|
Konu Kimliği: Konu Sahibi keserim,Açılış Tarihi: 25 Ekim 2007 (01:10), Konuya Son Cevap : 11 Şubat 2014 (01:43). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
25 Ekim 2007, 01:10 | Mesaj No:1 |
Mevlana'nın vasiyeti Mevlana'nın vasiyeti Az yiyin. Az uyuyun. Az söyleyin... Mallarınızı nasıl dağıtacağınızı boşverin. Yaşamınızla yaşadıklarınızla ecdadınıza bir öğüt verebiliyor, bir vasiyet bırakabiliyor musunuz siz ona bakın. Bu kadar duru... Bu kadar anlaşılır bir vasiyet bırakmayı Allah herkeze nasip etsin... Bu yazıyı okumadan evvel elinize kâğıdı kalemi alın, yarın ölecekmiş gibi vasiyetinizi yazın... Bakalım çoluğa çocuğa bırakacak iki lafınız var mı? Dünya malının dağıtımından bahsetmiyorum. Onlar nasıl olsa herşeyin sahibi olan Allah'ın, siz kime bırakırsanız bırakın onların gideceği yer belli. Bütün malın mülkün dışında, çoluğa çocuğa bırakacak iki lafınız, yaşadıklarınızdan imbiklediğiniz iki satır laf var mı? Ona bakın! Bu vasiyet egsersizi aslında sizin şu ana kadar ne kadar kaliteli yaşadığınızın da bir göstergesi olacak... Ne kadar kitap okuduğunuzun, ne kadar düşündüğünüzün, bütün bu yapıp ettiklerinizden sonra geldiğiniz ve durduğunuz noktanın neresi olduğunun bir göstergesi. Velhasıl-ı kelam, durduğun yerin doğru bir yer mi, değil mi olduğunun, hepsinin ama hepsinin bir sonucu olacak bu çalışma. Hadi alın bir kâğıt kalem yakınlarınıza dostlarınıza çocuğunuza bir vasiyet yazın. Bu aslında o kadar kolay bir iş değil, bi o kadar kolay ama kolay olan tam olmuyor işte. İçine sinmiyor insanın yazdıkları, daha iyisini yazarmışsınız gibi geliyor. Zorladıkça da olmuyor. Neden olmuyor biliyor musunuz? Çünkü iyi yaşamıyoruz. İçinde bulunduğumuz dünyanın gaybından bigaybız. Dönüp duran dünyayı atlıkarınca zannediyoruz. Durup düşünmüyoruz. Detayları bütün sanıyoruz. Ben sizi de, kendimi de yormayayım. Bu vasiyet konusu ile ilgili bir anektod anlatayım sonra herbirinizi mahşer yerindeki gibi kendinizle başbaşa bırakayım; Malumunuz, UNESCO'nun 2007 yılını Mevlana yılı ilan etmesiyle necip Türk milletine de bir gaz verildi. Bu konudaki, yayın sayısı da arttı. Ben de, eğrisine doğrusuna bakmadan günün popüler konusu ile ilgili neşriyatı toplar, daha sonra eler bir tipim. Bu veçhile ile elime bir kitap geçti. MEVLANA. Derleyen: Ahmet Seyrek. Kar Yayınları'ndan çıkmış. Temiz bir Türkçe ile yazılmış derli toplu, okuması kolay bir kitap. Bu kitabı okuyup bitirdikten sonra aklımda en çok Mevlana'nın ölmeden evvel yaptığı vasiyeti kaldı. Çünkü vasiyet dünya tecrübesinden sonra insanın dünya ve sonrası ile ilgili bıraktığı en özlü söz ya da metindir. Eğer bunu söyleyen bir veli bir Allah dostu ise, içinde çokça feyzler vardır. Uzatmayayım aktarayım: Yıl 1273, Mevlana artık iyice hastalanmıştır. Eşi başında ağlamaklıdır; "Ey alemin nuru, ey ademin canı! Bizi bırakıp nereye gideceksin? Mevlana yattığı yerden cevap verir; "Niçin? Niçin? Biz ne Firavun ne de Nemrut'uz, bizim toprak alemiyle ne işimiz var, bize bu toprak aleminde huzur ve karar nasıl olur? Ben insanlara faydam dokunur diye dünya zindanında kalmışım; Yoksa hapishane nerede ben nerede? Kimin malını çalmışım? Yakında Allah'ın sevgili dostunun, Hz. Muhammed'in yanına döneceğimiz umulur." Bunun üstüne Mevlana ardında kalanlara şu güzel vasiyeti bırakır: Ben size, gizli ve aleni, Allah'tan korkmanızı, Az yemenizi, az uyumanızı, az söylemenizi, günahlardan çekinmenizi, oruç tutmaya ve namaz kılmaya devam etmenizi, daima şehvetten kaçınmanızı, halkın eziyet ve cefasına dayanmanızı, avam ve sefihlerle düşüp kalkmaktan uzak durmanızı, kerem sahibi olan salih kimselerle beraber olmanızı vasiyet ederim... İnsanların hayırlısı insanlera faydası dokunandır. Sözün hayırlısı da az ve öz olanıdır. Hamd yalnız ve tek olan ALLAH'a mahsustur. Tevhid ehline selam olsun. Ne güzel bir veda ve ne duru bir vasiyet değil mi? Mevlana ayrıca kendi ölümü ile ilgili olarak da çok feyz alınacak sözler etmiştir. Ölüm ve vasiyet üzerinde bu kadar israr ediyor olmam, ölümün aslında bir diriliş, dünya zindanından kurtuluş ve özgürleşme olduğuna inandığımdan. Bu iyice anlaşıldığında, o hayatımızda en çok korktuğumuz ölüm, bakın nasıl bir şölene dönüşüyor Mevlana'nın gözünde: Ölüm gününde tabutum yürüyüp gitmeye başladı mı, bende bu dünyanın gamı var, dünyadan ayrıldığıma tasalanıyorum sanma; bu çeşit şüpheye düşme. Bana ağlama vah etme. Şeytanın tuzağına düşersem işte hayıflanmanın sırası o zamandır. Cenazemi görünce ayrılık deme. O vakit benim buluşma ve görüşme zamanımdır. Beni kabre indirip bırakınca sakın elveda deme; Zira mezar cennetler topluluğunun perdesidir. Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret. Güneş'e ve Ay'a batmadan ne ziyan geliyor ki? Sana batmak görünür, ama o, doğmaktır. Mezar hapis gibi görünür ama o, canın kurtuluşudur. Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun? Hangi kova kuyuya salındı da dolu çıkmadı? Can Yusuf'u ne diye kuyuda feryat etsin? Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç. Zira senin hayhuyun mekansızlık aleminin fezasındandır. Kardeş, mezarıma defsiz gelme; Çünkü Allah meclisinde gamlı durmak yaraşmaz. Allah beni aşk şarabından yaratmıştır. Ölsem, çürüsem bile, benim yine o aşkım. Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız. Bizim mezarımız ariflerin gönlündedir. Mevlana'nın yazdıklarını anlamak, İslam'ı anlamak uğraşımızın bir parçasıdır. UNESCO bunun için mi 2007'yi Mevlana yılı ilan etti. Hiç sanmıyorum ama... Biz doğru yoldan ayrılmıyalım. Yaşasın sevgi barış kardeşlik diye işin içinden kestirmeden çıkamayız. Ben insanları seviyorum, namaz kılmama gerek yok diyemezsiniz. Evet bir gönül kırdıysanız, kıldığınız namaz namaz olmayabilir. Ol hak bilir niyazınızı. Ama namazı kılmadığınız da gönül yaparak kurtulacağınızı da umamazsınız. Hele hele son zamanlarda estirilmeye çalışılan hava, İslam bir yana Mevlena bir yana. Aman bir hataya düşmeyelim. Evet insanların hayırlısı insanlara faydalı olandır. Mevlana bu dünya zindanına insanlara faydalı olabilmek için katlandığını söylüyor ve son olarak da vasiyeti ortada. Vasiyetinde neler dediği açık! Kim olursan ol gel! Öyle geldiğin gibi de burada kal, parti yapalım eğlenelim vur patlasın çal oynasın takılalım demiyor elbette! İslama çağırıyor herkezi, Allah Gaffar'dır, Rahman'dır, Rahim'dir! En azından Allahtan korkunuz, namaz kılınız, oruç tutunuz, az yiyiniz, ay uyuyunuz ve az söyleyiniz. ALINTI | |
Konu Sahibi keserim 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Tağut nedir? | İslami Kavramlar | Tuba_ | 6 | 2646 | 05 Kasım 2007 11:45 |
Ağla Ağla | Şiirler ve Şairler | keserim | 0 | 1763 | 31 Ekim 2007 00:23 |
Prof Bayraklı: Namazın Kazası olmaz.. | Namaz-Abdest-Teyemmüm | NUR | 6 | 4081 | 25 Ekim 2007 12:13 |
Mevlana'nın vasiyeti | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | Tuba_ | 1 | 2204 | 25 Ekim 2007 01:10 |
Salavatlar ve anlamları | Dua Bölümü | Kara Kartal | 1 | 2235 | 25 Ekim 2007 00:59 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Metin Uca'nın vasiyeti | Kara Kartal | Yaşam/Kültür/Sanat | 0 | 19 Kasım 2023 11:53 |
. Hz. Mevlana'dan Bir Dua ... | YOLCUYUM | Dua Bölümü | 1 | 16Haziran 2015 23:28 |
Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye vasiyeti | EyMeN&TaLhA | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 21 Ocak 2014 10:30 |
Mevlana'da Aşk | Huzurİslam | Tasavvuf-Tarikat | 3 | 25 Ağustos 2008 16:56 |
MevLana'da aŞk.. | YOLCUYUM | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | 0 | 28 Temmuz 2008 22:24 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|