|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Nebevi Sevda,Açılış Tarihi: 01 Aralık 2019 (17:24), Konuya Son Cevap : Dün (13:09). Konuya 12 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
30 Mart 2023, 10:07 | Mesaj No:11 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 |
Bunu pandemide izlemişdik hakikaten çok güzel yokluğun içinde pes etmeden hayallerinin peşinden koşduğunda insanın her şeyi yapacağını gösteriyor. Yokluklar imkansızlıklar diz boyu değil adam boyu ama o başarıyor izlerken öğretiyorda insana
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
02 Temmuz 2023, 00:02 | Mesaj No:12 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 |
ŞEHRAZAD iran yapımı dizi .1950 deki darbeyi ve bir çokşeyi anlatıyor izleyin derim.
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
Dün, 13:09 | Mesaj No:13 |
Durumu: Medine No : 59105 Üyelik T.:
03 Şubat 2018 | Sonsuzluk ve Bir gün
Sonsuzluk ve Bir Gün [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] (Yunanca: Μια αιωνιότητα και μια μέρα, Mia aioniotita kai mia mera, İngilizce: Eternity and a Day), 1998 Yunanistan yapımı Theo Angelopoulos filmi. Ölümcül bir hastalığa yakalanmış olan bir yazarın (Bruno Ganz) hastaneye yatmadan önceki son gününü anlatır. 1998'de Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye kazandı.[ Zaman Bir Çocuk, Deniz Kenarında Deniz Kabuklarıyla Oynayan Eternity And A Day ölümcül hastalığa yakalanan Alexander isimli şairin son gününde, sokakta tanıştığı küçük bir Arnavut çocukla hikayesini anlatır. Son gününü yaşayan yaşamla, geçmişle, gelecekle mücadelesi olan bu adamın yolu yaşamın henüz başında tüm bunlardan habersiz bir çocukla kesişir. Alexander kendi mücadelesini verirken bir yandan da çocuğu başka ellere, bilinmez sokaklara teslim etmemek için elinden geleni yapar. Theo Angelopoulos göçler, kayıplar, arayışlar ve hayal kırıklıkları ile bezenen filmlerinde zamanı bir nevi yay gibi kullanır. Gelecek; şimdi ile geçmişin, zaman ve mekanın daralmasından oluşan bir zaman dilimine dönüşür. Kullandığı plan sekanslarla geçmişi, şimdiyi, geleceği bir çizgi üzere koyan Angelopoulos, karakterlerini zamanın içinde yolculuğa çıkarır. Angelopoulos, Theo’nun Bakışı belgeselinde şöyle demiştir: “İnsanlık serüveninin tarihsel yaralarını tekrar tekrar ele alıyorsam, tarihten gereğince ders alınmadığı, geçmişteki olaylar, travmalar, unutulduğu ve insanlar aynı hataları kadermişçesine tekrar yaşamak zorunda bırakıldığı için… Geçmiş hakkında konuşmaya çalışarak ve bugünü geçmiş üzerinden anlatarak, yaşanmış deneyimlerin işe yaramadığını, geçmişin kanlı izlerini yeniden kanattığımızı anlatmaya çalışıyorum. Bu da kendi içinde bir trajedidir.” “Büyükbabam diyor ki, zaman bir çocukmuş, deniz kenarında deniz kabuklarıyla oynayan.” Her Yarın Sonsuzluk ve Bir Gün Kadar Dünyaya ben yaşayabildim diyebilmek için çırpınıp duruyoruz. Her yer evimiz gibi her eyleme muhtaçmışız gibi davranıp kendimizi yalandan bir girdabın içine hapsediyoruz. Birbirimizin zamanlarından çalarak hayatlarımıza dahil oluyoruz. Bildiğimiz sokakları bilmediğimiz bir sağa, görmediğimiz bir sola saparak onları birer labirent haline getirdik. Bilmek isteme, bir şeyler yapma çabası, dünyada iz bırakma hevesi hayal etme gücümüzü elimizden alıyor. Başka diyarların hevesini kursağımızda hissetmek için bazen bilmemek en iyisi. Küçük bir anı aramalı, küçük bir anı kovalamalı bir çocuk gibi. Ya da en kötü ihtimalle onun peşinde koşarken çocuk olmayı ummalı. Ufak bir karşılaşma yeter daha itinalı yaşamaya. Zamanın içinde yaşamanın ağırlığı üzerimize yapışmış durumda. Bazen bir leke gibi bazen de üzerimizde açan bir çiçek gibi. Geçmişin acı hatıraları şimdinin buruk sevinçleri oluyor. Tüm bunlar, gelecekte de aradığımız geçmiş ve mutluluk sebeplerimiz olacaklar. Hepsi aynı çizgi üzerinde. Yaralar, şifalar ve atılacak adımlar aynı çizgi üzerinde. Ahmet Hamdi Tanpınar‘ın dediği gibi “Ne içindeyim zamanın/Ne de büsbütün dışında“. Zaman kavramı olmadan bir hayat mücadelesinde kendimizi tanımlamamız ve varlığımızdan bahsetmemiz zorlaşır. Zaman bu yüzden omuzlarımızda ve zihinlerimizde büyük yük olur. Düne, bugüne ve geleceğe hükmettiğimiz düşünür, bunun gerçek olmasını umarız. Dün ve yarın, bugünün içini kemiriyor. Aslında bugün elimizdeki tek şey. Dünde kalanla hesaplaşmak ve yarının gelmesini sağlayacak şey bugün. Hepimiz yaşamayı, ancak bekleyecek hiçbir şeyimiz kalmadığında öğreniyoruz. Bazen ne bedene ne de zamana söz geçirebiliriz. Argadini (çok geç) dememek lazım çünkü her yarın sonsuzluk ve bir gün kadar sürecek…
__________________ Ben yalnızca sevdiklerimden korkarım. Çünkü beni sadece onlar incitebilirler |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Hayatınızı Film Yapıyoruz | Kara Kartal | Forum Etkinlileri | 24 | 07 Eylül 2024 15:50 |
Altın ve Bakır\film | tevhid_ | Videolar/Slaytlar | 0 | 15 Şubat 2018 10:23 |
İslami Bir Film | Matemkar | Videolar/Slaytlar | 0 | 07Haziran 2014 16:48 |
Özgüven Çizgi Film | enderhafızım | Videolar/Slaytlar | 0 | 03 Ocak 2013 18:53 |
DİKKAT!..Genç Girişimciler Kulübü Arapça Dersleri !... | Arın | Genel Arapça | 1 | 19 Kasım 2008 12:04 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|