Dünya Suçlu, yaşanmaz Değil!!!

[YASEMİN ATAMAN]

Dünya Suçlu, yaşanmaz Değil!!!

Dünya Suçlu, yaşanmaz Değil!!!

Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı ****dan başka bir şey değildir.
(Ali İmran Suresi, 185)

Dünya Alah’ü Teala’nın insanların yaşamını sürdürmesi için kusursuzca donattığı mekan. Herşeyi insanoğlunun yaşayabilmesi için mükemmel dizayn etmiştir. Çünkü insanın imtihan salonudur dünya ve imtihan sorusunu kulluk, kul olmak olarak vermiştir Yüce rab’bimiz.
Ve biz nankör insanoğlu, muhteşem yaratılmış dünyanın kullanıcıları.
Kime dünyadan bahsetsem, dünyayı kötülüyor bu günlerde .Parkta ,markette, çevremde insanlara dünya ile ilgili görüşlerini soruyorum. Şaşırıp kalıyorum dünya çok kötü.Dünya yaşanmaz, dünya beni boğuyor ve buna benzer bir çok cevap alıyorum.Hep dünya kötü ,işaret parmaklarının gösterdiği hep kötü dünya.Ya diğer üç parmak bakın sizi gösteriyor. Sebebi siz olabilir misiniz bu kötülüğün?
Dünya zehirli sarmaşık, tehlike sandığı, sapıklıklarla dolu kutu gibi sözler.
Bu gün düşündüm her bir not aldığım cevabı düşündüm, dünya böyle mi diye?
Hayır dünya bu sözleri hak etmiyor.Bu sözleri biz nankör insanoğlu ona yakıştırıyoruz.Biliyorum şu an tepki verenler ,kızanlar mutlaka vardır ama gerçek bu.
Dünya bizi kirletmiyor, zehirlemiyor, yanlışları önümüze koymuyor.Biz böyle düşünmek istediğimiz için bu sözleri dünyaya yakıştırıyoruz.
Dünya tüm güzelliğini, bereketini doğasını Allah’ü Tealanın emri ile bizlere sunmuştur. Ve dünyanın yaratıcısı Yüce Rab’bimizdir.

Şüphesiz Biz dünya göğünü 'çekici bir süsle', yıldızlarla süsleyip-donattık.
(Saffat Suresi, 6)

İnsanoğlu olmasa dünya nasıl olurdu bir düşünün Allah’ü Tealanın yaratığı o temiz haliyle olsa?

Dünya sadece bir zemin. O zemine yelken açan, tezgah kuran iyiyi kötüyü şekillendiren, yaşatan biz insanlarız. Allah’ü Teala akıl vermiş, irade vermiş ve birde bizlere muhteşem sanatını sunmuş.

Dünya üzerine diskotekleri eğlence yerlerini inşa edende, camileri ilim yuvalarını inşa edende insanoğlu.Dünya üzerinde helalı, haramı yaygınlaştıran yine bizler.Küfrü- imanı yeşerten yine bizleriz. Peki neden lafa gelince dünya kötü?

Hayatımızda yaşadıklarımızdan dünya suçlu değil!!Dünya üzerinde bizlerin kurduğu “yaşam tarzı,seçtiğimiz yollar ve bizler” suçluyuz.Dünya bizlere kusursuz hizmetini sunuyor.O hizmetin içinde yaşam tarzımızla yaptığımız hataları dünyaya mal ediyoruz.

Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildr. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır.
Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?
(En'am Suresi, 32)

Bedenlerimiz ruhlarımız gibi dünyada tertemiz sunuldu bizlere. Düşünün bakalım bizlerin yaşam şekli olmasa dünya bu kadar yaşanmaz olur muydu?
Komşumun oğlu eroin bağımlısı ve kadın haykırıyor dünya yavrumu aldın benden !! diye.
Hayır çocuğunu dünya almadı, alamazda. Dünya üzerine insanların koyduğu, yaşam tarzı aldı.Dünya üzerinde yaşanan kötülükler veya iyilikler varsa her ne yaşanıyorsa bunu dünya sunmuyor bize kendi yaşam tarzımız sunuyor.Kendi seçtiğimiz yollar sunuyor.

Zalim dünya diye haykıranlar.!!
Dünya zalim değil. Zalim olan seçtiğimiz hayat modeli ile bizleriz.
Dünyanın düzeni bu diye seslenenler!!!
Dünya bize düzen göstermiyor, kural koymuyor o düzeni kuralı bizler koyuyoruz.

Dünya imtihanımız için bizlere verilen mükemmel bir mekan. Kendimize seçtiğimiz “dünya hayatı” ile sınavımızı vereceğiz.
Dünyayı zehr eyleyende , aydınlatan yaşanır kılanda bizleriz unutmayalım.

Onlardan öylesi de vardır ki: "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru" der.
(Bakara Suresi, 201)

Dünya değil “dünya hayatı” önemli. O hayat modelini bizlere dünya seçmiyor, vermiyor biz yapıyoruz.
Bir suçlu gösterilecekse dünya olmamalı, dünyada yaşadığımız bizim seçtiğimiz hayat ve biz olmalıyız.

Yasemin ATAMAN
__________________

[kurtmehmet]

Asıl Özür, Gönüldedir
İnsanın hem yücelerin yücesine çıkış yolu, hem de aşağıların aşağısına iniş yolu açıktır. Yani Peygamberlere komşu olacak makama kadar yükselebilir, melekleri bile geçebilir…
Aynı insan, hayvanlardan daha da değersizleşebilir, hatta şeytanlaşabilir. Gaflet perdesiyle kapalı olan gözü, dünyadan başka şey görmez. H...ep madde, hep para, pul, servet, makam, mevki, zevk, keyif ve eğlence peşinde helal haram dinlemeden Şeytan’ın askeri olur…

Ancak Rabbi’ni bilen, O’nun kulu olduğunu unutmayan, Peygamber çizgisinden sapmayan, yaratılış amacının dışına çıkmayan yüksek ruhlular da, melekleri dâhi imrendiren mânevî derecelere ulaşabilirler. Melekler ise, yaratılış çizgisini sürdürürler.
Ne aşağıya düşerler, ne de makamlarını yüceltebilirler.

Hangi kulluk çizgisinde yaratıldılarsa, o çizgide devam ederler. Çünkü ne daha fazla ibadet edebilirler, ne de günah işleyip kayba uğrarlar. Bu sebeple meleklerin makamı sabittir, değişmez. Sadi-i Şirazi’ye şeytanlaşmış bir insanla, Şeytan’ın mukayesesini sormuşlar.
Şu cevabı vermiş: Ey bana insan ve Şeytan’dan hangisinin daha hayırsız olduğunu soran! Bilmez misin ki, Şeytan, Kur’an okumaktan kaçar, insanoğlu ise, Mushaf’ı çalar götürür!” “Yaratılmışların en üstünü olan insan”, kötü bir seçimle, aşağıların aşağısına yuvarlanabilir…

En şerefli olmak vasfını, öyle bir şerefsizlikle değiştirir ki, canavarlar bile ondan iğrenirler… Böylesine yaratılış istikametinden çıkmış olan bir insan, Şeytan’ı çok sevindirir. Şeytan bu insanlar sebebiyle çok rahat eder, çok dinlenir ve etki alanını durduk yere genişletir.

Zira bu şeytanlaşmış insanlar, Şeytan’a yapacak bir iş bırakmazlar… Hatta bazen şerlerinden Şeytan bile çekinir. Halk arasından, bu tip insanlara, “Şeytan’a pabucunu ters giydirir.” derler… - İnsanı böylesine alçaltan nedir? - Hiç şüphesiz ki, nefsidir. Nefsine uyması, iman zayıflığına düşmesi, insanı alçaltır, onu gönül özürlü yapar. Hz. Yusuf (as) gibi bir büyük Peygamber dahî, “Rabbim rahmetiyle beni korumasaydı, ben de nefsime uyabilirdim…” demiştir.

Sürekli kötülükleri emreden bu nefis, içimizdeki asıl düşmandır. Nefis, Şeytan’ın işbirlikçisi ve casusudur… Nefis ve Şeytan işbirliği, en çirkini en güzel gösterebilir... Kötüyü iyi, yanlışı doğru, zararlıyı faydalı göstermekte mahirdirler. Bu güçlü işbirliğinin hilesinden kurtulmak için, iman şuuru lazımdır. Hakîkatine varılmış bir imandan hâsıl olan nur ile insanın kalp gözü açılır…

Mü’min olmayanların göremediklerini görürler, hayrı şerden ayırırlar. Hem hayrı, iyiyi, doğruyu fark ederler, hem de o doğrultuda yaşama azim ve iradesini gösterirler… Kalp gözünü kapayan bir yığın gaflet sebebi vardır. Ancak insanı gerçeklerden uzaklaştıran, gönül özürlü yapan en mühim unsurlardan biri, belki de birincisi, gururdur.

Vehbi Vakkasoğlu

ALINTI

[cahit06]

Şüphesiz Biz dünya göğünü 'çekici bir süsle', yıldızlarla süsleyip-donattık.
(Saffat Suresi, 6)


elinize emeğinize sağlık

[FECR]

YASEMİN ATAMAN Üyemizden Alıntı

Bir suçlu gösterilecekse dünya olmamalı, dünyada yaşadığımız bizim seçtiğimiz hayat ve biz olmalıyız.

__________________

Meşhur bir söz var:

"Zaman bozuldu, fesadı var diyorlar.

Zaman bozulmadı, kendileri fesat."


Kur'an'da hayat ve dünya hayatı ilgili yaptığım bir çalışmayı sunayım:

HAYAT NEDİR?
-Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını kaale almayanlar için;Dünyada rezillik,Ahirette ise şiddetli bir azaptır.(2/85)
-Mal,mülk,toprak,binit ,kadın ve evlat sevgisiyle çevresi kuşatışmış bir yerdir.(3/14)
-Bazı insanların yaptığı amellerin, rüzgarda savrulan ekinler gibi yok olduğu bir yerdir.(3/117)
-Bazı insanların çıkar uğruna birbirlerini karaladığı,hatta tekfir ettiği bir mekandır.(4/94)
-Bazı insanların zulümden,fitneden yana tavır takındıkları mekandır.(4/109)
-Bazı insanların helal rızıkları haram kendilerine veya başkalarına haram kıldıkları mekandır.(7/32)
-Bazı insanların kendilerine buzağı gibi putlar edindikleri mekandır.(7/152)
-Bazı insanların Allah yolunda cihad etmek gerektiğinde yere çakılıp kaldıkları mekandır.(9/38)
-Bazı insanların mal ve evlat çokluğuyla övündüğü veya başkalarına bu yönde imrendiği bir mekandır.(9/55)
-Bazı kimselerin zorluklardan,sıkıntılardan kurtuldukları halde,yine tuğyanda,taşkınlıkta devam
ettikleri bir mekandır.(10/23)
-Gökten inen bir su gibidir.(10/24)
-Bazı kimselerin iyilikle müjdelendiği bir mekandır.(10/64)
-Bazı insanları verilen nimetlerin onları şımarttığı ve sapıttıkları bir mekandır.(10/88)
-Bazı insanlara imanın fayda verdiği bir mekandır.(10/98)
-Bazı insanların azap gördüğü bir mekandır.(13/34)
-Bazı insanların(inananların) sapasağlam tutulduğu mekandır.(14/27)
-Bazı insanların azaplarına bir çare bulunamadığı bir mekandır.(17/75)
-Bazı insanların Rabbinin rızası isteyerek sabredenlerin olduğu bir mekandır.(18/28)
-Bazı insanlara bir çok misaller verildiği halde yine de iman etmedikleri bir mekandır.(18/45)
-Bazı insanların yaptıklarının boşa çıkacağı bir mekandır.(18/104)
-Bazı kimselere bol bol nimet,rızıklar verilen bir mekandır.(20/131)
-Bazı insanların bazı kimseleri fuhşuyata,kötülüğe zorladığı bir mekandır.(24/33)
-Bazı kimselerin putları Allah’a vesile kıldığı bir mekandır.(29/25)
-Bazı insanların ahiretten habersiz yaşadığı ve sadece gözleriyle gördüklerine inandığı bir mekandır.(30/7)
-Bazı insanların peygambere,kitaba şahitliklerinin kabul edildiği bir mekandır.(40/51)
-Bazı insanların zilleti,helakı yaşadıkları mekandır.(41/16)
-Bazı insanların bazı insanlara rızık ve ilim açısından üstün oldukları mekandır.(43/32)
-Bazı insanların çıkar uğruna dinlerini sattıkları bir mekandır.(2/86)
-Bazı insanların müşriklerden daha ihtiraslı oldukları bir mekandır.(2/96)
-Kısa bir süreli geçimliğin olduğu bir mekandır.(3/185)

[Medineweb]

iki çalışmada çok bilgilendirici olmuş..Allah razı olsun