|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Efser,Açılış Tarihi: 04 Nisan 2010 (19:42), Konuya Son Cevap : 13 Eylül 2012 (00:47). Konuya 8 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
04 Nisan 2010, 19:42 | Mesaj No:1 |
33.Haftanın Konusu İFTİRA 33.Haftanın Konusu İFTİRA Iftira son derece kötü ve tahribedici bir hadisedir. Hem iftirayı yapan ve hem de kendisine iftira edilen kimse için oldukça rahatsız edici bir tutumdur. Iftira sonucunda insanlar arasındaki sevgi ve dostluk bağları zayıflar; dayanışma gücü ortadan kalkar. insanlar birbirine güven duymaz olurlar. Bu güvensizlik bir toplumun sosyal hayatını tamamen felce uğratan yıkıcı bir etki yapar. Iftira toplumdaki güzellikleri yakıp bitiren bir ateş gibidir. Iftira toplumda adaletin tam olarak etkisini kaybettiği zamanlarda yaygınlaşabilen bir sosyal ve ahlâkı hastalıktır. Çünkü adaletsizlik ve takipsizlik kötü fiillerin yaygınlaşmasına ve artmasına yol açan bir başıboşluğa sebep olmaktadır. Islâm'da iftira konusu üzerinde oldukça fazla durulan bir konu olmaktadır. Çok sayıda ayet-i kerime iftira'nın özelliğinden ve onun 'ın nezdinde sevilmeyen ve hatta yerilen bir davranış olduğundan bahsetmektedir. Iftiranın en ağırı namus üzerine atılan iftiradır. Evet iftiranın verdigi zararlar ve iftiranın dindeki yerini hep birlikte paylaşalım buyrun .. | |
Konu Sahibi Efser 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Anlamsızlığı Anlamsızlıkla Dolduranlar | Makale ve Köşe Yazıları | Efser | 0 | 1513 | 14 Nisan 2010 22:54 |
Evlilikler Enkaza Dönmesin:( | Evlilik-Nikah Konuları | Esma_Nur | 5 | 2561 | 14 Nisan 2010 22:52 |
Sevgiyi Paylaşmayı Bilenlere | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | Yitiksevda | 1 | 1837 | 11 Nisan 2010 23:32 |
Kalbura Dönen Eğitim | Çocuk ve Aile Sağlığı | Efser | 0 | 1825 | 11 Nisan 2010 21:11 |
Menfaatsiz İyilik Enayilik Mi | Makale ve Köşe Yazıları | Yitiksevda | 1 | 2518 | 10 Nisan 2010 22:15 |
05 Nisan 2010, 01:43 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 5753 Üyelik T.:
20 Aralık 2008 | RE: 33.Haftanın Konusu İFTİRA
4_112:Kim bir hata veya bir günah işler de sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa muhakkakiftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olur 6_21:_Allaha iftira ederek yalan uydurandan veya ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir?Hiç şüphe yok ki zalimler kurtuluşa eremezler 10_17:Artık bu yalanı Allaha iftira eden veya onun ayetlerini inkar edendn daha zalim kim olabilir Hiç şüphesiz o mücrimler iflah olmayacaklar 24_16:Onu işittiğiniz zaman'Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz (Allah'ım) Sen Yücesin bu, büyük bir iftiradır ' demeniz gerekmez miydi? 33_58:Mümin erkeklere ve mümin kadınlara yapmadıkları bir seyden dolayı ezıyet edenler de bir iftira ve acık bir günah yüklenmıslerdir |
05 Nisan 2010, 20:13 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | RE: 33.Haftanın Konusu İFTİRA
iftira eden insanın öncelikle ALLAH korkusu yok sonrası kişilik sahibi olmamış insanlar iftiraya ugrayan sabır ederse mutlak RABBİ teala gösteriyor iftira eden kişinin hezimetini yok ben sabır edemem üzerine giderim gücüm buna ytr diyorsan doğrular bir bir ortaya çıktıkça onların yüz ifadeleri senın yanan yüreğini serinletiyor denenmiştir |
05 Nisan 2010, 21:41 | Mesaj No:4 |
RE: 33.Haftanın Konusu İFTİRA Kur’an’da en büyük kötülüklerden biri “iftira” konusu bir çok ayette geçer. İftira, hakkın yerine batılın ikamesidir. Gerçeğin saptırılması, suçsusuz suçlanması, suçlunun hedef saptırmasıdır. İzi kalacak pis bir çamurdur. İftira, Kur’an-ı Kerim’de hem ahlaki ve sosyal boyutta; hem de inanç boyutunda büyük bir suçtur, günahtır. Kur’an’da uydurmak anlamında “iftira” kelimesi geçtiği gibi, iftira anlamında “ifk” kelimesi de geçer. Sahte ilahlar uydurarak onların Allah’ın ortakları olduğu iddiası Allah’a karşı yapılmış bir iftiradır. Allah’ın hükümranlığında onların hiçbir ortaklığı söz konusu değildir. Allah muhtaç değildir. Onlar da güçlü ve ilahi vasıflara sahip değillerdir. “Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz, bunun dışındakilerden dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa büyük bir günahla iftira etmiş olur.” (4/Nisa, 48) ayeti, iftiranın inanç boyutuna örnek teşkil eder. “Kim de bir hata veya günah işler sonra da onu bir suçsuza atarsa, o, iftira ve büyük bir günahı yüklenmiş olur.” (4/Nisa, 112) ayeti ise sosyal ve kriminal alanda bir iftiraya örnektir. Kur’an’da “iftira” kelimesi daha çok inanç alanıyla ilgili olarak geçiyor. İşte bunlardan bir kaçı: “Allah hakkında yalan uyduran, yahut ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kim olabilir? Zalimler kesinlikle kurtuluşa eremezler. O gün onların hepsini toplayacağız; sonra da Allah'a şirk koşanlara diyeceğiz ki "İddia etmiş olduğunuz ortaklarınız nerede?” (6/En’am, 21-22) “Allah'ın yarattığı ekin ve hayvandan Allah'a bir hisse ayırıyorlar, akıllarınca: Bu, Allah'ındır, bu da ortak (koştuk)larımızındır, diyorlar. Ortakları için ayırdıkları Allah'a verilmez; ama Allah için ayırdıkları ise ortak (koştuk)larına verilirdi. Ne kötü hüküm veriyorlar! İşte böyle, onların (taptıkları) ortakları, müşriklerin birçoğuna kendi evlatlarını öldürmeyi güzel gösterdi. Onları helake sürüklemek ve dinlerini karma karışık etmek için. Eğer Allah dileseydi bunu yapamazlardı. Öyleyse onları, uydurdukları ile baş başa bırak! Zanlarınca: “Bu hayvanlar ve ekinler yasaktır. Dilediğimizden başkası bunlardan yiyemez; (bunlar ise) sırtlarına yük vurmak haram olan hayvanlardır.” derler. Allah'a iftira ederek, hayvanları (keserken) O'nun adını anmazlar. Allah, onları uydurdukları şeyler sebebiyle cezalandıracaktır.” (6/En’am, 136-138) “Beyinsizlikleri yüzünden, cahilce çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği rızkı, Allah'a iftira ederek haram sayanlar, mutlaka hüsrana uğramışlardır. Onlar sapmışlardır, zaten doğru yolda değillerdi.” (6/En’am, 140) Allah hakkında yapılan iftiraları ikiye ayırabiliriz. Bir kısmı Allah’ın zatı ve sıfatlarıyla ilgili, O’nu yanlış tanıma konusunda yapılan iftiralar; bir kısmı ise, Allah’ın hükümleri ile ilgili. İnsanların hayatlarını çekip çevirecek dini kurallarla ilgili yapılan iftiralar. Allah’ın emretmediğini “Allah emretti” demek, Allah’ın tahsis etmediğini “Allah tahsis etti.” Demek bu tür iftiraya örnektir. Allah’ın yeryüzünü emanet ettiği insanoğlu, bazen iktidarı ele geçirmek bazen de elindeki bu erki başkalarıyla paylaşmamak için, Bizans Entrikaları türünden, siyasal amaçlı, akıl almayacak iftiralara başvurur. Kur’an’da Hz. Musa’nın dilinden Firavun ve çevresine bu konuda şu uyarı yapılıyor: “Firavun döndü ve bütün hilelerini topladı, sonra geldi. Musa onlara: Yazıklar olsun size! Allah hakkında yalan uydurmayın. Sonra bir azapla sizi yok eder. Elbette safsatacı iftira eden, hüsrana uğrar.” (20/Taha, 60-61) Kendilerini Allah’ın gölgesi, Allah’ın seçtiği üstün yöneticiler, diğer insanları kendilerine hizmet etmek için yaratılmış varlıklar olarak gören anlayış, kendi çıkarlarına Allah’ı alet etmeye çalışan ve insanların masum duygu ve inançları üzerinden sömürü çarkı oluşturan zalim iftiracılardır. Ellerine geçirdikleri televizyon kanalları, gazeteler ve diğer kitle iletişim araçları ile insanları manipüle eden zalimler, uydurdukları ahlaksız senaryolarla istediklerini rezil, istediklerini vezir ederler. Bu güç ve suç odakları sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel ve ahlaki alanda sürekli iftira üretip, toplumun ve insani değerlerin temeline dinamit koyarlar. Allah’ın kendisine yapılan iftiralar gibi Allah’ın masum ve suçsuz kullarına yapılan iftiralar da Allah’ın gazabını ve şiddetli azabını celbeden iftiralardır. Hz. Aişe (r.a.) ye yapılan iftira Kur’an’ın sosyal alanda, Müslümanların iftira karşısında tepkisini ve iftiraya verilecek cezayı belirlemesi açısından önemlidir. “Namuslu kadınlara iftira atan sonra da dört şahit getiremeyen kimselere ****en değnek vurun. Ve bir daha onların şahitliklerini kabul etmeyin. İşte onlar fasıklardır.” (24/Nur, 4) “O iftirayı yapanlar içinizden bir topluluktur. Bunu kendiniz için kötü sanmayın. Aksine o, sizin için hayırlı olmuştur. Onlardan her biri için günah olarak kazandıkları şeyler vardır. En büyük azap da onlardan elebaşılık yapanadır.” (24/Nur, 11) Suçun tespiti “iddia” ile değil; “delil” ve “şahit” ile sağlanır. Sağlam bir delil ve şahitler olmadan suçlama, iftira kapsamına girer. İftiranın topluma açacağı yaralardan ve zararlarından korunabilmek için, sağlam bir belgeye dayanmayan kuru iddialara itibar edilmemesi gerekir. Çünkü onlar Allah katında yalancı konumundadırlar. Bile bile böyle bir iftirayı yayanlar dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. İşte Kur’an’ın hükmü: “İftira atanların da dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Mademki onlar, şahitleri getirmediler, o halde onlar, Allah katında yalancıdırlar. Eğer Allah'ın size dünyada ve ahirette iyilikleri ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız bu iftirada size büyük bir azap dokunurdu. Hani siz, onu dilinize dolamış ve hakkında bir bilginiz olmayan şeyi ağzınızda söylüyordunuz. Siz onu önemsiz sanıyordunuz. Oysa o, Allah katında çok büyük öneme sahiptir. Onu duyduğunuz zaman "Bu konuda konuşmak bize yakışmaz. Haşa, bu büyük bir iftiradır." demeniz gerekmez miydi? Eğer mü’min iseniz, böyle bir şeye bir daha asla dönmemeniz için, Allah size öğüt veriyor.” (24/Nur, 13-17) “Namuslu, hiçbir şeyden habersiz mü’min kadınlara iftira atanlar, dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. Onlara büyük bir azap vardır.” (24/Nur, 23) İftira bir aldatıştır, bir sahtekarlık ve haksız yere suçlama, insanları yanlış yönlendirme, zulüm ve baskıdır. Allah da iftiracı kimseyi toplumdan soyutlayarak insanlara olabilecek zararlarını önleme ve etkisizleştirme yolunu gösteriyor. İnsan, kızgınlık ve düşmanlık duygularında kontrolden çıktığı zaman karşısındaki hasmını olduğu özellikleriyle, işlediği suçla değil; kafasında uydurduğu senaryoya göre mahkum eder. Bilgi ve belgeye dayalı bir yargılama yerine, karalama, çamur atma ve farzetmeye dayalı bir tanımlama geliştirir. Önyargılarıyla mahkum eder. O zaman insan, bir anda çalmadan “hırsız”, ahlaksızlık yapmadan “******”, öldürmeden “katil”, inkar etmeden “kafir” oluverir. İnsanların kızgınlık anlarındaki sövgüleri de bu türdendir. Öfkesinden çatlayan birisi, hasmını olduğu gibi algılayamaz, onu önceden kafasında belirlediği yere oturtur. Yada ona daha çok zarar verebilmek için açar ağzını yumar gözünü … İftira tek yönlü olduğu zaman bir yıkım ve yok ediştir. Karşılıklı olduğu zaman kaostur. Artık gerçekler iki taraflı iptal edilmiş ve gerçekdışı, hayaller gerçeğin yerini almış, güven ve huzur kaybolmuştur. Hem bireysel anlamda; hem de toplumsal anlamda bu tablo bir yıkımdır. Enerjinin heba edilmesi veya bombaya dönüşmesidir. İftiraların ağında hiçbir toplum huzur ve mutluluğa erişemez. İftiracıların o an için kârlı çıkmış olma görüntüsü gerçeği değiştirmez. İftira ve entrika çemberindeki bir toplum hüsrana uğrar. Her alanda kaybetmeye mahkum olur, hiç kimse yarına güvenle bakamaz. Hiç kimse yarın kendi aleyhinde benzer bir kampanya başlatılmayacağından emin olamaz. İftira, bir bumerang gibidir, sonunda atanı vurur. Haksız yere başkasını yok etmeye çalışanı Allah helak eder. Sözümüzü Yüce rabbimizin bir ayetiyle noktalayalım: “De ki: Ey hâkimiyetin yegâne sahibi Allah'ım, mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de mülkü çekip alırsın, dilediğini yükseltir/aziz kılarsın, dilediğini de alçaltır/zelil edersin. Bütün hayır senin elindedir, şüphesiz senin her şeye gücün yeter.” (3/Âl-i İmran, 26) | |
08 Nisan 2010, 14:29 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: 33.Haftanın Konusu İFTİRA
Bütün bir toplumu helaka uğratacak ifsad ikiyüzlülük riya gibi tüm olguları beraberinde getirecek olan İftira mevzuu günümüz özellikle sanal aleminde had safhada kendini bilmez insanlar tarafından en büyük karalama silahı olarak kullanılmakta .Allah'tan bi haber olan nakıs ve imanları olmayan insanlardır bu fiili işleyenler,çoğunlukla zahiri sebepler ile hareket ettiklerinden aslolan manadan uzak insanların rızasını kazanma amaçlı yapılan ve en zayıf bir insanın nefretini alacak şekilde yapılan bu karalama neticede Allah'ın gazabına ilhak olmayı hakk ettirir...ŞİRKİN ta kendisidir.. bu konuyu nasip olursa akşam detaylı bir şekilde vermeye çalışacağım örnekler ile ........ |
08 Nisan 2010, 23:09 | Mesaj No:6 |
RE: 33.Haftanın Konusu İFTİRA
Kadın olsun, erkek olsun, İftira atan, hayatının bir yerinde aynı iftira'ya maruz kalır ... İftira'ya giden ZANN'larda bulunanlar, er ya da geç, Başkalarının da, kendisi hakkında aynı ZANN'larda bulunarak, onur ve şerefine leke sürüleceğine tanık olma endişesi ile, düşüncelerine dikkat etmeli, her işte, her şeyde bir ima aramamayı kendilerine şiar edinmelidirler. Sanırım bu takva'ya en yakın duruşlardan birisidir wesselam... | |
08 Nisan 2010, 23:48 | Mesaj No:7 | |
RE: 33.Haftanın Konusu İFTİRA Alıntı:
| ||
09 Nisan 2010, 00:16 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 5446 Üyelik T.:
30 Kasım 2008 | RE: 33.Haftanın Konusu İFTİRA
GIYBET VE İFTİRA HAKKINDA AYETLER : Hucurat (49/12) “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.” Nisa (4/112) “Kim kasıtlı veya kasıtsız bir günah kazanır da sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, muhakkak ki, büyük bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmiş olur.” Nur (24/4) “Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu isbat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkârdırlar.”Kaynakwh: Nur (24/5) “Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.”Kaynakwh: Nur (24/15) “Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük (bir suç) tur.” Nur (24/16) “Onu duyduğunuzda: "Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır" demeli değil miydiniz?” Nur (24/23) “Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lânetlenmişlerdir. Onlar için çok büyük bir azap vardır.” Ahzab (33/58) “Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.” Saff (61/7) “İslâm'a çağırıldığı halde Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola erdirmez.” |
13 Eylül 2012, 00:47 | Mesaj No:9 |
Cevap: 33.Haftanın Konusu İFTİRA
nasilki,ates odunu yer,bitirir. Giybet ve iftirada,salih amelleri yer,bitirir. salih amel ise,en zor,en faziletli,en degerli ibadetlerdendir. Salih amelin gidisi,Allah katinda bitisimiz demektir. Allah muhafaza | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Haftanın konusu ''vesvese'' | arayan | Hafta'nın Konusu | 3 | 03 Mart 2014 10:58 |
30.Haftanın Konusu ''SABIR'' | Yitiksevda | Hafta'nın Konusu | 10 | 31 Mayıs 2012 12:16 |
***26.Haftanın Konusu EDEP*** | CaferTayar | Hafta'nın Konusu | 42 | 28 Mayıs 2012 00:29 |
Haftanın Konusu TEVHİD | Yitiksevda | Hafta'nın Konusu | 1 | 14 Ağustos 2010 11:46 |
Haftanın Konusu | MERVE DEMİR | Hafta'nın Konusu | 6 | 15 Mart 2009 00:36 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|