|
Konu Kimliği: Konu Sahibi FECR,Açılış Tarihi: 22 Eylül 2018 (11:29), Konuya Son Cevap : 22 Eylül 2018 (11:29). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
22 Eylül 2018, 11:29 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | MADDİ VE MANEVİ ALANDA 50 YIL SONRAKİ NESİL MADDİ VE MANEVİ ALANDA 50 YIL SONRAKİ NESİL MADDİ VE MANEVİ ALANDA 50 YIL SONRAKİ NESİL (İnşaAllah Kıyamet Kopar da Bunlar Olmaz!!!...) Hani genelde “Ahhhh!!! Nerde o eski günler, nerde o eski bayramlar… Bir zamanlar…. Bizim zamanımızda …. diye lafa dalıp dedelerimizin anlattığı hayat gerçekleri bize masal gibi gelirdi yaaa… Şimdi biz de yıllar öncesini arzu ile yad eder olduk… Acaba bizim geçmişi yad ettiğimiz gibi yeni nesil de bu günleri yad edecek mi???!!! (Sanmam... Geçmişi hatırlayacak kadar hafızalarının olacağını tahmin edemiyorum… Siz hiç Karadenizdeki hamsilerin “Bir zamanlar buralarda balina denilen varlıklar yaşarmış” dediklerini duydunuz mu???!!!) Maalesef gidişat öyle görünüyor ama İnşaAllah durum sandığımız ve endişe ettiğimiz gibi olmaz... Acaba gelecek nesil şöyle bir cümle kurabilir mi? “Bir zamanlar dedelerimiz kağıt kullanıyormuş... Hatta çok yakın bir zamanda babamların arkadaşlarından klavye kullanan bile gördüm... Abi adamlar kablolu mablolu bir sürü uzantısı olan alet edevat kullanıyorlarmış bu ne yaaa… ” Belki de böyle diyen bir nesil gelecek... kim bilir?! Allahu e'lem.... Köyde yamalı yırtık pantolonlar giyerek kuru ekmekle öküz çobanlığı yaptığım dönemde çamurlu gazeteyi silerek okuduğumuz dönemleri anlatarak başınızı ağrıtmayayım… Çocukluk dönemindeki acıklı günlerden bahsedince şu an Kartal Anadolu İHL’de Lise 3’e giden oğlum “Babam yine sıkmaya, palavra atmaya başladı…” diyerek kardeşleriyle gülüşüyorlar… Korktuğumdan geçmişi anlatamıyorum bile… (Ankara’da DİB’de Daire Başkanı olan Bünyamin Albayrak Hocamla çocukların masraflarını konuşuyorduk da… İşte çocuğun giydiği ayakkabının markası ve fiyatı tuhaf gelince… Yahu köyde giyindiğimiz kara lastiklerden bahsedemez miyiz? dedim… Hocam zaten konuşturmuyorlar ki.. dedi… Baba sen köylü çoban Ali’nin/Hüseyn’in oğluydun… Ama ben Daire Başkanının oğluyum demiş… Artık ne diyebilirsin ki… )… Neyse… Gıybetten daha tatlı bir günah olmasa da şimdilik dedikoduyu bir kenara bırakalım… Erzurum-İspir’in bir köyünde hafızlık yaparken (1985-87) ve İspir İHL Ortaokulda DPY (Devlet Parasız Yatılı) yurdunda kalarak okurken… Okul defterlerinin kenarına köşesine kendime has notlar alır, şiirler yazardım ammaaa… Yazın köye gelince evde kalabalık etmesinler diye anam hepsini tandıra basar yakardı… Bütün birikim ve sermaye “aşkana” denen dört köşe bacadan tüter uçar gider atmosferin derinliklerine karışırdı… Bazen sisli bulutlardan yağmur yağınca acaba benim notlarım da yağıyor mu diye merak ederdim… “Ahhhhh bir ajandam olsa da okul harici önemli şeyleri ona not alsam, kaybolmasa…” diyordum... 91 yılında Erzurum’dan Bursa’ya gelince (Yine DYPliyim tabii ki…) elime para da geçince bir arkadaşla (Ahmet Ekşi) birlikte gidip bir ajanda beğendik... Çok önemli bir hacat alıyorum… Tek başına karar veremezdim elbette… O ajandama ayet, hadis, şiir vs. kendimce önemli bulduğum epey notlar almıştım... Hala durur.... ve zaman zaman açar ondaki notlarıma bakar duygulanırım… Şimdi bir sürü hediye ajanda geliyor... Laptop var diye ben bile kullanmıyorum.... Çocuklara veriyorum... Onlar da bir kaç sayfasını karalayıp ya çöpe ya dolabın dibine gömüyorlar.... Allah bu günlerimizi aratmasın... Çok korkuyorum, gelecekten endişe ediyorum… Bu israfın karşılığında İlahi bir tokat yersek hiç şaşmayın…!!! Gelecek 50 yıl içinde yeni nesil nasıl bir tasarım, ne tür bir teknoloji kullanacak hayal bile edemiyoruz… Mesela bundan 30 sene önce deselerdi ki… - Abi el kadar bir alet (kumanda) çıkmış… koltuğundan kalkmadan, TV’yi tekmelemeden kanaldan kanala zaping yapıyorsun/yapacaksın… Buna kim inanırdı Allah aşkına… - Köyünüzdeki birine 8000 km öteden kablosu vs. olmayan ele sığan ve telefon denen bir araçla seslenip de “ne yapıyorsun?” diye sorsanız/ farz-ı muhal soracak olsanız… O da “Bir kitap indirdim Arabada dinliyorum” dese/diyecek olsa kim inanırdı… (Ulan sen Cebrail misin? Kitabı nerden indiriyorsun… Kitap okunur sen neyi dinliyorsun???… Üstüste sorular soru içinde…) - Adama bir kitaptan bahsediyorsun… “Abi şimdi Almanya’da, Japonya’da, Ümit Burnu’nun alt tarafında o kitabı nerden bulayım… PDFsi varsa göndersene…” diyor… “Ula oraya kargo var mı?” diyorum… “Abi ne kargosu… Whatsaptan gönder gelsin” diyor… ve sen… burdan dosyayı ekliyorsun… Yani el kadar olmayan avuç içi kadar telefon/cep tel denen alete buradan kitabı sokuyorsun… 1000 km öteden adam çıktı alıyor… veya ekrandan bakıyor… 30 sene önce buna kim inanırdı… (Sen kimsin oğlum… Hz. Davut musun? Süleyman mısın???!!! Yemenli Belkıs’ın tahtına göz mü koydun oğlum… derlerdi…) Şimdi teknolojik olarak bütün bunlar mümkün… Belki de hayal edemediğimiz daha neler olacak neler!!! Ama/fakat/lakin/yanlız maneviyat ve toplumsal hayat acaba nasıl olur? Bunu düşünmek bile istemirem… İnşaAllah o günleri yaşamayız ammaaa… Maneviyat olarak şöyle diyebilirler.... Dedemlerin zamanında facebook olmadığından ekmek almak için taaa fırına gidiyorlarmış... O kocaman somunu bir tek adam tek başına tereyağı ve bal denen gıdalara batırıp yiyorlarmış… Bir de başında “Bismillah…” yok sonunda “Elhamdülillah…” diyerek bir sürü de dua ediyorlarmış abi… Ne yavaş işleyen bir sistem… Ne büyük zaman kaybı de mi??? Bu kadar çok yiyen bu insanlar Ramazan denen kutsal bir ayda 18 saat aç kalıp oruç denen ve gözle görünmeyen bir şeyi tutuyorlarmış abi… - Hade beee!!! Atma Canberk abi!!! Öyle şey olamaz… Bu tıbbın ilkelerine aykırı… Yalan!!! - Abi Vallaha… Cumhuriyet arşivlerinde okudum… O dönemin insanlarının çoğu böyleymiş… Akşama kadar aç susuz kalıp iftar denen zaman diliminde 9 çeşit yemek yiyorlarmış… Ama ardından akşam namazı, ardından yatsı namazı ve teravih diyerek 33 kere yatıp kalkıp jimnastik yapıyorlarmış… Ne şeker oluyormuş ne kollestrol… Tarihte böyle şeyler oluyormuş, ben buna inanıyorum… Ben inançlı bir insanım… Kahve falına bile inanırım… - He yaaa… Bunlar günde adına namaz denen hareketleri hem de 5 zaman diliminde (vakitte) eda ederlermiş… Hatta sabah namazına kalkıp önce gusül denen duşa benzer bir şeyler yapıyorlarmış… Doğalgazlı sıcak su yomuymuş neee… Buzu kırıp kenarından abdest alarak üzerinde kafa tasının ön tarafını (alınlarını) yere koyup dakikalarca bekliyorlarmış… (secde ediyorlarmış…) - Google Arth’a girip Arabistanı/Mekke’yi/Kabe denen diktörgen siyah binayı dolaşmak yerine milyarlarca dolar harcayıp hac yapıyorum diyerek ilkel uçaklarla teyyyy Arabistanlara gidiyorlarmış… Halbuki şimdi bir tıkla hacı oluyorsun… İzmir’de bizim sitenin 96. katında bile artık musluklardan zemzem akıyor… Washinton portakal ve çikita muz dururken Medine hurmasına para vermek de neymiş aklım almıyor kankiii… - Yapar abi o dönemin insanından her şey beklenir… Bu cumhuriyet neslinin ataları Fatih döneminde karadan gemileri yürütmüşler… 2000’li yıllarda bu adamlar da dedelerine özenerek denizin altından treni/tramvayı/metroyu yürütmüşler… Keşke okuyabilsek… Tarihte daha kim bilir neler olmuştur?! 50 YIL SONRAKİ NESLİ DİNLEMEYE DEVAM EDİYRUZ…. - Abi o dönemde okumak için okula, çalışmak ve para kazanmak için inşaata gidiyorlarmış... Şehirler arası terminal denen bir yerden o zamanın tekerlekli arabaları otobüslere biniyorlarmış... - Mesela tapınmak için mescid mi ne ibadetgâh denen tapınaklara giderlermiş... Hatta bu mescidlere yakın yerlerde taziye evleri denen yerler olurmuş... Başsağlığı dilemek için faceden mesaj atmak yerine oralara gidip Kur'ân denilen kutsal kitaptan ayetler okur sohbet bile ederlermiş... Düşünsene adamlar -kendi akrabalarını boş ver- tanımadıkları birinin cenazesinde bile ağlarlarmış... Rahmetli babamdan duymuştum... (rahmetli mi o ne laaa???!!! Tanrı yerini uçmak etsin!!!) Dedemler Kur'ân okumak için Kur'ân Kursu ve Medrese denilen yerlere giderlermiş... Artık CD mi yokmuş, bellekler mi yetersizmiş, nedendir bilinmez amma Kur'ân'ı korumak için baştan sona ezberlerlermiş.... - Kur'ân denilen kitap da 600 sayfa imiş haaa... (En az 2,5 MB) Abi o dönemin insanında IPhone gibi zeka varmış... Beyinlerinde 6.000 gazel tutanlar bile varmış... Şiir denen şeyler ezberliyorlarmış... - Hatta o dönemdeki bu süper salak, megalomanyak geri zekalılar karşıt cinse aşık olup ona şiir bile yazıyorlarmış... Tek bir karşıt cinsle evlenip uzun yıllar evli kalıyorlarmış... Hatta onların bir duası varmış.... "Allah bir yastıkta kocaltsın!" derlermiş... Karı-koca (???!!!) tek yastığa baş koyarlarmış... Hatta biri rahatsızlanınca diğeri de üzüntü duyar ve uyumazmış... Halbuki biz nette bir chat yapıyoruz, arzuladığımız canlı pat diye sanal alemde önümüze geliyor... Bir tıkla çık yapıyoruz, (tıhlirem çıhirem)… bir yesle evreni geziyoruz... - Adamlar, konum atmak nedir? bilmezlermiş… Birine bir adres tarif edermişsin… veya bir kağıda yazarmışsın… Adam gider İstanbul gibi bir şehirde 5. dereceden bir akrabasının evini bulur, orada da aylarca misafir olarak kalırmış… Ne otel parası ödermiş… Ne de günde yediği 5 öğün için para verirmiş… Kimse de “artık yeter kaldın, çek git moruk!” demezmiş… - Evet dostum!!! O zaman misafirlik, sıla-i rahim, mahrem-namahrem, namus, din-iman, vatanmillet, Sakarya… denen kavramlar varmış… İnsanlar değer denen bu soyut kavramlar için canlarını bile verirlermiş… Bir tanesi vatan uğruna diyerek 10 kg altınını bozdurmuş kankiii… İnanabiliyor musun?! - Kanki düşünsene… O dönemin insanları “sa, nbr, çav, ig, kib, hb, ss, öptüm bye…” denen kavramları bilmezlermiş... Cumhuriyetten öncesini bizim bellekler almıyor da cumhuriyet sonrası tarihte neler yaşanmış neler.... Vay beee.... 1900 yılından sonra 2050’ye kadar daha bilmediğimiz, duymadığımız kim bilir neler neler yaşanmıştır… - BİTTİ…- NOOOOTTTT!!!! Bu kadar düşünüp yazabilirler mi bilmiyorum amma sanırım gelecek dönemin filozofları bunları konuşacaklar.... (22.09.18 Cumartesi) Bu bir bakış açısı ve yorum farkıdır... Kasıtlı olmadıkça saygı duymak gerekir... Niyetleri ve geleceği Allah bilir.... Bizimki sadece yanlış olan şeylerin olmaması için bir tahmin ve temenniden ibarettir... Okuyup yorum yaptığınız için teşekkür ederim... Allah'a emanet olunuz!!! RAMAZAN ŞAHAN
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
Konu Sahibi FECR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Eskiden Hayat Daha Güzeldi... | Gönülden Dökülen Nağmeler | FECR | 0 | 70 | 12 Ekim 2024 10:01 |
Prof. Dr. Mehmet Görmez'den Önemli Açıklamalar | Muhtelif Konular | FECR | 0 | 101 | 07 Ekim 2024 20:33 |
Müslüman Bir Toplumu Çökertmek İstiyorsanız | Muhtelif Konular | FECR | 0 | 84 | 23 Eylül 2024 11:06 |
Şehit Haniye İçin Ezgi | MultiMedya-İzleme Vb | Esma_Nur | 1 | 101 | 03 Ağustos 2024 22:38 |
NELERİ BİLMELİYİZ? | Kurân-ı Kerîm | FECR | 0 | 117 | 01 Ağustos 2024 17:31 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
MEDİNEWEB HAFTANIN HUTBESi:20.02.2020-ÜÇ AYLARIN MANEVİ İKLİMİNE YAKLAŞIRKEN | alperkara | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 20 Şubat 2020 12:59 |
MEDİNEWEB HAFTANIN HUTBESi:05.07.2019-NESLİN KORUNMASI: ERDEMLİ BİR NESİL, HUZURLU BİR GELECEK | alperkara | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 1 | 05 Temmuz 2019 23:44 |
MEDİNEWEB HAFTANIN HUTBESi:02.11.2018-TEMİZ GIDA TEMİZ NESİL | alperkara | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 01 Kasım 2018 22:29 |
MEDİNEWEB HAFTANIN HUTBESi:19.10.2018 MADDİ VE MANEVİ ARINMA: TEMİZLİK | alperkara | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 17 Ekim 2018 21:16 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|