|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Allahın kulu_,Açılış Tarihi: 13 Ekim 2014 (16:31), Konuya Son Cevap : 17 Ekim 2014 (17:23). Konuya 4 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
13 Ekim 2014, 16:31 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 33478 Üyelik T.:
09 Kasım 2013 | Haftanin konusu tesettur nedir? Haftanin konusu tesettur nedir? Tesettur,ortunmek kapanmak nasil olmali Kur'an I Kerîm'de nasil gecer size ortunmenin gereksiz bir sey oldugunu soyleseler nasil cevap verirsiniz?
__________________ Vakit namazinizi kildiniz mi? Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz. |
Konu Sahibi Allahın kulu_ 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Haftanın konusu:Şiddet neden artıyor? | Hafta'nın Konusu | gün ışığı | 8 | 1592 | 26 Ağustos 2019 00:20 |
AÖF İlahiyat Arapça 2. Sınıf Vize Soruları – 2009 | Arapça 4 | Allahın kulu_ | 3 | 1630 | 23 Ocak 2019 20:40 |
Sayı ve Temyiz soruları | Arapça 4 | Allahın kulu_ | 0 | 3098 | 23 Ocak 2019 20:09 |
Arapça 3 dersleri | Arapça 3 | Allahın kulu_ | 0 | 1213 | 03 Ocak 2019 13:34 |
Arapça 3 | Çıkmış Soru Çözümleri | Arapça 3 | Allahın kulu_ | 2 | 1642 | 03 Ocak 2019 12:56 |
14 Ekim 2014, 09:25 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 | Cevap: Haftanin konusu tesettur nedir? Dinimiz avret sayılan uzuvların örtülmesini farz kılmıştır. Mü'min kadınlara söyle ; '' Gözlerini ( harama bakmaktan ) korusunlar. Namus ve iffetlerini açmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar. Gizlemekte oldukları zinetlerini anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar. ( Nur suresi 31. ayet) Cahiliye döneminde kadınlar başlarına aldıkları örtünün iki ucunu arka omuzlara atıp gerdanlarını açıkta bırakırlardı. Süslenerek sakınmadan dışarıya çıkabilirler, erkeklerle karışık oturup görüşebiliyorlardı. ( Günümüzde de hala yok mu? ) Ahzab suresi 33. ayette şöyle buyuruluyor: '' Evlerinizde vakarınızla oturun, eski cahiliye döneminde olduğu gibi açılıp saçılarak sokağa çıkmayın, namazı kılın, zekatı verin, Allah'a ve Elçisine itaat edin. Ey Peygamber hanımları ! Allah'ın muradı, sizi her türlü kötülükten günah ve dedikodudan uzak tutmak ve tertemiz kılmaktır'' Peygamber Efendimiz (sav) Hira dağında Cebrail (as) ilk gördüğü zaman ilk telaşla gittiği kişi Hz. Hatice olmuştur. Hz. Hatice daha önceden ilim bilgisine sahip olduğu için bütün Peygamberlere tebliğ için gelen bir melek olduğunu anlamıştı. İkisi de odalarında bu olayı konuşurken; Hz. Hatice Peygamber Efendimize bir soru sordu: - Ya Muhammed (sav) şuan burada mı? Peygamber Efendimiz Cebrail (as) 'ın oda da olduğunu söylediğinde Hz. Hatice çok zeki bir kadındı, onun Cibril (as) olduğunu anlamak için başındaki örtüyü hafifçe sıyırdı. Peygamber Efendimize (sav) tekrar sordu; - Yine bizimle beraber mi? Peygamber Efendimiz (sav) orada olmadığını söylediğinde tekrar başındaki örtüyü düzeltince ; - Şimdi bizimle beraber mi? - Ya Hatice (ra) evet bizimle beraber.. Evlerimizde dahi meleklerin bulunduğunu unutmadan tesettür kurallarına riayet etmeliyiz. Kadının örtünmesi , iffetini korumak, namusuna el uzatılmasını ve dil uzatılmasını önlemek için farz kılınmıştır. Ahzab Suresi 53. ayette şöyle buyurulmaktadır: '' Ey İman Edenler ! Peygamberin evlerine izinsiz girmeyin. Yemeğe davet edildiğiniz zaman da erkenden giderek yemeğin hazırlanmasına kadar bekleyip durmayın. Yemeği yiyince de hemen kalkın gidin, lafa dalmayın. Çünkü; bu yaptıklarınız Peygamberi rahatsız etmekte, o ise çekindiği için size bir şey söyleyememektedir. Fakat bilin ki, Allah, gerçeği söylemekten çekinmez. Ey Mü'minler ! Sizler de Peygamberin eşlerinden bir şey isteyeceğiniz zaman (kapıya asılan) perdenin arkasından isteyin. Böyle davranmanız sizin için ve Peygamberin eşlerinin kalplerinin kötü hislerden arınmış olması bakımından daha uygundur. '' Bu ayette de Allah'ü Teala biz kullarını tesettür konusunda ince , ince terbiye etmektedir. Diğer bir ayet Ahzab Suresi 59. ayette de şöyle buyurulmaktadır; '' Ey Peygamber ! Eşlerine, kızlarına, müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken dış giysilerini üzerlerine alsınlar. Bu , onların tanınmaları ve sarkıntılığa maruz kalmamaları için en uygun yoldur. Şüphesiz ki! Allah, Gafur'dur, bu hüküm gelmeden yapılan hataları bağışlar, Rahim'dir , kullarına karşı daima şefkatli ve merhametlidir.'' Başında örtü, altında dar bir pantolon ve kısa bir bluzla gezmek tesettür değildir. Başında örtü , vücudunun hatlarını belli eden ince bir elbise giymek tesettür değildir. Başında örtü ( boğazdan sıkmalı) altında tayt giyerek dışarı çıkması tesettür değildir. Tesettür sadece saçı örtmek değildir, el ve yüz hariç bütün vücudu örtmektir. Allah'ü Teala'ya daha çok şükrümü eda edip, daha çok kullluk vazifelerimi yerine getirmek istiyorum diyen hanımlar, elleri görünmesin diye eldivende takabilir, peçesini de örtebilir, daha makbuldur. Hz. Adem ve Hz. Havva Allah'ü Teala tarafından bağışlandıklarında Cebrail (as) onlara dünyadayken ilk öğrettiği kumaş dokumaktı. Ve de Hz. Havva'nın baş örtüsüydü. İmanlı kadına yakışan , kendi inancına uygun elbiseler giymektir. Evimize gelen tesettürsüz hanımların yanında dahi tesettürlü olmak caizdir. Başımızda bir ayet taşıdığımızı ve Allah rızası için tesettürlü olduğumuzu hiç bir zaman unutmamalıyız. |
14 Ekim 2014, 23:28 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 36715 Üyelik T.:
22 Aralık 2013 | Cevap: Haftanin konusu tesettur nedir?
Tesettür: setretmek, örtmek,gizlemek,korumak manasına gelir.Cenab ı Hakkın, bütün kainatta tecelli eden bir isminin fiil halidir. Settar ismini zerreden taa Şemse kadar tecellilerini müşahede edebiliyoruz. En küçüğünden başlıyoruz ve bir hücrede Settar isminin tecellisini zarında görüyoruz. Hücre zarı ki;hücrenin bozulmasını, dağılmasını önlüyor.Zararlı maddelerden korunmasını sağlıyor. İncecik bir zar, ama kalın bir duvar görevi görüyor. Settar ismi sonra bir çekirdeğin kabuğunda tecelli ediyor. Çekirdeğin toprağa atılıncaya kadar tefessüh etmesini engelliyor. İnce bir kabuk ama, kapı görevi görüyor, zamanı gelince açılıyor ve çekirdeğin neşvünema bulunmasını sağlıyor. Sonra bir inciyi içinde taşıyan kabukta tecelli ediyor. Müzeyyen, muazzam, muhteşem bir incinin istiridyesi oluyor. Onu gözlerden ırak, ellerden uzak tutuyor. Zamanı gelince gizli bir hazine kutusu gibi kapaklarını açıyor ve onu mükemmel bir surette sunuyor. Sonra bir kızın başında dalgalanıyor.... İncecik bir zar gibi görünüyor, fakat sahibi için bir duvar, bir kale oluyor. Bir istiridye misali sarıyor sahibini, onu kötü nazarlardan koruyor, sukut etmesini engelliyor , halaskarı oluyor sahibinin, kemale ermesini sağlıyor ve cennet gibi bir mekanda açıyor kapaklarını... Sonra edep, haya örtüsü oluyor. Bazen kabukta gizleniyor duyabilene Settar diyor, bazen bir başörtüde gösteriyor kendini... Her bir esma cennet menziline ulaşan bir aasansör oluyor bizim için, Allah, bizleride Settar asansörüne tutunup cennet menzillerine ulaşanlardan eylesin... Alıntıdır |
17 Ekim 2014, 17:23 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 33478 Üyelik T.:
09 Kasım 2013 | Cevap: Haftanin konusu tesettur nedir?
Müslüman kadının giyim şekli nasıl olmalıdır? Diz altına kadar gelen etek ile tesettür sağlanmış olur mu? Başörtüsünü omuzlardan aşağı indirmek şart mı? Kullanıcı: Sorularlaislamiyet.com | Tarih: Pzt, 15/05/2006 - 00:00 Değerli kardeşimiz; Müslüman kadının giyiminde esas mesele, tesettürü sağlamasıdır. Eli ve yüzü dışında bütün vücudunu örtmesi, açık kalmamasıdır. Giyilen bir elbisenin tesettüre uygun olması için de altını göstermeyecek şekilde kalın ve avret yerlerini örtecek kadar uzun olmalıdır. Bunun için altını gösterecek şekilde ince ve şeffaf olan bir elbise ile örtünme gerçekleşmiş olmaz. Kadınların yüzleri ile ellerinden başka bütün bedenleri avrettir. Yüzleri ile elleri namazda ve namaz dışında fitne korkusu olmadıkça avret değildir. Ayaklarının avret olup olmaması ihtilaflıdır. Sahih kabul edilen görüşe göre kadınların ayakları da avret değildir. Diğer bir görüşe göre namazda kadının ayakları avret sayılmazsa da namaz dışında avret yeri sayılır. Bu ihtilaftan kurtulmak için ayaklarını örtmeleri iyi olur. Sahih olan görüşe göre kadınların kolları kulakları ve salıverilmiş saçları da avrettir. Bu meseleye esas teşkil eden hadis-i şeriflerin meali şöyledir: Hz. Âişe'nin rivayetine göre, kız kardeşi Hz. Esma bir gün Peygamberimizin huzuruna gitti. Üzerinde altını gösterecek şekilde ince bir elbise bulunuyordu. Resulullah (a.s.m.) onu görünce yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu: "Ya Esma, bir kadın buluğ çağına erince—yüzünü ve ellerini göstererek—bunlardan başka bir tarafının görünmesi sahih olmaz." (Ebû Dâvud, Libas 31) Sahih-i Müslim'de Ebû Hüreyre (r.a.} tarafından bir rivayette Peygamberimiz, giyindiği halde açık olan, yani ince ve şeffaf elbise ile dolaşan kadınların Cehennemlik olduklarını, Cennetin kokusunu bile alamayacaklarını bildirirler. (Müslim, Libas,125) Alkame bin Ebi Alkame annesinin şöyle dediğini rivayet eder: "Abdurrahman'ın kızı Hafsa'nın başında, saçını gösterecek şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz. Âişe'nin huzuruna girdi. Hz. Âişe başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı. (Muvatta', Libas:4) Hz. Ömer (r.a.) ise, cam gibi şeffaf olmasa da, giyindiği zaman altını iyice belli eden elbisenin kadınlara giydirilmemesi hususunda mü'minlere ikazda bulunmuştur. (Beyhaki, Sünen, 2/235) İmam Serahsî bu nakilden sonra, kadının giydiği elbise çok ince de olsa yine aynı hükmü taşır, şeklinde bir açıklama getirir. Daha sonra da, "Giyindiği halde açık" olan mealindeki hadisi kaydeder ve şöyle der: "Bu çeşit bir elbise şebeke (ağ) gibidir, örtünmeyi temin etmez. Bunun için yabancı erkeklerin bu şekilde giyinmiş bir kadına bakması helâl olmaz." (el-Mebsût, 10/155) Elbisenin şeffaf olmasındaki ölçü, tenin rengini belli etmesidir. Dışarıdan bakıldığı zaman elbisenin altından insanın teni görünüyorsa, elbise ince de olsa, kalın da olsa böyle bir elbise ile örtünme gerçekleşmiş olmaz. Bu mesele Halebî-i Sağir'de şöyle belirtilir: "Elbise altını, tenin rengini belli edecek şekilde ince olursa, bununla avret yeri örtülmüş olmaz. Fakat kalın olsa da, uzva yapışsa ve uzvun şeklini alsa (uzvun şekli görünür hale gelse), bu durumda örtünme hasıl olduğu için men edilmemesi gerekir, namaz caiz olur. (Halebî-i Sağır, s.141) Mesele diğer mezheplerde de aynı şekilde ifade edilir. Mâliki mezhebinin görüşü şöyledir: Elbise şeffaf olur, cildin rengini hemen belli ederse, bununla örtünme olmaz. Bu şekilde kılınan namazın mutlaka iade edilmesi gerekir. İnce ve dar olduğu için azanın şeklini belli eden elbiseyi giymek de mekruhtur. Çünkü bu bir şahsiyetsizlik sayılır ve selef ulemasının giyim tarzına muhalif hareket edilmiş olunur. (Menânü'l-Celü, 1/156) Hanbelî mezhebinin görüşü ise şu şekildedir: Vacip olan örtünme, cildin rengini belli etmeyecek şekildeki örtünmedir. Eğer giyilen elbise cildin rengini belli edecek tarzda ince olur da bedenin beyazlık ve kırmızılığı görünürse namaz caiz olmaz. Çünkü bununla örtünme gerçekleşmiş olmaz. Şayet rengini örter de, hacmini belli ederse namaz caiz olur. Çünkü örtü kalın da olsa bundan kaçınmak mümkün değildir. (İbni Kudâme. el-Muğnî, 1/337) Şafiî mezhebinin görüşü ise şöyledir: Vacip olan, cildin rengini belli etmeyecek elbiseleri giyinmektir. İnceliğinden dolayı cildin rengini belli eden bir elbiseyi giymek caiz olmaz. Çünkü böyle bir elbise ile tesettür gerçekleşmiş olmaz. Yani, inceliğinden dolayı cildin beyazlığını veya siyahlığını gösteren elbise tesettür için kâfi gelmez. Yine, elbise kalın olsa da, dokunuşu itibariyle altından avret yerlerinin bir kısmını gösterse yine yeterli şekilde örtünme sağlanmamış olur. Diz kapakları ve uyluklar gibi bedenin incelik ve kalınlığını belli eden bir elbise ile kılınan namaz sahihtir, çünkü tesettür sağlanmış demektir. Fakat azaları belli etmeyecek şekilde bir örtü kullanmak müstehaptır. (el-Mecmû, 3/170-172) Bütün bu nakillerden şöyle bir neticeye varmak mümkündür: Kadının kendine nikah düşen erkeklerin yanında giymiş olduğu tenin rengini belli edecek ve gösterecek şekilde ince ise bununla örtünme gerçekleşmiş olmayacağından giyilmesi caiz olmaz. Bu giyecek, bir elbise, gömlek ve etek olduğu gibi, başörtüsü ve çorap da olabilir. Buna göre tesettürün dinen makbul olabilmesi için bazı şartları vardır, onlara dikkat etmek gerekir: - Elbisenin vücudu gösterecek tarzda ince olmaması, - Nazar-ı dikkati çekecek kadar süslü ve renkli olmaması, - Vücudun hatlarını gösterecek şekilde dar olmaması gerekir. Vücudun azalarını iyice belli edecek şekilde giyilen dar pantolon ve dar gömlekle namaz sahih olsa da, bakanların dikkatini çekip tahrik edeceğinden dinen helal olmaz. Merhum İbn-i Âbidin de eserinde bu hususa işaret etmektedir. (Reddü'l-Muhtar, 5/238) Diğer taraftan kadınlar gerekli örtüyü sağlamak zorunda oldukları gibi, erkeklerin dikkatini çekecek bakışlardan, konuşmalardan ve yürüyüş tarzından da sakınmaları gerekir: "Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz." (Nur Suresi 31) İşte hür kadınların, bu istisna edilmiş kimselerden başkasına zinetlerini göstermemeleri, kendi iffet ve korunmaları ve güzel geçimleri noktasından gayet önemli olduğu gibi, yabancı erkekleri etkilememek, günaha sokmamak, edeb ve iffet telkin etmek noktasından da çok önemlidir. Özellikle bu noktayı da düşündürmek ve tesettür emrinin kuvvet ve şumülünü bir daha hatırlatmak üzere, yürüyüş tavırlarının bile düzeltilmesi için buyuruluyor ki: gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar, yani baştan ayağa örtündükten sonra yürürken de edeb ve vakar ile yürüsünler. Örtüp gizledikleri sunî veya doğal ziynetler bilinsin diye, bacak oynatıp ayak çalmasınlar, çapkın yürüyüşle dikkat nazarları çekmesinler; çünkü erkekleri tahrik eder, şüphe uyandırır. Fakat unutulmaması gerekir ki, kadının bu konuda başarısı daha önce erkeklerin iffeti ve görevlerine dikkati ve toplumda olanların gayreti ve özeni ile de ilgili olarak, bunlar da Allah'ın yardımı ile ayakta durabilir. Onun için bu noktada Resulullah (s.a.v) den bütün müslümanlara hitap ve erkekleri zikredip kadınları da içine alacak bir şekilde buyuruluyor ki: Ve ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz. Demek ki bozuk bir toplulukta kurtuluş ümid olunmaz, toplumun bozukluğu da kadınlardan önce erkeklerin kusur ve hatalarındandır. Bundan dolayı başta erkekler olmak üzere erkek dişi bütün müminler imana yaramayan ve cahiliyyet izleri olan kusur ve hatalarından tevbe ile Allah'a dönüp Allah'ın yardımına sığınıp emirlerine özen ve dikkat göstermelidirler ki, topluca kurtuluşa erebilsinler. O halde herkesin kurtuluşu bakımından iş sahipleri ve ilgili şahıslar şu emirlere de özen göstermelidir. (Elmalılı, Tefsir) İlave bilgi için tıklayınız: - Örtünmenin gayesi ve Takva elbisesi hakkında bilgi için tıklayınız. - Tesettür hakkında detaylı bilgi için tıklayınız. - Tesettür ve Türban Özel Dosyası için tıklayınız. Selam ve dua ile... Sorularla İslamiyet Yazar Mehmet Paksu
__________________ Vakit namazinizi kildiniz mi? Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Hafta'nin konusu : konusu :sabir nedir ? | Allahın kulu_ | Hafta'nın Konusu | 2 | 31 Temmuz 2015 23:51 |
6.HAFTANIN KONUSU : Eğitim ama hangisi..? | Medine-web | Hafta'nın Konusu | 10 | 24 Temmuz 2015 16:57 |
haftanin konusu:ask nedir | Allahın kulu_ | Hafta'nın Konusu | 4 | 04 Kasım 2014 13:37 |
Haftanin konusu :ümmet birligimi islam birigimi sizce irkcilik nedir? | Allahın kulu_ | Hafta'nın Konusu | 0 | 29 Ekim 2014 12:56 |
22.HAFTANIN KONUSU İSLAM DAVETÇİLERİ? | Yitiksevda | Hafta'nın Konusu | 3 | 21 Eylül 2009 01:38 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|