Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05Haziran 2010, 15:41   Mesaj No:1

Mevlüt HÖNÜL

Medineweb Aktif Üyesi
Mevlüt HÖNÜL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Mevlüt HÖNÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 18779
Üyelik T.: 20 Mayıs 2012
Arkadaşları:6
Cinsiyet:
Memleket:Malazgirt
Yaş:48
Mesaj: 151
Konular: 93
Beğenildi:17
Beğendi:0
Takdirleri:32
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Insan ve mülkiyet/Mevlüt Hönül

Insan ve mülkiyet/Mevlüt Hönül

İnsanlık Nereye Gidiyor ?

İnsan yaradılış gereği sosyal bir varlıktır.Yaşamını toplumu göz önünde bulundurarak sürdürmek zorundadır.Kapitalizmin yaygınlaşması ile,insanların mal ve makam sevgisini ön plana alarak kendi yaşam biçimlerini,bu sömürücü güçün himayesine bırakmaları, ahlaki ve vicdani bozulma süreci ile adaleti hakkı ayakta tutan her şeyi alt üst etmiştir.İslam dini bütün önceki vahiylere saygı duyarak ve onların tahrif olmamış hakikat yönlerini de içine alarak, yaradılıştan günümüze kadar her daim ortak değerler üzere insanın inşasını sağlamaya çalışmıştır.

Bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız ancak bir fitnedir (imtihan konusudur.) Allah yanında ise büyük bir mükafat vardır.
(ENFAL-28)

Servetlerin yığılması ve tüm bu servetlerin Allah’ın irade sahiplerine emanet olarak vermiş olduğunu bütün peygamberlerin de dile getirdiği hakikatleri ve uyarıları Kuran tekrar ederek dile getirir.

Örneğin Hz İsa (a.s) bu konuda şöyle seslenmiştir:

‘’Zenginlerin Allah’ın melekut’una girmesi bir devenin bir iğne deliğinden girmesinden daha zordur.’’ (Matta 24)

Tevrat’ta şöyle bildirilmektedir:

‘’İşte gökler ve göklerin gökleri,yer ve onda olan her şey Allah’ın olan Rabbindir’’
(Tesniye 10-14)

Yine bu konuda Kuran’i Kerimde şöyle buyurulmaktadır:

‘’Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’a aittir ’’
(Bakara 284- Ali İmran 109)

Yine Resullerin işi bölümünde (İncil’de) Aziz Pavlus da,1. korintoslulara mektupta (10-26) şöyle seslenmektedir.

‘’Yeryüzü ve onun doluluğu Rabbin’dir’’


İslam toplumun güçlerini birleştirerek,Peygamber efendimiz ve İlk iki halifenin’de aynı metot ile devam ettirdikleri,Fetih hareketleri neticesinde Müslümanlar servet sahibi olmuşlardır,hatta bazı savaşlarda bir süvarinin payına otuz bin dirhem veya buna yakın ganimet düştüğü rivayet edilmektedir.

(Bununla birlikte Lükse dalmayanlar), zorluk içindeki yaşayışlarına devam edenler vardı.

‘’Hz Ömer elbiselerindeki yırtıkları deri ile yamıyor’’

‘’İmam Ali’de ‘’Ey altınlar ve gümüşler! Benden başkasını baştan çıkarttın.’’

’’ Ebu Musa da o zamanlar,azlığından dolayı Arapların yemeye alışmadığı tavuk eti yemekten kaçınıyordu.’’

‘’Hiç bir surette elek kullanmıyorlardı ve hep kepekli ekmek yiyorlardı.Bununla birlikte kazançları dünyadaki herkesten çoktu.’’(Mukaddime ibn-i Haldun s.287-288)


Ebu el-Hasan Ali bin el-Hüseyn bin Ali el-Mesudi Muruc ez-Zeheb ve Ma'adin el-Cevahir’de şöyle diyor:

Osman’ın halifeliği döneminde sahabeler büyük servetlere ve arazilere sahip olmuşlardı. Vefat ettiğinde Osman’ın yüz bin dinarı (altın para) ve bir milyon dirhemi (gümüş parası) vardı.Kura vadisi,Huneyn ve başka yerlerdeki arazilerinin kıymeti ise yüz bin dinardı.ve geride çok sayıda deve ve at bırakmıştı.

Zübeyr vefat ettiğinde geride bıraktıklarının sekizde birinin miktarı ise elli bin dinar, bin at ve bin cariye idi.

Talha’nın Irak’taki arazilerinin günlük geliri elli bin dinar, Serra bölgesindeki geliri ise bundan daha fazla idi.

Abdurrahman Bin Avf’ın bin atı,bin devesi ve on bin koyunu vardı.Vefat ettiğinde geride bıraktığı mirasın dörtte biri seksen dört bin dinardı.

Zeyd bin sabit,yüz bin dinar kıymetindeki mal ve arazilerin dışında baltalar ile parçalanıp bölünecek kadar altın ve gümüş bırakmıştı.

Zübeyir Basra’da,Mısır’da,Kufe’de ve İskenderiye’de evler yaptırmıştı.Yine Talha’da Kufe ve Medine’de ev yaptırmış ve Medine’deki evinin yapımında kireç,kiremit ve Hint ardıcı kerestesi kullanmıştır.Sad bin Ebu Vakkas akik taşından geniş,yüksek balkonları olan bir ev yaptırmıştı. Mikdad’ın Medine’de yaptırdığı evin içi ve dışı kireçliydi.Ya’la bin ümeyye,elli bin dinar ile üç yüz bin dirhem değerinde ki gayrimenkul ve diğer mallar bırakmıştı.
(Mesudi nin Zeheb ve Ma'adin el-Cevahir .)

O dönem de yaşayan Müslümanlar'dan bir kısmının gelir seviyeleri çok yüksekti. Zenginliğin cazibesine kapılanlar felakete doğru yol almaya başladılar.Sözünü ettiğimiz zaman dilimi, en fazla kan dökülen, haksızlık-adaletsizlik yapılan, adam kayırılan, zulüm işlenen ve tefrikaya düşülen dönem olması hasebiyle geleceğe (bugünlere) zemin hazırlamıştır. Bir başka ifadeyle, bugünkü içler acısı durumun temelleri o dönemde atılmıştır. “Aşere-i Mübeşşere” rivayetini uydurmaktan geri durmayanlar bu rivayet ile birilerine koruma kalkanı oluşturmayı amaçlamışlardır,bu “yalan rivayetler”, Allah Resulüne (s.a.v) açıkça iftiradır:


İnsanlığın yaradılışından günümüze değin,gelmiş-geçmiş bütün peygamberler ve İlahi emirlerin ana gayesi ‘’Mülkün yalnızca Allah’a ait olduğu’’ ve yeryüzüne halife kılınan İnsanların,bu mülkü evirip çevirme ile yükümlü olduğu hakikati anlatılmaya ve yaşatılmaya çalışılmıştır. İnsanın başı boş bırakılmadığı ve sorumluluk bilinci ile hareket etmesi gerekliliği açıkça ifade edilmektedir.

İslam devleti büyüyüp sınırları genişledikçe,Mekke sömürgecilerinin (Müellefetül Kulub )’un mirasını devr alan ‘’Muaviye’’ iktidarı ele geçirip şama yerleştiği andan itibaren İslam ümmetinin yaşam şekilleri hızlı bir değişime ve yıkıma uğramıştır.

Medine İslam devletinin uygulama ve prensiplerine zıt bir anlayış ile,Şura ile seçilen Halifelik makamını kraliyete saltanata çeviren ümeyye oğulları hanedanına,dayanan bir zorba iktidar alır.İslam devlet modelinin hakim olduğu Medine İslam devletinin yerine kendi zorba yönetimlerini hakim kılan Emevi yöneticilerinden ‘’Abdulmelik’’ İslamın geniş bir çevreye yayılması ile ‘’ortak bir pazarın’’ işlemesi adına gerekli gördüğü ilk İslam parasını bastırır.

Gözlerini mal sevdası bürümüş olan,bu yönetici topluma her taraftan maddiyat akmakta idi bunu gören Emevi ve Abbasiler,kendi dönemlerinde bu kazançlarına dini bir meşruluk kazandırma adına,Peygamber efendimize mal edilen uydurma hadisleri yaymaktan geri durmazlar.

Örneğin Şöyle bir rivayeti Allah resulüne mal etmekten çekinmezler:

‘’Malını savunurken ölenin Şehid olacağı’’

‘’Muaviye’nin zekat farziyetinde indirim yapmaya çalışması’’

‘’Abdullah bin abbas da, bir hadis naklederek ümmete bırakılacak servet miktarını üçte birden dörde bire düşürmek istemesi.’’

Ebu Said el-hudri ise şöyle bir rivayeti nakletmektedir:

‘’Allah’ın resulü bize mülkiyetin çeşitli şekillerini bir bir anlattı.Nihayet bizler,hiçbirimizin daha büyük bir servete sahip olmaya hiç hakkımız olmadığını anladık’’
(Müslüm c,3-702-c,4-290)



İşte bu tür rivayetler Ebu Zerrin neye,neden karşı çıktığını sorgulayanlara cevaptır,Ebu Zerr'i anlamayanlar,onun bu çıkışını çok iyi analiz etmelidirler.Ebu Zerr haksızlıklara gaspa servet hastalığına yakalanmaya yüz tutmuş bir topluma,yine Peygamber öğretisini esas alarak karşı çıkma cesaretini gösteriyordu.Yalnız onun bu cesaretini gösteremeyenler o asırda şahsi olarak verilmiş olan sadakaların miktarını da ‘’Zekat’tan’’ sayarak zekat’la temizlenmemiş servete karşı laneti hafifletme yolunu bulmaya çalışmışlardır. (Saray Mollalarının Fetvaları ile)

Lakin bu arayışa dayanak bulmaya çalışanlar ,Kuran’i Kerimde açıkca ifade edilen İnfakın sınırını bilmeyenler değildi !

Sana, sarhoşluk veren şeyler ve şans oyunları hakkında sorarlar. De ki: "Onların her ikisinde de hem büyük bir kötülük hem de insanlar için bazı yararlar vardır; ancak yol açtıkları kötülük, sağladıkları yararlardan daha büyüktür." (Allah yolunda) neyi harcayacaklarını sana sorarlar. De ki: "O'nun için ayırabileceğiniz her şeyi." Böylece Allah mesajlarını size açıklıyor ki tefekkür edesiniz.

(Bakara 219)

(Ayette geçen hem büyük bir kötülük hemde insanlar için bazı yararlar vardır ayetinin nüzul ortamına baktığımızda,Cahiliye Arapları içki ve kumar meclislerini aynı zamanda fakir fukaraya ikram ve ‘’meysir’’ adı verilen ve ayette yasaklanan kumar çeşidini fakirlere yardım için bir yol olarak görürlerdi.Borç olarak alınan deve üzerine oklar çekilerek kumar oynanır,kaybedenler devenin bedelini öder;kazananlar ise etlerini orda bulunanlara bağışlarlardı.Kuran masum gözüken bu kumarı dahi yasak etmiştir.Çünkü zararları faydasından çoktur .)(Hayat Kitabı Kur’an M.İslamoğlu)

Bu ayeti kerime ile yardım adına dahi olsa her tür kumar ve sarhoşluk veren şeyleri haram kılmıştır,Bu haram ile birlikte neyi infak edeceklerini soranlara ve tüm zaman ve asırlara kesinlik ifade eden şu emir ile sınırı belirlenmiştir.

‘’(Allah yolunda) neyi harcayacaklarını sana sorarlar. De ki: "O'nun için ayırabileceğiniz her şeyi.’’ [/b][/color]

İmam Alinin şu sözü 1/40 zekatın kimlere ait olduğunu ispatlamaktadır.

Kırkta bir zekat ‘’Cimrilerin’’ zekatıdır.

Bu ve benzeri bir çok ikaz İman edenlere şu gerçeği kavratmalıdır:
Gerek şahsi ve gerekse tek bir aile ile yapılacak servet yığmaları ile hakk sahiplerine hakkı verilmeyecek şekilde yapılacak tüm ‘’Servet’’ biriktirme anlayışını reddetmiştir.

İmam Alinin sözlerinden bir demet sunarak İnsan oğlunun tabiatını resmeden şu sözcükleri Aklederek nasihat alanlardan oluruz İnşaallah.


‘’İnsan’da bir et parçası vardır ki bedenine bir damarla bağlanmıştır,bu da ‘’Kalp’’tir ve pek şaşılacak bir uzuvdur.Onun hikmete ait şeyleri ve bunlara ait zıt şeyleri vardır. Ümide kapıldı mı mal toplama, biriktirme hırsı alçaltır onu, mal toplama, biriktirme hırsı onu heyecana düşürdü mü hırs helak eder,Ümitsizlik ona sahip oldu mu keder öldürür onu,Kızgınlık onu kavradı mı öfke de kavrar onu.Hoşnut oldumu korunmayı unutur gider.Korkuya kapılınca korunmaya başlar.Esenleştiğini sanınca gaflete düşer.Bir musibet uğradı mı kararsız bir hale gelir.Bir Mal buldu mu zenginlik azdırır onu.Açlığa düşünce zayıflık çökertir;Fazla doyunca da mide dolgunluğu rahatsızlığa uğratır onu.Her hususta geri kalış zarar verir ona her işte ileri gidiş bozguna düşürür onu.’’
(Nehc’ül Belağa s.423-424)



Mevlüt HÖNÜL
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
MevlutHonul@medineweb.net
Malazgirt
05/01/2010
__________________
“...Kendinizi satmayınız. Hür, özgür insanlar olunuz, kendini satan satıcılardan olmayınız”
İmam HÜSEYİN (a.s)
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Mevlüt HÖNÜL 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Seküler Cemaat-Tarikatlar ve Modern Kölelik Makale ve Köşe Yazıları AlimOğlu 47 20918 16 Eylül 2016 00:11
Akletmez misiniz? Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları Mevlüt HÖNÜL 0 2628 18Haziran 2016 02:59
İRTİCA’YA KARŞI İSLAM / Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 4 2235 22 Şubat 2016 23:34
Mü’min Kime Derler? /Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları Mevlüt HÖNÜL 0 1864 26 Ocak 2016 23:38
Allah’ın Hükmüne Meydan Okuyanlar/ Mevlüt Hönül Makale ve Köşe Yazıları 'Yolcu' 3 2337 10 Mayıs 2015 23:35