|
Konu Kimliği: Konu Sahibi CaferTayar,Açılış Tarihi: 22 Ağustos 2008 (15:29), Konuya Son Cevap : 23Haziran 2012 (12:15). Konuya 5 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
22 Ağustos 2008, 15:29 | Mesaj No:1 |
Şaban ayını ihya edebiliyormuyuz? Şaban ayını ihya edebiliyormuyuz? Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh- şöyle anlatıyor: "Nebî -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'in Ashâb-ı kiramı, Şaban'ın hilalini görünce, kendilerini Kur'ân-ı Kerîm okumaya verirler, adetâ Kur'an üzerine kapanırlardı. Zengin müslümanlar, mallarının zekatlarını ayırırlardı. Zayıflar ve yoksulların Ramazan ayına hazırlanmaları için (onlara verirlerdi). Vâlîler de mahpuslarını huzurlarına çağırır, hadd-i şer'i gerekenlere hükmü tatbîk ederler, kendisine hadd gerekmeyenleri de serbest bırakırlardı. Tüccarlar borçlarını öderler ve alacaklarını isteyip, tahsil ederlerdi. Ramazan hilâlini görünce, güzelce temizlik yaparlar, boy abdesti alırlar ve itikâfa girerlerdi." (Gunye, 1 /188) Bu Ay, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-Efendimize Salât ü Selâm Ayı "..Bu ay, hayır kapılarının açıldığı aydır. Bu ayda bereketler iner. Bu ayda hatalar işlenmez olur. Bu ayda günahlar silinir. Bu ayda yaratılmışların hayırlısı Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem- üzerine pek çok salât ü selâm getirilmelidir. Nitekim Allah Teâlâ yüce Kitabında: "Gerçekten Allah ve melekleri, Peygambere salât ederler (onun şeref ve şanını yüceltirler). Ey imân edenler!.. Siz de O'na salât edin (Allâhümme salli ala Muhammed, deyin) ve gönülden teslim olun." (Ahzâb suresi 33 / 56) buyuruyor. Sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz de: "Bana bir defa salavât-ı şerife okuyana, Allah Teâlâ on kere salavât okur (yani, ona on defa rahmet eder)" buyurmuştur. Hiçbir akıllı mümin, bu ayı gafletle geçirmemelidir. Bilakis günahlardan tevbe ederek, temizlenmek suretiyle Ramazan ayına hazırlanmalıdır. Allah Teala'ya Şaban ayında daha fazla yalvarıp yakarmalı ve bu ayın sahibi (şefaat sahibi) ile tevessülde bulunarak, Allah'a duâ etmelidir. Tâ ki kalbinin bozuk hâli düze-le!.. Sırrın hastalığını tedavi etmeli, tevbe ve ibâdetleri yarına bırakmamalı, te'hîr etmemelidir. Çünkü günler üçtür: a) Dünkü gündür; geçip gitmiştir. b) Bugünkü gündür; hâlen işlemektedir. c) Yarınki gündür; bu da bir ümîttir. O güne çıkılır mı, çıkılmaz mı bilinmez! Geçen gün(den) ibret (almalı), bugünü bir ganîmet (bilmeli). Yarın muhataradır (tehlike) ki, yetişip yetişmeyeceğini bilmiyorsun. Recep ayı geçti. Bir daha geri gelmez. (Diğeri), Ramazan ayı ise beklenmektedir. Buna da erişip erişemeyeceğimizi bilmiyoruz. (İçinde bulunduğumuz) Şaban ayına gelince, bu iki ay arasında bir vâsıtadır, onda ibâdeti bir ganîmet bilmelidir. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- nasihat ettiği bir adama (o adamın, Ömer bin El-Hattâb'ın oğlu Abdullah olduğu söylenmiştir.): «Beş şey gelmeden evvel, beş şeyin kıymetini bil!.. İhtiyarlığından önce gençliğinin, hastalığından önce sağlığının, fakir olmadan önce zenginliğinin, meşguliyetinden önce boş zamanının, ölmeden önce hayâtının...» buyurmuştur. (Gunye 1 /188) | |
Konu Sahibi CaferTayar 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Hacet kapısın tıklarken | Şiirler ve Şairler | CaferTayar | 0 | 2039 | 13 Eylül 2008 11:34 |
geçmiş zaman aynası | Şiirler ve Şairler | CaferTayar | 0 | 2144 | 13 Eylül 2008 11:29 |
Cuma Günü Selevat Getirmenin Önemi: | Dua Bölümü | Seyyid | 1 | 2497 | 12 Eylül 2008 12:39 |
rahmet katrelerinde bir cuma soluğunda dua | Dua Bölümü | CaferTayar | 0 | 2373 | 12 Eylül 2008 12:31 |
Hayat ve kulluğumuz açısından Ramazan | Üç Aylar / Kandiller | CaferTayar | 0 | 2061 | 06 Eylül 2008 13:07 |
22 Ağustos 2008, 15:36 | Mesaj No:2 |
Şabanın suhuduna erebilmek Âişe-i Sıddîka -radıyallâhu anhâ- Ebû Seleme'ye tahdîs edip, şöyle demiştir: "Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hiçbir ayda Şabandakinden daha çok nafile oruç tutmazdı. Çünkü Ne-biyy-i Zişan, Şaban ayının çoğunu oruçlu geçirirdi. Ve: «Amellerden (devam etmeye) gücünüzün yeteceği miktarı alınız. Çünkü Allah, sizlerden (amelden) bıkmadıkça (se-vâb vermekten) bıkmaz.» buyururdu. "Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimize en sevimli namaz, az olsa bile devamlı kılınan namazdı. Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, herhangi bir (nafile) namazı kılmaya başlayınca ona devam ederdi." (Sahîh-i Buhâri, Kitâbu's-Savm 1836) Gunyetü't-Tâlibîyn'de Abdülkâdir Geylânî hazretlerinin -kuddîse sirrûh- Şaban ayı ile ilgili olarak naklettiği hadîs-i şerifler meâlen şöyledir: Âişe-i Sıddîka -radıyallâhu anha- şöyle demiştir: "Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- öyle oruç tutardı ki; biz, artık orucu bırakmayacak, derdik. Peşpeşe günlerce oruç tutmadığını görünce de, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- artık oruç tutmayacak, derdik. Şaban ayında oruç tutmak, O'na daha sevgili idi. Ben: «-Ey Allah'ın Resulü!.. Şaban'da senin (çok) oruç tuttuğunu görüyorum. (Bunun hikmeti nedir?)» diye sordum. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: -Ya ÂişeL Bir sene içinde ölecek olan kimselerin isimleri bu ayda (yaşayanların) defterinden silinip, Azrail -aley-hisselâm-'a teslîm edilir. Ben de oruçlu olduğum halde, ismimin defterden silinip, (diğer deftere kaydedilmesini) arzu ederim, buyurdu. Ümmü Seleme -radıyallâhu anhâ- ise şöyle anlatmaktadır: "Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ramazan'dan sonra en fazla orucu Şaban (ayın)da tutardı. Bunun sebebi, o sene içinde ölecek olanların isimlerinin, Şaban'da diriler defterinden, ölüler defterine geçirilmesidir. Bir kimse yolculuğa çıkar (halbuki onun ismi yaşayanlar defterinden çıkarılıp) o sene ölecek olanların defterine yazılır." (Gunye 1 /186-187) Enes -radıyallâhu anh- der ki: "Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'e en faziletli oruç soruldu. Nebiyy-i Zîşân: / « Ramazan-ı şerifi tazim için tutulan, Şaban orucudur.» buyurdular. Âişe -radıyallâhu anhâ- ise: «-Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'e ayların en sevgilisi, kendisini Ramazan ayına kavuşturan Şaban ayıydı.» demiştir..." (Gunye, 1 /187) Şaban Ayının Son Pazartesi Günü Orucu Abdullah -radıyallâhu anh-'dan nakledilen bir hadîs-i şerîfte, Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır: "Bir kimse Şaban (ayının) son Pazartesi günü oruç tutarsa, günahları bağışlanır." (Gunye, 1 /187) Burada son Pazartesi gününden maksad, Şaban'in son günü değildir. Zira Ramazan7 karşılamak niyetiyle Ramazan'a bir iki gün kala oruç tutmak men' edilmiştir. (Gunye, 1 /187) Seçilen Dört Şeyin En Faziletlisi Allah Teâlâ buyuruyor: "Rabbin dilediğini yaratır ve seçer." (Kasas sûresi 28 / 68) Allâhü Zü'l-Celâl, her çeşit nesneden dört tanesini, onların içinden de birisini seçmiştir: Meleklerinden; Cebrail, Mikâil, israfil ve Azrail -aleyhimüs-selâm-'i seçmiş, onlardan da Cebrail -aleyhisselâm-'ı, Nebilerden; Hazret-i ibrahim, Hazret-i Mûsâ, Hazret-i îsâ ve Hazret-i Muhammed -aleyhimüsselâm-'ı, onlardan da Mu-hammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'i, Sahabe -radıyallâhu anhüm-'den; Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali'yi -radıyallâhu anhüm-, onlardan da Ebû Bekir -radıyallâhu anh-'ı, Mescidlerden; Mescidü'l-Harâm, Mescidü'l-Aksâ, Mesci-dü'l-Medîne ve Mescid-i Tûr-i Sînâ, onlardan da Mescidü'l- Ha-râm'ı (yani Kabe'yi), Günlerden; Ramazan bayramı, Kurban bayramı, Arefe günü, Aşure günü, onlardan da Arefe gününü seçmiştir. Gecelerden; Beraat gecesi, Kadir gecesi, Cuma gecesi ve Bayram gecesi. Onlardan da Kadir gecesini seçmiştir. Şehirlerden; Mekke-i Mükerreme, Medîne-i Münevvere, Beyti'i-Makdîs ve Mesâcidi'l-Aşâir, sonra onlardan da Mekke-i Mükerremeyi seçmiştir. Dağlardan; Uhud, Sînâ, Likam ve Lübnan dağlarını, bu dağlar arasından da, Tûr-i Sînâ'yı seçmiştir. Nehirlerden; Ceyhun, Seyhûn, Fırat ve Nil nehrini, onlardan da Fırat'ı seçmiştir. Aylardan; Receb, Şaban, Ramazan ve Muharremi, onlardan da Şaban'ı seçmiştir. Ve Şaban ayını, Rasûluliâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'in ayı kılmıştır. Nebiyy-i ZTşân -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, nebîlerin efdali olduğu gibi, O'nun ayı olan Şaban da ayların efdali olmuştur." (Gunye 1 /187) " Şaban benim ayım, Receb Allah Teâlâ'nın ayı ve Ramazan ümmetimin ayıdır. Şaban günahları siler, Ramazan ise (oruç tutan müslümanları) temizler." (Gunye, 1 /187) Başka bir hadîs-i şerîfte: "Şaban, Receb ile Ramazan arasında bir aydır. Fakat insanlar on(un fazîletin)den gafildir. Halbuki onda kulların amelleri, Rabbü'l-Alemîn'e yükselir. Ben de oruçlu olduğum halde amelimin Allah'a yükselmesini severim." buyurulmuş tur. (Gunye, 1/187) Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh-'ın rivayet etmiş olduğu bir hadiste Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz: "Receb ayının diğer aylar üzerine fazîleti, Kur'ân-ı Kerimin diğer kitaplar'üzerine üstünlüğü gibidir. Şaban'ın diğer aylar üzerine üstünlüğü, benim diğer peygamberler üzerine fazlım gibidir. Ramazan'ın diğer aylar üzerine fazîleti, Allah Teâlâ'nın, yarattığı varlıklar üzerine fazlı gibidir." buyurmuşlardır. (Gunye, 1 /187) | |
22 Ağustos 2008, 21:33 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: _saban ayini**ihya**edebiliyormuyuz
Şaban Ayının Amelleri İmam Rıza'dan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Kim şabanın son üç gününü oruç tutup, ramazan ayına birleştirirse, Allah-u Teâlâ onun için iki ay ardarda tutulan orucun sevabını yazar." Yine İmam Rıza'nın (a.s) ashabından olan Eba Salt-i Hirevî'den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Şabanın son cumasında İmam Rıza'nın (a.s) yanına gittim; İmam (a.s) bana buyurdu ki: "Ey Eba Salt, şabanın çoğu bitti ve işte bu onun son cumasıdır. Şu geriye kalan günlerde geçmiş ihmalkârlıklarını telâfi etmeye çalış; seni ilgilendiren faydalı şeylerle meşgul olmaya koyul; çok dua ve istiğfar et; çok Kur'ân oku ve günahlarından tövbe et; öyle ki ramazan ayı geldiğinde artık Allah'a muhlis bir hâle gelesin (ve o hâl üzere ramazan ayına giresin). O hâlde, boynunda yerine ulaştırmadığın bir emanet kalmasın; kalbinde herhangi bir mümine karşı çıkarmadığın bir kin bulunmasın. Önceden yaptığın bütün günahlardan uzaklaşmalısın. Gizli ve aşikâr her şeyinde Allah'tan kork ve ona tevekkül et. "Kim Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter." Bu ayın geriye kalan zamanlarında şu duayı çok oku: اَللّـهُمَّ اِنْ لَمْ تَكُنْ غَفَرْتَ لَنا فيما مَضى مِنْ شَعْبانَ فَاغْفِرْ لَنا فيما بَقِيَ مِنْهُ* Şaban Ayının Son Gecesinin Amelleri Merhum Şeyh Tusî Haris b. Muğiratü'n-Nasrî'den şöyle rivayet etmiştir: İmam Sadık (a.s) şabanın son ve ramazanın ilk gecesinde şu duayı okurdu: اَللّـهُمَّ اِنَّ هذَا الشَّهْرَ الْمُبارَكَ الَّذي اُنْزِلَ فيهِ الْقُرآنُ وَجُعِلَ هُدىً لِلنّاسِ وَبَيِّناتِ مِنَ الْهُدى وَالْفُرْقانِ قَدْ حَضَرَ فَسَلِّمْنا فيهِ وَسَلَّمْهُ لَنا وَتَسَلِّمْهُ مِنّا في يُسْر مِنْكَ وعافِيَة، يا مَنْ اَخَذَ الْقَليلَ، وَشَكَرَ الْكَثيرَ، اِقْبَل مِنِّى الْيَسيرَ، اَللّـهُمَّ اِنّي اَساَلُكَ اَنْ تَجْعَلَ لي اِلى كُلِّ خَيْر سَبيلاً، وَمِنْ كُلِّ ما لا تُحِبُّ مانِعاً، يا اَرْحَمَ** الرّاحِمينَ، يا مَنْ عَفا عَنّي وَعَمّا خَلَوْتُ بِهِ مِنَ السَّيِّئاتِ، يا مَنْ لَمْ يُؤاخِذْني بِارْتِكابِ الْمَعاصي، عَفْوَكَ عَفْوَكَ عَفْوَكَ ياكَريمُ، اِلـهي وَعَظتَني فَلَمْ اَتَّعِظْ، وَزَجَرْتَني عَنْ مَحارِمِكَ فلَمْ اَنْزَجِرْ، فَما عُذْري، فَاعْفُ عَنّي يا كَريمُ، عَفْوَكَ عَفْوَكَ، اَللّـهُمَّ اِنّي اَساَلُكَ الرّاحَةَ عًنْدَ الْمَوْتِ، وَالْعَفْوَ عِنْدَ الْحِسابِ، عَظُمَ الذَّنْبُ مِنْ عَبدِكَ فَلْيَحْسُنِ التَّجاوُزُ مِنْ عِنْدِكَ، يا اَهْلَ التَّقْوى وَيا اَهْلَ الْمَغْفِرَةِ، عَفْوَكَ عَفْوَكَ، اَللّـهُمَّ اِنّي عَبْدُكَ ابْنُ عَبْدِكَ وابنُ اَمَتِكَ، ضَعيْفٌ فَقيرٌ اِلى رَحْمَتِكَ وَاَنْتَ مُنْزِلُ الْغِنى والْبَرَكَةِ عَلَى الْعِبادِ قاهِرٌ مُقْتَدِرٌ اَحْصَيْتَ اَعمالَهُمْ، وَقَسَمْتَ اَرْزاقَهُمْ، وَجَعَلْتَهُمْ مُخْتَلِفَةً اَلْسِنَتُهُمْ وَاَلْوانُهُمْ خَلْقاً مِنْ بَعْدِ خَلْق، وَلايَعْلَمُ الْعِبادُ عِلْمَكَ، وَلا يَقْدِرُ الْعِبادُ قَدْرَكَ، وَكُلُّنا فَقيرٌ اِلى رَحْمَتِكَ، فَلا تَصْرِفْ عَنّي وَجْهَكَ، واجْعَلْني مِنْ صالِحِي خَلْقِكَ الْعَمَلِ وَالاْمَلِ وَالْقَضاءِ* وَالْقَدَرِ، اَللّـهُمَّ اَبْقِني خَيْرَ الْبَقاءِ، وَاَفِنني خَيْرَ الْفَناءِ عَلى مُوالاةِ اَوْلِيائِكَ وَمُعادةِ اَعْدائِكَ، والرَّغْبَةِ اِلَيْكَ، والرَّهْبَةِ مِنْكَ وَالْخُشُوعِ وَالْوَفاء وَالتَّسْليمِ لَكَ وَالتَّصْديقِ بِكِتابِكَ وَاتّباعِ سُنَّةِ رَسُولِكَ، اَللّـهُمَّ ما كانَ في قَلْبي مِنْ شَكٍّ اَوْ رَيْبَة اَوْ جُحُود اَوْ قُنُوط اَوْ فَرَح اَوْ بَذَخ اَوْ بَطَر اَوْ خُيَلاءِ اَوْ رِياء اَوْ سُمْعَة اَوْ شِقاق اَوْ نِفاق اَوْ كُفْر اَوْ فُسُوق اَوْ عِصْيان اَوْ عَظَمَة اَوْ شَيء لا تُحِبُّ فَاَسْأَلُكَ يا رَبِّ أنْ تُبَدِّلَني مَكانَهُ ايماناً بِوَعْدِكَ، وَوَفاءً بِعَهْدِكَ، وَرِضاً بِقَضائِكَ، وَزُهْداً فِي الدُّنْيا، وَرَغْبَةً فيما عِنْدَكَ، وَاَثَرَةً وَطُمَأنينَةً وَتَوْبَةً نَصُوحاً اَساَلُكَ ذلِكَ يا رَبَّ الْعالَمينَ، اِلـهي اَنْتَ مِنْ حِلْمِكَ تُعْصى، وَمِنْ كَرَمِكَ وَجُودِكَ تُطاعُ، فَكَانَّكَ لَمْ تُعْصَ وَاَنَا وَمَنْ لَمْ يَعْصِكَ سُكّانُ اَرْضِكَ، فَكُنْ عَلَيْنابِالْفَضْلِ جَواداً، وَبِالْخَيْرِ عَوّاداً يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ، وَصَلَّى اللهُ عَلى مُحَمَّد وَآلِهِ صَلاةً دائِمَةً لا تُحْصى وَلا تُعَدُّ وَلا يَقْدِرُ قَدْرَها غَيْرُكَ يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ. * -------------------------------------------------------------------------------- * "Allah'ım! Eğer şabanın geçmiş günlerinde bizi affetmemiş isen, geriye kalmış günlerinde bizi bağışla." ** "Allah'ım! İşte halkı hidayet etmek, hidayet için açık delilleri açıklamak ve hakkı batıldan ayırmak için Kur'ân'ı indirdiğin mübarek ay gelip çattı. (Allah'ım!) Bu ayda bizi sağlık ve selamet içerisinde tut; bu ayı bizim için selamet eyle ve (sonunda) onu bizden rahatlık ve afiyet içinde teslim al. Ey az olanı kabul edip karşılığında çok mükâfat veren! (Şu) az amelimi benden kabul buyur. Allah'ım! Benim için her hayra doğru bir yol açmanı ve sevmediğin her şeyden beni alıkoyacak bir engel çıkarmanı diliyorum senden, ey merhametlilerin en merhametlisi! Ey beni ve gizlide yaptığım kötülükleri affeden, ey yaptığım günahlardan dolayı beni (hemen) cezalandırmayan! Affını diliyorum, affını diliyorum, affını diliyorum, ey Kerim (Allah)! Ey benim ilâhım! Sen bana öğüt verdin, (ama) ben öğüdünü tutmadım; haram kıldığın şeylerden beni sakındırdın, (ama) ben sakınmadım. Huzuruna sunacak bir mazeretim var mı artık?! Sen beni affet, ey Kerim; affını diliyorum, affını diliyorum. * Allah'ım! Ben, ölüm anında rahatlık ve hesap sırasında affını diliyorum senden. Kulunun günahı büyüktür, senin affın iyi olsun, ey takva ve ey mağfiret ehli olan (Rabbim)! Affını diliyorum, affını diliyorum. Allah'ım! Ben senin kulun ve senin kulun olan bir (babanın) ve cariyen olan (bir annenin) oğluyum; zayıfım ve rahmetine muhtacım; sen ise zenginlik ve bereketi kullarına indirensin. Kahreden ve muktedir yine sensin. Kullarının amellerini saymış, rızklarını bölmüş, dillerini ve renklerini farklı kılmış ve onları ardı ardına yaratmışsın. (Allah'ım!) Kullar senin bildiğini bilemez, (yüce) kadrini ölçemezler. Hepimiz senin rahmetine muhtacız. (Allah'ım!) Yüzünü benden çevirme; beni, amel, arzu, kaza ve kader açısından yaratıklarının en iyilerinden kıl. Allah'ım! Beni en iyi hâlde yaşat ve en iyi hâlde öldür. Evet, dostlarına dost, düşmanlarına düşman olduğum, sana kavuşmaya müştak ve gazabından korktuğum bir hâlde, huşulu, ahdine sâdık kalmış, sana teslim olmuş, kitabını tasdik etmiş ve Peygamber'inin sünnetine uymuş bir şekilde (sana kavuşmamı sağla.) * Allah'ım! Kalbimde şüphe, tereddüt, inkâr, yeis, (günah) sevinci, isyan, ayyaşlık, azgınlık, kibir, riya, götseriş, fitne, nifak, küfür, fısk, günah, böbürlenmek veya sevmediğin herhangi bir şey varsa, ey Rabbim, (onları kalbimden silip) yerine, vaadine iman, ahdine sadakat, kaza (ve kaderime) razı olmayı, dünyada züht ile yaşamayı, indinde olana rağbet göstermeyi, bilinç ve gönül rahatlığını, ihlâslı bir tövbeyi yerleştir; bütün bunları senden diliyorum ey Âlemlerin Rabbi! Ey mabudum! (Sen o kadar hilim ve tahammül sahibisin ki, kulların,) hilmine güvenerek sana karşı günah işliyorlar; senin kerem ve cömertliğine güvenerek sana itaat ediyorlar; ama sen onlara, hiç günah işlememişler gibi davranıyorsun. (Allah'ım!) Sana karşı günah işlemeyenlerle ben, yarattığın aynı yeryüzünde yaşamaktayız. O hâlde bize karşı kendi fazl u kereminle cömert davran ve sürekli bize hayır ve ihsanlar lütfeyle; ey merhametlilerin en merhametlisi! Allah'ın, daimî rahmeti Muhammed ve Ehlibeyt'inin üzerine olsun; öyle bir rahmet ki sayı ve miktarını senden başka kimse ölçemesin, ey merhametlilerin en merhametlisi |
22 Ağustos 2008, 21:33 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: _saban ayini**ihya**edebiliyormuyuz
Şaban Ayı Gecelerine Ait Namazlar Birinci gece: Yüz rekât namaz kılınır. Her rekâtta bir Fatiha, bir de İhlas sureleri okunur. Daha sonra elli defa Fatiha suresi okunur. İkinci gece: Elli rekât namaz kılınır. Her rekâtta bir Fatiha, bir İhlas, bir de Felak ve Nas sureleri okunur. Üçüncü gece: Bu gecede iki rekât namaz kılınır. Her rekâtta bir Fatiha Suresi, yirmi beş defa da İhlas Suresi okunur. Dördüncü gece: Kırk rekât namaz kılınır. Her rekâtta bir Fatiha suresi, bir de İhlas Suresi okunur. Beşinci gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta bir Fatiha suresi, beş yüz İhlas Suresi okunur. Altıncı gece: Dört rekât namaz kılınır. Her rekâtta bir Fatiha Suresi, on defa İhlas Suresi okunur. Yedinci gece: İki rekât namaz kılınır. Birinci rekâtta bir Fatiha Suresi, yüz İhlas Suresi, ikinci rekâtta ise bir Fatiha Suresi ve bir Ayet-el Kürsi okunur. Sekizinci gece: İki rekât namaz kılınır. Birinci rekâtta bir Fatiha Suresi, on beş İhlas Suresi; ikinci rekâtta ise Fatiha Suresinden sonra Kehf suresinin son ayeti, daha sonra on beş defa İhlas Suresi okunur. Dokuzuncu gece: Dört rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha Suresinden sonra Nasr Suresi okunur. Onuncu gece: Dört rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra üç defa Ayet-el Kürsi ve üç defa Kevser Suresi okunur. On birinci gece: Sekiz rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra üç defa ……okunur. On ikinci gece: On iki rekât namaz kılınır. Her rekâtta bir Fatiha, bir Tekasür Suresi okunur. On üçüncü gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta bir Fatiha, bir Tin Suresi okunur. On dördüncü gece: Dört rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra beş defa Asr Suresi okunur. On beşinci gece: Akşam ve yatsı namazının arasında dört rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra on İhlas Suresi okunur. Namazdan sonra şu dualar onar defa okunur: [B] - Allahummeğfir lenâ - Ya rabbirhemnâ - Suhbânellezî yuhyi'l-mevtâ ve yumît'ul-ehyâ ve huve alâ kulli şey'in gadîr. On altıncı gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha Suresinden sonra bir defa Ayet'el-Kürsi ve on beş defa İhlas Suresi okunur. On yedinci gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha Suresinden sonra yetmiş defa İhlas Suresi okunur. Namazdan sonra yetmiş defa "Esteğfirullah" söylenir. On sekizinci gece: On rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra beş defa İhlas Suresi okunur. On dokuzuncu gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra Mülk Suresi okunur. Yirminci gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra Mülk Suresi okunur. Yirmi birinci gece: Sekiz rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra İhlas ve Felak ve Nas sureleri birer defa okunur. Yirmi ikinci gece: Sekiz rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra bir defa İhlas, on beş defa ….. okunur. Yirmi üçüncü gece: Otuz rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra bir defa Zilzal Suresi okunur. Yirmi dördüncü gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra Haşr Suresi okunur. Yirmi beşinci gece: On rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra on defa Tekasur Suresi okunur. Yirmi altıncı gece: On rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra Amen'er-Resulü okunur. Yirmi yedinci gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra on defa A'la Suresi okunur. Yirmi sekizinci gece: Dört rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra İhlas, Felak ve Nas sureleri birer defa okunur. Yirmi dokuzuncu gece: On rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra Tekasur, İhlas, Felak ve Nas sureleri onar defa okunur. Otuzuncu gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fatiha'dan sonra on defa A'la Suresi okunur. İftar Duası " Allahumme leke sumtu ve alâ rizgike eftartu ve aleyke tevekkeltu ." Anlamı: Allah'ım! Senin için oruç tuttum ve senin rızkınla iftar edip, sana tevekkül ettim. |
22 Ağustos 2008, 21:34 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: _saban ayini**ihya**edebiliyormuyuz
Şaban Ayının Fazileti İlâhî feyz ve bereketin yeryüzünü şenlendirdiği bu mübarek ay, mü'minler için en kârlı ve kazançlı fırsattır. Çünkü Şâban'ın değer ve kıymetini arttıran en önemli tarafı, diğer aylara göre (Ramazan hariç) yapılan her amelin ve ibadetin sevabının üç yüz kattan fazla oluşudur.(1) Diğer vakitlerde kılınan bir rekât namazın sevabı on ise, Şaban ayında üç yüzden fazladır. Okunan her bir Kur'ân harfi için üç yüz Cennet meyvesi vardır. Yine bu ihsan ve bağış ayı olan günlerde amel defterimizin sevap hanesine kaydettirdiğimiz ibadetler, her an şeytan ve nefsin fırlattığı gaflet, vesvese ve şüphe oklarına birer kalkan vazifesi görerek gerçek huzurumuzun kaynağı olur. Çünkü farkında olmadan veya bir anlık gaflet sonunda işlediğimiz hatâ ve kusurların keffareti olabilecek hasenat ve iyilikler en bereketli şekilde bu günlerde elde edilmektedir. Ayrıca bu ibadetler ileride hücumuna maruz kalabileceğimiz günahlar için de bir siper hüviyetini taşır. Resul-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam diğer aylara göre bu ayda daha çok ibadet ve taatte bulunurlardı. "Şaban benim ayımdır." "Şaban günahları temizleyendir" buyurarak kadrini yüceltirdi.(2) Receb ayı geldiği zaman da "Allahım, Receb ve Şaban (ayını) bize mübarek ve bereketli kıl" buyururdu.(3) Böylece dua ve niyazlarında bu ayların kudsiyetini dile getirmişlerdir. Peygamberimizin Şaban ayına gösterdiği bu hürmetin bir sebebi de devamında gelecek olan Kur'ân ayı olan Ramazan'dan dolayı idi. Hz. Enes'in rivayetine göre, Peygamberimizden sual ederler: "Ya Resulallah, Ramazan'dan başka en faziletli oruç ayı hangi aydadır?" Bu soruya Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, "Ramazan'ı tazim için (Ramazan hürmetine) Şâban' da tutulan oruçtur" cevabını verirler.(4) Basta Hz. Âişe Validemiz olmak üzere Sahabilerin beyanına göre Peygamberimiz bazan Şaban ayının tamamını, çok kere de çoğu günlerini oruçlu geçirirdi. Zaten diğer günler, bilhassa Pazartesi ve Perşembe günleri de oruçlu bulunan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselam maddî ve manevî pekçok hikmetinden dolayı oruç ibadetini sıkça yapardı. Bu hususta Hz. Âişe'nin (r.a.) şöyle bir rivayeti vardır: "Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam bazı aylarda çok oruç tutardı. Hattâ, biz, onu bu ayda hiç iftar etmedi sanırdık. Bazı aylarda da çok iftar ederdi. Hattâ, biz, onu bu ayda hiç oruç tutmadı derdik. Resulullahın Aleyhissalâtü Vesselam Ramazan'dan başka bir ayın orucunu tamamladığını görmedim. Şaban'daki kadar, kendisinde, çok oruçlu olduğu bir ay da görmedim"(5) Hz. Âişe başka bir rivayetinde bu konuda şunları söyler: "Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam senenin hiçbir ayında Şaban ayındakinden fazla oruç tutmaz ve şöyle buyururdu: "Amellerden gücünüzün yettiğini yapın. Çünkü siz bıkmadıkça, Allah da size asla bıkmış muamelesi yapmaz. Allah yanında amelin en makbulü, kişinin az da olsa devam üzere işlediği ameldir."(6) Yine Hz. Âişe, İbni Mâce'de geçen başka bir rivayetinde de, "O (Resul-i Ekrem) Şaban ayının tamamını oruçla geçirerek nihayet Şâban'ı Ramazan'la birleştirirdi"(7) diyerek Peygamberimizin bu ayda daha çok oruç tuttuğunu ifade etmektedir. Bu iki rivayetten hadis âlimleri, Peygamberimizin bazı seneler Şâban'ın tamamını, bazı zamanlarda da çok günlerini oruçlu geçirdiği kanaatine varmışlardır. Zaten hadiste geçen "tamamı" mânâsına gelen "küll" kelimesi Arapçada çoğunluk mânâsında kullanılırdı. Bir kimse bir ayın çok günlerini oruçlu geçirirse, tamamını oruçlu geçirdiği ifadesi yer alırdı. Her iki rivayetten Şaban ayının tamamını oruçlu geçirmenin veya bir kısmında oruç tutmanın caiz olacağı hükmü çıkarılmaktadır. Şaban ayında oruç, namaz, sadaka gibi ibadetlerin ve diğer imâni ve İslâmî hizmetlerin fazla yapılmasının bir hikmeti de, devamında gelecek olan Ramazan ayı için zihnen, bedenen ve ruhen bir hazırlık ve alışkanlığa sebep olmasıdır. Çünkü bazı insanlar, "Nasıl olsa, Ramazan gelince daha çok ibadet ederiz" diye gaflet ve tembelliğe kapılabilirler. İşte Şâban'da yapılan ibadetler bu perdeyi yırtmaktadır. Bu hususa Peygamberimiz, Hz. Üsame bin Zeyd'in suâli üzerine işaret etmektedir. Hz. Üsame sorar: "Yâ Resulallah, Şaban ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu görmedim." Bunun üzerine Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyururlar: "Receb ve Ramazan ayları arasında şu Şaban ayında insanlar gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Alemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Ben oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim."(8) Bu mübarek günleri değerlendirerek gün ve gecelerimizi manevî yönden daha çok bereketli kılarsak, bu ayın feyzinden daha fazla istifade etmiş oluruz. Bu aylarda tutulan oruç farz ve vacip olmayıp sadece sünnettir. Peygamberimize uyarak sevap ve mükâfatına nail olmak için oruç tutmaya gayret ederiz. Cenab-ı Hak bizleri Şaban ayının nurundan ve feyzinden en azami mertebede istifade eden kullarından eylesin. Amin. Kaynaklar 1) Şualar, s. 416. 2) Keşfü’l Hafâ. 2:9 3) Müsned, 1:259 4) Tirmizı, Zekât: 28. 5) Buhari, Savm: 51. 6) Müslim. Sıyam: 177. 7) İbni Mâce, Savm: 4. 8) Nesei, Savm: 70. Mehmet Paksu, Mübarek Gün ve Geceler, Nesil Yayınları |
23Haziran 2012, 12:15 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | Cevap: Şaban ayını ihya edebiliyormuyuz?
21 haziran perşembe gününden itibaren şaban ayına girmiş bulunuyoruz.İhya edenler olalım inşş
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
Konuyu Toplam 3 Kişi okuyor. (0 Üye ve 3 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Recep Ayını İbadetle Geçiren Kadın | seb-i aruz | Üç Aylar / Kandiller | 0 | 19 Mayıs 2013 14:51 |
Ramazan Ayını Karşılarken | enderhafızım | Oruç-Ramazan | 0 | 07 Temmuz 2012 01:55 |
Şaban Orucu | Belgin | Üç Aylar / Kandiller | 0 | 24 Kasım 2008 09:54 |
şaban kul ve berat | CaferTayar | Üç Aylar / Kandiller | 1 | 15 Ağustos 2008 17:44 |
Şaban Ayı.. | Emekdar Üye | Üç Aylar / Kandiller | 2 | 13 Ağustos 2007 23:23 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|