|
Konu Kimliği: Konu Sahibi AlimOğlu,Açılış Tarihi: 29 Mart 2016 (02:15), Konuya Son Cevap : 29 Mart 2016 (02:17). Konuya 2 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
29 Mart 2016, 02:15 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 15399 Üyelik T.:
24 Aralık 2011 | çocuk eğitiminde anne-babaya öneriler çocuk eğitiminde anne-babaya öneriler Gençlerin toplum içinde bize yaşattıkları olumsuzlukları gördükçe herkesin bu gençlerin ana-babalarını suçladıklarını görürsünüz. Hepimiz su sözleri hep duyarız: Anne-babaları bu çocuklara hiç mi terbiye vermemiş? Bunların ailesi hiç mi ilgilenmiyor bun.arla, böyle sorumsuzca çocuk yetiştirilir mi hiç? Hep aile suçludur. Eğer onlar çocuklarına yeterli ve mükemmel eğitim verselerdi çocuklar böyle mi olurdu? Ah şu aileler yok mu, "saldım çayıra, mevlam kayıra" usulüyle hiç çocuk mu yetiştirilir? Evet okulda yöneticiler ve eğitimciler onları suçlar, politikacılar onları suçlar, kanun uygulayıcıları onları suçlarlar. Hep anne-babalar suçlanır. Suçlamak kolaydır önemli olan çözüm getirmektir. Anne-babalar suçlanıyor ama onların karşılaştıkları problemlerde onlara kim yardımcı olacak. Onlar neyi yanlış yaptıklarını, nasıl yapmaları gerektiğini nereden öğrenecekler. " Karanlığa küfredeceğine bir mum da sen yak." Konfiçyus Maalesef anne-babalar suçlanır ama eğitilmez. Her yıl milyonlarca genç çift, en zor meslek sayılan anne-babalığı üstlenir. Tümüyle aciz ve çaresiz bir bebekten, katılımcı, üretici, iş birliğini ve insanlara yardımı seven, vatanı için çalışmaya azimli insanlar yetiştirme sorumluluğunu yüklenir. Bundan daha zor ve özveri isteyen bir meslek var mıdır? Kaç anne-baba bu meslek için eğitilmiştir? Şu an çalıştığımız işlerimizi yapabilme adına her birimiz bir eğitimden geçmişizdir. Dört, beş yıllık fakülteleri bitirmeden hiçbir işin sertifikasını bizlere veremiyorlar ama anne-baba olma sertifikası almadan çocuklar yetiştiriyoruz bunun sorumluluğunu kim taşıyacak, yalnızca anne-babalar mı? Bu gün ergenlik çağına gelen binlerce genç kendilerine göre geçerli nedenler yüzünden anne-babalarını "işten atmışlardır". "Annem-babam benim yaşımdaki gençleri anlamıyor." "Her gece eve döndüğümde konferans dinlemekten bıktım." "Anne-babama hiçbir şey anlatmam. Anlatsam da anlamıyorlar." "Keşke annem-babam beni rahat bıraksa." "En kısa zamanda evden ayrılacağım. Her konuda sürekli başımın etini yemelerine dayanamıyorum." Bu çocukların anne-babaları, dile getirdikleri aşağıdaki sözcüklerle çocukları tarafından "işten kovulduklarının" farkına vardıklarını göstermişlerdir, artık onlar üzerinde tesir güçleri kalmamıştır. "On beş yaşındaki oğlumu-artık hiç etkileyemiyorum." "Onunla uğraşmaktan artık vazgeçtim." "Nereye gittiğini, ne yaptığını anlatmıyor. Ona nerdeydin diyorum; beni ilgilendirmediğini söylüyor." "Bizimle konuşmuyor. Biz konuşmaya çalışınca; "rahat bırakın beni" diye çıkışıyor. Neden bu kadar çok sayıda genç anne-babalarına "düşman" olarak görmeye başlıyor? Neden bugün evlerde kuşaklar arası ayrılık bu denli yaygın? Neden toplumumuzdaki anne-babalar ve çocuklar kelimenin tam anlamıyla birbiriyle savaşıyorlar? Ne yapmamız gerekiyor? Seminerlerimizde "ilk çocuk sayesinde deneme-yanılma yoluyla anne-babalığı öğrendiğimizi, daha sonrakilerde aynı hatalı davranışları sergilemediğimizi" ifade ettiğimizde anne-babalar acı-acı gülümsüyor. Onların bu durumu bizi de derinden yaralıyor. Bu çalışmamızla toplumumuza sevgi dolu, mutlu, insanlarla barışık, sorumluluklarının bilincinde, ülkesi için çalışmaya azimli gençler yetişmesinde katkı sağlayabilirsek, bahtiyar olacağız. Bu duygu ve düşüncelerle böyle bir gayret içine girdik inşallah /Allah bizi mahcup etmez. Kalplerimizde birbirimize karsı "sevgi" bulunduğu müddetçe üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yoktur. Kalplerdeki sevgiyi arttırma ümidiyle su yazıyı okuyun. |
Konu Sahibi AlimOğlu 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
İngiliz karbonatının faydaları ve zararları... | Sağlık | AlimOğlu | 0 | 2098 | 02 Ekim 2017 12:12 |
Sivrisibek ısırıkları için pratik... | Bilgi Dağarcığı | AlimOğlu | 0 | 1484 | 17 Eylül 2017 14:37 |
Arapça dersleri Görüntülü--1. Seviye Dersleri 2.... | Genel Arapça | AlimOğlu | 12 | 4893 | 11 Eylül 2017 10:16 |
Arapça dersleri Görüntülü--1. Seviye Dersleri 1.... | Genel Arapça | Mihrinaz | 15 | 5594 | 11 Eylül 2017 09:54 |
Hacamat Yapacaklar Dikkat!! MEDİNEWEB | Tıbbı Nebevî | AlimOğlu | 0 | 1286 | 19 Ağustos 2017 23:30 |
29 Mart 2016, 02:16 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 15399 Üyelik T.:
24 Aralık 2011 | Cevap: çocuk eğitiminde anne-babaya öneriler SEV6İ ADACIKLARI Eski İspanyol haritacıların sevgilileri harita çizilirken “Benim için de bir ada çiz " derlermiş, İspanyol haritacısı da sevgilisi için gerçekte olmayan bir ada çizermiş . Eski İspanyol haritalarında böyle "Sevgiliye armağan adacıklar" olurmuş . Kristof Kolomb bir deniz seferinde, haritadan anlayan bir İspanyol’a gemide suların azaldığını, haritada görülen şu adacıkta içme suyu bulunup bulunmadığını sorunca İspanyol gülümsemiş "Etendim, o adanın var olduğunu sanmıyorum. Onu çizen haritacı sevgilisine çizmiştir" demiş ve gerçek ortaya çıkmış. Aksit Göktürk1 ün "Edebiyatta Ada" yapıtını okuduğunda çok gülmüştüm. Sevgilisinden"Haritada bir ada" isteyen İspanyol kadın da, ona adayı armağan eden İspanyol haritacısı da ne güzel bir şey yapmışlar. İngiliz Kralı Edward da sevdiği kadına bir "Krallık" armağan etmiştir de nice kadını heyecandan titretmiştir. Bayan Simpson için krallığından vazgeçmesi zamanının Leyla-Mecnun öyküsünü yaşatmıştır . Çizecek haritası olmayanlar, vazgeçecek krallığı olmayanlar ne yapsın ? Bütün bunlar sembol değil mi ? Haftalardır görmediğimiz bir dosta bir kart göndermek aklımızdan bile geçmez. "Aynı kentteyiz, nasıl olsa yakınız" diye düşünürüz ... Oysa değilizdir. İnsan insanı kaybediyor. Ve bulamıyor. Aynı kentte olsa da .Aynı semtte olsa da... Aynı evde olsa da ... Sonra da soruyoruz ... "Neyim var, ne oluyor, eksiklik ne ?" Eksilen insan. Ve kendimiz. Bir haritaya bir ada çizip de "Bu senin adan" demeyi unutuyoruz. Oysa herkesin bir adası olabilir. Denizler öyle büyük ki. Duyguları unutuyoruz ... Düşünceleri, sevgiyi, sözleri, dokunuşları, davranışları, dostluğu unutuyoruz... Kendimizi beklemeye alıştırıyoruz ... Sonra da neyi beklediğimizi unutuyoruz... Eksiliyoruz. Neden eksildiğimizi bilmeden... |
29 Mart 2016, 02:17 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 15399 Üyelik T.:
24 Aralık 2011 | çocuklarımızın bizi nasıl mutlu edeceğini düşünüyor. Fakat onları .... ÇOCUKLARIMIZIN BİZİ NASIL MUTLU EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR. FAKAT ONLARI NASIL MUTLU EDECEĞİMİZİ HİÇ DÜŞÜNMÜYORUZ. Ah Ya Rabbi! Bu zamanda mesut insanlar ne kadarda azaldı. Kimi işinden kimi eşinden, kimi arkadaşından, kimi komşusundan şikayetçidir. Kimi para ve mevki peşinde koşmaktan, kimi falanca zengine kızmaktan kendini yer bitirir. Eğer elimde olsaydı, mutsuz ve memnuniyetsiz insanlara ^ çocuk yapmalarını yasaklardım. Kocasını sevmeyen kadın kendisine arkadaş olsun diye çocuk doğurur. Bir başkası "çocuğu yok" demesinler diye çocuk yapar. Kimi de "yaşlandığım zaman bana baksın" diye çocuk ister. Hayal kırıklığına uğramış, hayatta umduğunu bulamamış kimseler, hayallerini gerçekleştirmek için çocuğu kullanırlar. "Benim yapamadığımı çocuğum yapacak, benim olamadığımı çocuğum olacak" derler. Bence esas hata şuradadır. Biz; çocuklarımızın bizi nasıl mutlu edeceklerini düşünüyor, fakat onları nasıl mutlu edeceğimizi hiç düşünmüyoruz. Çocuğu istesin veya istemesin, sevsin veya sevmesin, bir sürü şeyler öğretiyoruz. Neden ? "Ne harika çocuğu var" desinler diye! Ne olur! "çocuğunuzu ihtiraslarınıza kurban etmeyin!" BİR ANNEYE MEKTUPLAR adlı kitaptan "Hiç birimiz mükemmel değiliz; ama çoğu zaman başkalarından ve özellikle çocuklarımızdan mükemmel olmalarını isteriz" "Olumlu çocuk yetiştirmenin ilk şartı, olumlu anne — baba olmaktır. Neysek onu öğretiriz" "İyi. eğitilmiş ve topluma kazandırılmış bir genç hem ailesi, hem de toplum için bir servettir." "Unutmayın bazı kayıplar vardır ki asla telafisi mümkün değildir. Bazı hatalar vardır ki bunların onarımı imkansızdır. İşte çocuklarımız da böyledir hata ve kayba uğramaması gereken önemli varlıklardır." "Anne-Babanın görevi çocuğunu keşfetmek, onda olan yeteneklerin gelişmesini sağlamaktır; yoksa onu her yaptığından dolayı eleştirmek değil." "Çocuklar sözlerden ziyade davranışlardan etkilenirler. Öyleyse siz de davranışlarınızda hep samimi ve dürüst olmalısınız." w Ailenin veremediği ve eksik bıraktığı terbiyeyi ne okul ne de toplum verebilir. Siz anne-babalar ! Gül fidanı yetiştiren, her türlü hürmete layık bahçıvanlarsınız" |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
çocuk eğitiminde ceza hiç mi olmamalı? | EyMeN&TaLhA | Çocuk ve Aile Sağlığı | 0 | 14 Temmuz 2015 12:03 |
Çocuk eğitiminde en güzel rol modeli Peygamberimiz | EyMeN&TaLhA | Çocuk ve Aile Sağlığı | 1 | 17 Mart 2013 10:40 |
Hz. Peygamberden Anne ve Babaya 50 Nasihat | enderhafızım | İslamda Kadın ve Erkek | 10 | 10 Temmuz 2012 18:41 |
İsrâ Sûresi'nde, Anne Babaya 5 Mertebe | Belgin | Kur'ân-ı Kerim Genel | 3 | 25 Aralık 2009 00:02 |
Çocuk Eğitiminde Uygun Mesajlar | NUR | Çocuk ve Aile Sağlığı | 0 | 23Haziran 2009 21:13 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|