|
Konu Kimliği: Konu Sahibi karlofca61,Açılış Tarihi: 12 Aralık 2007 (13:27), Konuya Son Cevap : 22 Ekim 2014 (22:32). Konuya 6 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
12 Aralık 2007, 13:27 | Mesaj No:1 |
israf , niğmeti verene saygısızlıktır... israf , niğmeti verene saygısızlıktır... İktisat; haddi aşmamak, aşırı gitmemek, gereğinden az veya çok harcamaktan kaçınmak, itidal ile hareket etmek ve orta yolu tutmak manalarına gelmektedir. İktisadın zıddı israftır. İsraf ise; lüzumsuz yere harcamak, istihlâkta (tüketimde) aşırı gitmek, gereğinden fazla yiyip içmek ve Cenâb-ı Hakk'ın lutfettiği nimetleri boş yere sarf etmek demektir. İktisat, her şeyden önce manevî bir şükürdür; çünkü muktesid insan, Mün'im-i Hakiki'ye ve dolayısıyla O'nun verdiği nimetlere karşı hürmet hisleriyle dolar, onların ardındaki rahmet-i İlâhiyeyi daha iyi kavrar; Rezzak-ı Hakiki'yi bilmenin hasıl ettiği ulvî duygular sayesinde nimetlerden daha derin lezzet duyar; kendisine bahşedilen o kıymetli hediyeleri boşa harcamaktan kaçınır, onları ihtiyaç miktarınca kullanır. Böylece, hem bir manada bedenine kesintisiz perhiz yaptırdığı ve itidal üzere yaşadığı için hep sıhhatli kalır, hem Cenâb-ı Hakk'ın verdiklerine kanaat ederek onları dengeli kullandığından başkalarının eline bakma zilletinden kurtulup izzetini korur, hem de bu manevî şükrüne bir mükafat olarak, hakkında bir bereket vesilesine dönüşen iktisat sayesinde, devamlı ziyade nimetlere kavuşur. İsraf ise, nimetlere ve onları gönderene karşı saygısızlık olduğu gibi, kanaatsizlik, hırs ve zillet misillü marazların da menşeidir. Zira, müsrif adam, ilahî takdire ve alın teriyle elde ettiğine razı olmaz, sürekli daha fazlasını ister; hiç şükretmez, daima şekvâda bulunur; helal rızkını az bulur, gayr-i meşru olup olmadığına aldırmadan daha külfetsiz ve daha çok kazancın peşine düşer, hatta o yolda izzet ve haysiyetini dahi feda eder. Bu itibarla, iktisat, nimetlerin artarak devam etmesinin ve izzetle yaşamanın önemli bir vesilesi olduğu gibi, israf da bereketin kesilmesinin ve zillete düşmenin mühim bir sebebidir. Şeytana kardeş olma tehlikesi var İktisat eden insan, Allah'ın hoşnutluğuna ve Hak dostluğuna yürüyen bahtiyar bir kuldur; müsrif kimse ise, israf yolunda sadece İblis'in arkadaşlığını bulur, şeytanlara kardeş olur. Nitekim, "Yakınlarına, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver, ama sakın saçıp savurma. Çünkü savurganlar şeytanların kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabb'ine karşı pek nankördür."(İsrâ, 17/26-27) mealindeki ayet-i kerime bu hakikati ifade etmektedir. Evet, Kur'an-ı Kerim saçıp savurmayı yasaklamakta ve savurganlığı şeytanî bir sıfat olarak anlatmaktadır. Saçıp-savurmanın az ya da çok harcama ile değil, harcamanın yapıldığı yerle alâkası vardır; bu açıdan, saçıp savurmadan maksat, "doğru olmayan yerlere harcamada bulunmak"tır. İslam âlimlerine göre, bir insan bütün malını-mülkünü Allah yolunda infak etse de savurganlık yapmış sayılmaz; fakat gayr-i meşru bir iş için sadece birkaç kuruş da harcasa yine "saçıp savurmuş"kabul edilir. Özellikle içinde yaşadığımız zaman diliminde iktisat etmeyen kimselerin, zillete, manen dilenciliğe ve sefalete düşmeleri kaçınılmazdır. Bugün israf, toplumun hemen her kesiminde büyük bir felaket halini almıştır. Çünkü lüks sayılabilecek pek çok eşya artık zaruri ihtiyaç maddesi telakki edilmektedir. Öyle ki medeniyet, bedeviyete nispeten adeta hayatı birkaç kat ağırlaştırmış, insanı el emeği ve alın teriyle kazanıp helal çizgide yaşayamaz hale getirmiştir. Büyük şehirde meskûn bir insanın, orta halli bir gelirle iaşesini karşılayabilmesine neredeyse imkân yoktur. Zira ihtiyaç kabul edilen maddelerin listesi o kadar uzayıp gitmektedir ki, iktisadı esas almayan, iffet ve izzetini koruma kararlılığında olmayan kimseler, çoluk çocuğu memnun edebilmek için çalıp çırpmaktan, meşru olmayan işler yapmaktan ve iç içe fenalıklara girmekten başka çarelerinin kalmadığına inanabilmektedirler. Maalesef, şimdilerde, reklam vasıtasıyla iyice azgınlaştırılan tüketim hastalığı, dar gelirli kimselere de sirayet etmiştir ve artık çeşitli hırsızlıklar, rüşvetler, spekülasyonlar, iğfaller, kaçakçılıklar ve aldatmalar ortalığı kasıp kavurmaktadır. Dahası, bu zamanda lüks ve israfı besleyen para pek pahalıdır. Birinci sınıf hayata nâil olma düşüncesindeki kimseler, çoğu zaman haksız ve külfetsiz çok kazanç elde etme mukabilinde izzet, haysiyet, namus ve iffetlerini rüşvet olarak vermektedirler. Hatta dinin mukaddes saydığı nice değeri dünya menfaatlerine peşkeş çekmektedirler. Hâlbuki Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz "İktisat eden, ailesini geçindirme hususunda darlık çekmez."mealindeki hadis-i şerifiyle, helal kazançla ve insan haysiyetine yakışır bir şekilde aile fertlerine bakmanın sırrı olarak iktisat yolunu göstermiştir. Gerçekten de, insan yeme-içmesinde, giyim-kuşamında, ev ve eşya hususunda Ashab-ı Kiram efendilerimizin hayat tarzını örnek alsa, onlara ittibaen mütevazı ve sade bir gidişat tuttursa, lüks ve fantezilerden uzak kalsa, buna birden bire muvaffak olamasa bile, yavaş yavaş öyle bir hayatı tesis etmeye çalışsa ve aile efradını da bu anlayışa göre yaşamaya alıştırsa, Allah'ın izniyle o, mutlaka iktisadın bereketini görecek, çok az bir iâşe ile yetinmesini bilecek ve asla helal dairenin dışına çıkmayacak, böylece kimseye el açmayan aziz bir insan olarak hayatını devam ettirecek ve belki pek çoklarına da bu mevzuda hüsn-ü misal teşkil ederek, onları da zillet ve sefaletten kurtaracaktır. | |
Konu Sahibi karlofca61 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Peygamberimiz s.a.v Hakaret edenin sonu........ | Bilgi Dağarcığı | Tuba_ | 3 | 2538 | 09 Eylül 2008 14:48 |
Yaratıcı Bir Öğretmendir | Allah(c.c) | Mihrinaz | 1 | 2021 | 13 Mart 2008 21:04 |
Ey Ağlamak........ | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | Beytül Ahzan | 3 | 2411 | 13 Mart 2008 20:50 |
***Birinci Muradın Duası...** | Dua Bölümü | karlofca61 | 0 | 2409 | 04 Mart 2008 18:00 |
seccadenin feryadı | Namaz-Abdest-Teyemmüm | Kara Kartal | 2 | 2149 | 25 Şubat 2008 12:55 |
04 Kasım 2008, 00:02 | Mesaj No:2 |
Cvp: israf , niğmeti verene saygısızlıktır... Beş yaşında idim. Rahmetli babaannem pirinç ayıklıyordu. Bir tane yere düştü. Babaannem eğildi, aramaya başladı. Sağa bakıyor, sola bakıyor, bulmaya çalışıyordu . Çocukluk iste, -Aman babaanne dedim. - Bir pirinç tanesi için bu kadar caba harcamaya, yorulmaya değer mi? Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı, öfkeyle doğruldu. -Sen oturduğun yerden ahkâm kesiyorsun, ' dedi. - Hiç pirinç üretilirken gördün mü? İnsanlar ne kadar zorluk çekiyorlar. Bir pirinç tanesinde kaç insanin göz nuru, alın teri, emeği , çilesi var biliyor musun ?' Utancımdan kıpkırmızı olmuştum. Aradan yıllar geçti. Hukuk Fakültesinde öğrenciyim. Alain' in proposlarini okuyorum. Birden irkildim. Babaannemi hatırladım. Alain, bir insan yerde bir iğne görüp de eğilip almazsa, bütün uygarlığa karşı ihanet etmiş olur diyordu. İlave ediyordu. Bir iğnenin üretiminde binlerce insanin alın teri, göz nuru, el emeği vardır diyordu. On dokuz yıl evveldi. Stockholm' e gitmiştim. Bir otele indim. Geceydi. Sabahleyin, traş olmak i çin lavaboya gittiğimde, aynanın yanında ilginç bir not gördüm. ' Lütfen traştan sonra jiletinizi çöpe atmayın, yanda bir kutu var oraya bırakın, bir tek jiletle dahi olsa, İsveç çelik sanayisine yardımcı olun' diyordu. Doğrusu hayretler içinde kaldım. Çocukluğumdan beri çelik eşya denince akla İsveç çeliği gelir. Birçok eşya üzerinde' İsveç çeliğinden yapılmıştır' diye yazardı. İste o ülke, kullanılmış bir tek ufacık jiletin bile çöpe gitmesini istemiyor, ona sahip çıkıyor, gelen turistlere rica yollu uyarıda bulunuyordu. İsviçre' de zaman zaman, belli periyotlarda radyolar, televizyonlar bir haberi duyurur. ' Şu tarihte, su saatte, adamlarımız gelecek. Siz lütfen hazırlığınızı yapın. Okumadığınız, ilgilenmediğiniz, kullanmadığınız ne kadar kitap, dergi, gazete varsa, kâğıt, ambalaj, kutu varsa, velev ki, bir ilaç prospektüsü dahi olsa, kapının önüne koyun. İsviçre' nin kalkınmasına yardımcı olun. Fazla ağaç ziyanına engel olun.' Japonlar son derece sade, basit, yalın mütevazı yasayan insanlardır. Evlerini mobilya ile eşya ile dolduranlar Japonlara göre ruhen tekamül edememiş, hayatın manasını anlayamamış, zavallı kimselerdir.. Böyleleriyle; evini mezat salonuna çevirmiş zavallı, diye eğlenirler. Bir insanin gösteriş için eşyanın esiri olması ne kadar acıdır. Vaktiyle Japon ekonomisi darboğazdan geçiyor. İç borçlar, dış borçlar gırtlağı aşıyor. Zamanın başbakanı meclisi toplar. Kürsüye çıkar. Durumu olanca açıklığı ve tehlikeleri ile anlatır ve; -Şu andan itibaren der, -Tanrı şahidim olsun ki, Japonların iç ve dış borçları son kuruşuna kadar ödenmeden, pirinçten başka bir şey yemeyeceğim . -Şu üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim. Dediklerini yapar, en üstten en alta bir israftan kaçınma kampanyası açılır. Japonya bütün borçlarını öder. Bu durumun toplumun bütün kesimlerini, tek istisna olmadan kapsadığını söylemeye gerek yok. Geçenlerde Japon imparatorunun sarayını gördüm. Yarabbim, ne kadar sade, ne kadar mütevazı, ne kadar gösterişten uzak... *Gerekmediği halde elektriği yakmakla, suyu kapamadan bos yere akıtmakta, gece çamurlu ayakkabılarımızı temizlemeden yatmakla , yemek yediğimiz kapları yıkamadan bırakmakla biz de zalimler sınıfına geçmiyor muyuz? *Hayat çok ince, akil almaz incelikte ipliklerle örülmüştür. Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki , İlk okul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım . Bir mıh bir nalı kurtarır. Bir nal bir atı, bir at bir komutanı, Bir komutan bir orduyu, Bir ordu bir ülkeyi kurtarır diyordu.. Maddi durumumuz ne olursa olsun, ister zengin olalım ister fakir, hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız. Burada parayı da, maddiyatı da aşan büyük bir edep ve incelik vardır. | |
22 Nisan 2014, 01:27 | Mesaj No:4 |
Cevap: israf , niğmeti verene saygısızlıktır... Dolapları doldu taştı çamaşır Mağazaları gayret ile dolaşır Bulduğuna düşünmeden yapışır Rabbim sen bu akılları yatıştır Doymak bilmiyor bir türlü gözleri Çifter çifter çantası her şeyleri Uyum sağlıyormuş böylece renkleri Rabbim ıslah eylesin cümlemizi Bugün giydiğini yarın giymezler Fukaranın giydiğini beğenmezler Şarkıcıda sanatçıda gözler Rabbim bunlar ölmeden doğruyu göster Dolapları doldu taştı çamaşır Mağazaları gayret ile dolaşır Bulduğuna düşünmeden yapışır Rabbim sen bu akılları yatıştır Doymak bilmiyor bir türlü gözleri Çifter çifter çantası her şeyleri Uyum sağlıyormuş böylece renkleri Rabbim ıslah eylesin cümlemizi Bugün giydiğini yarın giymezler Fukaranın giydiğini beğenmezler Şarkıcıda sanatçıda gözler Rabbim bunlar ölmeden doğruyu göster Nice öksüz gezerken aç ve çıplak Kaptırmış kendini modaya ahmak Kalmamış bunlarda insaf ve ahlak Rabbim ıslah eylesin cümlemizi Dört gözle takip eder modayı Giymez asla markasız bir parçayı Altından elmastan takıları Rabbim döndür bu bos kafaları Komşusu aç kendi uyur misali Hiç eksik etmez her tür keyfini Düşünmez mi hiç kabirde halini Rabbim ıslah eylesin cümlemizi Doymayan gözü toprak doyurur Aradığı modayı kefende bulur Boşa harcanan paranın hesabi sorulur Rabbim doymayan gözü sen doyur Elbette yemeli ve içmeliyiz Temizinden güzelinden giymeliyiz İsraf etmeden şükür etmeliyiz Rabbim ıslah eylesin cümlemizi Bir arkadaş & AskSairi 20/04/04 | |
22 Nisan 2014, 01:33 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 13076 Üyelik T.:
22 Aralık 2010 | Cevap: israf , niğmeti verene saygısızlıktır... Elbette yemeli ve içmeliyiz Temizinden güzelinden giymeliyiz İsraf etmeden şükür etmeliyiz Rabbim ıslah eylesin cümlemizi amin
__________________ Yuvasız Kuşa Bile Dal Verip Yuva Kurduran Rabbim...Hakkımızda En Hayırlısı Neyse Bizlere de Onu Nasip Eyle. AMİN.. |
22 Ekim 2014, 02:23 | Mesaj No:6 | |
Cevap: israf , niğmeti verene saygısızlıktır... Alıntı:
Yâ benî âdeme huzû zînetekum inde kulli mescidin ve kulû veşrebû ve lâ tusrifû, innehu lâ yuhıbbul musrifîn(musrifîne). 1. yâ benî âdeme : ey Âdemoğulları 2. huzû : alınız 3. zînete-kum : ziynetleriniz, süsleriniz 4. inde : yanında 5. kulli : her, hepsi, bütünü 6. mescidin : namaz kılınan yer, mescid 7. kulû : yeyiniz 8. ve işrebû : ve içiniz 9. ve lâ tusrifû : ve israf etmeyin 10. inne-hu : muhakkak ki o 11. lâ yuhıbbu : sevmez 12. el musrifîne : müsrifler, israf edenler Ey Ademoğulları! Her mescide güzel elbiselerinizi giyinerek gidin; yiyin için fakat israf etmeyin, çünkü Allah müsrifleri sevmez. | ||
22 Ekim 2014, 22:32 | Mesaj No:7 | |
Cevap: Cvp: israf , niğmeti verene saygısızlıktır... Alıntı:
Desene bizim ülkede milyonlarca imparator yaşıyor. Hatta imparatordan daha imparator ve ondan daha lüks... Gülsek mi ağlasak mı?
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. | ||
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Söz Verene Bir Çift Söz | Muhteşem | Ashab-Kiram(r.a) | 5 | 17Haziran 2020 00:25 |
Israf | YASEMİN ATAMAN | Muhtelif Konular | 1 | 05 Eylül 2011 21:58 |
Bir günlüğüne milyarlar verilip alınan bu gelinlik israf değil midir | MERVE DEMİR | Evlilik-Nikah Konuları | 0 | 14 Nisan 2009 10:59 |
Peygamberimizin israf karşısında tutumu | _bülbül_ | Soru Cevap Arşivi | 0 | 11 Nisan 2009 08:52 |
Gusül ve taharette suyu israf etmemek için öneriler | MERVE DEMİR | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 0 | 10 Nisan 2009 00:43 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|