|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Mevlüt HÖNÜL,Açılış Tarihi: 03Haziran 2010 (01:01), Konuya Son Cevap : 03Haziran 2010 (01:06). Konuya 8 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
03Haziran 2010, 01:01 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 18779 Üyelik T.:
20 Mayıs 2012 | Günümüz İSLAM aleminde içi Boşaltılmış ZİKR kavramını ele alalım/Mevlüt Hönül Günümüz İSLAM aleminde içi Boşaltılmış ZİKR kavramını ele alalım/Mevlüt Hönül O(Aklını kullanan) kişilerdir ki ayakta otururken yan yatarken Allah'ı anarlar ve göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler:Ey Rabbimiz! Sen bunu boşu boşuna yaratmadın!Senin şanın yücedir. Bizi ateşin azabından koruyuver! (Ali İmran 191) Sonra da namazı tamamlayınca artık Allah'ı ayakta oturarak yan yatmışken anın Sonra sükunet bulduğunuzda da namazı tam bir biçimde yerine getirin Namaz müminler üzerine vakitlenmiş bir farz olmuştur(Nisa 103) Ey inananlar! Toplantı günü namaz için çağrı yapıldığı zaman Allah'ı anmaya koşun,alış verişi de bırakın.Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.(Cuma 9) Ve Allah'ın mescitlerini, içlerinde Allah'ın adı anılmasın diye engelleyen ve onların yıkımı için uğraşan kişiden daha zalim kim olabilir!Böyleler inin, o mescitlere girmeleri ancak korka korka olacaktır.Onlar için dünyada bir rezillik vardır.Bunlar için ahirette de büyük bir azap vardır.(Bakara 114) Kitaptan sana vahy edileni oku ve namazı da kıl. Şüphesiz ki namaz, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki Allah'ı anmak daha büyüktür. Allah yaptığınız şeyleri bilir.(Ankebut 45) ZİKR sözcüğü genelde Türkçeleştirilmeden Arapça ismi ile aktarıla gelmiştir. Bunun böyle gelmesi sonucu Dini tahrif eden kesimler tarafından istedikleri şekilde yorumlanarak kullanılmıştır.Bu kullanıma uygun cahil halk arasında ZİKİR HALKALARI ZİKİR ŞEKİLLERİ ZİKİR ALETLERİ ,Bazı tarikat şeyhlerinin müritlerin vücutlarına ŞİŞ Müritlerine FLORESAN yedirme,Müritlerin kafasına ŞİŞ çakmalar,Küçük çocukların dillerine ŞİŞ batırmalar vs Hurafeler. Sözde ZİKR yapıyorlar! İSLAM adına bürünerek yapılan Hurafeler, İSLAM’A en büyük zararları vermektedir.Peygamber ve Ashabının yaşam şekillerinde olmayan yalan yanlış bilgiler sunarak,Cahil toplum üzerinden rantlarını sağlamaktadırlar.ZİKR kavramının yanlış algılandığının farkında olan İSLAM düşmanı güçler binlerce senedir sürdürdükleri faaliyetleri ile Müslümanların daha fazla uyuşturulmalarını,daha çok perişan edilmelerini, daha derin bir sapkınlığa düşürülmelerini sağlamaya çalışmışlardır.Bilerek ya da bilmeyerek bu istismara alet olanlar,bu Hurafelerin faziletlerini anlatan kitaplar yazarak bunları Müslümanlara satmışlardır.KURAN'ın birçok ayetinde ZİKRULLAH (Allah'ın anılması) olgusundan bahsederken bu tür Ayinler İSLAM’A ters uygulamalardır. Allah kuluna yetmez mi? Seni ondan başkasıyla korkutuyorlar. 39- Zümer Suresi 36 Gelenek,Hurafe ve Bidatları Putlaştıranlar taklidi daima üstün tutup Taklidi İmanı benimseyenler gibidirler. "Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır." (Enam 153) İbn Abbas'tan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "İnsanların başına öyle bir zaman gelecek ki bid'ati icad edecekler, sünneti öldürecekler. Hatta o kadar ki bidatler dirilecek, sünnetler ölecek." (el-Meârif, 123; Takrîb, 1/425; Tezkiratu'l-Huffâz, 1/40; el-Cerhu ve-t-Tadîl, 5/116; Siyeru A'lâmin-Nubelâ, 3/331) Şimdi sorayım Zikr adı altında yapılan bu bidatler Sünneti öldürmemişmidir? İslam dinini en iyi anlayıp bizlere aktaran Peygamber efendimiz ve sahabeleri Ayeti kerimlerde verilen mesajları günümüz Tarikat,Cemaat tekke vs oluşumlar gibi algılamayıp o tür uygulamalarda bulunmamışlardır.Zikri belirli bir sayı gibi görüp tekrarlama işini yapmamışlardır.Yani tarihi kaynaklara baktığımızda Günümüzde ZİKR adı altında yapılan uygulamalar onların hayatlarında yoktur daha sonradan icat edilmişlerdir.Peygamber efendimiz ve yarenlerinin hayat tarzları ve ömürleri İlim öğrenerek Allah için mücadele ile geçirmişlerdir.Zikrullah günümüzdeki anlaşılan tarzda değil yani dil ile Belirlenen sayılar adedince kelimeleri tekrar etmek değildir. Tam aksine ALLAH’IN bizlere bahşetmiş olduğu nimetleri düşünüp ALLAH’A karşı olan sorumluluklarımızı hakkıyla yerine getirmektir,eksiklerimizi bilerek verdiği nimetlere nankörlük etmiyerek Daima ALLAH’A şükrederek Bizden istemiş olduğu İlayı kelimetullahı Yeryüzüne hakim kılmaktır. Peygamber ve Sahabe hayatına baktığımızda Hiçbiri yerinde oturup tesbihler çekerek dinin yayılmasını beklememişlerdir.Kendileri bizzat ALLAH’IN dininin yayılması için Mücadele etmişlerdir.Günümüzde ise yerinde oturarak Suya sabuna dokunmayan zihniyetler Allah’ın dininin hakim olmasını bekliyorlar bu Bekleyişleri ancak bir kuruntudur,Kendilerini kandırmaktır.
__________________ “...Kendinizi satmayınız. Hür, özgür insanlar olunuz, kendini satan satıcılardan olmayınız” İmam HÜSEYİN (a.s) |
Konu Sahibi Mevlüt HÖNÜL 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Seküler Cemaat-Tarikatlar ve Modern Kölelik | Makale ve Köşe Yazıları | AlimOğlu | 47 | 20916 | 16 Eylül 2016 00:11 |
Akletmez misiniz? Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | Mevlüt HÖNÜL | 0 | 2627 | 18Haziran 2016 02:59 |
İRTİCA’YA KARŞI İSLAM / Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | Yitiksevda | 4 | 2235 | 22 Şubat 2016 23:34 |
Mü’min Kime Derler? /Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | Mevlüt HÖNÜL | 0 | 1863 | 26 Ocak 2016 23:38 |
Allah’ın Hükmüne Meydan Okuyanlar/ Mevlüt Hönül | Makale ve Köşe Yazıları | 3 | 2335 | 10 Mayıs 2015 23:35 |
03Haziran 2010, 01:02 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Soru 1 : Bir şeyin daha sonradan icat edilmesi ; Peygamberin hayatında olmaması o şeyi hayattan dışlamayı gerektirir mi ? Soru 2 : Bir insan bir ayeti zikrederek , o ayetin etki alanına ruhunu alamaz mı ? Soru 3: Sana tuhaf gelecek ama canının çok acıdıgı bir an'da, zamanda, mekanda, ısrarla resullaha salavat getir ve bir süre sonra hiç birşeyinin kalmayacağını göreceğini sana iddia ederim dersem ne dersin ? Ayrıca konu ila alakalı Şahsi Görüşüm : Peygamberimiz (s.a.), "...Her bid'at sapmadır, her sapma da Cehennem demektir" buyuruyorlar. Örneğiin ; 4444 Tefrîciyye veya 41 Yâsîn gibi belli saylarda okunan dualar, zikirler, salavât, âyetler ve sureler hakkında (namazlardan sonra 33 adet olarak söylenen tesbîh, tahmîd ve tekbîr gibi pek az müstesna tutulursa) emreden, tavsiye eden bir nas yoktur. Müslüman istediği kadar Tefrîciyye diye anılan salavât veya Yâsîn suresi okuyabilir. "Bunu şu kadar okumak sünnettir, farzdır, dinin emridir..." derse veya böyle inanırsa bid'at gerçekleşir. Böyle bir inanç olmaksızın, şahsî veya başkasının tecrübesine dayanarak "Bu kadar okumanın şuna faydası oluyor, oldu" der, okur ve tavsiye ederse bu bid'at olmaz ve sakıncası da bulunmaz.
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
03Haziran 2010, 01:02 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 |
Soru 1 : Bir şeyin daha sonradan icat edilmesi ; Peygamberin hayatında olmaması o şeyi hayattan dışlamayı gerektirir mi ? Bidat" kelimesinin anlamı: geçmişte örneği olmaksızın bir şeyi bulup çıkarmak demektir. Bidat Peygamber efendimizin Bizlere emrettiği İbadet şekillerine benzerlik adı altında Sonradan icat edilmiş olan ve Dini vecibe olarak sunulan hal ve hareketlerdir.Yani kısaca açıkliyim Peygamber efendimizin bizlere emrettiği şeyler yetmiyormuş gibi sonradan dine eklemeler Kanımca kendini peygamber üstü görmedir.Kuran ve Peygamber efendimizin bizlere bildirdikleri zaten hakkı ile yapılacak olursa Sonradan icat edilmiş olan Bidat'ler hiçte gerek yoktur Dışlanması daha evladır. "Ey iman edenler! Allah'ın size helâl kıldığı iyi ve temiz şeyleri (Siz kendinize) haram kılmayın ve sınırı aşmayın. Allah sınırı aşanları sevmez (Maide: 87) Peygamber efendimiz Şöyle buyurmaktadır: "Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir." Bu emirler var iken Allah'ın helal kıldığı bir şeyi yapmaktan kendisini alıkoyan Peygamber efendimizin sünneti dışına çıkmaktadır.Sünnet dışı bir şeyi sırf dindarlık adı altında yapmak Bidatçiliğin ta kendisidir.Böyle bir şeye müracaat etmek Kuran'ı ve Peygamberi yetersiz görmek olur. Peygamber ve ashabı döneminde olmayan topluca tek bir ağızdan zikir yapmak ve Resulullahın doğduğu günü bayram yapmak gibi sonradan eklemeler. Örnek olarak Peygamber ve ashabı döneminde olmayıp sonradan icat edilen Şaban ayının 15. günü devamlı oruç tutmak ve o geceyi ibadetle geçirmek gibi. Zikir adı altında Allah'ın İslamında Resulullahın sünnetinde olmayan uygulamalar Bidattir Hurafedir.... |
03Haziran 2010, 01:03 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bir şeyin resullah döneminde yapılmamış olması , sonradan ortaya çıkmış olması her şeyi bid'ate götürmez !.. Örneğin hatim indirmek sonradan çıkmıştır ama hatim indirmek bid'attir diyemezsiniz. Resullah zamanında hatim indirmek yok idi ; çünkü zaten olamazdı. 23 yıl boyunca indi kur'an. bu bir örnek teşkli etmeli. Daha bir sürü örnek verebilirim bu cevabına abi .
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
03Haziran 2010, 01:04 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 |
Soru 2 : Bir insan bir ayeti zikrederek , o ayetin etki alanına ruhunu alamaz mı ? Zaten bize emredilen de Allah'ın zikrini yani kuranı anlayıp idrak etmek. Akletmezmisin hitapları Bizlere Ayetleri Zikretmek içindir Zikirde anlayıp yaşamadır.Yoksa saatlerce Ha hu çekmeler değildir.Cezbeye girerek Şuurunu kaybetme değildir.Saatlerce allah allah demek değildir.Kuranı anlayıp Eyleme dökmektir.Yok bin tane la ila he illalah çek cenneti garantile varmı böyle bir mantık o zaman Allah yolunda ömürlerini vermiş insanlar neden o kadar zahmete katlansınki bu kadar kolay yol varken.Bu tür yaklaşımlar İslamı dejenere etmektir. Soru 3: Sana tuhaf gelecek ama canının çok acıdıgı bir an'da, zamanda, mekanda, ısrarla resullaha salavat getir ve bir süre sonra hiç birşeyinin kalmayacağını göreceğini sana iddia ederim dersem ne dersin ? Allah'ın lütfudur derim Allah isterse hesapsız verir derim. Ayrıca konu ila alakalı Şahsi Görüşüm : Peygamberimiz (s.a.), "...Her bid'at sapmadır, her sapma da Cehennem demektir" buyuruyorlar. Örneğiin ; 4444 Tefrîciyye veya 41 Yâsîn gibi belli saylarda okunan dualar, zikirler, salavât, âyetler ve sureler hakkında (namazlardan sonra 33 adet olarak söylenen tesbîh, tahmîd ve tekbîr gibi pek az müstesna tutulursa) emreden, tavsiye eden bir nas yoktur. Müslüman istediği kadar Tefrîciyye diye anılan salavât veya Yâsîn suresi okuyabilir. "Bunu şu kadar okumak sünnettir, farzdır, dinin emridir..." derse veya böyle inanırsa bid'at gerçekleşir. Böyle bir inanç olmaksızın, şahsî veya başkasının tecrübesine dayanarak "Bu kadar okumanın şuna faydası oluyor, oldu" der, okur ve tavsiye ederse bu bid'at olmaz ve sakıncası da bulunmaz. Yağmur kardeşim bizlerin ana gayesi öncelikle Kuran ve Peygamber'den olanları almak ama bu saydığın şeyleri Menfaatsiz sırf Rabbine ulaşma vesilesi adı altında bir yaklaşım ile yapılırsa zararsızdır yani,Neticede güzel bir şekilde dua etmedir.Sorun şurda bu tür şeyleri Dini bir vecibe imiş gibi algılayarak bazı kesimlerde dayatıldığı gibi bunları terk eden belaya musibete düçar olur gibi yaklaşımlar ile yanaşılması faydasından çok zarara sebebiyet verir.Bunları mal mülk kişisel istek ve arzuları kazanma gayesi ile yapmak ZİKRİN ruhuna terstir Çünkü ZİKİR kul ile Allah arasındaki bağları kuvvetlendirmek içindir.Salavat getirmek hususunda değineceğim benim bilidiğim Kurana göre salavat Allah'ın dinine yardımcı olmaktır. |
03Haziran 2010, 01:05 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]Değerli abim bak ; dediklerin çöpe atılacak sözler değildir. Lakin eksiktir, tek uçludur , geniş düşünmemektir. Zikir meselesinin iki yönü vardır. Buradan hareketle birkaç noktaya değineyim : 1: Kuran'ın kendisi zaten zikirdir. Katılıyorum. Zikrin manası Kuran'ı anlamak, yaşamak, onu hayata geçirmek için HAREKETE GEÇMEK'tir. 2: Benim görüşümde zikir , cennet garantisi asla değildir. Belli bir sayıda zikir çek cenneti garantile diye bir PAZAR / lık asla olamaz. Öyle birşey olsaydı, zikir=cennet garantisi olsaydı eğer , o zaman her türlü haltı yiyip, onun bunun kızına karısına göz diken, onun bunun malını gasp eden,üzerine yatan, yetim hakkı gözetmeyen, insanlıktan nasibini alamamış afedersiniz onca şerefsizin de o zikirlerle üç günde cenneti garantilemesi gerekirdi .Oysa Rabb adalet sahibidir. Senin ısrarla vurgulamaya çalıştığın budur. Ki dediğim gibi söylediklerin çöpe atılacak şeyler değil. Zaten İNSAN SEVDİĞİNE GÖTÜRDÜĞÜ ŞEYİ SAYAR MI YAW!... 3: Ammaaaaaa anlatamadığın, üzerinde durmadığın başka yönleri de var zikir kavramının. Örneğin zikir, kul ile Allah arasında bir bağdır. Zikir kalbi çalıştırır. Bilnçsiz yapılsa dahi zikrin insan hayatında çok ciddi etkileri vardır. Gidin meyhaneye, içki içen, ama evrensel doğruların ( zina yapmayacaksın, kimsenin malına karısına asılmayacaksın , yalan söylemeyeceksin hırsızlık yapmayacaksın vb. kurallarına uyan yani özünde kirli olmayan ) bir adama diyin ki ; abi sen içkini gene iç, ama şu zikri de tekrar et, bu adamın o zikrin etkisi ile bir süre sonra meyhaneye ayak basmadığını görsen şaşırma !.. Bunu iddia ediyorum yani bu kadar açık net !.. Bu şaşırtıcı ama gerçektir. Yani şunu demek istiyorum, bir insan en diplerde dahi olsun, anlamını bilmediği bir zikri yapsın , boş boş allah allah desin , la illahe ilallah desin, bu zikrin etkisi ile en diplerden en tepelere çıkabilir... 5: Sen bizlerin gayesinden bahsediyorsun, ben de bizlerin gayesinden bahsediyorum. Sen bunların DİNİ BİR VECİBE gibi yapılmasına karşı duruyorsun, Ben de bunların İNSAN HAYATINDA SAĞLAM BİR İP GİBİ KALPLERİ SARDIĞINDAN Bahsediyorum.. Bir nevi ALLAHIN İPİNE YAPIŞMAK gibi... Mesela demişsin ki ; bazı kesimler bu zikri yapmayınca belaya musibete uğrar şeklinde dayatılıyor insanlara diyorsun. Ben de diyorum ki, İNSANLAR O ZİKİRLERLE ALLAH İLE ARASINDAKİ BAĞI KORUYOR. YANİ ALLAHI GÖRÜYOR. Senin dediğin şekilde o zikri yapmadıgında başına bela gelmez, araba falan çarpmaz,çocugu falan ölmez. Ama başka türlü bir bela gelir.... Haydaa diyeceksiniz şimdi . Evet doğru duydunuz. Başka türlü bir bela gelir , İNSANIN ALLAH İLE ARASINDAKİ ZİKİRLE / KALPLE oluşan o bağ KOPAR !...O BAĞIN KOPMASINDAN BÜYÜK BELA OLUR MU İNSANA SORARIM SİZE !...Örneğin La illahe İllallah en büyük zikirdir. Bu insanın allahı görmesidir. Her anında ALLAH ile olmasıdır. Çarşıda pazarda, içeride dışarıda, yatarken, yürürken, KALBİN UYANIK OLMASIDIR. Bu durumda , sen öyle eksik dediğin zaman, bu yazışmaları okuyan arkadaşlar bu kez zikir meselesine kuşkuyla yaklaşacaklar. Acaba'lar oluşacak zihinlerinde, öte yandan iblis bunlara şöyle fısıldayacak : bak gördün mü zikir çekmek boşş şey demiştim sana diye soldan yaklaşacak. Eee zayıf yaratılşlı olanlar da buna kanacaklar. Bir kısmı zikirden vaz geçecek .. Yani yaz artık geri kalan senaryoyu.... İnsan bir şey yapacağı zaman o iş için bilgi toplar, kendini bu alanda yetiştirir. Kul olarak ibadete / zikre dahi başlayacaksak bunun kuralı nedir diye araştırıp öğreniriz. Kişi aşçı bile olsa, tarifini bilmediği yemeği yapmaya kalkışırsa o yemek yenmeyecek kadar tatsız olur. İbadet de / zikir de böyledir. Ne yaptığını, niçin yaptığını bilmediğin ibadetin / zikrin lezzeti olmaz. Bunu da belirtmekte fayda var... Öyle işte abicim.. Bir olayın bir tek yüzü yoktur, çeşitli yüzleri vardır. Çeşitli yönlerden ele alınması gerekir .. Bize ne girecek, bizden ne çıkacak bunlara bakmak gerekir. Bir konuda reddiye yazarken, o reddiyenin nerelere gidebileceğini de hesaba katmadıgımızda , kestirip attığımızda sonuçları vahim olabiliyor vesselam.... dua ile...
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
03Haziran 2010, 01:05 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] mevlüt bey yazılan: ZİKR sözcüğü genelde Türkçeleştirilmeden Arapça ismi ile aktarıla gelmiştir. Bunun böyle gelmesi sonucu Dini tahrif eden kesimler tarafından istedikleri şekilde yorumlanarak kullanılmıştır.Bu kullanıma uygun cahil halk arasında ZİKİR HALKALARI ZİKİR ŞEKİLLERİ ZİKİR ALETLERİ ,Bazı tarikat şeyhlerinin müritlerin vücutlarına ŞİŞ Müritlerine FLORESAN yedirme,Müritlerin kafasına ŞİŞ çakmalar,Küçük çocukların dillerine ŞİŞ batırmalar vs Hurafeler. zikir halkalarının ortaya çıkma sebebi bidat değildir. “Resûlüm! Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını isteyerek dua (ibadet ve zikir) edenlerle birlikte bulunmaya candan sabret Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme” [ Kehf 18/28] Bu ayet indiği zaman Resûlulah (sav) Efendimiz, bu kimseleri araştırmak için mescide çıktı Mescitte zikreden bir topluluk buldu Bunlar elbiseleri eski fakir ve garip Müslümanlardı Onları görünce hemen yanlarına oturdu ve: ”Ümmetim içinde benim kendileriyle birlikte olmamı emrettiği kimseleri yaratan Allah’a ham dolsun” Buyurdu [ Taberi, Camiu’l-Beyan, İlgili ayetin tefsiri; İbnu Kesir, Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, V, 153; Suyuti, ed-Dürrü’l-Mensur, V, 381; Ebu Nuaym, Marifetu’s-Sahabe, III, No: 4634] Bu ne büyük bir tevazu ve edep örneğidir Elbette Allah Resûlü (sav) Efendimiz, kendileriyle birlikte olması emredilen kimselerden her yönüyle üstündü Fakat, Yüce Allah bu emirle önce onların oluşturduğu zikir meclisinin faziletini gösterdi Sonra, Efendimizin (sav) yüksek tevazusunu bize gösterip kendisini örnek almamızı istedi Ayrıca Efendimizin (sav) onların içlerinde bulunup kendilerini şereflendirmesi ve onlara feyiz vermesi için bu emri verdi Bir rivayette, Efendimiz (sav), mescitte zikredenlerin yanına gelerek: “Sizin üzerinize Allah’ın rahmetinin indiğini gördüm; ona sizinle ben de ortak olmak istiyorum” Buyurdular ve halkaya oturdular [ Suyuti, ed-Dürrü’l-Mensur, V, 382] Rasululah (sav) Efendimiz, bir defasında: “Cennet bahçelerine uğradığınızda, oralardan çokça istifade edin” buyurdu Ashab-ı Kiram: “Cennet bahçeleri neresidir?” diye sorduklarında, Rasul-i Ekrem (sav) Efendimiz: “Zikir halkalarıdır” buyurdu [ Tirmizi, Deavat, 82; Ahmed, Müsned, III, 150] Şu müjde de önemli: “Herhangi bir topluluk sırf Allah rızası için toplanıp Allah’ı zikrederse, görevli bir melek semadan onlara şöyle seslenir: “Günahlarınız affedilmiş olarak kalkın, hiç şüphesiz günahlarınız iyiliğe çevrildi” [ Ahmed, Müsned, III, 142; Ebu Ya’la, Müsned, VII, 167; Tabarani, el-Evsat, I, 85] Dolayısıyla zikir halkaları kurmak bidat değildir. Hadis kaynaklarında camide toplananların yaptığı zikir çeşiti açık ve net bi şekilde aktarılmamıştır. Bu sebeple çeşitli şekilde zikirler yapılmaktadır.İslami akidelere uygun olarak yapılan bu zikirler bidat değildir. Fakat zikir halkası adı altında mevlut beyn yazmış olduğu ''Bazı tarikat şeyhlerinin müritlerin vücutlarına ŞİŞ Müritlerine FLORESAN yedirme,Müritlerin kafasına ŞİŞ çakmalar,Küçük çocukların dillerine ŞİŞ batırmalar '' gibi uygulamalar sapıklıktan başka birşey değildir
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
03Haziran 2010, 01:06 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Rabbimiz inananlardan kendisini çokça anmalarını (zikir) ister (33/41). Seyyid Kutub bu ayetin tefsirini yaparken Allah'ı zikretme olayını şöyle açıklamakta: «Allah'ı anmak demek ona kalpten bağlanmak, sürekli olarak onun gözetimi ve denetimi altında yaşamaktır. Yoksa kuru kuruya Yüce Allah'ın adını tekrarlayıp durmak değildir. Kur'an Allah'ı anmak ile insanın geçirdiği bazı vakitler ve durumlar arasında bağ kurar. Amaç bu vakitleri ve durumları Allah'ı anmakla donatmak ve onunla ilişki halinde olma bilinci ile renklendirmektir. Kutub'un belirttiği gibi Allah'ı anma hayatın dışında bir olay olarak algılanmamalıdır. Allah'ın anmak demek onun emirleri doğrultusunda yaşamı düzenlemek demektir. Sonuç olarak : Zikir, ez-Zikr diye nitelendirilen Kur'an'ı okumak, düşünmek, öğüt almak ve yaşamaktır. Salat etmek zikirdir. Kur'an'ın hükümlerini uygulamak zikirdir. Yapmakla Allah'ın hoşnutluğunu kazanacağımız her eylem zikirdir. Zikretmek anlamadan, kurukuruya bir şeyleri tekrar etmek, vird haline getirmek değil, aksine zikri anlamak ve anladığımızı pratiklerle göstermektir.
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
03Haziran 2010, 01:06 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 |
Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma. (A'RAF 205) Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalbler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur. (RA'D 28) (Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kur'an'ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye. (NAHL 44) Ayeti kerimelerin çoğunluğunda ZİKR olarak Kuran geçmektedir ve Onu okuyarak düşünerek anlamamız emredilmektedir. Asa kardeşim benim orda değindiğim Hatalar sapıklık demiyorum Cehalet diyorum Urfada Rufai Tarikatının bire bir uygulamalarıdır Yani Allah'a ulaşma adına yapılıyor Belki gerçekten Niyetleri halis olabilir Yalnız ALLAH'IN bizden istemiş olduğu ZİKİR İBADET'İ böyle olmamalıdır. Asa kardeşim senin bakış acına saygı duyarım ,Öyle kabul etmek istersen senin görüşüne uygundur eleştirmem. Yalnız benim bu konudaki görüşüm Hadislerden Ziyade Kuran'i bir bakış açısıdır.Günümüz İslam aleminde hangi konuda olursa olsun kendini haklı gösterebilmek için Bir hadis bulmak o kadarda zor değildir. Şimdi senin vermiş olduğun Rivayetlerin aksine olanları buraya aktarabilirim lakin ne sana nede bana fayda vermez İkimize de fayda verecek Olan İlahi Kaynak KURAN ile bakalım: Kuran'ın bir zikir olduğu Zikrinde en büyük ibadetlerden olmasının önemi KALPLERİN ALLAH'I ANMA ile Mutmain olmasıdır,Bunu da KURAN'I anlayarak okumak ve Emir ve Yasaklarını hayatımıza aktarmak olduğudur.Yoksa saatler boyunca Allah'ın Yüce İsimlerinin bizlerden ne istediğini İDRAK edemeden tekrarlamanın Tek başına bir faydası olmaz Bizler İslama parçacı olarak değil bir bütün olarak bakabilmeliyiz:Tevhid derken Zühtü bir kenara bırakamayız Takva Derken Cihadı bir kenara bırakamayız bu şekil parçacı yaklaşımlar ile İSLAMI anlayamayız Bir bütüt olarak bakmalıyız.Önemli olan AKLEDEREK manasını bizden ne istediğini Kavrayarak ALLAH'I her durumda ZİKRETMEKTİR. Asa kardeşim Müslümanlar bir birleri ile uğraşmaktan ziyade ne sunabiliyorlar buna bakmalıyız Ameli salih hususunda neler yapıyoruz İnsanlığa faydalı olacak bir şeyler ortaya koyabiliyormuyuz Bir birimiz ile uğraşmaktan vakit bulamıyoruz .. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
İslam Aleminde Kan ve Gözyaşı Hiç Dinmiyor | nurşen35 | Serbest Kürsü | 0 | 16 Aralık 2019 20:30 |
İRTİCA’YA KARŞI İSLAM / Mevlüt HÖNÜL | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 4 | 24 Şubat 2016 00:08 |
İslam Dininde Ekoller (Mutezile-Şia-Ehli Sünnet-Vahhabi) /Mevlüt Hönül | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 30 | 28 Mayıs 2012 02:12 |
Sorguluyorum!!/Mevlüt Hönül | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 2 | 05Haziran 2010 22:40 |
İslam Dünyasında Adaletin Bozulma Süreci/Mevlüt Hönül | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 03Haziran 2010 01:01 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|