Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Tasavvuf-Tarikat

Konu Kimliği: Konu Sahibi CaferTayar,Açılış Tarihi:  03Haziran 2008 (10:14), Konuya Son Cevap : 03Haziran 2008 (11:21). Konuya 1 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 03Haziran 2008, 10:14   Mesaj No:1
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:CaferTayar isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 89
Üyelik T.: 21 Ağustos 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 555
Konular: 227
Beğenildi:15
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Tasavvuf simurg ve hüd hüd

Tasavvuf simurg ve hüd hüd



KUŞDİLİ
(MANTIKU'T-TAYR)


Feridüddin Attar, Nişabur’da 1120’da doğmuş ve
Muhtemelen 1194’da vefat etmiş ünlü bir şair ve mutasavvıftır.
Hekim ve eczacı olmasından dolayı Attar olarak anılmaktadır.
Tac’ül Arifin Necmettin Kübrevi’ye bağlı olmakla birlikte;
Benimsediği tasavvuf anlayışı bir sistemden ziyade İşrâki’dir.
Hz.Mevlâna, Şeyh Galip ve diğer mutasavvıflar tarafından yüceltilen Attar,
Çoğu günümüze kadar ulaşan pek çok eser bırakmıştır.

Bunların arasında en ünlüsü 1187’de yazmış olduğu
Tuyûrnâme (Mantıku't-tayr veya Mantık Al-Tayr) adlı
4931 beyitten oluşan eseridir.

Attar, Kuşdili veya Kuşlar Meclisi olarak da bilinen
Bu mesnevî tarzı eserinde,
Tasavvufun Vahdet-i Vücûd anlayışını anlatır.

Eserde çok zengin bir sembolik dil kullanılmış
Ve Hakikat’i arayanlar,
Yani Hakikat Yolunun Yolcuları kuşlarla simgelenmiştir.

Hüthüt adlı kuş onların önderleri, kılavuzları, yani mürşitleridir.

Aradıkları Simurg adlı efsanevî kuş, Allah’ın zuhur ve taayyünüdür.

Tabii, zuhur ve taayyün aslında bizzat kendilerinden ibarettir.
Ancak, Vahdet-i Vücut’a, yani Varlık Birliği’ne ulaşanlar,
“halkın Hakk’ın zuhuru; Hakk’ın halkın bütünü olduğunu” idrak edebilirler.

Kuşdili aşağıda özetlenmeye çalışılacaktır.



Günlerden bir gün, dünyadaki bütün kuşlar bir araya gelirler.
Toplanan kuşların arasında hüthüt, kumru,
Dudu, keklik, bülbül, sülün, üveyk, şahin ve diğerleri vardır.

Amaçları, padişahsız hiç bir ülke olmadığı düşüncesiyle,
Kendilerini yönetmek üzere bir padişah seçmektir.

Hüthüt söze başlar ve
Hz.Süleyman’ın postacısı olduğunu belirttikten sonra;
Kuşların Simurg adında bir padişahları olduğunu söyler.

Ama hiç bir kuşun haberlerinin olmadığını,
Herkesin padişahının daima Simurg olduğunu belirtir.

Ancak, binlerce nur ve zulmet perdelerinin arkasında
Gizli olduğu için bilinmediğini
Ve onun “bize bizden yakın, bizimse uzak” olduğumuzu anlatır.

Simurg’u arayıp bulmaları için
Kendilerine kılavuzluk edeceğini ilave edince;
Kuşların hepsi de hüthütün peşine takılıp
onu aramak için Yollara düşerler.

Kuşların hepsi de Simurg’un sözü üzerine yola revan olurlar…
Ama yol çok uzun ve menzil uzak olduğundan;
Kuşlar yorulup hastalanırlar.

Hepsi de, Simurg’u görmek istemelerine rağmen,
Hüthütün yanına varınca
“kendilerince geçerli çeşitli mazeretler söylemeye” başlarlar.

Çünkü kuşların gönüllerinde yatan asıl hedefleri
Çok daha basit ve dünyevî’dir (!)

Örnek olarak, bülbülün isteği gül;
Dudu kuşunun arzuladığı abıhayat;
Tavus kuşunun amacı cennet;
Kazın mazereti su; kekliğin aradığı mücevher;
hümânın nefsi kibir ve gurur;
Doğanın sevdası mevki ve iktidar;
üveykin ihtirası deniz;
Puhu kuşunun aradığı viranelerdeki define;
Kuyruk salanın mazereti zafiyeti
Dolayısıyla aradığı kuyudaki Yûsuf;
Bütün diğerlerinin de başka başka özür ve bahanelerdir.

Bu mazeretleri dinleyen hüthüt,
Hepsine ayrı ayrı, doğru, inandırıcı ve ikna edici cevaplar verir.

Simurg’un olağanüstü özelliklerini ve güzelliklerini anlatır.
Hüthüt söz alır ve şunları söyler.

Söyledikleri, ayna ve gönül açısından ilginçtir:

Simurg, apaçık meydanda olmasaydı hiç gölgesi olur muydu?
Simurg gizli olsaydı hiç âleme gölgesi vurur muydu?

Burada gölgesi görünen her şey, önce orada meydana çıkar görünür.
Simurg’u görecek gözün yoksa gönlün ayna gibi aydın değil demektir.

Kimsede o güzelliği görecek göz yok;
güzelliğinden sabrımız, takatımız kalmadı.
Onun güzelliğiyle aşk oyununa girişmek mümkün değil.
O, yüce lûtfuyla bir ayna icad etti.

O ayna gönüldür; gönüle bak da, onun yüzünü gönülde gör!

Hüthütün bu söylediklerine ikna olan kuşlar,
Yine onun rehberliğinde Simurg’u aramak için yola koyulurlar.
Ama yol, yine uzun ve zahmetli, menzil uzaktır…

Yolda hastalanan veya bitkin düşen kuşlar
Çeşitli bahaneler, mazeretler ileri sürerler.

Bunların arasında, nefsanî arzular, servet istekleri,
Ayrıldığı köşkünü özlemesi,
Geride bıraktığı sevgilisinin hasretine dayanamamak,
Ölüm korkusu, ümitsizlik, şeriat korkusu,
Pislik endişesi, himmet, vefa, küskünlük, kibir,
Ferahlık arzusu, kararsızlık,

Hediye götürmek dileği gibi hususlarla;
Bir kuşun sorduğu
“daha ne kadar yol gidileceği” sorusu vardır.

Hüthüt hepsine, bıkıp usanmadan
Tatminkâr cevaplar verir ve daha önlerinde aşmaları gereken
Yedi vadi” bulunduğunu söyler.

Ancak, bu “yedi vadi”yi aştıktan sonra
Simurg’a ulaşabileceklerdir.
Hüthütün söylediği, “yedi vadi” şunlardır.

1.istek
2.aşk
3.marifet
4.istiğna
5.vahdet
6.hayret
7.yokluk (fena)

Kuşlar gayrete gelip tekrar yola düşerler…

Ama pek çoğu, ya yem isteği ile bir yerlere dalıp kaybolur,
Ya aç susuz can verir, ya yollarda kaybolur,
Ya denizlerde boğulur, ya yüce dağların tepesinde can verir,
Ya güneşten kavrulur, ya vahşi hayvanlara yem olur,
Ya ağır hastalıklarla geride kalır,
Ya kendisini bir eğlenceye kaptırıp kafileden ayrılır.

Bu sayılan engellerin hepsi de
Hakikat yolundaki zulmet ve nur hicaplarıdır.

Bu hicaplardan sadece otuz kuş geçer.

Bütün vadileri aşarak menzil-i maksutlarına
Yorgun ve bitkin bir halde uzanan bu kuşlar,
Rastladıkları kişiye kendilerine padişah yapmak için
Aradıkları Simurg’u sorarlar.

Simurg tarafından bir görevli gelir…

Görevli, otuz kuşun
Ayrı ayrı hepsine birer yazı verip okumalarını ister.
Yazılarda, otuz kuşun yolculuk sırasında
Birer birer başlarına gelenler ve bütün yaptıkları yazılıdır.

Bu sırada, Simurg tecelli eder…

Fakat otuz kuş, tecelli edenin (!) bizzat kendileri olduğunu;
Yani, Simurg’un mana bakımından
Otuz kuştan ibaret olduklarını görüp şaşırırlar.

Çünkü kendilerini Simurg olarak görmüşlerdir.

Kuşlar Simurg, Simurg da kuşlardır.

Bu sırada Simurg’san ses gelir:

“Siz buraya otuz kuş geldiniz, otuz kuş göründünüz.
Daha fazla veya daha az gelseydiniz o kadar görünürdünüz.
Çünkü burası bir aynadır!”

Hâsılı, otuz kuş, Simurg’un kendileri olduğunu anlayınca;
Artık, ortada, ne yolcu kalır, ne yol, ne de kılavuz...
Çünkü hepsi BİR’dir.

Aynı, âşıkla, maşukun aşkta;
habible, mahbubun muhabbette;
sacidle, mescudun secdede; bir olması gibi...

Aradan zaman geçer,
“fenada kaybolan kuşlar yeniden bekâya dönüp”,
Yokluktan varlığa ererler…”

Kuşdili sembolizması yukarıda özetlenmiştir.

Attar,

“ölümden sonraki ölümsüzlüğün sırrına” lâyık olacakların bilinciyle;
Ancak, bunları yazabilir
Kuşdili olarak; sembolik lisanla!

Tabiî ki, okuyup da anlayanlara (!)...

Kuşdili,
Mesnevî anlam ve kapsam olarak
Zengin bir sembolizmadır.

Kuşlar, “Hakikat Yolunun Yolcuları” ;
Simurg, “Hakikat” olarak tanımlanır.
İnsan ömrünün engebelerine eşdeğer
Merdiven basamaklarını çıkabilmek ve sonunda
Ancak çok az kişinin hedefine ulaşabilmesi şeklinde düşünülebilir.

Bunlar, tekâmül merdiveninin,
İstek’ten Fena’ya doğru çıkan basamaklarıdır.
Açıklandığı gibi, kuşların bazıları,
Fena’dan daha ileri gide¬rek
Fenanın da Fenasını, yani Beka’yı idrak eder.

Sembolik evrende terk etme, yegâne kemalât yoludur.

Bu sembolizmada, kuşlar salikleri,
Kılavuz Hüd hüd kuşu mürşidi temsil eder.
Simurg (otuz kuş), yani Anka ise,
Allah'ın zuhur ve taayyünü¬dür.

Tûyurname,
Bir vadiden öteki vadiye sırayla geçilerek
Olgunlaşmak şeklinde kuşlarla temsil edilen ilginç bir örneğidir.

not bu yazının tefsirini ise daha geniş okuyabilirsiniz

Mantık at tayrda sembol edilen kuşlar ve esrarı

Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi CaferTayar 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Hacet kapısın tıklarken Şiirler ve Şairler CaferTayar 0 2032 13 Eylül 2008 11:34
geçmiş zaman aynası Şiirler ve Şairler CaferTayar 0 2136 13 Eylül 2008 11:29
Cuma Günü Selevat Getirmenin Önemi: Dua Bölümü Seyyid 1 2488 12 Eylül 2008 12:39
rahmet katrelerinde bir  cuma  soluğunda dua Dua Bölümü CaferTayar 0 2362 12 Eylül 2008 12:31
Hayat ve kulluğumuz açısından Ramazan Cuma-Bayram-Kandiller CaferTayar 0 2044 06 Eylül 2008 13:07

Alt 03Haziran 2008, 11:21   Mesaj No:2
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:CaferTayar isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 89
Üyelik T.: 21 Ağustos 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 555
Konular: 227
Beğenildi:15
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cvp: Tasavvuf simurg ve hüd hüd

Rivayet olunur ki ;
Kuşların hükümdarı olan Simurg
Bilgi ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş.
Bu kuşun özelliği gözyaşlarının şifalı olması ve
Yanarak kül olmak suretiyle ölmesi,
Sonra kendi küllerinden yeniden dirilmesidir.
Kuşlar Simurg'a inanır ve onun
Kendilerini kurtaracağını düşünürmüş.
Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da
Simurg'u bekler dururlarmış.
Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe
Kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.
Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü
Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş.
Simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar
Toplanmışlar ve hep birlikte Simurg'un huzuruna gidip
Yârdim istemeye karar vermişler.
Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan
Kaf Dağı'nın tepesindeymiş.
Oraya varmak için ise yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş,
Hepsi birbirinden çetin yedi vadi...
İstek, Aşk, Marifet, İstisna, Tevhid, Hayret ve Yokluk vadileri...
Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar.
İsteği ve sebatı az olanlar,
Dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler.
Yorulanlar ve düşenler olmuş...
Aşk denizi"nden geçmişler önce..
Ayrılık vadisi"nden uçmuşlar..." .
Hırs ovası"nı aşıp,
Kıskançlık gölü"ne sapmışlar...
Kuşların kimi "Aşk denizi"ne dalmış,
Kimi "Ayrılık vadisi"nde kopmuş sürüden...
Kimi hırslanıp düşmüş ovaya,
Kimi kıskanıp batmış göle...
Önce bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;
Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (
Oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış) ;
Kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamamış
Baykuş yıkıntılarını özlemiş;
Balıkçıl kuşu bataklığını.
Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen
Altıncı Vadi "şaşkınlık"
Ve sonuncusu
Yedinci Vadi "yok oluşta"
Bütün kuşlar umutlarını yitirmiş...
Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.
Sadece 30 kuş!
Sonunda sırrı, sözcükler çözmüş:
Fars’ça "si", "otuz" demektir... "Murg" ise "kuş"...
Simurg'un yuvasını bulunca anlamışlar ki;
"Simurg - otuz kuş" demekmiş.
Onların hepsi Simurg'muş.
30 kuş, anlamışlar ki,
Aslında aradıkları sultan, kendileridir...
Ve... Gerçek yolculuk kendine,
yani iç dünyana yapılan yolculuktur.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Tasavvuf**bidat mi tevhit06 Hurafeler-Bi'datlar 3 11Haziran 2014 12:37
Tasavvuf nedir? Medine-web Tasavvuf-Tarikat 68 13 Ocak 2013 18:09
İlim ve tasavvuf muallime Tasavvuf-Tarikat 0 06 Mart 2012 20:10
tasavvuf böyle bir şey.. bilinmez Tasavvuf-Tarikat 0 27 Ocak 2012 15:10
Bediüzzaman ve tasavvuf melis Risale_i Nur (Said Nursi) 2 30 Kasım 2008 15:02

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.