan’da az bir zümre hiç dayanamayacaktı, çabuk meskenete girecekti. (Şualar 508) Yahûdilere müteveccih şu iki hükm-ü Kur’an’î, o milletin hayat-ı içtimâiye-i insanîyede dolap hilesiyle çevirdikleri şu iki müdhiş düstûr-u umumîyi tazammun eder ki, hayat-ı içtimaîye-i beşeriyeyi sarsan ve sa’y ü ameli, sermaye ile mübâreze ettirip fukarayı zenginlerle çarpıştıran, muzaaf ribâ yapıp bankaları tesise sebebiyet veren ve hile ve hud’a ile cem’-i mal eden o millet olduğu gibi, mahrum kaldıkları ve daima zulmünü gördükleri hükûmetlerden ve galiblerden intikamlarını almak için her çeşit fesâd komitelerine karışan ve her nevi ihtilâle parmak karıştıran yine o millet olduğunu ifade ediyor. (Sözler 403) Yahûdi gibi zeki ve dessas (Mektubat 52) Hem dessas Yahûdiler, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’a ve mukarrebîn-i Sahabeye birden darbe vurmak istedikleri halde, (Mektubat 138) Nakl-i sahih ile- Yahûdiler sû’-i kasd niyetiyle, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın oturduğu yere üstünden büyük bir taş atmak ânında, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm o dakikada hıfz-ı İlâhî ile kalkmış; o sû’-i kasd de akîm kalmış. (Mektubat 162) Muhammed ismi, o kitablarda “Müşeffah” ve “El-Münhamennâ” ve “Hımyata” gibi Süryanî isimler suretinde, “Muhammed” manasındaki İbranî isimleriyle gelmiş. Yoksa sarîh Muhammed ismi az vardı. Sarih miktarını dahi, hasûd Yahûdiler tahrîf etmişler. (Mektûbat 167) Ondördüncü Mes’ele: Rivâyette var ki: “Deccal’ın mühim kuvveti “Yahûdi”dir. Yahûdiler severek tâbi’ olurlar.” (Şualar 588)
__________________ ''Gönlüm Sükût-u Ezber Eyledi...!'' |
Konu Sahibi Aysima 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Risale-i Nurda Namaz | Risale_i Nur (Said Nursi) | Aysima | 0 | 2324 | 21 Mart 2009 23:15 |
Son Cüzde Kaçırılmaması Gereken SünnetLer | Kur'ân-ı Kerim Genel | Yitiksevda | 5 | 3094 | 21 Mart 2009 23:06 |
Emir Sultan | Alimler(Rh) | Aysima | 2 | 2494 | 21 Mart 2009 21:22 |
Tevazu | Adap-Edep-Ahlak | Mihrinaz | 2 | 2339 | 26 Şubat 2009 20:27 |
Risale-i Nurlar"'da Yahûdi | Risale_i Nur (Said Nursi) | Emekdar Üye | 3 | 2156 | 25 Şubat 2009 22:35 |
26 Şubat 2009, 00:25 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 1390 Üyelik T.:
16 Nisan 2008 | Cvp: Risale-i Nurlar"'da Yahûdi
Dünya, imtihan yeridir. İnsanlar bu dünyada imtihana tabi tutulmaktadırlar. Deccal da da bir imtihan vesilesidir. Allah'ın kendisine verdiği güçle birtakım hârikalar gösterecektir. Deccâl'in göstereceği hârikalara "istidrâc" denir. İstidrâc, "inançsız ve şerîr kimselerin arzularına uygun olarak gösterdikleri hârikalara" denir. İlâhlık iddia eden Deccâl, istidrâc türünden hârikalar gösterecek ve neticede bazı zayıf inançlılar buna aldanacak, imanı kuvvetli olanlar ise kanmayacaklardır. Zira insanlar çok iyi bilirler ki, ilah doğmaz, yemez, içmez, acıkmaz, susamaz, dünyada insanlar tarafından görülmez. Halbuki Deccâl ise bir insandır, üstelik eksik yani kör bir insan ve hatta kendi gözünü iyileştirmekten aciz bir yaratıktır. İşte insanlar, akıllarıyla bunları bilebilecekleri için Deccâl ve benzerlerinin istidrâc göstermeleri mümkinattandır. Müseylemetü'l-kezzâb gibi peygamberlik iddia edenler ise "ihânet" türünden hârikalar gösterebilirler. Yani isteklerinin zıddı gerçekleşerek rezil olurlar. İstedikleri yönde harika gösterseler; yalancı peygamberle gerçeğini halk ayırt edemez. Ve bu, halkın sapmasına sebep olacağından caiz değildir. İnsandan peygamber olur ama ilah olamaz. Hz. Peygamber (s.a.s.), "Dikkat edin Deccâl'in sağ gözü kördür. Rabbiniz ise tek gözlü değildir" diye ümmetini bu konuda uyararak Deccâl'in harikalarına aldanmalarını önlemiştir. Hadislerde Deccâl'in iki gözü arasında KFR (kâfir) yazılacağı ve bunun herkes tarafından okunacağı bildirilmiştir. (Müslim, Fiten,102, 103,105). Deccâl, müminler için çok büyük bir fitne olduğundan, bütün peygamberler ümmetlerini Deccâl'e karşı uyarmışlardır. (Buhârî, Fiten, 26; Müslim, Fiten, 101). DECCAL: Bu kelime (decl) kökünden mübalağalı ism-i faildir. Aşın yalan ve aldatmalarla hakkı bâtıl, bâtılı hak olarak gösteren ve münafıkane hakkı bâtıl ile karıştırıp hakkı örten ve böylece cemiyetleri ifsad ve idlâl eden şahıs demektir. Tac tercemesi, 5. cild, 631. hadiste beyan edildiği gibi: "Deccal meçhul (gaib) bir şerdir." şeklindeki ifadeden de anlaşıldığı gibi, süfyan denen İslâm deccalının deccallığı, herkesin anlayacağı tarzda apaçık değildir. Münafıkane bir tavırla ümmeti ifsad ve idlâle çalışır. Deccalın başlattığı cereyana da deccaliyet denir. Deccalın en şerli ve zararlı tarafı da deccaliyetidir. Deccalın ölümünden sonra da cereyanı hayli devam eder. Deccalın hak ile bâtılı karıştırmasına karşı Kur'an, hak ile bâtılın tefrik ve tebyinini ister, İşte Kur'anın dersini, tam anlayan sahabeler nazarında hak ile bâtıl tamamen ayrılmıştı. Deccal; "Sahih hadislerin ihbarı ve din büyüklerinin izah ve kabulleri ile, âhirzamanda gelecek ve Risâlet-i Ahmediyeyi inkar edip islâmiyet'i tahribe çalışacak ve dünyayı fesada verecek çok şerli ve küfr-ü mutlak yolunda olan dehşetli bir şahıstır. Bir hadis rivayetinde üç deccal, diğerinde yirmiyedi deccal geleceği Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam tarafından bildirilmiştir. Âlem-i islâm'da muhtelif zamanlarda çıkmış olan dehşetli din düşmanlarının ve anarşiye hizmet edenlerin umumu da rivayetleri tasdik etmektedir. Bu din yıkıcılığının âhirzamanda daha dehşetli olacağı bildirilmektedir. Şu son asırda görülen ve dünyayı tehdit eden ve Cenab-ı Hakk'ı inkâra kadar cür'et edip medeniyet-i beşeriyeyi tahribe çalışan dehşetli cereyanlar bu gaybî ihbarın doğruluğunu tasdik etmektedir." "Deccalın sahs-ı surisi insan gibidir. Mağrur, fîr'avunlaşmış, Allah'ı unutmuş olduğundan; surî, cebbârane olan hâkimiyetine, uluhiyet namını vermiş bir şeytan-ı ahmaktır ve bir insan-ı dessastır. Fakat sahs-ı manevîsi olan dinsizlik cereyan-ı azimi, pek cesimdir. Rivayetlerde Deccala ait tavsifat-ı müdhişe ona işaret eder. Bir vakit Japonya'nın başkumandanının resmi, bir ayağı Bahr-i Muhitte, diğer ayağı on günlük mesafedeki Port Artür Kal'asında tasvir edilmiş. O küçük Japon Kumandanının bu surette tasviriyle, ordusunun sahs-ı manevîsi gösterilmiş." (M. 58) Âhirzamanda biri islâm âleminde, diğeri beşeriyet âleminde olmak üzere, iki deccal ve cereyanları bulunur. Sual: "...Rivayetlerde, her iki Deccalın harikulade icraatlarından ve pek fevkalâde iktidarlarından ve heybetlerinden bahsedilmiş... Elcevab: (İlim ancak Allah' ındır.) İcraatları büyük ve harikulade olması ise: Ekser tahribat ve hevesâta sevkıyat olduğundan, kolayca harikulade öyle işler yaparlar ki, bir rivayette, "Bir günleri bir senedir." Yâni; bir senede yaptıkları işleri üüz senede yapılmaz denilmiş... tstidrac eseri olarak, müstebidâne olan koca hükümetlerinde, cesur orduların ve faal milletin kuvvetiyle vukua gelen terakkiyat ve iyilikler haksız olarak onlara isnad edilmesiyle binler adam kadar bir iktidar onların şahıslarında tevehhüm edilmeğe sebep olur. Her iki Deccal, azamî bir istibdat ve azamî bir zulüm ve azamî bir şiddet ve dehşet ile hareket ettiklerinden, azamî bir iktidar görünür. Evet, öyle acib bir istibdat ki: -kanunlar perdesinde- herkesin vicdanına ve mukaddesatına, hattâ elbisesine müdâhale ederler. Zannederim asr-ı âhirde İslâm ve Türk hürriyet-perverleri, bir hiss-i kablel vuku ile bu dehşetli istibdadı hissederek oklar atıp hücum etmişler. Fakat çok aldanıp yanlış bir hedef ve hatâ bir cephede hücum göstermişler. Hem öyle bir zulüm ve cebir ki, bir adamın yüzünden yüz köyü harab ve yüzer mâsumları tecziye ve tehcir ile perişan eder. Her iki Deccal, Yahudinin İslâm ve Hıristiyan aleyhinde şiddetli bir intikam besliyen gizli komitesinin muavenetini ve kadın hürriyetlerinin perdesi altındaki dehşetli bir diğer komitenin yardımını, hattâ İslâm Deccalı masonların komitelerini aldatıp müzaheretlerini kazandıklarından dehşetli bir iktidar zannedilir." (Ş. 593-594) (TT. 5.ci. 1026. hadisten 1047. hadise kadar Deccal hakkındaki rivayetlerdendir.)
__________________ ''Gönlüm Sükût-u Ezber Eyledi...!'' |
26 Şubat 2009, 23:36 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Risale-i Nurlar"'da Yahûdi
Deccali tanımak için risale yi okuman lazım o asırda kim bu fiillere sahip olabilir?
|
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
New York Yahudi Tünelleriyle Şokta | Mihrinaz | İslami Haberler | 1 | 11 Ocak 2024 13:12 |
Kur'an'i kerim'de yahudi'ler | Yitiksevda | Kur'ân-ı Kerim Genel | 1 | 26 Ekim 2023 19:51 |
İşte Sen Busun Ey Yahudi! | FECR | Serbest Kürsü | 3 | 26 Ekim 2023 19:43 |
Hatırla Yahudi !! | Aysima | Serbest Kürsü | 0 | 19 Ocak 2009 11:56 |
Günümüz Yahudi Mezhepleri | Emekdar Üye | İslam/Dinler/Mezhepler | 0 | 13 Temmuz 2008 05:14 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|