|
Konu Kimliği: Konu Sahibi enderhafızım,Açılış Tarihi: 20 Ocak 2013 (23:50), Konuya Son Cevap : 20 Ocak 2013 (23:50). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
20 Ocak 2013, 23:50 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 | Tarihini Bilen Sömürülmez Tarihini Bilen Sömürülmez Tarihini Bilen Sömürülmez Tarih ‘hikâye’ değildir Tarihin konusu, geçmiş zamanda cereyan etmiş olan hadiselerin, bir araya getirilmiş bir dosyası değildir şüphesiz! Onun konusu insandır ve gayesi; bu insanı Allah’ın rızası doğrultusunda yetiştirmektir. Aksi takdirde, bana veya toplumuma bir ibret vermiyorsa bir yararı yoksa Yunan Tarihi’ni, Bizans’ı, Osmanlı’yı öğrenmeye ne gerek var? 18. Yüzyılın sonlarından itibaren, tarihi bu manada anlamaya başlayan emperyalist Batı dünyası, tarih bilmeyen toplumları çok kolay sömürmenin, hatta yönetmenin yolunu buldular. Batı dünyası, tarihi öğrenip konusunu iyi tespit ettiği için onun yatağını dilediği gibi değiştirmekte, ona yön verebilmektedir. Gelişmemiş ülkeler (!) denen insan toplumlarının da tarihlerini bildiklerinden, onları diledikleri gibi yönetmektedirler. Tarih bilmeyen sömürülür Tarihlerini Batı yönlendirdiği için bu ülkelerin başına, kendi doğrultularında olan tarih cahili kuklalar getirmesini ustalıkla yürütmektedirler. Her gün radyolardan, güney Amerika’da, Afrika’da, Orta Doğu’da bir hükümet darbesi duyarız. Arkasından da bunun dedikodusu çıkar dünya basınında: Bu devrimi CIA, MOSAD veya KGB yaptı diye… Bütün bunlar, tarih bilmezlikten ileri geliyor. Bu o kadar ileriye götürüldü ki; Batı neredeyse “Tanrı”laştırılacak? Batı ise buna alkış tutmakta ve bütün ilmi araştırmaları, Şark’a şahsiyetini kaybettirme gayesine yönelmektedir. Sömürgeci Batı Firavunlaşmış; bütün insanlığı da kendisine köle yapmak istiyor. Firavunlar gibi tanrılaştılar adeta… I. Ramses devrinin bir şairinin sözleri, adeta Batı için söylenmiş gibi: “Bu tanrı (Uhtun) ne kadar ihtiras sahibidir? Çocuğumun ağzına koymak istediğim lokmaya göz dikmekte ve onu koparmaktadır. Bu aç gözlü tanrılar, ne zaman doyacaklar?” Bu tanrılar Firavunlardır… Bugünkü temsilcileri ise tarih cahili zavallı ülkeleri sömüren, başta Amerika olmak üzere, emperyalist Batı dünyasıdır. Fransız ihtilali masum değil Fransız ihtilalinden sonra, kilise hegemonyasının çöktüğü, eski kültürün kovulduğu söylendi. Aydın zümrenin göremediği şey, eski kültürünün kovulmasıyla, yerine çok daha cani bir burjuva kültürünün gelmiş olduğudur. Bu böyle olunca da “Vatanı uğruna adam öldürmeyi doğru ve övgüye değer, fakat dini uğruna öldürmeyi kötü ve yanlış bulan bir anlayışla yetiştirilmiş olan 19. yüzyılın liberal tarihçileri” (1) ortaya çıktı. Gelişmemiş ülkelerdeki tarihçiler (!) de bu liberal tarihçilerin eserlerini -çoğu kez yanlış- tercüme ederek, güya ülkelerine ışık tuttular. Ama bu tarihçiler, 110 voltluk akıma, 220 watlık ampul taktıklarından, hiçbir netice alamadılar. Bu ‘ampülcü’ -elektrikçi değil- tarihçiler, talebelerine, tarihi öğretmeden, ne Batı’yı ne de tarihi öğrendi!... Çünkü onların hocası da bu iki konun cahiliydi. (2) Biz buna “tarih sömürüsü” diyoruz. Bu sömürüde sömüren, sömürülenden daha haklı… Zira sömürülmeyi isteyen odur. Kendini öğrenmeden başkasını öğrenme sevdalısı olunca insan, ne başkasını ne de kendini öğrenir. Tarihi cehalet, insanları köleleştirir, bağımlı yapar; el-etek öptürür ve dilendirir. İnsanlar; tarihlerini bilmeyince, fırsatçı sömürücüler, onların bu zaaflarından faydalanmaya çalışırlar. Bu konuyu açıklamak üzere, aşağıdaki misal ne kadar manidâr! Âlimlerimiz tarihi biliyordu Hicri 447 senesinde, Yahudilerden bir grup, Hayber Yahudilerine ait bir vesikayı öne sürerek, Hz. Peygamber (sas)’in Hayber savaşında kendilerini cizye vermekten muaf tuttuğunu iddia ettiler. Söz konusu vesika, devrin büyük âlimi Ebû-Bekr el-Hatîb’e gösterildi. Ebû-Bekr el-Hatîb, vesikayı okuduktan sonra düşündü ve “Bu bir uydurmadır” dedi. Fakat ilgililer delilini istediler. (Tarihi çok iyi bilen) o alim dedi ki: “Bu vesikada Muaviye’nin şahitliği var. Hâlbuki Muaviye, Hayber savaşı sırasında henüz Müslüman olmamıştı. Muaviye fetih senesinde (Mekke’nin fethinde) Müslüman oldu. Hayber’in fethi ise bir sene önce, yani Hicri 7. senededir. Aynı şekilde S’ad b. Muaz’ın şahitliği gösteriliyor ki o da Hayber’in fethinden iki sene önce Benu Kureyza gazvesinde ölmüştür”. Bunun üzerine, Yahudilerin vesikasının uydurma ve cizyeden kurtulmak için bir bahane olduğu, bunun Müslümanları kandırma (o zamanlar sömürü kelimesi yoktu) oyunu olduğu ortaya çıktı. (3) Vesikayı tetkik eden ulema bununla da yetinmeyerek, vesikanın üzerine uydurma olduğunu belli ettikten sonra, isimlerini de yazıp mühürlediler. İşte bunu, tarihi bildikleri için yapabildiler. Tarihi bilmeselerdi, Yahudilerin oyununa geleceklerdi. Tıpkı bugünkü Müslümanların onların oyunlarına geldikleri gibi… Bunun içindir ki, Mısır Sultanı Eşref Barsbay (4); tarihçi Bedruddin ‘Aynî’ye tarih okutur, kendisi de dinler ve ibret alırdı. (5) O halde Müslümanlarda tarih, bir hikâye olmaktan ziyade, ibret alınması gereken bir ilim halini almıştır. Kamuoyunu yanlış yönlendiriyorlar Sömürü mekanizmasında, tarihi olgular da çok önemli rol oynar. Öyle tarihi olaylar vardır ki, bazı görüşleri kabul ettirme, efkâr-ı umumiyyeyi yanlış yönlendirme ve nihayet bunun neticesinde de tarihi hadiseleri çarptırarak, bazı zümrelere çıkar sağlanmak istenir. İşte bunun en canlı örneği, son cihan savaşında, Almanların Yahudilerle olan ilişkileri! Bilindiği gibi Hitler, tarih içerisindeki diğer diktatörlerden bir tanesidir. Ne var ki onun Yahudiler’e yaptığı, o kadar sömürülür oldu ki; nerede ise dünya sinemalarına daha başka bir konu kalmadı. Hiçbir zalim kimse yokmuş gibi… Sanki Hitler’den başka hiç kimse zulüm yapmamış. Dünya kamuoyu neden Peygamberler’i dahi kesen Yahudiler’in, Filistin’deki işledikleri cinayetleri konu yapmıyorlar? Tarihin bu şekildeki sömürüsü, devlet siyasetleri ile ilgilidir. Devletler kimden yana iseler, öyle oluştururlar kamuoyunu. Şayet hadiselere akl-ı selimle ve Allah’ın kitabını ölçü olarak yaklaşırsak, hem teşhisimiz doğru olur hem de hadiselerin bazı çıkarlar için sömürülmelerine mani olmuş oluruz. Dipnotlar: 1- E. H. Carr, Tarih Nedir, İstanbul, 1980 s. 34. 2- Bu konuda bir hatıramı anlatmadan geçemeyeceğim. Doktora çalışmalarımız için Fransa’da bulunduğumuz sıralarda; bizim gibi doktora yapmaya gelmiş bir arkadaş daha vardı. Ama bu arkadaş Fransızca öğrenmeden, doktoraya başlamadan önce, gerçek bir Batı’lı olmak istiyordu. Bizim gibi “mutaasıp” (!) olmak istemiyordu. Ve başardı Batılılaşmayı… Fransızların %70’i evinde köpek besler. O arkadaşa göre gerçek Batılı bunlar olduğundan, kendisi de onlara benzemek için bir köpek enik’i aldı. (O zaman aldığımız bursun yarısıyla ve tabii bu burs zavallı Anadolu insanının parasıydı.) Köpekle beraber öğrenci yurdunda kalamayacağı için yurttan atıldı ve yurt ücretinin dört misline bir ev kiraladı. Köpeği ile talebe lokantasına giremediği için evde köpekle yemeğe başladı. Derken, bir gün yolda polis köpeğin sigortasını sordu. Sigortası olmadığından bilmem kaç yüz frank ceza ödedi ve tabii sigorta da yaptırdı köpeğine. Böylece Batılılaşıyordu. Biz doktorayı bitirip dönünceye kadar da o Batı hayranı, aynı minvâl üzere Batılılaşmaya devam ediyordu. Belki hala da ediyor, bilmiyoruz?... 3- es-Sahavî, a.g.e. s. 10. 4- Ayrıntılı bilgi için bk. İslam Ansiklopedisi, Barsbay mad. 5- es-Sahavî, a.g.e. s. 43. PROF. DR. İHSAN SÜREYYA SIRMA GULISTAN DERGISI 110. Sayı Şubat 2010 |
Konu Sahibi enderhafızım 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
En Pratik Sağlık Bilgileri | Pratik / Faydalı Bilgiler | enderhafızım | 0 | 175 | 14 Ekim 2023 13:10 |
Kur'an Güzel Konuşun Diyor, Konuşuyor... | Serbest Kürsü | su damlası | 3 | 2569 | 24 Kasım 2016 14:16 |
Geeflow - Diriliş (15 Temmuz Darbe Rap Şarkısı) | İlahiler/Ezgiler | enderhafızım | 0 | 2099 | 23 Kasım 2016 12:06 |
Otuz Kuş & Dursun Ali Erzincanlı (Şehit Ömer... | İlahiler/Ezgiler | Esma_Nur | 1 | 2831 | 23 Kasım 2016 11:44 |
15 Temmuz Demokrasi Marşı (İndir) | İlahiler/Ezgiler | enderhafızım | 0 | 2415 | 23 Kasım 2016 11:10 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Aşk; Var mı tarifini bilen...? | enderhafızım | Serbest Kürsü | 7 | 24 Mart 2024 14:31 |
Herseyi En iyi Bilen Allah'tır | YaŞuHa | Allah(c.c) | 1 | 27 Ocak 2023 18:45 |
Lütfen cevabı bilen yazsın | zekovicxyz | Muhtelif Dini Konular | 7 | 04 Ocak 2015 21:51 |
Bilen biri cevaplayabilir mi ? | Ehlibeyt | İmam-Hatip/Müezzin DHBT Sınavı | 3 | 10 Eylül 2014 19:24 |
Sevginin Değerini bilen Herkese!!! =)** | melis | Serbest Kürsü | 9 | 22 Ocak 2009 21:18 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|