|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Leyl_Işıkları,Açılış Tarihi: 22 Ağustos 2007 (22:09), Konuya Son Cevap : 11Haziran 2021 (08:49). Konuya 55 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
05 Mayıs 2009, 21:48 | Mesaj No:32 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | RE: Kız ile erkek arkadaş olamaz...
Kesik baş cinayetini unutmayalım....
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
21 Ağustos 2009, 11:32 | Mesaj No:33 |
Kadın Erkek Tokalaşması Kadın Erkek Tokalaşması Haram mıdır? İslâm Dini'nin ana kaynakları Kur'ân-ı Kerim'dir ve de O'nun açıklaması ve uygulaması niteliğindeki Muhammedî Sünnet'tir. Bir sözü, davranışı ve işi haramlıkla vasıflandırabilmek için haram hükmünün doğrudan bu iki kaynağa veya bu iki kaynaktan birine dayanması gerekir. Yüce Rabbimiz Kur'ânımızın İsra sûresinin 32. âyetinde şöyle buyurmaktadır: "Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, apaçık bir çirkinliktir ve kötü bir yoldur." Bu âyet zinayı yasaklamanın yanı sıra zinaya yaklaştırıcı eylemleri de yasaklamaktadır. Sevgili Peygamberimizin ilgili sözlerinden hareketle zinaya yaklaştırıcı eylemleri çıplaklık, aralarında mahremiyet bağı bulunmayan kadınla erkeğin gözlerden ırak beraberliği, iradeli ve arzulu bakış ve bedenî temas olarak özetleyebiliriz. Bedenî temasın bir şekli de tokalaşmadır. İslâm literatüründe müsâfaha olarak isimlendirilen tokalaşmanın yükümlülük yönünden Mubah, Sünnet ve Haram türleri vardır. Kur'ân-ı Kerîm'de tokalaşma, mübâya'a masdarından fiil ve emir kipleriyle fakat çağrışımı yapılan soyut tokalaşma manasında değil, siyasî otoriteye bağlılık anlamında kullanılmaktadır.[1] Bu sebeple açıklamalarımızı sözlü ve fiilî sünnet merkezli olarak yapacağız. a- Müslüman erkeklerin ve kadınların karşılaştıklarında erkek erkeğe ve kadın kadına tokalaşmaları yükümlülük bakımından Sünnet'tir. Bir diğer anlatımla Hz. Peygamberin uygulamasını izlemektir. Bu konuda İslâm bilginlerinin görüş birliği vardır. Çünkü Peygamberimiz bizzat kendileri tokalaşmışlar, tokalaşmaya yönlendirici buyruklarında da şöyle buyurmuşlardır: "Allah, karşılaştıklarında müsafaha eden (tokalaşan) iki müslümanı birbirlerinden ayrılmadan mutlaka bağışlar."[2] Şanlı Peygamberimiz tokalaşmanın bağışlatıcılığı yanı sıra taraflar arasında oluşan kin gibi yıkıcı duyguları eriteceğine de işaret etmişlerdir. b- Mahremiyet (evlenme yasaklığı) ve nikâh bağı ile ilişkili bulunan kadın erkek arasında tokalaşma da meşrû ve Sünnet nitelikli uygulamadır. c- Aralarında mahremiyet ve nikâh bağı bulunmayan genç erkeklerle yaşlı kadınlar ve genç kadınlarla yaşlı erkekler arasında tokalaşma ise ahlâkî sakıncalardan beri olacağı için mubahdır - caizdir; yapılması sakıncasız işlemdir. Aynı şekilde aktif cinsel duyguları sönmüş yaşlılar arasındaki tokalaşmalar da mubahtır. Mubahlığından ötürüdür ki bu tür uygulamalar Hz. Ebû Bekir ve Abdullah b. Zübeyr gibi sahâbilerin hayatında da görülmektedir.[3] d- Birbirleriyle evlenebilir konumda olan, bir diğer anlatımla aralarında mahremiyet ve nikâh bağı bulunmayan kadınla erkek arasındaki tokalaşma ise amacına göre farklı hükümleri içermektedir. 1- Anılan kadınlarla erkekler arasındaki cinsel arzulu tokalaşma -doğrusunu Allah bilir, Kur'ân yanısıra Nebevî Sünnetle de irtibatlandırılabilir- haramdır. Çünkü Peygamberimiz, cinsel arzulu tokalaşmaları, cinsel organ zinasına yaklaştırıcı elin zinası olarak niteler. Bu tür nitelemenin yasağı da kapsayacağı açıktır.- Salât ve Selâm üzerine olsun- O, ilgili hadislerinde söyle buyurur: "Şüphesiz Allah, Âdemoğlunu zinaya eğilimli olarak yaratmıştır. Hiç şüphesiz bu eğilim onu kuşatacaktır. Gözlerin zinası bakış, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası sözdür. Eller zina eder, ellerin zinası yapışıp tutmaktır. Ayaklar da zina eder, onların zinası yürümektir. Ağız da zina eder, onun zinası da öpmektir. Nefis umar ve ister, cinsel organ ise zina arzusunu gerçekleştirir veya sonuçsuz bırakır."[4] Elin zinası olarak vasıflandırılan tutuşun - tokalaşmanın İslâm bilginlerinin anlayışları çizgisinde tarafımızdan cinsel amaçlı ve nitelikli tutuş - tokalaşma olarak değerlendirilmesi, ilgili hadislerde örneğin bakmanın ve dinlemenin cinsel nitelikli olan ve olmayan şeklinde ayrılmasından açıkça anlaşılmaktadır. Zira gözün zinası olarak açıkladığı bakışın Peygamberimiz tarafından bütün bakışları değil, iradeli ve amaçlı bakışları içerdiğinin duyurulması bunun kanıtıdır.[5] Kur'ân-ı Kerîm'de mümin erkeklere ve kadınlara verilen gözlerin bakışlarının bir kısmından korunulması ile ilgili ilâhî emirler de aynı ayırımı yapmaktadır.[6] Kulakların zinasının dinlemek olduğunu duyuran güzellikler örneği Peygamberimizin düğünler ve bayramlar gibi özel günlerde huzurunda icra edilen şarkıların - tarihî olayları anıcı ezgilerin dinlenilmesine onay vermesi de dinlemeyi helâl ve haram kısımlarına ayırdığını göstermektedir.[7] Kaldı ki Peygamberimizin elin zinasının tutmak olduğunu bildiren hadislerinde kullandığı el-Betş kelimesi de tabii tutuşu değil yapışıcı, arzulu, kavrayıcı tutuşu ifade etmektedir.[8] "Mahremiyet ve evlilik bağı olmaksızın bir kadının eli içine dokunan kişinin Kıyamet Günü'nde eline ateşten kor konulur." Anlamındaki kendisiyle istidlâl edilemez "ğarib" hadisin, "terhib; korkutma" için kullanımı kabul edilse bile yapılan açıklamalar ışığında ancak cinsel amaçlı tutuşla ilgili uyarı olarak değerlendirilebileceği açıktır. (Nasbu'r-Raye 4/240) Burada değinilmesi gereken bir husus da elin zinasının Kur'ânın yasakladığı Fehşa (çirkinlik) kapsamında değerlendirilebileceği gerçeğidir. 2- Aralarında mahremiyet ve nikâh bağı bulunmayan erkekle kadının cinsel haz amacı gütmeyen tokalaşmaları ise iki şekilde değerlendirilmektedir. a) İslâm bilginlerinin bir bölümü, cinsel haz gayesi gütmeyen tokalaşmaların cinsel telezzüz amaçlı tokalaşmalar gibi haram olduğu görüşündedirler. Onlar bu görüşlerinde Sevgili Peygamberimizin Kur'ânî emir gereği kadınlarla biatlaşırken erkeklerle tokalaştığı gibi kadınlarla tokalaşmayıp sözlü olarak biatlaştığını açıklayan hadisten delil getirmektedirler. Şanlı Peygamberimiz Hz. Muhammet'le biatlaşan Ümeyme bint-i Rukeyke isimli kadın şöyle anlatıyor: Bir kadın topluluğu ile birlilikte biatlaşmak üzere Hz. Peygambere geldim... Elinizi uzatınız da size biat edelim, dedik. Şöyle buyurdular: - Ben kadınlarla tek tek tokalaşarak biatlaşmıyorum. Yüz kadına söylediğim söz bir kadına söylediğim; bir kadına söylediğim söz de yüz kadına söylediğim söz gibidir."[9] Yukarıda sunulan ve kendisiyle istidlal edilen hadis yanı sıra saygı değer eşleri Hz. Âişe annemizin, O'nun biatlaşma sırasında hiçbir kadınla tokalaşmadığını açıklayan sözleri de haramlılık delili olarak algılanamaz.... Zira emredici veya yasaklayıcı bağımsız buyrukları ile pekiştirmedikçe Peygamberimizin uygulamaları bağlayıcı hükümler oluşturmaz, yalnızca geçici tercihlerini yansıtır. Nitekim Peygamberimizin bizzat yapmadıkları bazı işlerin yapılmasını onayladıkları bilinmektedir. Örneğin O, "Benim eğlence ile eğlencenin benimle ne ilişkisi olabilir."[10] buyurdukları halde düğünlerde ve bayram günlerinde huzurunda şarkılar söylenilmesini onaylamıştır. Kendisine ikram edilen keleri yememiş, ama yenilmesini tasvip buyurmuştur.[11] Kaldı ki kadınlarla biatlaşması için Peygamberimize verilen Kur'ânî emir mubâya'a mastarından emir kipidir ki Kurânın işaret ettiği üzere sözlü biatlaşmayı değil tokalaşma şeklindeki biatlaşmayı çağrıştırmaktadır. Üstelik Peygamberimiz Ebû Sufyan'ın karısı Hint'le tokalaşarak biatlaşmıştır. Kendisine vekil kıldığı Ömer b. Hattab da (onun huzurunda) kadınlardan tokalaşma yoluyla biat almıştır. Böyle olmakla beraber Peygamberimiz, kadınlarla sözlü biatlaşma dâhil bez üzerinden müsafaha ve bir kap suya birlikte el sokma şeklinde farklı uygulamalarda bulunmuş, tokalaşmanın tek yöntem olmadığını, yöntemlerin çeşitlendirilebileceğini belirtmiştir. Üstelik o erkeklerle tek tek biatlaştığı gibi topluca da biatlaşmıştır. Biatlaşma Peygamberimizden sonra daha da çeşitlenerek sözlüden yazılıya doğru gelişim göstermiştir.[12] b) İslam bilginlerinin bir bölümü de aralarında mahremiyet ve evlilik bağı bulunmayan karşı cinsler arasındaki cinsel haz amacı gütmeyen tokalaşmaların temelde helâl olduğu görüşündedirler. Bir önceki maddede özetlenen açıklamalar ışığında bizim katıldığımız görüş de budur. Cinsel haz amacı gütmese de asırlardır İslâm dünyasında sürdürülen ve kutsal kültürümüzün alâmet-i fârikası olmuş kadın erkek tokalaşmasını dışlayan uygulama onun haramlığına değil, bu konuda sedd-i zerâi' yönteminin uygulanması gereğine inanılmasından kaynaklanmış olsa gerektir ki bu anlayış doğrudur. Bilinmesi gerektiği gibi temelde mubah - helâl olduğu halde harama sebebiyet verebilecek işlerden kaçınılması Kur'ânî usuldür.[13] Bu usûle İslâm Hukuku'nda vesîlelerin önlenmesi anlamına Sedd-i Zerâi' denilmektedir. Cinsel amaç gütmese de tokalaşma her an cinsel nitelikli fitneye düşürebileceği için Sedd-i Zerâi'in işletilmesi gerekir. Zira harama yaklaştırıcı davranışlar ve işlerden kaçınılması ve şüphelilerden sakınılması Peygamberimizin de öğüdüdür.[14] İslâm'ın, müslümanların yalnızca kültürel, ekonomik ve siyasal iktidarları dönemlerinde değil temel hak ve özgürlüklerinin çiğnenip kısıtlanacağı dönemlerde ve de müslümanlarla İslâm dışı toplulukların iç içe yaşayacağı toplumlarda da yaşanacağı düşünülürse, Kur'ân'a ve Peygamberimize aidiyeti ve anlamı üzerinde ittifak edilmiş Kur'ân bağlantılı Sünnet deliline dayanmadıkça her hangi bir sözü, davranışı ve işi haramlıkla vasıflandırmak İslâm'a bağlılık adına İslâm'la çatışmaktır. Üzülerek ifade etmek isteriz ki bu gibi helâli haramlaştırma veya farklı görüşleri bilmeksizin ve önemsemeksizin herhangi bir ictihadı İslâm'la özleştirmek gibi hatalar çokça yapılmaktadır. Oysaki Kur'ân bu nevi hataları ağır bir dille haram kılmaktadır.[15] Sonuç olarak deriz ki tokalaşma sünnettir. Aralarında mahremiyet ve nikâh bağı bulunmayan kadınla erkeğin cinsel haz amaçlı tokalaşması haramdır. - Doğrusunu Allah bilir- abdesti de bozabilir. Çünkü onların her biri, birbirlerine ulaşamayacak kadar yüce, dokunamayacak kadar kutsaldır. Ancak cinsel amaçlı da olsa tokalaşma müfessir sahâbi İbn-i Abbas'a göre, büyük günahlar ve açık çirkinliklerden kaçınıldıkça bağışlanacak "Lemem" benzeri küçük günahlardandır.[16] Kur'ân ve Sünnet'in bu anlayışı doğruladığı da bir gerçektir.[17] Cinsel amaç gütmeyen tokalaşma ise temelde helâldir, abdesti de bozmaz.[18] Fakat harama yol açabileceği için mücbir bir sebep olmadıkça sakınılmalıdır. Özellikle kadınlarımız ileri derecede kaçınıcı bir duyarlılık göstermelidir. Ancak nefislerine güven duyan veya yaşadıkları seküler toplumda, takdir haklarını kullanarak içinde bulundukları durumu, tokalaşmayı gerektirici; koruyucu veya manevi yarar sağlayıcı bir neden olarak değerlendiren mümin kadınlar ve erkekler ise İslâm adına asla yerilmemelidir. Hiç şüphesiz huzurunda sorgulanarak niyetlerimize ve amellerimize göre yargılanacağımız otorite yalnızca Allah'tır. Ali Rıza DEMİRCAN KAYNAK: Ali Rıza Demircan, Cuma Mesajları, Haklar-Hürriyetler-Vazifeler, Beyan Yayınları, İstanbul, 2008, s: 570-575. ________________________________________ [1] Fetih 10; Mümtahine 12. [2] Aynî, Umdetu'l-Kârî, 22/252. [3] Şerhu Fethi'l-Kadîr, K. Kerahiyeti F. Fil-... Lemsi 8/98; Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi 4/ 371, Cevheretü'n-Neyyire 2/363, Fetavay-i Hindiye (tercümesi) 12/39. [4] Ebu Davud, Nikah 44; Buhari, İsti'zan 12. [5] Ebu Davud, Nikah 44; Aynî 22/240. [6] Mu'minun 30-31. [7] Buhari, Îdeyn 2. [8] Ragıb el-İsfehani, el-Müfredat, Betaşe maddesi. [9] Nesai, 7/149; İslam Fıkhı Ans. 4/370. [10] Nihâye, 2/109. [11] Buhari, Zebâih 33. [12] Müsned, 5/85, 6/409; Kurtubi Mümtahine 12; İbn Kesir, Mümtahine 12; Kettani, et-Terâtibu'l-İdariyye, İz Yayınları, 1/295; Diyanet İslam Ansiklopedisi, 6/121..., Buhari, Ahkam 43. [13] En'âm 108. [14] Buhari, İman 39; Tirmizi, Kıyamet 10. [15] Yunus 59; Nahl 116; Şûrâ 21. [16] Buhari, İsti'zan, Bâb: Zine'l-Cevârih..., Ayni, 22/238; İbn Kesir, Necm 32. [17] Kaynak tefsirlerden şu ayetlerin tefsirine bak: Necm 32; Nisa 31; Hud 114; Ankebut 7. [18] Farklı görüşler için bkz: Kurtubi, Nisa 43, 5/223. | |
05 Kasım 2009, 20:52 | Mesaj No:34 |
İhtilât (Kadın-Erkek Birlikte Durmak)..!!
Tesettürü yaralayan, zedeleyen davranışların en zararlılarından birisi de kadın-erkek ihtilâtıdır, yani karışık olarak aynı yerde bulunmalarıdır. İmam-ı Gazâlî hazretleri diyor ki: “Birçok kadınlar için büyük zararlar, erkeklerin arasında bulunmalarından doğar. Fitne korkusu olan her yerde kadının gözünü korumak lâzımdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v) ' in evine bir kör adam geldi. Hazret-i Âişe ve diğer hanımları oturuyorlardı, kalkmadılar ve gelen kimse için: “-Kördür, bizi görmez!..” dediler. Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdu: “-Onun gözleri görmüyorsa, sizinkiler de mi görmüyor?” (İmâm-ı Gazâlî, a.g.e., sh: 197) İhtilâtın sebeplerinden birisi de iş yerlerindeki durumdur. Maalesef “...Çağımızda kadınlarla erkekler arasında sun'î bir eşitlik yarışı başlatılmıştır. Yaratılıştaki husûsiyetlere zıt olan bu yarış, hanımlık ve annelik meziyetlerini za'fa uğratmakta ve âileyi yaralamaktadır. Hanımların ev tanzimi ve salih bir nesil yetiştirmek yolunda, evlâdlarının ahlâkî yapıları ile meşgul olmaları yerine, hanımlıklarına, müstesnâ fıtratlarına zıd işlere yönlendirilmeleri, mantık, iz'ân ve îmana sığmaz. Çünkü âiledeki huzur ve saadet, kadındaki ve erkekteki istîdatların yerli yerince kullanılması ve korunmasıyla elde edilebilir. ( Osman Nûri Topbaş, Muhabbetteki Sır, sh: 249) Yazımızı Mûsâ Topbaş -kuddîse sirruh- hazretlerinin kadın erkek karışık oturmak mevzûundaki şu sözleri ile bitiriyoruz. “...Bazı âile reislerinin nazarları insanlara karşı olduğu için daima onlardan iltifat beklerler. Meselâ «Komşumuz çok nazik ve kibardır. Bize karşı da saygılıdırlar, o bize âilesi ile beraber geldiğinde ayrı olarak oturursak onu üzmüş oluruz. Hep beraber oturursak bir sakınca yoktur.» kanaatini yürütürler. Böylece ahmakça hareketle, Cenâb-ı Hakk'ın rızâsını, kulun rızâsına tercih ederler. Böyle şâibeli kulluk yolunda olanların, tesettürleri, namazları ve diğer ibâdetleri olsa da semere alamazlar. Çünkü yarım insandırlar. Yüz tane yarım insanı toplasanız bir insan etmez. Çünkü her hareketleri istikrarsızlık içindedir. Bugün “ak” dediklerine yarın “kara” diyebilirler, çünkü îman-ı hakîkî kalplerine tam olarak yerleşmemiştir. Bunların yapacakları; hatalarını bilip, nâdim olmak, istiğfar etmek ve sâlihlerin, sâdıkların peşini bırakmamak ve onların nasihatlerinden istifâde etmek olmalıdır.” (Sâdık Dânâ, Altınoluk Sohbetleri 5, sh: 45-46) | |
06 Kasım 2009, 14:45 | Mesaj No:35 | |
RE: İhtilât (Kadın-Erkek Birlikte Durmak)..!! Alıntı:
| ||
06 Kasım 2009, 18:19 | Mesaj No:36 |
RE: İhtilât (Kadın-Erkek Birlikte Durmak)..!! Hz. İbni Abbas Radiyallahu Anh'tan rivayetle Resûl-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm buyurdular ki: "Bir kimseyi namazı, "fahşa ve münkerden" men etmeze, o namaz Allah'tan uzaklaşmaktan başka bir şeyi artırmaz." (Taberani/Kebir) Yukarıdaki hadisi şerifi açıklarmısınız o zaman kardeşim anladığınız kadar?Burada Kur'an ve Sünnet eksenli bir paylaşım yoksa Allah cc muhafaza. Allahın cc istediği gibi yaşayan insanlar tam,bunun tam tersi gibi yaşayan insan ise yarımdır.Buradan anlaşılıyor.Sevgi ile..!! | |
06 Kasım 2009, 18:39 | Mesaj No:37 |
RE: İhtilât (Kadın-Erkek Birlikte Durmak)..!!
Antiparantez bir insan gösteriş amaçlı bir ibadet yaparsa bu insanın ibadetini Allah cc boşa çıkarır.Yani burada anlatılmak istenen Rabbimizin azze ve celle emirlerini kısmen yerine getirip daha sonra binbirtürlü haram işleyen daha doğrusu haramla helal karşık yaşayan bir kişi için
| |
06 Kasım 2009, 18:43 | Mesaj No:38 |
RE: İhtilât (Kadın-Erkek Birlikte Durmak)..!! çirkin işler fenalık ve azgınlık yapanların namazları onları Allahtan uzaklaştırıyor.Bunun içinde bu gibi şeylere dikkat etmemiz gerekiyor. Not:Mesaj düzenlemeniz yokmu acaba arkadaşlar bulamadığım için böyle iki parçada oldu hakkınızı helal edin..!! | |
06 Kasım 2009, 18:53 | Mesaj No:39 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | RE: İhtilât (Kadın-Erkek Birlikte Durmak)..!!
bütün ibadetlerin nihai hedef ve amacı güzel ahlaktır..ahlaksız ibdet merduttur.ibadetsiz ahlakda merduttur. 1-münkerden korumayn namaz namaz değildir.(ayet) 2-Münkerden korumayan oruç beyhudedir(h.ş) 3-münkerden korumayan hacc çeşitli cezaları vardır (ayet) 4-başa kakılan ahlaksız zekat zekat olamaz (ayet) kuranı sünneti azcık araştıranlar ahlakın olmazsa olmaz olduğu görecektir. bir elinde şarap diğer elinde kuran bir elinde tesbih diğer elinde zinaya dokunuş bir dilinde zikir başka andaki dilinde fitne OLAMAZ... abdestsiz namaz olmadığı gibi.. |
07 Kasım 2009, 19:54 | Mesaj No:40 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | RE: İhtilât (Kadın-Erkek Birlikte Durmak)..!!
kadın erkek ilişkileri günümüz müslüman toplumunda bir dengeye kavuşmuş değildir. kısa sürede de kavuşacağa benzemiyor. ya kadın erkek arasına bulutlara kadar duvarlar örülür, yada tüm sınırlar kaldırılır. galiba ikisinin ortasını yakalamalı |
Konuyu Toplam 7 Kişi okuyor. (0 Üye ve 7 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Kadın mısın yoksa Erkek mi? | enderhafızım | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 16 Aralık 2013 15:14 |
Kadın-Erkek Birbirine Eşit midir? Kadın ile erkek eşit midir? | KuM TaNeSi | Soru Cevap Arşivi | 3 | 16 Mart 2013 22:02 |
Bir Kadın Kocasının Erkek Kardeşi Ile Yalnız Kalabilir Mi? | MusabBinumeyr | Evlilik-Nikah Konuları | 0 | 28 Mayıs 2012 00:19 |
Evlilikte kadın gül olursa erkek bülbül olur | MERVE DEMİR | Evlilik-Nikah Konuları | 0 | 13 Nisan 2009 23:32 |
Kadın ile erkek arasında caiz olmayan durumlar nelerdir? | KuM TaNeSi | Soru Cevap Arşivi | 0 | 09 Nisan 2009 02:12 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|