|
Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi: 29 Ağustos 2007 (03:31), Konuya Son Cevap : 18 Ocak 2012 (09:35). Konuya 8 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
29 Ağustos 2007, 03:31 | Mesaj No:1 |
ÖZÜR DİLEMESİNİ BİLMELİ İNSAN ÖZÜR DİLEMESİNİ BİLMELİ İNSAN Nefis ateş, kalp su gibidir. Nefis kızınca harareti yükselir; ona kızgın bir nefisle karşılık verilince de ateşe ateş katılmış olur. Bu durumda iki nefis.de azar ve kontrolden çıkar. Alevlenen ateşin nereyi yakacağı bilinmediği gibi öfkeli insanın da ne yapacağı kestirilemez. Bazen insan pireye kızıp akıbetinin ne olacağını düşünmeden yorganı yakar. Öfkeyle yapılan bu hareketin sonunda yorgan yanmış, pire kaçmış, adam ortada kalmış olur. Eşler arası tartışmalarda bey kızıp sesini yükseltince hanım susmayı tercih ederse, bey daha fazla alevlenmeden söner. Fakat hanım da heyecanlanıp sesini yükseltirse, bu defa bir adım geri atıp sükûneti tercih etmek beye düşer. Eğer bey eşinin tavrı nedeniyle hepten kontrolü kaybedip sesini yükselterek kadını bastırmaya çalışırsa, kavga başlamış olur. Böyle bir kavgada sevinen tek taraf şeytandır. Bu tür kızgınlık anlarında taraflar geri adım atmalı, susmalı, hatta birbirlerinden özür dilemeli. (Semerkand Aile Dergisi‘nden) | |
Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... | Videolar/Slaytlar | Medine-web | 1 | 2913 | 23 Ağustos 2013 00:41 |
İran Emperyalizmi | Makale ve Köşe Yazıları | Medine-web | 6 | 3663 | 26 Ocak 2013 22:53 |
gerekli gereksiz bir şiir.. | Makale ve Köşe Yazıları | MERVE DEMİR | 0 | 3306 | 06 Aralık 2012 10:48 |
olmamış kayınbiradere mektup :) | Komik Paylaşımlar | Allahın kulu_ | 10 | 7882 | 03 Kasım 2012 23:19 |
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür | Makale ve Köşe Yazıları | Esadullah | 11 | 7357 | 02 Ekim 2012 21:16 |
29 Ağustos 2007, 03:33 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: ÖZÜR DİLEMESİNİ BİLMELİ İNSAN Özür dilemesini bilmek Özür diledikçe nefretin ve öfkenin sonsuza bölündüğünü, böylece dargınlıkların limit sıfıra giderken yok olduğunu fark edebilmektir.. |
29 Ağustos 2007, 03:47 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 90 Üyelik T.:
21 Ağustos 2007 | RE: ÖZÜR DİLEMESİNİ BİLMELİ İNSAN Özür dilemek erdemdir. Herkesin de yapabileceği birşey değildir. Efendim (s.a.v.), kızı Fatıma'yı evlendirirken şöyle nasihatta bulunmuştur : " Kızım, kocan kızdığı zaman gözünün önünde çok fazla durma, oradan dışarı çık. Ne zaman siniri geçerse o zaman yanına gel..." |
29 Ağustos 2007, 03:52 | Mesaj No:4 | |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: RE: ÖZÜR DİLEMESİNİ BİLMELİ İNSAN Alıntı:
evet duymuştum bunu hatırlattığın için sağol iklimya bir hadisi şerifte; (Özür dilemek üzere gelen din kardeşiniz, niyetinde samimi olmasa da, özrünü kabul edin.) (Hakim) denilmektedir. | |
08 Aralık 2007, 16:26 | Mesaj No:7 |
Cvp: ÖZÜR DİLEMESİNİ BİLMELİ İNSAN
Taberani Enes’tenmerfu olarak tahric etti: Üç şey iman ahlakındandır. Kızdığı zaman, kızgınlığı kendisine batıla girdirmeyen kimse, hoşnut olunca hoşnutluğu kendisine haktan çıkarmayan kimse gücü yettiği halde kendisini ilgilendirmeyen şeyi yapmayan kimsedir. "Gadap (kızgınlık) şeytandandır. Şeytan ise ateştendir. Su ateşi söndürür. Sizden birisi kızdığı zaman abdest alsın." Atalarımız: “Öfkede akıl olmaz.” demişler. Kimse deli durumuna düşmemelidir. Olgun olmalı, soğukkanlılığını kaybetmemelidir. Cahiller her esen rüzgarla çatışmaya kalkarlar. Hiddet yerine hilim seçilmelidir. Sakin olmalı, serin kanlılığı korumalıdır. Öfkelenilmesi ve kızılması gerekenlere elbette kızılmalıdır. Zira Allah düşmanlarına kızmayanları Allah cehennem ateşiyle kızdıracaktır. Öfkemiz ve kinimiz birbirimize karşı değil, Allah düşmanlarına karşı olmalıdır. [SIZE=2] Nefis mücadelesi, düşmanla yapılacak mücadeleden zordur. Öfkelenmek müslümanları birbirine düşürür, parçalar, kişiyi pek çok zararlara sokar. Kızacaksak, İslam düşmanları ve kendi kusurlarımız yeter! Gerçek pehlivan, öfkesini yenen ve nefsine hakim olandır. İslam dini, nefse hakim olmayı, öfkeyi yenmeyi bir cihad olarak görmüştür. Öfke gibi nefsin galeyana gelip, engel tanımaz bir nitelik kazandığı öfkeyi yenip, nefse hakim olmak, kuvvetli bir insanı güreşte yenmekten daha zordur. İşte gerçek yiğit, gerçek pehlivan, öfkesini yenen ve nefsine hakim olandır. [JUSTIFY][/JUSTIFY] | |
08 Aralık 2007, 16:31 | Mesaj No:8 |
Cvp: ÖZÜR DİLEMESİNİ BİLMELİ İNSAN
Bana yazarak, kendini çok günahkâr görüp, artık varlığından utandığını, Rabbinin karşısına çıkmayı da iki yüzlülük gibi gördüğünü söyleyen kardeşlerim var. Bu kardeşlerimi ümide davet ediyorum; Allah’ın rahmetinden umut kesmemeleri gerektiğini hatırlatıyorum. Unutmayın ki, bu konuda kimse kimseden daha aşağıda ya da yukarıda değildir. Defterlerimiz açılmadan “iyi” ya da “kötü” olduğumuza karar veremeyiz. Çünkü kimse kimsenin gerçekte işlediği günahı bilmiyor; herkes hataları konusunda kendisine sırdaştır. Öyleyse, kendimizi çok günahkâr bilme halini umutsuzluk sebebi değil, Rabbin af dergâhına daha çok yakınlık kazanma fırsatı olarak görelim. “Senden başka kime gideyim ki..” çaresizliğini ancak o utanç ve pişmanlık halinde yaşarız. Çarenin yalnız O’nda olduğunu içten içe bilme halini samimi tazarrularımız için, gözü yaşlı yakarışlarımız için başlangıç eyleyebiliriz. Böylesi günahların ağırlığının bizi O’nun dergahına götürmesi, hiç günahsızlık sandığımız şımarıklık hallerinden daha hayırlı olabilir. Sonunda kibir ve kendini beğenmişlik üreten bir hatasızlık, bizi mahcup eden, kusurumuzu itiraf ettiren bir hata Rabbimize daha doğrudan bir yakınlık vesilesi olabilir. *** Tövbe etmek özür dilemektir. Rabbimizin ancak biz insanlara takdir ettiği bir nasiptir özür dilemek. Belki de meleklerden üstün olabileceğimizin sırrı burada saklıdır. Çünkü, melekler hiç hata etmedikleri/edemedikleri için özür dilemeleri gerekmez. Şeytan ise hatasını hata olarak kabullenmediği için özür dilemez. Ancak insan, hata eder, hata ettiğini kabul eder, özür diler. *** Özür dilememizin Rabbimizce hoş görülmesi, çokça hata edelim de çokça özür dileyelim şımarıklığını da beslememeli. Artık olmuş bitmiş günahlardan, omuzumuzda pişmanlığını ağır bir taş gibi taşıdığımız hatalarımızdan söz ettiğimizde, hoşnut olunan özürden söz edebiliriz. Yani, geçmişe doğru özür dileriz. Geleceğe doğru özürler saklayarak, günahlar planlayamayız. Ki gelecekte yapmamaya azmetmek, karar kılmak, geçmişe dönük özrümüzün de içtenlik göstergesidir. Yoksa, rahmete güvenip de günah işlemiş oluruz. Geçmiş günahlarımız için rahmete sığınmalıyız ama rahmete sığınıp gelecek günahlara niyetlenmemeliyiz. *** Rabbimizin hatalarımızı ve kusurlarımızı affetmesi, günah ve isyanlarımızı bağışlaması O’na ibadet yollarımızı açık tutmak içindir. Yüzümüzü rahmetine ve bağışlayıcılığına dönük tutmak içindir. Üstelik Rabbimiz bizi affetmekle kalmıyor, bize hatalarımıza rağmen yine şefkat ediyor, merhametini gösteriyor; sanki hiçbir şey olmamış gibi bizi sevmeye devam ediyor. Bize darılmıyor, bizi gözden çıkarmıyor, bizi kendisinden uzaklaştırmıyor. Yoksa, O’na ibadet etmeye yüzümüz tutmaz, O’nun rahmetinden ümidimizi keser, huzuruna varmaya utanırdık. Tövbenin varlığı ve Rabbimiz katında hoşnutlukla karşılanması, bize eşsiz bir nezâketle şunu hatırlatıyor: Rabbinize pişmanlığınızı arz ettiğiniz sürece, Rabbinizden rahmet umduğunuz sürece, O’na giden yolları açık tutarsınız. O tövbe etmenizi sever, size çok merhamet eder. Rabbiniz sizden günahsızlık beklemiyor, ancak içten özürler bekliyor. Sizi O’ndan uzaklaştıran günahınızın çokluğu değil, özrünüzün yokluğudur. *** İnsan kendi günahını başka herkesten iyi bilir. Başkalarının günahlarına kendi günahımız kadar aşina değilizdir. Öyleyse en çok günahkâr bildiğimiz kişi kendimiz olmalıyız. Şüphesiz Allah kendi günahlarımızı kendi bildiğimizden daha iyi bilir; O’ndan bir şey saklayamayız. Allah ki rahmet sahibidir; rahmeti gereği kusur işleyip yine kendisine dönmemizi ister. Kendimizi hiç günahsız sanmamızdansa, hatamızı bilip pişmanlık ve gözyaşıyla O’na dönmemiz O’nu daha çok hoşnut eder. Şu halde, günahlarımızı en iyi bilen, günahlarımızı bilmemizden hikmetiyle hoşnut olan Rabbimize dönüp O’ndan af dilemeliyiz. Ne kendimizi masum zannedip O’nun affına muhtaç olmadığımızı sanalım, ne de kendimizi çok günahkâr bilip O’nun affından ümidimizi keselim. | |
18 Ocak 2012, 09:35 | Mesaj No:9 | |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | Cevap: RE: ÖZÜR DİLEMESİNİ BİLMELİ İNSAN Alıntı:
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
KENDİMDEN ÖZÜR diliyorum... | GÖKCEN_AZRA | Gönülden Dökülen Nağmeler | 7 | 16 Eylül 2022 16:16 |
Özür Dilemek Erdemdir... | Aysima | Makale ve Köşe Yazıları | 4 | 09 Şubat 2017 23:58 |
Asıl Özür, Gönüldedir | Nesli_Nur | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 08 Mayıs 2013 09:44 |
ABD'de Başörtülü öğrenciye özür!! | TÜRKcan | Tesettür Konuları | 1 | 05 Eylül 2008 04:58 |
özür dilemek... | NUR | Soru Cevap Arşivi | 5 | 06 Kasım 2007 11:28 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|