|
Konu Kimliği: Konu Sahibi _bülbül_,Açılış Tarihi: 30 Mayıs 2008 (10:06), Konuya Son Cevap : 30 Mayıs 2008 (10:06). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
30 Mayıs 2008, 10:06 | Mesaj No:1 |
O Habibii Edip ki.... O Habibii Edip ki.... Eğer bir parmağı yönelirse Ay'a Ayırırdı onu iki parçaya Aynı el susuz kalmış orduya Olurdu bir çeşme Sular akıtan Mübarek parmaklarından Eğer hasta ve yaralılara Ederse temas Bu sefer onlara has Oluverirdi şifâ ve devâ Hem de fem-i mübârekenin Geri çevrilmedi ettiği hiçbir dua Evet Huneyn'de yaralanan Aziz ibn-i Amr'ın silince Yüzündeki kanı Elinin temasıyla Doru atın alnındaki Beyazı gibi Parlak bir nuraniyet birden Kaplayıvermişti Dokunduğu yerleri... Hem üvey kızı küçük Zeyneb'e Abdest suyu atıp yüzüne Tebessümle taltif edince Yüzü güzellikte Hârika bir mazhariyete Dönmüştü bedîu'l- cemâle Hemen o demde "Âlemin reisi Nebilerin de efendisi Ahmed hemen gelsin" diye Hz. isa kaç defa: "Benim gitmem lâzım, Rabbime Tâ ki gelsin Faraklit size!." ikâzı ile bilgi vermişti ümmetine incil yorumcuları kendilerince Faraklit, avukat demek diye Mânâ verseler de O Hakk’ı bâtıldan ayırandır Hem de İnce ve derince ölçülerle... O kalpleri cilalayan O münevvirül- ukul O bir resul ve yüce bir kul O sırr-ı Levlâk O sebeb-i mevcûdat O bir inci, o bir yâkut O bir beşer Ama makâm-ı mahmûdla mübeşşer Ama bunu bilmeyenler Diyorlar ki: "Ne oluyor buna Olur mu böyle peygamber? Eğer olsaydı o bir nebî Hiç bizim gibi yemek mi yer Ve dolaşır mı çarşı pazar Olsaydı yanında bârî Bir melek, hem şöyle heybetli Uyarsaydı bizleri içimize korku salarak Yahut verilseydi Kendisine bir hazine Veya bahşedilseydi Muhteşem bir bahçe de Ondan bol bol yeseydi!.." Hâsılı o zâlimler "Siz, dediler Kapılarak sihrine Takılmışsınız bir adamın peşine." Bak, şunların söyledikleri sözlere!.. Hayır ve bereketi Öyle muazzamdır ki, Habîb-i Ekremi gönderen Hakk'ın Verir eğer dilerse Daha da iyilerini O şanlı nebîsine... Hem zaten âhirette Altlarından ırmaklar akan cennetleri içinde saraylarla beraber Hep onu bekler Ama gerçekte Habîbullah kendisini Bir yolcu gibi Tabir etmişti: Bir ağaç altında Gölgelendikten sonra Çekip giden yoluna O, insanlar arasında En enfes biri Seçilip gönderilen nebi Hem ağır gelir ona Düşüşümüz sıkıntıya Kalbi titrer üstümüze Çünkü o, bütün müminlere Pek şefkatli, pek merhametli Evet o, nebilerin hâtemi... O, bir resul Hem fahr'ür- rüsül Kâffeten beşeriyete Hem de rahmet Bütün âlemlere Bu sebeple Şakk-ı kamer Mucizedir dünya insanlığına Ama mîrâç ise Bütün âlemlere... Onun ümmetine olan şefkati Anne- baba şefkatinden çok ileri Bu yüzden saymış Kur’ân-ı Kerim’de Onun temiz zevcelerini Bütün müminleri, yüce anneleri Zaten tasdik eder iç âleminde Her mümin Onun değerler üstü değerini Rabb-i Rahîmi Ona verdi kevseri: Hayr-ı kesîri Din, ümmet ve nimet olarak Hem de, ehl-i beytini Mahşerde ve cennette de Kevser nehrini... Bir defa içenin, artık ebedî Hiç susuzluk çekmeyeceği... Hem Hak vaad etti Ümmet-i Muhammed'e Aralarında olduğu müddetçe Habîb-i edîbî Onlara azap etmeyeceğini Her halde bu müjde Sınırlı değil sadece Yaşadığı müddetle Eğer ümmeti sünnetini ihyâ ederse efâliyle Yaşamış sayılır aralarında yine... Çünkü yüce Müheymin'i: "Kol kanat ger müminlere, Koru onları şefkatle..." Buyurduğu gibi Başka bir ayette de: "Sana tabî olanlar üzerine indir şefkat kanatlarını" diye Emretmiştir şanlı nebîsine... Düşmanlarından bazıları incitmek için uzatmışlardı dillerini: "O demişlerdi, bir kulak; O, herkese kulak veren işte öyle birisi..." Cevabını bizzat verir Hak: "Evet o bir kulak Kulak verir hep Hakkınızdaki iyi sözlere iman eder ALLAH'a Güvenir müminlere Bir rahmettir o, Bütün iman ehline..." Kıyâmete kadar geleceklere Hitap eden Kur’ân-ı Kerim’e Tam muhatap olmak için Herbir zerresi bir insan sayılan Her asır ve anlayıştan Cihan büyüklüğünde bir kulak gerek Çünkü Kur’ân, Sınırlı harflerle Sonsuz mânâ ilham ederek Duyurarak inceliklerini Doyurur insanlığı... işte yüce nebî işte böyle bir üzün-ü cihânî; Cihan büyüklüğündeki Mübarek kulağı ile Anlar Kur’ânın derinliklerini Ve tanır okyanusun dibindeki Saklı mânâ incilerini Yâ Rabbi Şehâdet ederim ki, Senden başka ilâh yok Ve yine şehâdet ederim ki Muhammed Aleyhisselam da Kulun, peygamberin, safiyyin Halîlin, milkinin cemâli Sanatının eşsiz cemîli Hidayetinin güneşi Muhabbetinin misâli Mevcudatın şerefi Kullarının muaalimi... Ey göklerin ve yerlerin Rabbi, Rahmet eyle o nebîne, Ashabına ve ehl-i beytine... O öyle bir Habîbullah ki, insanların iman etmiyorlar diye Yani giderler diye Ebedî cehenneme Onların ardına düşüp neredeyse Yiyip tüketecekti Kendi kendini Bu şiddetli arzu Sarmıştı bütün ruhunu işte bu ulvî, engin cehdi Takdirle beraber Rabbi "Bunun için kendini Üzüp mahvetme!." diye ikaz bile etti... Tanırlardı onu ehl-i kitap Evlatlarını tanıdıkları gibi Çünkü mevcuttu işaretleri Ve haber vermişti Herbir semâvî hitap... Getirdiği Kur’ân hakkında da Vermişti Rabbi Koruma garantisi Onun için "Onu Biz indirdik Onu koruyacak da Biziz" demişti. Hem de onun dini Çıkacaktı bütün dinler üzerine Çünkü onu kemâle erdirmişti Tamamlayıp nimetini Hem de râzı olmuştu Din olarak islâm'dan... Kıldı onu Rabbi yüce Gaffâr Mîrâca şehsüvâr Açtı ona yollar Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksâ'ya Oradan sidret'ül- müntehâya Hatta tâ kâb-ı kavseyne; imkân- vücub arasına Ulaştırdı şeref ve izzetle Hem cennet'ül- me'vâda Onu bürüyen büründüğünde de Onun özü ve gözü aşmadı ve şaşmadı asla Gördü Rabbinin en büyük âyetini Âyet'ül- Kübrası, mucizesini Onun sahâbileri bile Medhedildi Tevrat ifadelerinde Alınlarındaki velayet mühürleriyle "Kudsiler" diye... incil'de ise Filizini çıkarmış bir ekin gibi Ki, kuvvetlenmiş hemen Sonra kalınlaşmış birden Gövdesi üzerine de Çabucak doğrulup kalkmış göklere Öyle bir ekin ki, Hayran bırakıp Şaşırtıyor ekenleri Onların bu hızlı gelişmesi Bırakıyor gayz içinde inkâr içinde yüzenleri Seneler sonra bile... O nübüvvet dîvânının hâtemi Sonra bir mühür gibi Vurulup sona erdirdi Kendisiyle peygamberliği Böylece Oldu bütün dinlerin ve peygamberlerin Teker teker, vâris-i hakîkisi... Onun için çağrılamaz o, insanların birbirlerini çağırdıkları gibi Hem onun yanından habersizce Sıvışılıp gidilemez bir yere Hem yükseltilemez sesler huzurunda Hem de onunla başbaşa Konuşmak istenilirse Önce Bir sadaka Takdîmi gerekir fakirlere Düşmanları da Az gösterilirdi gözüne Takviye olsun diye Moral gücüne Evet müşriklere de Onun kudsî ordusu Gösteriliyordu hem de iki misli Kendilerinin... Böylece Salınıyordu içlerine Müthiş bir korku... Galip değil miydi Bedir'de Bine karşı üç yüzle Tâ ilk başta Kim vardı yanında ALLAH'tan başka Câhiliye karanlığına daldığında Işığıyla yara yara Nebîsinin duasına Rabbî imdad eylemedi mi Peş peşe indirdiği, Melekler ordusuyla Savaş meydanına?.. Bir de müminlerin kalplerine indirip sekine Erdirmedi mi Huzur ve sükûnete Hafif bir uyku ile? Bu ilâhî inayetler hep işte Ona ve onun ümmetine Şeytanın vesvesesinden Temiz olsunlar diye Ve kuvvet vermek için kalplere Hem ayaklarını sabit kılmak iradesiyle ihsan ediliyor Hem de müminler üzerine Rahmet indiriliyordu... O yüce nebiye Olan itaaati itaat saydı kendine O Rabb-i Rahimi O rahmete vesile Hz. Resule itaat, nail eder ilâhî rahmete Hem muhabbet-i peygamber Ulaştırır ALLAH'ın muhabbetine Ve mağfiretine Çünkü, o, üsve-i hasene Hem en mükemmel bir numûne Hem de âhiret gününde Ümmetine ve bütün beşeriyete Olacak Hakk’ın şahidi... Çünkü şöyle buyurur Rabbi: "Ey Resûl-ü Kibriyâ Her ümmet hakkında Celbettiğimizde Şahit peygamberler Seni de Ümmetine ve hepsine Şahit olarak getirdiğimizde Nasıl olacak onların halleri?" ibn-i Mesud, güzel tilâvetiyle Okurken bu âyeti "Yeter! Yeter!" demişti O yüce Nebî Ve kudretten sürmeli Gayb- âşinâ hârika gözleri Dolmuştu yaşlarla; inciler gibi... Ona Makâm-ı Mahmûd da verildi O öyle bir makâm ki Bütün nimetlerin tevzi edildiği Yüce bir mâide-i Sübhânîye İnşaALLAH bu makâmdan Bütün ümmeti gibi Bizlere de ulaşır şefaati. Onun Firdevs namzedi O seçkin ümmeti Emreder iyiliği Hem engeller kötü işleri Çünkü sağlam bir iman ile İnanırlar Rabb-ül âlemine Zaten o Hakk’ın şahitleri insanlar için çıkarılmış Güzel bir numûne... Onların peygamberleri Öyle bir nebi ki, "Le amrüke" diye ilâhî bir ifadeyle Yemin edilmiş ömrüne Ne mübarek bir ömür ki, Ona yeminle teyid ediyor Hak Taâlâ bir gerçeği Hatta onun beldesine bile "Belde-i emîne yemin olsun" diye Ayrı bir kasem var!.. Evet hâlâ Çiğneyemedi orayı düşman ayaklar Hem devam edecek bu mucize Kıyamete kadar!.. Yâsîn Sûresi’nin başında ise Hikmetli Kur’ân'a kasemle Buyruluyor, kemâl-i azametle: "Şüphesiz ey Muhammed sen Resullerdensin Sırat-ı müstakim üzerinde de Gitmektesin." Nün ve Kaleme Yeminden sonra da "Sen yüce bir ahlâk Ve pek yüksek bir yaratılış üzerindesin." Buyuruluyor, lîsân-ı hikmetle... Hem Muhammed-i Emîn’e Bahşedilmiştir, bir gece Ki, bin aydan hayırlı Esenlik dolu Hem o kadar da kutlu Evet o leyle-i kadr-i mübâreke Ruhun ve peş peşe Meleklerin, Rabbin izniyle Tâ fecre kadar selametle indikleri muhteşem gece Gecelerin siyah zülüfleri üstünde Bir nur gibi parlayan teheccüt de Yine ona hastır; Hasların hası, Hz. Muhammed'e Hiç bu perişan ifadelerle Anlatılabilir mi Rabbin "Habîb-i Edibim" dediği O güzeller güzeli, eşsiz nebi?. | |
Konu Sahibi _bülbül_ 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Adem olmaktır tek hevesim | Şiirler ve Şairler | Kara Kartal | 4 | 2735 | 22 Mayıs 2010 11:27 |
Dostlarımız........ | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | su damlası | 4 | 2360 | 09 Mayıs 2010 10:35 |
İsmailce kurban olabilmek | Hacc-Umre-Kurban | kurtmehmet | 3 | 3114 | 21 Kasım 2009 20:58 |
Ömür seccadesini gönül dergahına serenlere...... | Makale ve Köşe Yazıları | _bülbül_ | 2 | 2335 | 12 Kasım 2009 21:52 |
çarpık çağ..... | Şiirler ve Şairler | _bülbül_ | 2 | 2061 | 12 Kasım 2009 21:43 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Biz bize sohbet edip, geçen an’ı paylaşmak istedim…/Mustafa Cilasun | Mustafa CİLASUN | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 12 Eylül 2013 22:58 |
Sual edip duruyorsun, sır saklama diyorsun…/Mustafa Cilasun | Mustafa CİLASUN | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 11 Eylül 2013 19:07 |
Evlerde anneler çocuklarını ihmal edip, eşlerini göremeyince olan oldu.. | KürtOğlu | İslamda Kadın ve Erkek | 0 | 04Haziran 2012 19:50 |
Sünnet'i terk edip yalnız Kur'an ile amel etmek isteyenler" var bu konuda ne dersini | _bülbül_ | Soru Cevap Arşivi | 0 | 11 Nisan 2009 09:01 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|