|
Konu Kimliği: Konu Sahibi karlofca61,Açılış Tarihi: 28 Ocak 2008 (14:47), Konuya Son Cevap : 14 Mart 2008 (22:16). Konuya 2 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
28 Ocak 2008, 14:47 | Mesaj No:1 |
Son Ezan Son Ezan Allah Resûlü hasta yatağında soğuk terler döküyor. Hazreti Aişe’nin gözü yaşlı, Hazreti Ebu Bekr’in başı yerde, Kainatın Efendisi ebedi yolculuğun eşiğinde son nefeslerini sayıyor. Medine soluk almadan bekliyor. Buruk yürekler, endişeli bakışlar ve köşelerde sessiz sessiz akıtılan göz yaşları… Tek istenilen şey, bir haber. Habibin sıhhat haberi. Fakat Alemlerin Rabbi daha fazla uzatmayacaktır dünya gurbetini Habibinin. Ahmedi’nin yüreğini daha üzmeyecektir bu çöllerde. İşte son an… son nefes… ve Habibin dudaklarından dökülen son söz: “Er’rafiku-l a’la! Er’rafiku-l a’la!” “ Yüce dost! Yüce dost!”Kainatın Sevgilisi ulaşıyor dostuna. Ezan vaktidir. Resûlullah’ın yokluğundaki ilk gecenin sabahı. Bilal elini kulağına götürmek için hazırlanıyor. Mukaddes daveti duyuracak. Lakin yüreği yanıyor. Yanık sesi, yanık yüreğiyle hepten hüzne bürünmüş başlıyor ezan-ı Muhammedi. Ve tam “Eşhedü enne Muhammederrasûlullah…” derken bir hıçkırık kopuveriyor Bilal’in ciğerlerinden. Bilal ağlıyor, sahabeler ağlıyor. Dalga dalga hüznüyle yayılıyor gülbang-ı Ahmedî. Peygamber müezzini Medine… Peygamber şehri. Hiç böyle görmemişti bu şehri Bilal. Her bir taşından göz yaşı damlıyordu sanki. İşte bu sokaklardan yürümüştü Allah Resûlü. Bu mescitte oturmuştu. Şu kütüktü yaslanıp da hutbe okuduğu. Mübarek ayaklarının değdiği toprak bu topraktı. O’nun gül kokusu sinmişti bu yerlere. Medine O’nu bulduğu gün can bulmuştu. Ama şimdi o yoktu bu şehirde. Her zerresine hasretini nakşedip göçüp gitmişti işte. Bilal Medine’de duramazdı artık. Baktığı her yönde O’nun hatırasının canlandığı, yüreğine hicran ateşleri yağdıran bu şehirde kalamazdı. Hasretini bağrına basıp Şam’a gitti. Aradan seneler geçti. Medine peygambersiz, ezanlar Bilalsiz seneler geçti. Halife defalarca Bilal’i Medine’ye çağırdı. Tüm ısrarlara rağmen peygamber müezzini kabul etmedi bu davetleri. Fakat bir gece Efendimiz (sav) rüyasına geldi Hazret-i Bilal’in. Allah Resûlü (sav) nurlar içinde ona bakıyor, sitemvâri bir tavırla: “Ne zamandır beldemize uğramaz oldun Ya Bilal!” diyordu. Ertesi sabah Bilal, emri alan asker gibi fırladı. Derhal Medine yollarına koyuldu. Bilal’in ne sıcakta pişen vücudu ne uzayan yollara bakan gözleri vardı. Hissettiği tek şey kalbindeki tarifsiz sızıydı. Özleten, ağlatan, yandıran bir sızı. ezanı güçlükle bitirebiliyor. Günlerce süren yolculuğun ardından Bilal, sevgilisini gömdüğü hicran şehrine ayaklarını basıyordu işte. Ve o gün Medine bir zamanlar çok iyi tanıdığı bir sesle açıyordu gözlerini sabaha. Sesi duyan daha iyi işitebilmek için kapılara koşuyordu. Sokaklara dökülen insanlar heyecan içinde birbirlerine tek bir şeyi haber veriyordu. “Bilal gelmiş! Seneler sonra Bilal Medine’ye dönmüş.” Kalpler sanki yerinden çıkacaktı. Sokaklarda kadınlar, çocuklar… Medine böyle bir şey görmemişti. Bütün şehir mescide akıyordu. Onlar bu sesi hep peygamber hayattayken duymuşlardı. Bu sesi işitip de gittiklerinde mescide Allah Resûlü’nün o mübarek yüzünü görmüşlerdi yıllarca. Peki ya şimdi? İşte bu ses Bilal’in sesiydi. Yoksa Muhammed Mustafa (sav) , kainatın biricik sevgilisi şimdi de mescitte miydi? Birisi deseydi ki: “Evet, Peygamberimiz (sav) mescitte, müminleri namaza bekliyor.” Şüphesiz buna inanmayan kalmayacaktı. Bir anda çağlayan hisler o koskoca hakikati unutturuvermişti. Allah Resûlü artık aralarında yoktu ve dönmesi de mümkün değildi. İşte o dem herkes koyuverdi kendini. Genç, ihtiyar, kadın, çocuk herkes herkes ağlıyordu. Her şey ortadaydı. Bu ses bu semalarda Muhammed Aleyhisselamsızdı. Bilal de yüreğinin yangınlarına su serpiyordu gözyaşlarıyla. O da ağlıyordu. Hıçkırıklara karışan bu ezan bütün Medine’yi ağlatmıştı. Bu Hazret-i Bilal’in okuduğu son ezanı oldu. Şam’a döndükten bir süre sonra o da Hakk’ın rahmetine ulaştı. | |
Konu Sahibi karlofca61 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Peygamberimiz s.a.v Hakaret edenin sonu........ | Bilgi Dağarcığı | Tuba_ | 3 | 2538 | 09 Eylül 2008 14:48 |
Yaratıcı Bir Öğretmendir | Allah(c.c) | Mihrinaz | 1 | 2021 | 13 Mart 2008 21:04 |
Ey Ağlamak........ | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | Beytül Ahzan | 3 | 2411 | 13 Mart 2008 20:50 |
***Birinci Muradın Duası...** | Dua Bölümü | karlofca61 | 0 | 2409 | 04 Mart 2008 18:00 |
seccadenin feryadı | Namaz-Abdest-Teyemmüm | Kara Kartal | 2 | 2149 | 25 Şubat 2008 12:55 |
28 Ocak 2008, 15:13 | Mesaj No:2 |
Cvp: *****SON EZAN******
güzelb ir konuya değinmissiniz... Türkçe ezanı youtube dan dinledikten sonra bi dahaki ezan seini can kulağıyla beklemiştim ki Bilal i dinlemek için ne yapmazıdm ki :( Ya ezanı bilmem kaç sene Tükçe dinleyen büyüklerimiz ilk Arapça ezanı duyduklarında neler yapmadılar ki...Yanılmıyosam bir RAmazan gününe denk gelmiş ve camiler ki Bunların başında Sultan Ahmed geliyor hınca hınç dolup taşmış herkesin gözünde yaşlar akmaya başlamış Ya Bilali dinleyebilseydikk.... Yer Gök Susacak Bilali Dinleyecek "Allah-u Ekber" | |
14 Mart 2008, 22:16 | Mesaj No:3 |
Cvp: ****Son Ezan******
teşekkür ederim çok etkileyici bir paylaşım keşke keşke biz de duyabilseydik görebilseydik erebilseydik. | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Ezan | MERVE DEMİR | İslami Kavramlar | 2 | 17 Şubat 2022 12:31 |
İç Ezan | iklimya | Ezan-Kamet-Camii | 0 | 13 Şubat 2013 22:10 |
Sıradaki Ezan :) | talibetün | Fıkralar-Hikayeler | 4 | 11 Aralık 2011 16:37 |
Ezan Duası | Medine-web | Dua Bölümü | 3 | 05 Ocak 2011 21:46 |
Ezan-ı Şerif | Medine-web | Ezan-Kamet-Camii | 0 | 15Haziran 2007 17:04 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|