|
Konu Kimliği: Konu Sahibi MUHACİR.,Açılış Tarihi: 26 Nisan 2013 (00:58), Konuya Son Cevap : 27 Nisan 2013 (10:42). Konuya 3 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
26 Nisan 2013, 00:58 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 26611 Üyelik T.:
14 Mart 2013 | Diriliş Resulullah`a Yönelmektedir. Diriliş Resulullah`a Yönelmektedir. Diriliş Resulullah`a Yönelmektedir İnsan, “Lailahe illallah Muhamededürresullullah” diyerek İslam olur. Müslüman, “Allahümme selli ala Muhammedin ve ala ali Muhammedin” diyerek ihya olur, dirilişe ulaşır. Bütün İslami ihya hareketlerinin bir özelliği var. Hepsi Resulullah’a yönelmiş, dirilişi Onun sünnetini ihyada bulmuştur. İhya, “Diriliş” demektir ve “Diriliş” Resulullah’a yönelmek demektir. Yasin suresinde der ki yüce Rabbimiz: “Ölüleri ancak biz diriltiriz.” Ölüm, madden olabileceği gibi manen de olabilir. Diriliş de öyledir. Manen diriliş bir vesile ile olur ve bu vesile, bu dirilişe ulaşım imkânı; Hz. Resulullah’tır, Onun hayatıdır, Onun sünnetidir. Manen ölmüş toplumlar Onun hayatıyla hayat bulur, Onun sünnetiyle dirlik ve düzene kavuşur. “Ey Resulüm! De ki: Ey insanlar! Eğer Allah’ı seviyorsanız gelin bana uyun ki Allah da sizi sevsin.” (Al-i İmran 31) Onun hayatına yaklaşan, Onun sünnetine yapışan Kur’an’a yaklaşır, Allah’a yaklaşır. Allah’a yaklaşan esaret zincirlerini kırar kula kul olmaktan kurtulur, hürriyete kavuşur. Bu ümmet her ne zaman Onun sünnetinden uzaklaştıysa yenildi; fitneyi dürttü, ezildi. Ve her ne zaman yenilginin, fitneye düşmenin, ezilmenin sebebini aradıysa bu sebebi Onun sünnetinden uzaklaşmak olarak buldu; bilittifak “Kurtuluş Onun sünnetine sarılmaktadır” dedi. Ömer bin Abdulaziz hazretleri hadislere önem verdi. Büyük ihya önderleri Nureddin Zengi ve Selahaddin Eyyubi; Mescid-i Aksa’sını kaybetmiş, Haçlıların hançerinin soğukluğunu şah damarında hissetmiş bu ümmeti, iki etkinlikle ihya etmişlerdir: Hadis sohbetleri ve mevlid etkinlikleri. Onlar, hayatın bütününü bir hadis sohbetine dönüştürdüler. Selahaddin hazretleri, bir toplantı için beklerken ya da yorgunluk içinde bir toplantıya ara verirken “Buyurun, biriniz bize biraz hadis okusun” derdi. O, gittiği yerlerde “Hadis Evi” denen medreseler açtı. Ordusu ölüm-kalım savaşında Hittin’de düşmanla savaşırken âlimler saflar arasında dolaşıp “İbn-i Abbas’tan rivayet edilmiştir. Resulullah buyurdu ki… Enes bin Malik’ten rivayet edilmiştir. Resulullah dedi ki…” diyerek hadis okudular. İslam ordusu o seslerle kendini Resulullah’ın manevi komutanlığında hissetti, Resulullah başlarındaymış gibi Haçlıya kılıç salladı ve zafere ulaştı. Allahu Ekber… Allahu Ekber… Allahu Ekber… Bu ses, Hz. Bilal’in Fetih gününde Kâbe’nin damından yükselen sesidir. Müslümanlar, Selahaddin çağında mevlid etkinlikleriyle bu sesi kulaklarında hissedinceye kadar siyerle ihya oldular. Hz. Bilal, Resulullah’ın dünyadan bedenen ayrılışından sonra (Bedenen diyoruz, çünkü o manen sağdır, kendisine salavat getirenlerin yanındadır. Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed) bir müezzin olarak bir daha ezan okumadı ve bir gün Şam taraflarında fetih peşindeydi. Veba hastalığı, düşmandan daha çok Müslümanları vuruyordu. Müslümanlar güç durumdaydı. Artan malla beraber dünya sevgisi de oluşmaya başlamıştı, maddi ölümden önce manen ölüm tehlikesi de vardı. Hz. Ömer (RA), Müslümanların işlerini yoluna koymak için Şam civarına kadar gelmişti; Bilal’i gördü. “Kalk ey Bilal bize bir ezan oku!” dedi. Emir’ül Müminin’in emrine icabet gerekiyordu. Bilal kalktı, fetih gününde Kâbe’nin damında ezan okur gibi ezan okudu. O “Allahu Ekber” dedi. Hz. Ömer ve sahabeler yere çöküp ağladı, ağladı, ağladı. Hepsi Resulullah’ın günlerine dönmüş, Onun manevi huzuruna ulaşmış, Onunla bir daha hayat bulmuştu. Hz. Bilal, fetih günü, Kâbe’nin damından ezan okurken bir müşrik “İyiki babam öldü de bugünleri görmedi” demiştir. O ezan, Kâbede şirkin madden ve manen ölümüydü; onların müşrik babalarının asıl ölüm ilanıydı. O ezan; Mekke’de mümin çağının ilanıydı, mümince bir dünyanın ilanıydı, gerçek anlamda yeni bir dünyanın ilanıydı. BU BİR KİMLİK DEĞİŞİMİYDİ Bu o kadar büyük bir dirilişti ki daha 15-20 yıl önce Ümeyye bin Halef’in avlusunu temizleyen, develerini sulayan siyah derili köle Bilal, içinde bulunduğu düzenden ayrılmış, “Müminlik” denen yeni bir kimliğe ulaşmış ve o kimlikle Kâbe’nin damına çıkıp eski düzenin ölümünü ilan etmişti. Bu öyle büyük bir dirilişti ki Musab bin Umeyr Mekke’deki alışıldık gençlik havası düzeninden ayrılmış, “Mümin” kimliğiyle, yeni dünyanın ilk başkenti Medine’nin temelini atan öğretmen olmuştu. Mekke’nin tüccarlarından birer tüccar Ebu Bekir ve Osman, alışıldık ticaret düzeninden ayrılmış mümin kimliğiyle tarihe yön veren önderler olmuşlardı. Hamza bin Abdulmuttalib, avcılığın duyarsız düzeninden ayrılmış dünyayı değiştirecek orduya komutan olmuştu. Mekke’nin birkaç yazıcısından bir yazıcı, Hattab’ın oğlu Ömer mümin kimliğiyle günlük hayat düzeninden ayrılmış; tahtın soyda olduğu bir dünyada Bizans’ın şehirlerini elinden almış, Sasanileri tarihten silmişti. Bu öyle bir devrimdi ki Ali bin Ebi Talib belki babası gibi sadece güzel söz söyleyen bir adam olarak kalacak iken mümin kimliğiyle ilmin kapısı olmuş, insanlığa öğretmen olmuştu. İslam, eski kimliğe karşı komutanlı, askerli bir savaştı. “Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir pisliktir. Artık bu yıllarından sonra Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar…”(Tevbe 3) Mekke’de eski kimlik yakılmış, yerine yeni bir kimlik ilan edilmişti. Eski “vatandaşlık” son bulmuş, yeni bir “vatandaşlık” başlamıştı. Resulullah, iman sözleşmesiyle bu kimliğin sahiplerini, bu yeni vatandaşlığı kabul edenleri öylesine seviyordu ki Onun bu sevgisi Allah’ın kitabında yer bulmuş: “And olsun size kendi içinizden öyle bir peygamber geldi ki sizin sıkıntıya uğramanız O’na çok ağır gelir. O size çok düşkündür, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” (Tevbe 128) Resulullah bu yeni kimliğin sahiplerini öylesine seviyordu ki bu yeni kimliğin sahipleri, daha önce Uhud Dağı’nın ardından Onun ordusuna saldırıp öz arkadaşlarını dahi şehit etmiş, onların hanımlarını dul, çocuklarını da yetim bırakmış olmalarına rağmen onların eski kimlik altında yaptıklarını affediyor, affetmekle kalmıyor, ordusuna komutan yapıyor, “Seyfullah” diyordu onlardan Halid’e. “Lailahe illallah Muhammedurresulullah” diyerek bu kimliği kabul edenleri, kalpleri nerede olursa olsun onlar onun canciğer amcası, dar gününde koruması, geniş gününde Mescidi’nin işçisi, cephede ordusunun komutanı Hz. Hamza’yı mızraklayanlar bile olsa onları affediyordu. Hatta onlardan biri Hamza’nın ciğerlerini çiğneyip parmaklarını gerdanlık yapan kadın bile olsa ona “Sen de affedildin” diyordu. Bu kimlikle, bu vatandaşlık sözleşmesiyle eski defterler kapanıp bembeyaz bir sayfa açılıyor; eski dönem yok sayılıyor; hesap, vatandaşlık sözleşmesinin (beyatın) yapıldığı günden başlıyordu. İnsanlık bu kimliğin niteliği üzerine, bu kimliğin yol açtığı değişim üzerine ve bu kimliğe Resulullah’ın verdiği değer üzerine düşünmek, düşünmek ve düşünmek zorunda. Seyyid Kutup hazretleri onun sahabeleri için “Onlar, örnek nesildi” diyor. Siyeri okuyun, bir daha okuyun, bir daha okuyun… Kendinizi adeta dünyanın ötesine kurulmuş yüksek bir sahnenin karşısında bulacaksınız. Bu dünyadan olmayan bir sahne ama bu dünyadan bir sahne… Bu karmaşık çağda kurtuluş, o sahneyi bütün yönleriyle görebilmektir. Biz, kendi kimliğimizden o kadar uzaklaştık ki kimliğimize öylesine yabancılaştık ki Resulullah gibi yaşamak bir yana Resulullah’ı anlamakta bile güçlük çekiyoruz. Kendimizi yeniden Resulullah’ı anlama kapsam alanına koymak, Onun mübarek etkisiyle hayat bulmak, ihya olmak zorundayız. Ümmetin bundan başka denediği her yol, önce dünya cehennemine doğru gitti; ahiretteki durağı ise malumdur. Der ki Üstad Bediüzzaman Hazretleri: “İşte böyle bir Zat’ın ef’al, ahval, akval ve harekâtının her birisi manevi beşere birer model hükmüne geçmeye layık iken Ona iman eden ve ümmetinden olan gafillerin (sünnetine ehemmiyet vermeyen veyahut teğyir etmek isteyenlerin) ne kadar bedbaht olduğunu deliler de anlar. Bahtiyar odur ki bu ittiba-yı sünnette hissesi ziyade ola. Sünnete tabi olmayan, tembellik eder ise büyük zarardadır; sünneti ehemmiyetsiz görür ise büyük cinayettir; sünnetini tekzibi ima ederse, tenkit ederse büyük sapıklıktadır.” (11. Lema) Bu zor zamanda zafere erenler, O’na salavatı çağın sevinç ilanı alkışın yerine seçenler zafere erdiler. Etkinliklerin başında ve sonunda “Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed” dediler. Biz de “Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed” diyelim. Umulur ki Rabbim, bizi ihya eder; Onun önderliğinden başka bir önderlik aramaya kalkışan gafillerimize “Müminlik” kimliğini sevdirir. Biz, bu sevgiyle kurtuluşa erenlerden oluruz. Hz. Bilal’in Kâbe’nin damından yükselen ezanını kulağında hissedinceye kadar siyer okuyanlardan olmak dileğiyle Allah’a emanet olunuz. Abdulkadir Turan |
Konu Sahibi MUHACİR. 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Şehid Ubeydullah Durna hayatı | Bilgi Dağarcığı | MUHACİR. | 1 | 2253 | 07 Mayıs 2013 01:10 |
Kazlı çeşme meydanında Mehmet göktaş hoca... | Serbest Kürsü | MUHACİR. | 0 | 1578 | 07 Mayıs 2013 00:43 |
Allah’ın ipine sarılmak. | İslam/Dinler/Mezhepler | MUHACİR. | 0 | 1644 | 07 Mayıs 2013 00:06 |
Sünnet-i Seniyye’ye İttiba. | İslam/Dinler/Mezhepler | MUHACİR. | 0 | 1582 | 06 Mayıs 2013 23:54 |
Dua’ya Dair... | Dua Bölümü | MUHACİR. | 0 | 1528 | 06 Mayıs 2013 23:46 |
26 Nisan 2013, 07:41 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Diriliş Resulullah`a Yönelmektedir.
Rasulullaha yönelmek ve rasulullahı örnek almak,rasulullahın sünnetini uygulamak ve sünnete sahip çıkmak,rasulullaha mevlid okuyup,kutlu doğum yapmak ve salavat çekmekse vallahi günümüzde ki insanlar,rasulullahın ashabıni milyon kez geçmiştirler,çünkü rasulullahın yanıbaşında bulunan ashabı bunları yapmamış,ve heleki salavatıda sözden ibaret değil,bizzat rasulullahı ,başlarına gelecek her eziyete rağmen salavat(destek)lemişlerdir,kutlu doğum,mevlidde yapmamışlardir. Demekki günümüz insanı bu işleri ashabdan daha çok yapmasına rağmen,asıl yanlışları,doğru bi peygamber tasavvurunda olmayışlarından olmasın....
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
26 Nisan 2013, 23:31 | Mesaj No:3 | |
Durumu: Medine No : 26611 Üyelik T.:
14 Mart 2013 | Cevap: Diriliş Resulullah`a Yönelmektedir. Alıntı:
Bilinmez üye böyle klasik basit tartişmalarla gündemi meşgul etmek ne anlatmak istediğini ve neden bu hayır yolunda atılan adımların hizmetlerin önüne setler olmaya çalışıyorsunuz.Bu şekilde düşünmek sizi ileriye değil bir arşın dahi islami hizmet yolunda yol alamazsınız. Görüyoruz toplumuzda her kese kafir,dir müşrikdir, veya v.b şeklinde düşünen müslüman halka kindar gözü ile bakmak harici zihniyeti tekfirci zihniyeti ile malesef islami toplumu tarafında hiçde hos karşılanmamaktadir. Ne zaman müslümanlar bu hastalıklı düşüncelerinden sıyrılıp vasat ümmet yolunda yek vucüt olmaya çalışacak.??? İslami hizmet alanında yapılan güzel hayırlar, hizmetler, programlar müslüman halkımızın yararınadır, ALLAH c.c ayeti kerimede söyle buyurmaktadır: Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz. Ali imran /103 Allahın ipinde ipini koparanlar ancak müslüman toplumumuzu eleştiren, islam için yapılan güzel amelleri hizmetleri hiçe sayanlar,müslüman toplumumuzu kötüleyenler bilsinlerki yapılan eleştirmeler abdullah ibnu selul izinden gidenlerin sıfatını yakıştırıyorum. Peygamber sevdalıları platformu ve güzel hayır yolunda hizmet edenler Muhammedi sevda yolunda türkiye genelinde 200 den şehir şehir, köy köy, mahle mahle, ve yetmiyor dünya genelinde fransa, belçika, almanya, holanda, danimarkada ve daha nice isimlerini zikretmediğim yerler vardır, Rabbim hizmetleri daim kılsın inşaALLAH .Peygamber sevdalıları hizmetlerini görün [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bilinmez kardeş çok iyi biliyoruz bugün bu güzel programları hazırlayanlar yani peygamber sevdalıları, tarih boyunca doğuda ve güneydoğuda iki ateş arasında islami mücadelerini sürdürmüşlerdir, çogu müslümanlar pkk tarafında kimisi derin devlet tarafında şehid edildiler, evet çok iyi biliyoruz ki nebevi peygamberi sevmek nebevi metoddan geçer, eziyet çile çekmeden öyle rahat belleş kolaymıdır? Nice müslümanlar 90 lı yıllardan çekilen zülm yüzünde binlercesi halen ceza evinde inancı uğruna ALLAH içinyusufiler yatmaktadır, Ve binlercesi yerlerinden yurtlarından muhacir oldular.İnanacı uğruna hicret ettiler. Müslümanları eleştirenler nebevi metotdan söz edenler,hayatlarından (n ) esi bile yoktur, ancak tek dertleri müslümanları eleştirmekdir. Çünkü başka dertleri hastalıkları yoktur. Bilinmez bey o kadar nebevi metotdan söz ediyorsunuz.Buyrun bu peygamber sevdalıları şehadet mektebinde şehadet şerbeti içen şehidlerin hayatlarını okuyunuz inşaALLAH ALLAHın fırkası, ALLAHın askerlerine, muvahidlerlere karşı eleştiri oklarını kendine karşı doğrultursun. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bilmeden kırıcı yazılarımı yazmışsam haklarınızınızı helal edin. Bütün mü’minler kesinlikle kardeştirler. Öyleyse kardeşleriniz arasında sulhu, barışı sağlayın, din ve dünya işlerini, sosyal ilişkilerini düzeltin, geliştirin. Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun. Ola ki, ilâhî merhamete mazhar olursunuz. HUCURAT/10 ayeti kendine şiar edinen mümin kardeşlerimize selamlar. Sözlerin en güzeli ile Ve ahiru davana enil hamdülillahi rabbil alemiyn.selam ve dua ile firmanillah. | |
27 Nisan 2013, 10:42 | Mesaj No:4 | |
Durumu: Medine No : 15316 Üyelik T.:
18 Aralık 2011 | Cevap: Diriliş Resulullah`a Yönelmektedir. Alıntı:
| |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Yeniden Doğuş ve Diriliş Destanı 15 Temmuz | nurşen35 | 15 Temmuz | 22 | 15 Temmuz 2020 01:47 |
Dirilme/Diriliş İle İlgili Ayetler.. | Emekdar Üye | Konular İle İlgili Ayetler | 3 | 01 Aralık 2019 00:02 |
Geeflow - Diriliş (15 Temmuz Darbe Rap Şarkısı) | enderhafızım | İlahiler/Ezgiler | 0 | 23 Kasım 2016 12:06 |
Diriliş Muştuları 6 FuLL Albüm | enderhafızım | İlahiler/Ezgiler | 2 | 28Haziran 2014 11:18 |
Diriliş 2014 DinLe | enderhafızım | İlahiler/Ezgiler | 0 | 21 Mart 2014 14:46 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|