|
Konu Kimliği: Konu Sahibi KARAKÖSE,Açılış Tarihi: 22 Mart 2011 (12:26), Konuya Son Cevap : 25 Mart 2011 (22:48). Konuya 9 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
22 Mart 2011, 12:26 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | Müslümanlarda Amel Defterini Kapatmayan Haller Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL Müslümanlarda Amel Defterini Kapatmayan Haller Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL . Birçok sohbette duymuşsunuzdur. Ünlü bir hadis vardır, Bir mümin öldüğünde amel defteri 3 cihette kapanmaz. Bunlar; Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlattır. Peygamber efendimizin iyi insanı tanımlamaya çalıştığı bu hadis, ne yazık ki günümüzde kapitalist insana yorulmaktadır. Günümüzde sadaka kültürü dilencilik kültürü ile eşdeğer hale getirilmiştir. Sadakai cariye insanların faydalanabileceği hizmetlerken, günümüz insanı sadakadan, yanına yaklaşan dilencinin eline 10 kuruş sıkıştırmayı anlamaktadır ve dilenciyi aşağılarcasına sunduğu 10 kuruştan devasa sevaplar beklemektedir. Toplumsal ilişkilerden tutun kardeşler arasındaki ilişkilere kadar hizmet etme, yardımda bulunma ruhu dilencilik seviyesine indirgenmiştir. Çünkü kapitalist yapının nimet olarak tanımladığı sömürü dünyasında dolanan Müslüman, kendini nasıl kaybettiğinin farkında değildir. Bu kaybedişin etkisiyledir ki, tüm hayatını kapitalistleri mutlu etmeye adamıştır, köleleşmiştir ve yardım kavramını unutmuştur. Başka bir deyişle dünyanın modası gereği günümüz Müslümanının da lüks düşkünü ötekileşenlere dönüştüğünü, kariyerizm ve konforizm adına İslami hizmet ruhunu öldürdüğünü görüyoruz. Olurda bir şahıstan bir hizmet görülse bile, altında etiket edinme amacının sırıtışını şaşırmadan izleyebiliyoruz. Günümüzde ilim denince akla sadece para kazandıran ilimler gelir. Bugünün pozitivist düşüncesi bir taraftan bilim adamlarını kutsarken, diğer taraftan sahip olduğu bilimi kapitalizm yolunda harcamaktadır. Oysa ilimden kasıt hayatı kolaylaştıran ve insana daha kaliteli düşünce bahşedebilecek olan bilgidir. Düşünme, yargılama yeteneğini geliştirmeyen, özgürlüğe temel taşı olamayacak, sadece sömürü ve savaş için kullanılacak bilim hayırlı bir değer içermez. Günümüz müslümanı istifade edilen ilimden maddi kazanç getiren bilimi anlamaktadır. Yani hayırlı ilim çok para kazandıran ilimdir anlayışına kapılan günümüz müslümanı, sadece bu nedenle doktor olmayı çiftçi olmaya yeğ tutmaktadır. İnsanları sömüren bir doktor, bıçak parası gölgesinde yaptığı sohbette, hayat kurtarışını ileri sürerek büyük sevaplar ummaktadır ama çiftçi için aynı sevaplar söz konusu değildir. Ancak unutulmamalıdır ki, faydalı ilim hastalıktan ziyade sömürüden kurtaran ilimdir. Çünkü dünyanın hiçbir acısı sömürü kadar insanı helak etmez. Günümüzde hayırlı evlat çok para kazanan ve anne babasının millete hava atmasını kolaylaştıran evlattır. Hayırdan kasıt insan hayatını kolaylaştırma iken, hayırlı evlat duygusal ve ekonomik anlamda, ailesinin milleti sömürmesini kolaylaştıran evlat olarak değerlendirilmektedir. Şayet paralı bir meslek sahibi olmuşsanız, insanlar size muhtaç kalıyorsa ve ihtiyaç sahiplerini karşınızda ayaküstü, önü ilikli sonsuz bir saygı içinde bekletebiliyorsanız anne babanızın gözünde hayırlı evlatsınızdır. Evladın duasından anlaşılan ise mezarlığa uğrayıp oradaki kuran sömürücülerine arada bir Yasin okutmasıdır. Bir bütün halinde kapitalizm cehenneminin köleleri olmuşuz. Hz.İbrahim’in sömürüye karşı verdiği özgürlük mücadelesini, Hz.Musa’nın krallığa baş kaldırılışını, Hz.İsa’nın sevgi öğretisini, Hz.Muhammed’in ahlak ve adalet anlayışını sıradan sohbetlerin konusu olarak görüyoruz. Kayboluyoruz ve kaybediyoruz Kapitalist dünya bizi moda, magazin, kariyer, konfor ve bilim uzmanları üzerinden vurmakta ve ölümden sonra bile defterimiz sadece sömürüyü ve köleliği işleyecek şekilde açık kalabilmektedir. Bu nedenle kesinlikle peygamber kişiliklerini öğrenmenin gerekliliğini kavramalıyız. Din; peygamberlerin neyi, niçin ve nasıl başlattıklarının ilmidir, aksi savunulurda inanç kavramı bireysel ibadetlerle sınırlandırılırsa, din afyon olmaktan öteye geçemez . KARAKÖSE [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Konu Sahibi KARAKÖSE 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Müslümanlarda Din İşleri Müdürlüğü... | Makale ve Köşe Yazıları | KARAKÖSE | 0 | 1923 | 16 Mart 2012 16:51 |
Müslümanlarda Sahabe Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | Makale ve Köşe Yazıları | Yitiksevda | 6 | 3282 | 03 Ocak 2012 11:45 |
Müslümanlarda Hadis Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | Makale ve Köşe Yazıları | Medine-web | 22 | 8847 | 05 Ağustos 2011 10:04 |
Müslümanlarda Kuran Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | Makale ve Köşe Yazıları | Medine-web | 23 | 10140 | 20 Temmuz 2011 10:29 |
Müslümanlarda İman Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | Makale ve Köşe Yazıları | Yitiksevda | 4 | 2016 | 02 Mayıs 2011 10:36 |
22 Mart 2011, 12:35 | Mesaj No:2 |
Cevap: Müslümanlarda Amel Defterini Kapatmayan Haller Paradoksu
yeni nesilde sorgulama zihniyeti oluşmadıkça, daha çok paradoks yazılır.
__________________ İmanı olanın, imkanı tükenmez. | |
24 Mart 2011, 00:59 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 13548 Üyelik T.:
23 Mart 2011 | Cevap: Müslümanlarda Amel Defterini Kapatmayan Haller Paradoksu
Aslında bütün bunları kavrayabiliyoruz lakin yaşama dökmekte zorlanıyoruz, kendi etrafımızda dönüp duruyoruz. Kahrolsun Kapatilizm diyoruz ama 3 dakika sonra absürt bir şeyin cazibesine kapılabiliyoruz. Kavramak yetmez bilinçli kavrayış şart, sonra hale döküş ve daimlik=) Daim olalım ki , olalım ki salim .))
__________________ Düşündüğüm her şey Doğu’ya baharat götürmek gibiydi. |
24 Mart 2011, 11:04 | Mesaj No:4 | |
Cevap: Müslümanlarda Amel Defterini Kapatmayan Haller Paradoksu Alıntı:
Herhagi bir müslüman, sadaka-yı cariyede bulunacağım-bulunayım diye, Öyle her el açana ve dilenene kağıt para toka ederse bu kez sermayesini kediye yüklemiş olur ve kendisi el açma durumuna düşer ! Elbtteki bazı hatta birçok dilenene bozuk para verecek ve daha çok varsa muhtaç yakınlarına-değil de, kime verecek ? Bunun neresi eleştiriliyor anlayabilmiş değilim ! düşünceli000 | ||
24 Mart 2011, 20:35 | Mesaj No:5 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cevap: Müslümanlarda Amel Defterini Kapatmayan Haller Paradoksu
durhele arkadaşımız şunu demek istemiştir bence; malımızın en değerlisi,en kalitelisi zekat,kurban ve sadaka olmalı iken,habil kafalı olmak önerilirken,Allaha olan inancımızı ibrahimce kanıtlamamız gerekirken, çürük malı zekat,maraz hayvanı kurban,bozuk parayı sadaka vermek,kabil kafalı olmanın bir nevi inancımıza olan sadakatsızlığın simgesidir. haksızmı sizce ?
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. |
24 Mart 2011, 22:24 | Mesaj No:6 |
Cevap: Müslümanlarda Amel Defterini Kapatmayan Haller Paradoksu Sayın KARAKÖSEl'e... Kardeş yazınızda haklı sayılabilecek içerik ve eleştirler varsa da, genel olarak karamsar bir tablo ve yazı olması hasebiyle müslümanalrın amel defterlerinin kapanmamsına sebep olan unusrların paradoks şeklinde ifade edilmesi şık kaçmamış diye düşünüyorum. Çünkü, amel defgterinin kapnamamsına sebep olan bu hsusular sizin bahsettiğinizin haricinde ve arzu edilen şekliyle de vukubulmaktadırlar. Dolayısıyla amel defterlerinin kapanmaması için say-u gayret gösterenler, kazançlı ve kârda; bizler ise, bu çeşit amöellere parados dediğimizi için zararda ve ziyandayız. Şunu hiç bir zAman hatırdsan çıkarmayalım ki, insan için sadece ve sadece yaptıkları, ektikleri ve kalbinden dahi olsa geçirdiği ve işlediği iyilikler ve güzellikler vardır. Biz her halükârda iyilikler ve güzellikler yönünde bulunmay ve davranmaya gayret edelim diyorum. | |
25 Mart 2011, 15:41 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | Cevap: Müslümanlarda Amel Defterini Kapatmayan Haller Paradoksu
yakuti arkadaş; paradoks yani çelişki islamın kendisinde değildir elbette, islamın özü ile uygulanan geneleksel yada modernist (artık her ne dersek) inanç arasındadır. şimdi şöyle söyleyebilirsiniz, gelenek yada başka herhangi bir değeri islam sanmak onu islamlaştırmaz ve geleneğe yada moderniteye tapan kişi müslümanım dese bile müslüman olmuş olmaz.ancak bu sizin söyleminiz olur, dışardaki kalabalık o şekilde bakmıyor olaya. yani dışarda şeytan ile meleği aynı safata omuz omuza namaz kıldırabilen müslümanda var, her ikisini cehennemde ateşte yakan müslümanda. islam devletlerinin içinde bulunduğu utanılası durum bu eğilimin sonucudur. Ben paradoks diyorum, hatta bu günkü inancın kendisi başlı başına bir çelişki ve paradoks yumağıdır. eğer bu gün içinde bulunduğumuz durum çirkin ise, ki aksini iddia eden birine deli gözüyle bakılır, o zaman inancımızda bir çelişki vardır demektir. dikkat ederseniz islamda bir çelişki vardır demiyorum günümüz müslümanının inancında bir çelişki vardır diyorum. müslüman islama inanan kişi değilmi diyebilirsiniz. ancak birde inandığını zanetme ve islamı kendi inandığına uydurmaya çalışma olgusu vardır ve bu olgu zararın taa kendisidir zaten. yani kısacası bir dilenciye bozukluk uzatmanın verdiği "ben ne iyi adamım" hissi bir çelişkinin ifadesidir. mesela bir örnek vereyim; Hz. Ömer bir gün sırtında bir torba ile pazarda dolaşıyor, insanlar halife Hz. Ömeri şaşkınlıkla izliyorlar. derken sonra olay anlaşılıyor, Hz. ömer kendi nefsinde bir kıpırdanma hissi olduğunu sezmiş, nefsi ona büyük bir hükümdar olduğunu, fetihler yaptığını fısıldamıştı.bunun üzerine Hz. Ömer, inancı ile içinde uyanmaya çalışan nefsi duygu arasında paradoks yaşamamak adına vurmuş torbayı sırtına ve nefsini hizaya getirmiştir. Hz.Ömeri, bu olayında çelişkiyi uyanma hissinde iken ortadan kaldırma iradesi içinde görüyoruz. çünkü bu hissin önünü kesmeseydi, bu gün sahip olduğumuz inanç gibi paradoksal bir inancın sahibi olacaktı. |
25 Mart 2011, 16:26 | Mesaj No:8 | |
Cevap: Müslümanlarda Amel Defterini Kapatmayan Haller Paradoksu Alıntı:
Olaylara karamsar bir bakış tarzıdır. Bence böyle bir hâl müslümanlara yakışmaz. İyimser ve hüsn-ü zan içinde olmalıyız. Unutmayalım ki, bize başkalrından veya idaresi altnda bulunduğumuz devletten sual edilemeyecektir. Biz kendi ailemizden, nefismizden ve çocuklarımızdan sorumluyuz. Bu alanın dışına bizi çıkartanlara fırsat vermemeliyiz. | ||
25 Mart 2011, 16:59 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | Cevap: Müslümanlarda Amel Defterini Kapatmayan Haller Paradoksu
karamsar olduğum doğrudur, başka türlü olamam zaten. ben aldığım nefeste bile hoşa gitmeyen bir hal seziyorum, nasıl aydınlığa inanabilirim ki. Hüsnü zan konusuna gelince, hocam Allah aşkına boğazımıza kadar pis bir sömürünün içindeyiz, fiziki ve ruhsal ve biyolojık ve imani ve başka diğer tüm alanlarla sömürünün ve kapital değerlerin havuzuna itiliyoruz. siz hangi hüsnü zandan söz ediyorsunuz. en tepedekinden en altakine kadar birbirimizi pohpohlayarak iman bahşetmeye çalışıyoruz. ama içinde bulunduğumuz hal gerçekleri yüzümüze vuruyor. gerçek şudur, sömürerek iyi duygulara sahip olunmaz, sömürerek cenette gidilmez.yada ben böyle görüyorum |
25 Mart 2011, 22:48 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 13038 Üyelik T.:
14 Aralık 2010 | Cevap: Müslümanlarda Amel Defterini Kapatmayan Haller Paradoksu
M.KARAKÖSEl yazarımız vermiş olduğunuz Hz.Ömer misali konuya hakikaten tam bir ahenk sağlamıştır.Bizlerin ve rasullahın arkadaşlarının (ashabının) arasındaki Kur'an-i anlayışlara baktığımızda ne kadar çok paradoksların olduğu gün gibi açıktır. Bizler onlar gibi islamın öz kaynaklarına dönmedikçe çelişkilerden kurtulmamız asla mümkün olmaycaktır.Aklımızı birilerinin cebinden çıkarıp vahy doğrultusunda kullanmadıkça da içinde bulunduğumuz bu zilletten de kurtulmamız söz konusu olamaz. Şöyle dünya denilen gezegene bir bakış yaptığımızda görüyoruzki müslümanlık iddiası içerisindeki insanların devletlerin pelperişan halini görüyoruz. Şu devlet yada şu millet Allah'ın kitabına tabidir kimsenin kulu kölesi değildir diyebileceğimiz ne bir devlet nede bir millet görmüyor olmamız gerçkten kahr edici bir durumdur. Tüm bunların altında yatan sebeplere baktığımızda hep insanın beşer aklının Allah'ın dininin önne geçtiğini görüyoruz. Biraz demokrasi biraz yahudilik biraz hırıstiyanlık biraz panteizm birazcıkta islam üstüne birazda örf ve adetleri ekleyenince al sana karma bir din. Sonrada buna kalkıp tertemiz islam ismini vermektende geri durmayız. Demekki önce insan idelojosinin sağlam bilgilerle donatılması sonra eyleme geçilmesi gerekmektedir.Sağlam olmayan bir inanç sistemi haliyle bozuk bir eylem meydana getirmesi kaçınılmazdır. Bizlerin düşüncede yani inanç sisteminde batmış olduğumuzu göryorum.O halde bu yanlış inançları bir parçada olsa düzeltmek adına daha yazacak çok paradokslarımız vardır yazmaya devam inşallah.
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Müslümanlarda Sahabe Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | KARAKÖSE | Makale ve Köşe Yazıları | 6 | 04 Ocak 2012 14:20 |
Müslümanlarda Kuran Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | KARAKÖSE | Makale ve Köşe Yazıları | 23 | 24 Temmuz 2011 12:51 |
Müslümanlarda İman Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | KARAKÖSE | Makale ve Köşe Yazıları | 4 | 03 Mayıs 2011 17:47 |
Müslümanlarda Evlilik Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | KARAKÖSE | Makale ve Köşe Yazıları | 7 | 30 Eylül 2010 12:59 |
Müslümanlarda Totalitarizm Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | KARAKÖSE | Makale ve Köşe Yazıları | 5 | 29 Eylül 2010 21:22 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|