|
Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi: 06 Ekim 2008 (11:46), Konuya Son Cevap : 06 Ekim 2008 (11:49). Konuya 3 Mesaj yazıldı |
![]() ![]() |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
![]() | Mesaj No:1 |
![]() Ra'd/31(Ayet ve açıklamalı meali) وَلَوْ أَنَّ قُرْآناً سُيِّرَتْ بِهِ الْجِبَالُ أَوْ قُطِّعَتْ بِهِ الأَرْضُ أَوْ كُلِّمَ بِهِ الْمَوْتَى بَل لِّلّهِ الأَمْرُ جَمِيعاً أَفَلَمْ يَيْأَسِ الَّذِينَ آمَنُواْ أَن لَّوْ يَشَاءُ اللّهُ لَهَدَى النَّاسَ جَمِيعاً وَلاَ يَزَالُ الَّذِينَ كَفَرُواْ تُصِيبُهُم بِمَا صَنَعُواْ قَارِعَةٌ أَوْ تَحُلُّ قَرِيباً مِّن دَارِهِمْ حَتَّى يَأْتِيَ وَعْدُ اللّهِ إِنَّ اللّهَ لاَ يُخْلِفُ الْمِيعَادَ "Eğer dağları yürütecek, yeri param parça edecek, ölüleri bile konuşturacak bir kitap olsaydı, işte o, bu Kur'an olurdu! Ne var ki Allah böyle yapmadı Çünkü emir ve hüküm yalnız O'nundur O kâfirlerin kendi san'atları sebebiyle başlarına durmadan bela inecek veya ülkelerinin hemen yanıbaşına düşecek ve bu hal Allahın vâdettiği kıyamet gelinceye dek sürecek" Bu ayette bel edatının ifade ettiği idrab manası, işlerin yalnız Allah Tealaya ait olmasına müteveccih değil, aksine onun neticesine, yani mevcut olan duruma yöneliktir Ayette şart cümlesinin karşılığı bulunmadığından "İşte o, bu Kur'an olurdu!" diye takdir edilir Suat Yıldırım | |
![]() |
![]() | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
![]() | Videolar/Slaytlar | Medine-web | 1 | 3006 | 22 Ağustos 2013 23:41 |
![]() | Makale ve Köşe Yazıları | Medine-web | 6 | 3721 | 26 Ocak 2013 21:53 |
![]() | Makale ve Köşe Yazıları | MERVE DEMİR | 0 | 3354 | 06 Aralık 2012 09:48 |
![]() | Komik Paylaşımlar | Allahın kulu_ | 10 | 8105 | 03 Kasım 2012 22:19 |
![]() | Makale ve Köşe Yazıları | Esadullah | 11 | 7550 | 02 Ekim 2012 20:16 |
![]() | Mesaj No:2 |
Durumu: ![]() Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | ![]() Ra'd/31(Esbab-ı Nüzul - Bedreddin Çetiner) 31 Fakat bütün emir yalnız Allah 'ındır Hiç şüphesiz Allah, verdiği sözden caymaz Peygamber (sa)'den "dağların yürütülmesini, yerin parça parça edilmesini ve geçmiş ölü babalarının diriltilmesini istemişlerdi[ibn Hişâm, es-Sîretu'n-Nebeviyye, 1,308-309] Kureyş kâfirlerinin bu isteklerinin bu âyet-i kerimenin inmesine sebep olduğu İbn Abbâs'tan da rivayet edilmiştir Peygamber (sa)'e: "Eğer gerçek senin söylediğin gibiyse bizim ölmüş olan ilk şeyhlerimizi bize göster de onlarla konuşalım, bizi sıkmakta olan şu Mekke dağlarını bizden uzaklaştır ve böylece alanı bizim için genişlet" âyet-i kerimesi nazil oldu el-Mahzûmî'nin de bulunduğu bir grup Kureyşli müşrik Ka'be'nin arkasında oturuyorlardı O da geldi xııı, 102] yerlerinden yürütüp uzaklaştır da arazimiz genişlesin Bu genişleyen arazide pınarlar çıkart, nehirler akıt ki ağaç dikelim, ziraat yapalım Bak, ona dağları müsahhar kılmış, dağlar onunla birlikte yürürmüş Yine sen söylüyorsun ki rüzgâr da Süleyman'ın buyruğu altına verilmişmiş Sonra bizim için deden Kusayy'ı veya ölülerimizden senin istediğin birini dirilt ki ona seni soralım: Söylediklerin hak mı bâtıl mı? Senin söylediğine göre İsa ölüleri diriltilmiş" dedi ve bunun üzerine bu âyet-i kerime nazil oldu Süleyman'ın, kavmine rüzgârla yeri parça parça ettiği gibi sen de bizim için yeri parça parça etsen veya İsa'nın ölüleri dirilttiği gibi sen de bizim için ölüleri diriltsen" âyet-i kerimesini indirdi Zübeyr şöyle anlatıyor: Kureyş müşrikleri bir gün Hz Süleyman'a rüzgâr, Musa'ya deniz müsahhar kılınmıştı Sen de Allah'a dua et de şu dağlan yürütüp bizden uzaklaştırsın ve yerden bize nehirler akıtsın da ziraat yapalım mahsullerinden yiyelim Yok bunu da yapamazsan Allah'a dua et şu senin altındaki kayayı altına çevirsin, ondan yontup yontup alalım ve yaz kış seferlere çıkmaktan kurtulup onunla geçinelim" Biz de Hz Biraz sonra açıldı ve: "Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki istedikleriniz bana verildi Fakat (Rabbım) beni muhayyet bıraktı: Ya rahmet kapısından girecektiniz de mü'minleriniz iman edecekler, ya da kendiniz için seçtiğinize bırakılacaksınız da rahmet kapısını bulamayıp dalâlette kalacaktınız Rabbım bana haber verdi ki istediklerinizi size vermemden sonra da küfürde devam etmeniz halinde size öyle bir azâb edecekti ki sizden önce hiç kimseye öyle azâb etmemiştir" (İsrâ, 17/59) ve işte bu "Bir Kur'ân ki eğer onunla dağlar yürütülseydi[Vahidî, s Peygamber (sa)'in Ebu Kubeys dağına çıkarak Kureyş'i etrafına topladığı ve onları inzâr ettiği sırada meydana gelmiştir |
![]() |
![]() | Mesaj No:3 |
Durumu: ![]() Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | ![]() Ra'd/31(Fizilal'il-Kur'an Tefsiri - Prof Fakat tüm yetki Allah'ın tekelindedir Sonunda Allah'ın verdiği söz gerçekleşir Kuran bu ruhlarda olağanüstü değişiklikler meydana getirdiği gibi, bu ruhlar aracılığı ile etkileri, hayatın boyutlarını hatta tüm yeryüzünün görünümünü aşan harikulade olaylar gerçekleştirmişti Bizzat bu Kur'an'ın tabiatı Davetinin ve ifade yönteminin tabiatı Gerçekliğinin ve etkinliğinin tabiatı Evet bu Kur'an'ın tabiatı özünde son derece etkin ve olağanüstü bir güç barındırmaktadır Kur'an'ın direktiflerini ve ilham ettiği gerçekleri kavrama yeteneğine sahip olanlar bunun farkındadırlar Topraktan daha sert, daha katı şeyleri parçalamışlardır Ölülerden daha hissiz, daha sessiz olanları canlandırmışlardır Azgınlığın ve mitolojik kuruntuların ruhlarını öldürdüğü halk yığınlarını diriltmişlerdir Şayet yüce Allah dileseydi, insanları sadece hidayete erme, doğru yolu bulma yeteneği üzere yaratırdı Dileseydi melekleri yarattığı gibi insanları da toptan hidayete erdirirdi Ama yüce Allah ne bunu ne de öbürünü dilemiştir Şayet yüce Allah onlardan önce gelip geçmiş kimi toplumları olduğu gibi onları toptan yok etmekle cezalandırmayı takdir etmemişse de O'nun katından ardarda felaketler gelip onlara zarar dokunduracak, onları sıkıntıya sokacaktır Benzeri bir felaketin de başlarına gelmesi beklentisi içinde olmalarına yol açacaktır Hiç kuşkusuz bu da bazı kalpleri yumuşatır, harekete geçirir ve canlandırır "Sonunda Allah'ın verdiği söz gerçekleşir" Onlara yönelttiği tehdit gerçekleşene ve süresi dolana kadar mühlet verdiği felaket gelene kadar Geçmiş milletlerin yok edildikleri yerlerde ibret alınacak manzaralar çoktur Onlar da bekletilmiş, kendilerine mühlet verilmişti |
![]() |
![]() | Mesaj No:4 |
Durumu: ![]() Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | ![]() Ra'd/31(Tefhim'ul-Kur'an Tefsiri - Mevdûdî) 31 "Eğer kendisiyle dağların yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an olsaydı[1] (yine bu Kur'an olurdu) Hayır, emrin tümü Allah'ındır[2] İman edenler hâlâ anlamadılar mı ki, eğer Allah dilemiş olsaydı, insanların tümünü hidayete erdirmiş olurdu[3] Küfre sapanlar, Allah'ın va'di gelinceye kadar, yaptıkları dolayısıyla ya başlarına çetin bir bela çatacak veya yurtlarının yakınına inecek Şüphesiz Allah, verdiği sözden dönmez (Veya miadını şaşırmaz)" [1] Bu ayet müşriklerin taleb ettiği mucizenin bir türlü gösterilmeyişine üzülen müminlere izafe edilmiştir Onların zannınca böyle bir mucize gösterilse onlar hemen İslam'ı kabul edivereceklerdi Tabiatıyla hiçbir mucize gösterilmeyince, Rasulün peygamberliği hakkında kuşku besleyenlerin talepleri karşılanmadı diye fazlasıyla üzüldüler Bu ayette zikredilen soru müslümanların üzüntüsünü bertaraf etmek içindir Yani şöyle: "Kur'an'ın bir suresiyle şöyle şöyle bir mucize gösterilse hemencecik İslam'a gireceklerini mi sanıyorsunuz? Sanki onlar İslam'ı kabule hazır da iş yalnızca bir mucizenin gösterilmesine mi kaldı? Öyle mi sanıyorsunuz? Kur'an'ın öğretilerinde, kainattaki hadiselerde, Rasul'ün (sa) tertemiz hayatında, ashabında meydana gelen harikulade değişmelerde hakikatın ışığını göremeyenlerin, dağların yürümesinde, arzın yarılmasında ve ölülerin mezarlarından çıkarılıp konuşturulmasında göreceklerini mi düşünüyorsunuz? [2] "Allah herşeye kadirdir" ve istediği zaman istediği mucizeyi gösterebilir İnsana hidayet etme sünnetine aykırı düşen herhangi bir mucizeyi ise göstermez Çünkü asıl mesele Rasul aracılığı ile insana hidayet etmektir ve Allah hiç kimseyi Rasul'ün risaletine zorla inandırmak istemez Onun istediği insanların hidayeti düşünerek, hikmetle müşahade ederek bulmalarıdır, mucizeler görerek değil [3] Yani, "eğer mesele tüm insanlara hiçbir şey anlamadıkları, hiçbir şeyi kavramadıkları halde hidayet etmek olsaydı, Allah isterse hepsini mümin yapabilirdi" |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Konuyu değerlendir | |
![]() | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Hucurat-49/10(Ayet ve açıklamalı meali) | MERVE DEMİR | Tefsir Çalışmaları | 4 | 26 Aralık 2015 15:24 |
A'raf-7/204(Ayet ve açıklamalı meali) | MERVE DEMİR | Tefsir Çalışmaları | 1 | 13 Ekim 2008 23:16 |
Cum'a-62/9(Ayet ve açıklamalı meali) | MERVE DEMİR | Tefsir Çalışmaları | 3 | 10 Ekim 2008 09:01 |
Nur 24/31 Ayet( Açıklamalı Meali) | Emekdar Üye | Tefsir Çalışmaları | 26 | 29 Nisan 2008 01:49 |
Haşr-59/21( Ayet ve açıklamalı meali) | Emekdar Üye | Tefsir Çalışmaları | 5 | 23 Nisan 2008 13:19 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|