Muhakkak okuyalim..Siz de Farkında mısınız

[YaŞuHa]

Muhakkak okuyalim..Siz de Farkında mısınız

Muhakkak okuyalim..Siz de Farkında mısınız
Bismihi Teala
Yarattığı her şeyi bir dengede yaratan Allah’a hamd ve sena, Sevgilisi Muhammed’ e, âline, ashabına ve kıyamete dek gelecek kutlu takipçilerine salât ve selam olsun.
Toplumun atar damarları olarak gördüğümüz bizi biz yapan ve bir yapan değerlerin ikinci yazısıyla beraberiz.
Kutlu doğum mevsimi münasebetiyle her yıl dünyanın her yerinde etkinlikler düzenleniyor. Geçmiş yıllarda Türkiye’de peygamber sevdasıyla meydanları dolduran yüz binleri düşündüğümüzde Efendimiz () in toplumsal düzeydeki etkisini görmüyoruz adeta yaşıyoruz.
Bu da aynı değil mi?
Etkinliği Efendimiz () için kim düzenliyorsa düzenlesin, ümmet organize eden faktörüne takılmadan alanlara, meydanlara akın ediyor. Burada da köhne taasubiyetin etkisi yok oluyor değil mi?
Peygamberini seven herkes gidiyor o etkinliklere, sahip olunan hiçbir vasıf onları oradan alıkoyamıyor.
Millet şucular, bucular düzenliyor demeden iştirak ediyor davete. Efendimiz () i güneşe benzetsek, her biri bir gezegen gibi pervane misali peygamber aşkıyla güneşin etrafında dönüyor da dönüyor. Öz değerlerimizden Efendimiz () in aşkının dirildiği bu yılların nisan ayına bir bakın adeta bir bayram havası hâkim değil mi yeryüzüne. Bir de birkaç yıl öncesine bir bakın. Zor değil araştırabilirsiniz, büyüklerden sorabilirsiniz. Farkı fark edeceksiniz o zaman.
Gelelim, öz değerlerimizden hac faktörünün dirilmiş olduğunu bir hayal edin mesela.
Dünyanın değişik yerlerinden ırkı, rengi, dili, toprağı farklı olduğu bariz bir şekilde görünen bir insan topluluğunun buluşma noktası, adeta bir mahşer. Din ortak paydasında bir araya gelen bir topluluk. Belki bunların her biri bulunduğu memleketlerinde değişik fikre, düşünceye sahiptir. Belki davette, sosyal hayatta takip ettikleri metotlar, yollar çok farklıdır. Muhakkak kimi zengin kimi fakirdir. Her birisinin gönlünün bir yere, oluşuma bağlılığı vardır. Ama tüm bu farklılıklara rağmen hepsi bir parça beze bürünüp, farklılıkları arka plana atarak tek bir ağızdan lebbeyk Alllahüme lebbeyk diyorlar.
Hac farizasının canlandırıldığını, toplumsal hayata indiğini düşünün. Tevhidi anlayışın tek bir yerden dünyaya ışık saçtığını göreceksiniz. Dünya mazlumlarının yüzünü güldüğünü göreceksiniz. Zalimlerin mahkûm, mazlumların hükümran olduğunu göreceksiniz. Medeniyetin diyardan diyara asrısaadet modelindeki toplumları inşa ettiğini müşahede edeceksiniz. Zenginlerin ve fakirlerin barışık olduğu sosyal ahlakın puan kazandırdığı bir dünya göreceksiniz. Öyle ki tarihimizde yaşandığı gibi hazine dolup taşarken yardım edilecek bir ihtiyaç sahibi bulamayacaksınız. Mü’minlerin izzetli kâfirlerin zilletli olduğunu göreceksiniz.
“Oysa izzet (güç, üstünlük, onur) hepsi Allah’ın, Resul’unün ve mü’minlerindir, ancak münafıklar bilmiyorlar (münafikun–8)
Evet, değerlerimizden haccın diriltilmesi, işlev kazanması, İslam ümmetinin halası, necatıdır. Dünyada nüfus olarak büyük bir orana sahip Müslümanların tek vücut olması, tek beden olmasıdır. Ya da her beden tuğlalar misali bir binanın yapıtaşları gibi olmasıdır.“Şüphesiz Allah, kendi yolunda, sanki birbirine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever” (Saff-4)
Evet, birkaç yıl önce Mısır’daydım. Meşhur El- Ezher üniversitesini biliyorsunuz. Dünyanın farklı ülkelerinden oraya okumaya gelen öğrenciler vardı. Tam hacctaki gibi olmasa da dünya milletlerinin bir mozaiği vardı. Tabii ki o öğrencilerin hemen hemen geneli bir cemaate, bir derneğe, vakfa velhasıl bir STK’ ya mensubiyeti vardı. Hatta ben ordayken dünyanın farklı coğrafyalarından tam yüz doksan iki İslami oluşumun temsilcisi orda bulunmaktaydı ve bunun gibi dünyada insanların iyiliği için çalışan yüzlerce oluşum var. Ama dikkatinizi çekerim ayrı ayrı gruplar bunlar. Bunların bir olduğunu, bir hedefe odaklandığını düşünün. Ne muhteşem bir manzara ortaya çıkacaktır. Ya da herkes kendi işine baksa da toplumlara kardeşlik hâkim olur, huzur hâkim olur. Bunun için de dediğimiz gibi bizi biz yapan, bizi bir yapan değerlerimize sahip çıkmalıyız. Sahip olmaları gereken fonksiyonları kazandırmalıyız.
Neyse canlar!
Toplumsal saadete kavuşma gerekliliğinin bilincinde olanlardan kılsın.
Rabbim bizi biz yapan ve bir yapan değerlere sahip çıkanlardan, onları diriltenlerden kılsın.