|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Emekdar Üye,Açılış Tarihi: 25 Ağustos 2007 (13:00), Konuya Son Cevap : 14 Ağustos 2017 (11:56). Konuya 3 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
25 Ağustos 2007, 13:00 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Hafizlar Ve Kur'an-i Kerim/ medineweb Hafizlar Ve Kur'an-i Kerim/ medineweb Hâfızlar, zihinlerinde ve kalblerinde Kur’an’ı taşıyan en seçkin insanlardır… Fahri Güven 18.08.2007 Kur’an’da pek çok yerde geçmekte olan “Hâfız” kelimesi, Arapça “korumak, ezberlemek” mânâsına gelen “hıfz” kökünden bir sıfattır. Literatürümüzde ise kutlu kitap Kur’an-ı Kerim’in tamamını ezberleyen kişilere verilen bir isim, bir unvandır. Bu unvana ilk sahip kişi Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’dir. Her ramazan ayında Hz. Peygamber’in gelen ayetlerin tamamını Hz. Cibril’e okuduğunu biliyoruz. Hatta son ramazanda Hz. Peygamber’in diğer zamanlardan farklı olarak iki kez okuduğunu da biliyoruz. Yine kaynaklarımızda Kur’an’ı okuma biçiminin Hz. Cibril’le Hz. Peygamber arasında karşılıklı olarak yerine getirildiği de belirtilmektedir. Hz. Peygamber döneminde pek çok sahabe Kur’an’ı ezberleme noktasında çok ciddi gayret sarf etmişlerdir. Abdullah bin Mes’ud, Muaz bin Cebel, Zeyd bin Sabit hafızlıkta önde gelen sahabelerdir. Sahabelerden bazıları ise, Kur’an’ı ezberlerken on ayet şeklinde bir yöntem uygulamışlardır. Nazil olan on ayeti iyice ezberlemiş, anlamını bütünüyle kavramış, hayatlarında uygulamış, sonra da diğer on ayetin ezberlenmesine devam etmişlerdir. “Hâfızlık müessesesi” diye de niteleyebileceğimiz Kur’an’ı baştan sona ezberleme olgusu, Hz. Peygamberden başlayarak, günümüze kadar devam etmiş hâlâ da devam etmektedir. özellikle de Hz. Peygamber’in “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir” mealindeki hadisi islâm ümmetini Kur’an’ı okumaya ve ezberlemeye yöneltmiştir. Bugün dünyada binlerce Hâfız’ın bulunması, Kerim Kitap’ın okunması ve korunması anlamında oldukça önemli bir işleve haizdir. Binlerce hâfız’ın bulunmasında ise yine Hz. Peygamber’in şu mealdeki teşviklerinin çok büyük rolü olmuştur: “Hâfızlar Allah’ın seçkin kullarıdır.” “ümmetin en şereflileri Hâfızlardır.” “Hâfızlar meleklerle beraberdir” şeklinde ki hadisler Kur’an’ı ezberleme de motive edici buyruklar olmuştur. Yine Hz. Peygamber’in “Bir hâfız’ın kendisinin cennete gireceği gibi, ailesinden pek çok kişinin girmesine de aracı olacaktır” buyruğu da pek çok ebeveyni çocuklarını “Hâfız” yapma gibi anlamlı bir çaba içine girmesine neden olmuştur. Hz. Peygamber’den sonra asırlar boyu devam eden “hâfızlık müessesesi” camiler, dârülkurrâlar, medreseler, dârülhuffaz ve dârülhadis gibi müesseselerde sürmüştür. Bu nokta da hemen belirtelim ki Hâfızlık gibi bir unvan kolayca kazanılan bir unvan değildir. özellikle çocuk yaşlarda ömrün en az iki yıl gibi bir süresinin bu ezberleme işine ayrılması, hasredilmesi gerekmektedir. Bir ayeti ezberlemek için defalarca tekrarlama, sonra onu doğru biçimde ezberlemek söz konusudur. iş bununla da bitmemekte, hâfız olduktan sonra, hâfız kalma gibi son derece önemli bir görev daha onları beklemektedir. Bu noktada konunun önemini göstermesi açısından Hz. Peygamber’in “Hâfızlığı unutanların iki yakasının bir araya gelmeyeceği, unutmaktan dolayı azaba duçar olacağına” dair rivayetler çok ciddiye alınmalıdır. Kısacası, Kur’an’ı hıfz eylemi çok önemli bir eylemdir. Bir de buna Hâfız kalma gibi bir görev daha eklenmektedir. Hâfızlıkla Kur’an bir yandan “yazıya dökülerek Mushaflarla korunurken, bir yandan da zihinlere nakşedilmesi hiç kuşkusuz çok önemli bir işleve haizdir.” Bu nedenle asırlar boyunca değil Kur’an’ın bir kelimesi, bir harfi dahi hiç değişmeden günümüze kadar gelmiştir ve kıyamete kadar da devam edecektir. çünkü Kur’an Allah’ın koruması altındadır. Hâfızlar, Allah’ın koruması altında bulunan kitabı kalblerinde ve zihinlerinde saklayarak “korunanın korunması” gibi bir işlevi yerine getirerek çok önemli bir sevaba nail olmuş ve olmaktadırlar. Bu nedenle Hâfızlara gereken ilgi ve ihtimam gösterilmeli ve bu müesseseye ilgi artarak devam etmelidir. “Biz, ülkemizin “Hâfızlarıyla” övünürüz” öz deyişi haklı bir paye ve gurur vesilesi olarak öne çıkmalıdır. çünkü Hâfızlar ömürlerini Kur’an’a adayan insanlardır. Onların değerini bilmek ve anlamak için Kutlu Kitaptan bir iki sayfayı ezberlemeye çalışmak yeter de artar. Kutlu kitap Kur’an’ın gönderiliş amacının insanların inançlarını Allah’ın yörüngesine yöneltmek, insani güzel hasletlerle bezemek, hayatı anlamlandırmak, insan hayatlarını düzene koymak, ilâhî iradeyi öne çıkarmak asıl amaç olduğuna göre, onu ezberlemek de ayrıcalıklı bir eylemdir. insanları refah ve saadete ulaştıracak da bir eylemdir… Kur’an ayetlerinin “Mushaf” hâline getirilmesinin pek çok hâfızın Yemame Savaşı’nda şehid düştükten sonra gündeme geldiği, gerçekleştiği düşünülürse “hâfızların” ve “hafızlık ilminin” önemi daha iyi anlaşılır. Tekrar etmek gerekirse “Hâfızlara” saygı ve hürmette kusur edilmemelidir. çünkü onlar Kur’an ahlakıyla ahlaklanmış Kur’an muhafızıdırlar. Sayılarının artması en büyük dileğimizdir. Buradan Kur’an’ı hıfz eden gönül erlerini saygıyla esenlerken dualarını beklediğimizi belirtir, Allah’tan bereketli ömürler niyaz ederiz… |
Konu Sahibi Emekdar Üye 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Hz. Ali ile Fatıma'nın Aç Kalmaları | İslam/Dinler/Mezhepler | Emekdar Üye | 0 | 2416 | 31 Temmuz 2008 02:53 |
Seleme bin el-Ekvâ'nın Hz Peygambere Ölüm Üzerine... | Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader | Emekdar Üye | 0 | 2283 | 31 Temmuz 2008 02:52 |
Mekke, Savaşılmadan Nasıl Fethedildi? | İslam/Dinler/Mezhepler | Emekdar Üye | 0 | 2703 | 31 Temmuz 2008 02:51 |
Hz. Peygamber'in Hac Esnasındaki Hutbeleri | Hacc-Umre-Kurban | GÖKCEN_AZRA | 1 | 3041 | 31 Temmuz 2008 02:49 |
Bu Mübarek Zat kimdir ?? | Hz.Muhammed(s.a.v) | Mihrinaz | 4 | 2841 | 31 Temmuz 2008 00:27 |
14 Ağustos 2017, 11:56 | Mesaj No:4 |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 |
HAFIZ OLMAK İSTEYEN KÜÇÜK KIZIN İBRETLİK HİKAYESİ Fatma İlkokulu bitirip kursa gelmişti. Ailesi kendi isteğiyle geldiğini söylemişti. Kayıt için adını sorduğumda: "- Fatma" dedi, hiç de çekinmeyen bir tavırla... Ve ekledi: "- Eğer beni hafız yapmazsanız, kayıt yaptırmak istemiyorum." Böyle tehdit edercesine konuşması, onu yaşından daha olgun gösteriyordu. Tebessümle: "- Korkmayın küçük hanım, siz isteyin hafız da yaparız, hoca da!" O küçük gözlerinin içi parıldadı birden. Annesi: "- Hocahanım, çocuk işte, kusuruna bakmayın. İlle de hâfız olacağım der, başka bir şey demez. Bizim köyün hocasından duymuş. Peygamber Efendimiz, "Hâfız olanlara cennette taç giydirilecek!" buyurmuşlar herhalde. Siz daha iyi bilirsiniz ya, biz bu kadar duyduk anladık!" Kendisini teselli etmek ihtiyacı hissettim: "- Tabii teyze, ne demek! Keşke herkes sizin gibi duyduklarını hemen kabul etse de teslim olsa... Siz hiç merak etmeyin, kızınız önce Allah'a sonra bize emanet!.." Kadıncağız elime yapıştı. Öpecekken ellerimi geri çektim, utandım. Tuttum, ben onun elini öptüm. Gözleri yaşardı. "- Hocahanım bu eller, gözler hep günahlı, asıl sizinkiler öpülmeye layık!.." "- Estağfirullâh teyze!" dedim . "O âhirette belli olur." Bu konuşmadan sonra kaydını yaptığımda Fatma'nın Erzurum’lu olduğunu öğrendim. Bir an düşündüm. "- Küçük nasıl kalacak, bu kadar uzaklarda..." Zaman ilerledikçe Fatma'nın edepli tavırları daha da çok etkiledi beni. Azimliydi. Geceleri uykusunun arasında ayetleri sayıklarken görüyordum çoğu kez. Böyle devam ederken arada bir bana gelip çeşitli sorular soruyordu. Birgün: "- Hocam hâfız olmak için Kur'ân'ı bitirmek mi lazım?" diye sordu. Ben de: "- Tabii ki hepsini ezberleyeceksin ki, "hâfız" adını alacaksın." Bu cevabıma çok üzülmüş gibiydi. Bir şey demek istiyordu sanki... Teşekkür etti ve döndü arkasına gitti. Derslerim arasında onlara sürekli Kur'ân ezberlemekle işin bitmeyeceğini mutlaka içindekileri uygulamanın gerektiğini hatırlatıyordum. Talebelerden biri: "- Hocam" dedi. "Fatma'nın annesi, abdestli olmayanların hâfızlara dokunamayacağını söylemiş. Bu doğru mu?" diye sordu. Çok ilginçti doğrusu. İçimden "mâşallâh!" dedim. Ve onların sorularına da cevap vermek için, "Osmanlı zamanında atalarımız Kur'ân'a ve hâfıza kıymet verdiklerinden öyle yaparmış." dedim. Çok hoşlarına gitmişti bu iş. Hepsi âdetâ kendilerini ulaşılması zor, vitrindeki altın gibi görüyorlardı. "Görsünler" dedim kendi kendime... Bu yaşta, buralara gelmişler. Allah'ın kelâmını ezberliyorlar, onlara fazla görmem bunu. Bu arada Fatma ara sıra rahatsızlanıyor ve revirde yatıyordu. Zaman geçtikçe Fatma'nın morali ve sağlığı daha da çok bozuluyordu. Birgün dersini 2 kez aksatınca sormak zorunda kaldım: "- Ne oldu, yoksa anneni mi özledin?" Sert bir şekilde bana döndü. Solgun yüzüne bir ciddiyet gelmişti: "- Hayır", dedi. "- Öyleyse neden moralin bozuk? Sık sık da hasta oluyorsun!" dedim. Yalvarır gibi oldu. Gözleri dolmuştu: "- Yanlış anlamayın, inanın ki annemi özleyip de gitmek istediğim yok. Burayı çok seviyorum. Allâh'ımdan çok korkuyorum. Buraları terk edersem, bana âhirette hesabını sormaz mı?" Dilim dudağım bağlandı. Bir şey diyemedim. Suçlu bile hissettim, kendimi. O küçük kalbte bu ne îmandı, Yâ Rabbi! Onu hayranlıkla izliyordum. Birgün çok rahatsızlandı. Doktora götürmek zorunda kaldık. Bir çok tahlillerden sonra, arkadaşım olan doktor hanım: "- Hocahanım, derhal bu talebeyi ailesinin yanına gönder." dedi. Şaşkınlıkla: "- Neden?" diye sordum. Bana: "- Belki üzülecek, hatta inanmayacaksın ama, bu talebe "kanser!..". Âdeta başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Hastâneden ayrılırken Fatma'ya hiç bir şey diyemedim. O ise hâlimi anlamış gibi, bana sorular sorup dikkatimi dağıtmaya çalışıyordu. Kulağıma eğilerek: "- Hocam" dedi. "Azrail insanların canını alırken nasıldır?" Ağlamamak için zor tutum kendimi: "- Mü'min kullara karşı çok güzel bir sûrettedir." dedim. Mırıldandı: "- Belki hafız olamam, ama Elhamdülillah mü'minim!" diye. Hâfız olmak için Kur'an'ı bitirmek gerektiğini söylediğimde neden üzüldüğünü şimdi anlamıştım. Demek ki hastalığını biliyordu. Bir kaç gün sonra eşyalarını hazırlamaya başladık. Çünkü artık dayanılmaz acılar içinde kıvranıyordu. Evine gitmesi gerekiyordu. Ailesi geldi. Fatma yanıma gelerek, mahcûbiyetle: " - Bana kızmadınız değil mi? Eğer söyleseydim belki kursa almazdınız!.." " - Ne demek!.. Nasıl kızarım sana.." dedim. "Hem sonra, sakın üzülme hâfızlığımı bitiremedim diye. Bu yola girdin ya, Rabbim seni hâfızlar zümresinden yazmıştır inşâallâh!" dedim. Öyle sevindi ki! Sarıldı boynuma: "- Gerçekten ben şimdi hâfız sayılır mıyım? Anne bak duydun değil mi?" Hüngür hüngür ağlıyordu. Ya Rabbi, bu ne aşktı! Rabbimin hikmeti tecelli etse de iyi olsaydı şu Fatma, ne güzel bir kul olurdu. Böylece Fatma'yı gözyaşları ile Erzurum'a uğurladık. Çok geçmedi. Bir iki hafta sonra ailesi ağırlaştığı haberini verdi. Bu bir iki hafta içinde ondan iki mektup almıştım. Bana hep hâfızlık tâcını merak ettiğini, bunun rüyalarına bile girdiğini yazıyordu. Birgün sabah namazından sonra telefon çaldı. Fatma'nın annesiydi karşımdaki ses... Ağlamaklı bir sesle: " - Hocahanım Fatma'yı uğurladık. Rica etsem bir hatim okur musunuz?" deyince, ben de dayanamadım ağlamaya başladım. Annesi beni teselli edercesine telefonu kapatmadan: " - Size ölmeden önce şunu söylememi istedi", dedi. Hıçkırarak: "- Anneciğim, hocama söyle!.. Azrâil söylediğinden de güzelmiş." "Ey Rabbim; senin kelamın için yanıp tutuşan, yoluna yapışıp kelâmına sımsıkı sarılan kulunu, sen son nefesinde yalnız bırakır mısın hiç???"
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Kur'an-ı Kerim'den Dua Ayetleri Medineweb | KardelenGül | Dua Bölümü | 20 | 07 Eylül 2023 22:52 |
Kuran-ı Kerim Okuyorum-Medineweb | Medine-web | Kur'ân-ı Kerim Genel | 12 | 25 Temmuz 2022 03:58 |
Medineweb Cüz Cüz Kur'an-ı Kerim Oku | Allahın kulu_ | Sesli-Görüntülü-Dinle | 29 | 06 Temmuz 2021 18:46 |
Kur'an-ı Kerim Kursları Kayıt Dönemi Medineweb | nurşen35 | Diyanetten Duyurular/Haberler | 0 | 02 Eylül 2017 00:03 |
Kur'an-ı Kerim Okumanın Fazileti- Medineweb | KardelenGül | Kurân-ı Kerîm | 1 | 04 Nisan 2017 15:20 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|