|
Konu Kimliği: Konu Sahibi enderhafızım,Açılış Tarihi: 10 Kasım 2012 (11:40), Konuya Son Cevap : 03 Temmuz 2014 (19:47). Konuya 35 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme: |
12 Şubat 2013, 18:00 | Mesaj No:21 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 | Cevap: Can Demiryel (Seslendirdiği Şiirler) Yağmur - Can Demiryel Nurullah Genç Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kainat... [YT]uHWUEdrrVYQ[/YT] |
22 Şubat 2013, 14:42 | Mesaj No:22 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 | Cevap: Can Demiryel (Seslendirdiği Şiirler) Sen Kimsin Sevmek" dedim. yoluna ölmek" dedi. "yol" dedim. "alıp başını gitmek" dedi. "gitmek" dedim. Bir "ahh" çekip "dostlardan ayrılmak" dedi. "dost" dedim. Durdu. Bana baktı. "dost" diye mırıldandı. "yüreğime nasıl koysam bilemediğim"dedi. "yürek" dedim. "dünyaları içine sığdıramadığım" dedi. "dünya" dedim. "hayatın bir yüzü" dedi. "yüz" dedim. "ardında ne gizli bilemediğim" dedi. "giz" dedim. "hep çözmeye çalıştığım" dedi. "çalışmak" dedim. "bitmeyecek öykü" dedi. "öykü" dedim. "binlercesini içimde gizliyorum" dedi. "gizlemek" dedim. "işte her şeyin bitimi" dedi. "şey" dedim. "sevda" dedi. "sevda" dedim. "peşinden kostuğum" dedi. "koşmak" dedim. "hayat bir maraton" dedi. "hayat" dedim. "öyle kısa ki!." dedi. "niçin kısa?" diye sordum. "yaşanacak çok şey var‚ zaman yok" dedi. "yaşanması gereken ne var?" diye sordum. "aşk" dedi. "kaç kere?" diye sordum. "bin kere" dedi‚ "milyon kere" "neden bir kere degil?" diye sordum. "bütün aşklarin toplamı‚ en yüce ve tek aşk" dedi. "önce ona varsan olmaz mı?" diye sordum. "keşke olsa" dedi‚ "ama önce yoğrulmak gerek" "acı çekmek mi?" diye sordum. "evet‚ aşk acısında yok olmak" dedi. "yok olunca!." dedim. "işte gerçek aşkta o zaman yaşamaya başlarsin" dedi . "gerçek aşk!." dedim. "büyük o!" dedi. Durdum. Durdum. Ve sustum! "neden sustun?" diye sordu. "yüreğim titredi sanki" dedim. "neden?" diye sordu. "bilmiyorum" dedim. "büyük o!" "evet." dedi‚ "büyük o!" "nerede?" diye sordum. "her yerde" dedi. "nasıl?" diye sordum. "yüreğini aç" dedi. "yüreğimi açmak!." dedim. "bir tebessümle bak her şeye" dedi. "tebessüm" dedim. "her kapının anahtari" dedi. "kapı" dedim. "girmeden bilemezsin" dedi. "ya korku!" dedim. "bilinmeyenden korkar insan" dedi. "ben bilmiyorum" dedim. "neyi?" diye sordu. "ben'i" dedim. "sen kimsin?" diye sordu. "ben kimim?" diye sordum. "sevgiyle beslenensin" dedi. "kimin sevgisiyle?" diye sordum. "büyük o'nun." dedi. Durdum. Durdum. Yine sustum. "kimsin?" diye sordum. "sen'im" dedi Can Demiryel [YT]4fSgObnEfEo[/YT] |
22 Şubat 2013, 15:09 | Mesaj No:23 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 | Cevap: Can Demiryel (Seslendirdiği Şiirler) Can Demiryel & Neslihan - Suskunluk (Can Dündar) [YT]Cc9jkC7YWrA[/YT] Suskunluğundan tanırım O'nu... Yüzünde her daim nöbete duran ve içindeki depremi maskeleyen gülücüğü bilirim. O depremin yüreğinde açtığı derin yarıklardan en küçük bir iz yansımasa da yüzüne, aşinayım ketumiyetine... Bilirim ki, kabil olsa da, ters çıkarılmış bir kazağı düzeltir gibi içten kavrayıp dışa çevirseniz ruhunu, sanki yıllar yılı söylenmeyip saklanmış, dilin ucuna kadar gelip tutulmuş, tam haykırılacakken içe atılmış yüzlerce sözcük, hafızaya kelepçelenmiş binlerce söz, dile getirilmemiş on binlerce itiraz, akıtılmamış onca gözyaşı ilmek ilmek çözülüp saçılıverecektir ortalığa... Ama o konuşmaz. Sabırla dinler, sitemsiz kabullenir ve ruhunun derinliklerine gizlediği çekmecelerde özenle saklar içine attıklarını... Sadece kendisiyle baş başayken açar onları... Kimi zaman gizli bir günlüktür çıkan çekmeceden... Yazar; ...kimi zaman da sırdaş bir silahtır... Sıkar. Niye bazıları ağzına geleni söyleyip rahat uyku uyurken, "içine atan", sessizliğe gömülüp kendi dehlizlerinin karanlığında yapayalnız kâbuslar görmeyi seçmiştir? Anlatmazlar ki bilesiniz... Kimi nasıl diyeceğini bilmediğinden, kimi bildiğini de diyemediğinden, kimi dediği halde kıymeti bilinmediğinden, kimi bir kez deyip yanlış bildiğinden, suskunluğun o huzurlu kuytusuna sığınmıştır. Sesini en çok yükseltenlerin en haklı sayıldığı bir dünyada, sürüye uyup gürültüye katılmaktansa sessizliğe gömülüp haksız sayılmayı tercih ederek tevekkülle içine kapanmıştır. İç kanamaları zaman zaman ağzından kaçırıverse de, dudağının kenarından sızanın "kızılcık şerbeti" olduğuna inandırır herkesi... Oysa ne kadar gizlemeye çalışsa da, içindeki fırtınanın birilerine fark edileceği umudunu hep korur. Suskunluğunun her şeyi anlattığını sanır. Sanki onca gürültü içinde birileri gözbebeklerini okuyacak ve konuşmayı bilmeyen bir çocuğun derdini anlar gibi, iç dünyasında çağlayan nehrin sesini duyacaktır. Başını sessizce öne eğişinden, sitemkâr imalarından, dargın yalnızlığından derdini anlayacak, şifresini çözüp sessizliğini sese çevirecek birini bekler umarsızca... Oysa gürültünün çağında, kimselerin vakti yoktur, anlatmayanın derdini anlamaya... Kimse kimsenin gözbebeğine bakıp konuşmaz; yüreğini dinlemeye yanaşmaz. Öyle olunca da hepten içine kapanır "içine atan"... Maddi varlığını dibe çeken bu manevi yükün ağırlığıyla yaşamayı öğrenir. Yükünü sırtlayıp, kendi iç sesiyle sohbet ederek yürümeye koyulur. Kendine yazılmış mektuplar, meçhule karalanmış satırlar, sadece yastığının bildiği sırlarla örer kozasını... Sabah oldu mu, sahte gülümsemesini yüzüne yapıştırıp hayata karışır. Anlaşılmadıkça artar ketumiyeti... Rahat hesaplaşanlara özenerek erteler hesaplaşmalarını... Geciktirilmiş her sohbet, vazgeçilmiş her itiraf, gösterilmemiş her tepki birbirine yapışıp koca bir ura dönüşür içinde... Sonra kanser gibi sarar bünyesini... İçindeki yara, yüzünde gülümseyen maskeyi aşağı çekmeye başlar zamanla... Artık ya içindekileri kusacak, ya da hepten susacaktır. İşte o zaman, "iç" denilen o dipsiz derinlik, o ne atsan dolmaz sanılan kuyu taşar aniden... Yük, taşınmaz olur. Yıllar yılı sabırla bastırılan volkan, ya umulmadık bir tepki, ya katılırcasına bir ağlama nöbeti veya gizlenmiş bir silah olur, gürültüyle patlar. "İçine atan"ları bilmeyenler, kestiremezler bu ani tepkinin nedenini... Yanlış yerde ve son günlerde ararlar ipucunu... Oysa onca yılın suskunluğuyla kaynaya kaynaya dolmuştur yanardağ... Ve gün gelmiş patlamıştır. İntiharı, doğumudur "içine atan"ın... İlk kez yüksek sesle konuşmuştur ve çoğu kez, son olur bu... Artık geride bıraktığı efsane konuşacaktır, kendisi yerine... Tanırım O'nu... Sessizliğin erdem sayıldığı bu özel dünyanın suskunları bilirler birbirlerini... Çareyi de bilirler. Gözbebeklerine bakıp ruhunda kaynayan volkanı sezecek ve şefkatle "içeri" sızıp O\'nu yukarı çekecek bir dost elini umutla beklerler. Beynine ancak o dost eli uzanabilir. O yoksa yedeği bir kurşundur. Şiir: Can Dündar Yorum: Can Demiryel & Neslihan [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
22 Şubat 2013, 19:21 | Mesaj No:24 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 | Cevap: Can Demiryel (Seslendirdiği Şiirler) Ve Ben Yine Özlerim... Üşüdüm ...Yüreğinle yakıp / sevmez misin.../.. Heybende ki hayalleri alıp canına gelmez misin.../.. Bir içimlik merhabam kalmış benimle içmez misin .../.. Sarıkamış papatyaları açalı kaç haşir oldu ?../.. Bu bahar gönül ocağının tütsüleriyle aminleriyle dönmez misin ?../.. Göz süzmelerime sakladığım edayı ../.. Mahşeri bir aşkla çözmez misin ?.. /.. Ben kıvılcımın olayım / yüreğimin fitiline bir ateş çakmaz mısın ?../.. Kendini de beni de muhabbet otağında yakmaz mısın ?.../... Duygular gözyaşlarıyla gelir gönüle ../.. Nazenin hitabıyla akar kaleme .../.. Dokunur nice yüreklerin bam teline.../.. Ah! Cihanın hengamesinin perdelediği özüm.../. ... Ah! Göğü temaşa edemeyen kör gözüm../.. Ah! Gerçekliğimi yitirdiğim olmaz olası sözüm../.. Gel !....Gel... Sevmenin nakışlarında kıvranan çözüm../.. Sen ruhunu himalayalardan aldığım kar çiçeği.. Yüreğinden yüreğime yıldızlarının ışıklarını sürmez misin ?. Gelmezsin....Bilirim.. Ve Ben Yine Özlerim.. Gelmeyeceğini Bildiğim Yüreği / Ruhumun Kıvrımlarında .. Ve Ben Yine Seni Şiir Diye İçerim ... Okumayacağını Bildiğim Satırlarda..... Ve Ben Yine Her Masum Çocuğun Gözlerinde Seni Görürüm.. Bensiz Kaldığın Yalnızlığın Ardında ... Ve Ben Yine Geçmişi Özlerim... İstanbul Garının Sıkışmış Tünellerinden Ruhuma Akan Feryatlarında.. Çığlıklarımı aşkınla bölmez misin... Sevmezsin ..Bilirim.. Ve Ben Yine Özlerim.... Yine utangaç bakışlarınla yakalasana beni ... Hadi gelsene ruhuma D/alsana yine dehlizler gibi.../.. Yine kalbimi titretsene vicdanından inci çıkarır gibi../.. Yine yazılsa ya alnımıza dostluğumuz Alem-i Ervahtaki gibi./.. Yine sevmez misin .. Bahar yüzü günlerin arefesinden bir selam etmez misin.. Ve ben yine özlerim .. Ama fıtratımın yolunu izlerim .../.. Yüreğimi, uyandırılmamış muştuların sabahına gizledim ../.. Melekler bin rukuyla uyandırsın diye.../.. Okusaydın Göz yaşlarımı .. İçime yağan yağmurlara, kirpiklerinle şemsiye olurdun.. Ama Yok Ki !... Ne sende o yürek ... Ne bende o cesaret ... Cesaretimi Kapadokyadan kaçan salyangozlar yedi... Senin kırılgan yüreğini yitirdiğin yerde... Hüznü GözyaşLarıma Dokudum ... Ruhumda Bir Seni / Bir Kendimi Okudum ... Yüreğimde ../... Fani Mahbubdan Sadece Bir Ah ! Duydum... Uzatma artık ellerini İstemiyorum ... Ben Sevgiyi / Aşkı / Şefkati herşeyi Rabbimden bekliyorum ... Gönül kompartımanın içinde unuttum sevdamı... Biletimi keser misin ... Çıkayım !...Müsadenle ... Lütfen sende yüreğini sahte yıldızlarıyla alıp gider misin ... Şair: Nur Hayat Şuara Yorum: Can Demiryel [YT]n6tX3iHaCx0[/YT] |
03 Mart 2013, 20:51 | Mesaj No:25 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 | Cevap: Can Demiryel (Seslendirdiği Şiirler) Bütün taşlar hacerül esved kırıntısı Rabbim, bütün taşlar, şeytana atılmak için can atmakta, yağmur kalbimizin kandilini yaktı ve üfledik ihlasın şimşeğinde günahlarımızı. Göğün beraâtî yağmur oldu bugün Rabbim; bizimde bu gece beraatimiz olsun, secdedeki hıçkırıklarımız... Başımız yağmurunla ıslandı, şükür gözyaşlarımızda beraatimizde bizi kapına kadar uğurlasın Rabbim, bizi bu geceye ve yağmura kavuşturdu, sana sonsuz şükürler olsun Yüce Rabbim. Berat Kandilimiz mübarek olsun. Rabbim hepinizin beraatinizi versin... Can Demiryel |
03 Mart 2013, 20:52 | Mesaj No:26 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 | Cevap: Can Demiryel (Seslendirdiği Şiirler) Biri bugün aşık olmuş, hayatına bir odak bulmuş, Bir çocuk çok istediği oyuncağına kavuşmuş, Bir baba bugünde eve ekmek götürmenin huzuruyla evine doğru yol almış, Bir adam hayatının en büyük vurgununu vurmuş! Bir kadın nihayet en sevdiği şeye kavuşmuş, … Birde baktımki kabirdeyim!... dünyanın uğultusu dinmiş. Dünyadan getirdiklerimle hesaplaşıyorum... Can Demiryel |
03 Mart 2013, 20:56 | Mesaj No:27 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 | Cevap: Can Demiryel (Seslendirdiği Şiirler) Korkmaya başladım ! Ölümü ensemde hissediyor ve korkuyorum. Korkum ölümden değil , Ölmeden ölemediğimi fark ettim… ve korkuyorum . Can Demiryel |
03 Mart 2013, 21:20 | Mesaj No:28 |
Durumu: Medine No : 17229 Üyelik T.:
10 Mart 2012 | Cevap: Can Demiryel (Seslendirdiği Şiirler) "Ask dedim? Es Sukut dedi Lafizlarin manaya sukut ettigi andir Ask.. Yüregin daglanmasi daglandikça sahlanmasidir Ask.. Kalbin oyulurken içindeki ince sizidir Ask.."
__________________ "..insanın ruhunu yücelten bir acı, ucuz bir mutluluktan daha değerlidir..." |
04 Mart 2013, 10:22 | Mesaj No:29 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 | Cevap: Can Demiryel (Seslendirdiği Şiirler) Ya-sin / Can Demiryel / M.İslamoğlu ya-sin ey insan ey yüz akı gönül aydınlığı kabul olmuş sadaka kadar güzel bir duygu sarıyor seni anan yüreğimi bastığın toprakla yıkadığın gözüme şimdi güneş bile siyah görünüyor ey yüz akı gönül aydınlığı ben kendime ağlarken Uhud’da ağlar mıymış Hıra’yı mahzun gördüm soramadım sevgili hasretinin dışında başka derdi var mıymış? ey insan içimde büyüttüğüm tüm çiçekleri sana adıyorum ıtırları formulas>yaseminleri menekşeleri lale bana kalsın kapına çiçeklerin karalısını sunmaktan utanıyorum dua çıkmayan göğe sevdalar çıkar mıymış? bülbülünü kaybetmiş bu evrensel bahçede dikenler bile bir hoş gayrı gül kokar mıymış? ey insan göklerin öğrencisi yerlerin öğretmeni ey sen öğrettin taşa konuşmayı ağaca selam vermeyi aya yarılmayı toprağa dürülmeyi göklere kurulmayı durmayı zamanı yılana ve deveye sevmeyi ölmeyi öldürmeyi yaşamayı sen öğrettin insana o bengisu gözünden fışkıran pınar mıymış? baharların kaynağı ve yolunu gözleyen bir ben sevda şehidi bir de şu çınar mıymış? ey insan ey tebessümünden cennetler yaratılan gül bahar geliyor ağla gök seviniyor gözyaşını karanfil diye göğüslerine takan melekler kapında divan durup ağlamanı bekliyor hüzün kuruluyor ekmekten önce sofrana bunun için bir bir uçuyor sevdiklerin bu yüzden öksüz bu yüzden yetim kalıyor efendisi yetimlerin. niçin döndü bu rüzgar yol vermez dağlar mıymış? yine Ferhat kesildin bu ne canhıraş gönlüm bağrını deldin diye dağlar da ağlar mıymış? ey insan sen olmasaydın insanlar ölmeyi öğrenmeden öleceklerdi yaşamanın özgül ağırlığını keşfetmeden yaşayacaklardı hayat fahişe erkeklerin elinde bir yosma gibi hırpalanacak hangi mevsime el atsak elimizde yapış yapış bir şeyler kalacaktı acımı tartamayan aşkımı tartar mıymış? gönlüme yol vermeyen şu zifiri perdeyi o cennet elleriyle lûtfedip yırtar mıymış? ey insan sen olmasaydın Yusufçuk kuşunun ne dediğini yılanların niçin toprak yediğini bilmeyecektim herşey çift yaratılırken niçin birşey tek? bilmeyecektim bir gövdede mücevhere dönüşen taşı hem yol hem yolcu hem hedef olanın içinde kopan amansız savaşı olmasaydın sen çekilen dizde derman gözümdeki fer miymiş? kendimi bir kum diye atıversem çölüne ona vurgun bulutlar üstümde gezer miymiş? ey insan senin sırrın gözyaşının terkibinde saklıymış bu gerçeği bir denizin dudağından öğrendim gecenin bir vaktinde bir sevgili ağlarken bir dişi varlığını varlığına adarken bir erkeğin ellerinde ölüm havlu atarken haklıymış söyle gönlüm bu sevda mahşere kalır mıymış? alışılmış sözcükler yükleyip kanadına ona doğru uçursam katına alır mıymış? ey insan ey güneş hamilesi bir kere doğarmışsın bin kez doğururmuşsun parmakların sevdanın kesilmeyen çeşmesi onun için ağlıyor yeni doğan bebekler doğur doğur ki dünya kaybetti gözlerini doğur ey İsrafil’in nefesi ey güneş hamilesi sen olmazsan gemide bu tufan diner miymiş? gemilerin de yandı sil aklından dönüşü vakt indi yüreğim gidenler döner miymiş? ey ey ins ey insan hıncını hıncıma kat sancını sancıma kat pamuktan ellerini geçir yürek halkama ister ayağın katına çek istersen yerlere at. [YT]bVM2q0aRsuA[/YT] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
04 Mart 2013, 10:29 | Mesaj No:30 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 | Cevap: Can Demiryel (Seslendirdiği Şiirler) Beş Alamet Bir Kıyamet - Can Demiryel (Şule Özkalender Aydın) [YT]IejiEO92yjM[/YT] 1 Müezzini olmayan... İmamına uyulmayan... Cemamati bulunmayan... Bir salat düştü yüreğin payına... Essalatü hayrummminennnevm ile... Bekledi yürek... Tekbir alınmadı... Kıblegaha dönülmedi... Seccade serilmedi... Titredi yürek... Halbuki... İlk secde anıydı kalbini ilk attıran... Nabzını hızlandıran... Yüreği kanatlandıran... Miraç oldu, Burak geldi... Gidemedi... Ayaklarına dolandı nefsi... Yüreği zincirledi... Yükselemedi... Yerde kaldı... Yürek ağladı... Namazdayım, namazdayım diye inledi... Duyan olmadı... Sustu.. Kıyama durdu... Kıyameti gördü... Sustu... Ruküya eğildi... Alameti gördü... Sustu... Secdeye vardı... Secdesini gözyaşlarıyla suladı... Nedameti gördü... Tahiyyatta oturdu... Oturdu... Oturdu... Selama durdu... Okudu... Üfledi... Arşa yolladı... 2 İftarı olmayan... Miadı dolmayan... Ezan-ı Muhammedisi okunmayan... Bir savm düştü... Yüreğin payına... Aleykümüssıyame ile... Bekledi yürek... Susuzluğa kanmadı... Açlığı doymadı... İmsakı olmadı... Titredi yürek... Halbuki ilk nefsi terbiyesiydi... Varlığını öldüren... Şeytanını kahreden... Kalbi fetheden... Ruhu hazinelere gark eden... Sahur geldi... İmsak oldu... Gidemedi... Ayaklarına dolandı nefsi... Yüreği zincirledi... Yükselemedi... Yolda kaldı... Oruçluyum, oruçluyum... Diye ağladı... Duyan olmadı... Sustu... Ekmek yemedi... Nimeti gördü... Sustu... Su içmedi... Kevseri gördü... Sustu... Artık kalp gözü açık baş gözü kördü... İftarı açtı... Yedi... Yedi... Şükre ulaştı... Okudu... Üfledi... Arşa yolladı... 3 Kırk hissesi olmayan... Biri bulunmayan... Hesabı sorulmayan... Bir fakirlik düştü yüreğin payına... Ve âtüzzekat ile... Bekledi yürek... Avuç açan olmadı... Vereni bulunmadı... Sayısı sorulmadı... Titredi yürek... Halbuki... İlk en sevdiğinden... Eli titremeden... Gözü kalmadan... Verişiydi... Sermaye geldi... Mal eridi... Gidemedi... Ayaklarına dolandı nefsi... Zincirledi yüreği... Yükselemedi... Darda kaldı... Dünya malı, dünya malı... Diye ağladı... Duyan olmadı... Sustu... Gömleğini verdi... Libası gördü... Sustu... Ekmeğini böldü... Taamı buldu... Sustu... Yüreğini serdi... Mutmain oldu... Elini açtı... Gözünü yumdu... Verdi... Verdi... Verene erdi... Okudu... Üfledi... Arşa yolladı... 4 Tavafı olmayan... Mekkesi bulunmayan... Hicreti duyulmayan... Bir hac düştü yüreğin payına... Femen haccel beyte ile... Bekledi yürek... Döndü olmadı... Durdu olmadı... Geldiği nokta... Başladığı noktaydı... Titredi yürek... Halbuki... İlk lebbeyki... İlk innel hamdesi... İlk velniğmetesiydi... Allahümme lebeyk ti... Sa'ye varamadı... Gidemedi... Ayaklarına dolandı nefsi... Zincirledi yüreği... Yükselemedi... Harda kaldı... Hacıyım, haccım… Diye inledi… Duyan olmadı… Sustu... Seyretti... Makam-ı İbrahimi gördü... Sustu... Kokladı... Hacer-ül esvedi duydu... Sustu... Susadı... Zemzeme kandı... Gönlünü raptetti... Döndü... Döndü... Tavafa geldi... Okudu... Üfledi... Arşa yolladı... 5 " İkrarı okunmayan... Tasdiki olunmayan... Tanığı bulunmayan... Bir şehadet düştü yüreğin payına... Eşhedü en la ilahe illallah... Ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Rasuluhu ile... Bekledi yürek... Söyledi olmadı... İnandı olmadı... İmanla inanmalıydı... Titredi yürek... Halbuki... İnanıyordu... Amenna ve saddakna idi... Ve berzahtaydı... Ve ahdi ervahtaydı... Orada ahitleşmişti... Ahde vefa gösteremedi... Gidemedi... Ayaklarına dolandı nefsi... Zincirledi yüreği... Yükselemedi... Yarda kaldı... Şahidim, Şahidim... Diye ağladı... Duyan olmadı... Sustu... Kainatı izledi... Hepsi şahitti... Sustu... Ağaçları izledi... Dalı zikirdi... Sustu... Dağları gördü... Tefekkür etti... İhlasını hissetti... İnandı, inandı... İmana geldi... Okudu... Üfledi... Arşa yolladı... VE KIYAMET… " Meltemi olmayan... Rüzgarı duyulmayan... Yeli bulunmayan... Bir fırtına düştü... Yüreğin payına... La uksimu bi yevmil kıyame ile... Bekledi yürek... Beklediğine değmişti... Beklenen gün gelmişti... Rabbisi gel demişti... Titredi yürek... İşte gassalın önündeydi... Su sıcak diyemedi... Soğuktan titremedi... Yundu yıkandı... Gelin gibi giydirildi... Halbuki... Daha yapacakları vardı... Daha başlayacaktı... Daha namaz kılacak... Daha oruç tutacak... Hacca gidecek, zekat verecekti... Ve bunların hepsine şahitlik edecekti... Her seferinde ayaklarına dolanan nefsi... Şikayet edecekti... O nefsi yenecekti... Zarda kaldı... Zarardaydı... Ölmedim, ölmedim... Diye ağladı... Duyan olmadı... Sustu... Teslim oldu... Teslimiyyeti buldu... Sustu... Sakin oldu... Sükuneti buldu... Sustu... Kabrine baktı... Cenneti gördü... Okudukları... Üfledikleri... Arşa yolladıkları... Cenneti olmuştu... ~ ~~ ~~ ~~ ~~ Yazar: Şule Özkalender Aydın Yorum: Can Demiryel |
Konuyu Toplam 2 Kişi okuyor. (0 Üye ve 2 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Bende Kalsın - Can Demiryel & M.İslamoğlu 2014 | enderhafızım | İlahiler/Ezgiler | 3 | 26 Aralık 2018 22:57 |
Aşk - Can Demiryel (Söz Mp3 Video) | enderhafızım | İlahiler/Ezgiler | 1 | 05 Aralık 2013 10:23 |
Kurşun Yemek Orucu Bozar mı? (Can Demiryel) 2013 | enderhafızım | Videolar/Slaytlar | 1 | 03 Ağustos 2013 15:19 |
Can Demiryel - Esma-ül Hüsna Duaları 2013 | enderhafızım | İlahiler/Ezgiler | 0 | 28 Mart 2013 13:03 |
Güzel Şiirler | Verda_Naz | Şiirler ve Şairler | 1 | 11 Mart 2008 14:14 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|