|
Konu Kimliği: Konu Sahibi YaŞuHa,Açılış Tarihi: 17 Kasım 2011 (13:09), Konuya Son Cevap : 17 Kasım 2011 (13:09). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
17 Kasım 2011, 13:09 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 13867 Üyelik T.:
24 Mayıs 2011 | Arş ve Kalb Arş ve Kalb Arş ve Kalb Mevcudatın en temizi, en açığı, en nurlusu, en şereflisi, zat ve kadir bakımından en üstünü ve en geniş olanı hiç şüphesiz ki Rahman olan Allah'ın arşıdır. Bu yüzden de zaten onun üzerine Allah'ın (c.c.) istiva etmesi uygun olmaktadır. Bismillahi Teala Arşa yakın olan her şey de kendisinden sonra olmak üzere en nurlu, en pak ve en şerefli konuma gelmektedir. İşte arşa yakın olduğu için de Firdevs cenneti, cennetler arasında en yücesi, en nurlusu ve en üstünü olmaktadır. Öyle ki arş, bu cennetin tavanını oluşturmaktadır. Bu arştan uzak olan her şey, daha donuk, daha bayağı ve daha kötü olmaktadır. Bundan dolayıdır ki; aşağılıkların da aşağısı olan (esfel-i safilin) kimseler yer bakımından da yerlerin en kötüsündedirler ve bütün hayırlardan oldukça uzaktırlar. Yüce Allah, kalpleri yaratmış, kendisini bilmesi, sevmesi ve kendisini düşünmesi için de kalblerde bir yer yaratmıştır. Kuşkusuz burası, kendisini bilmek, sevmek ve düşünmek mânasına gelen yüce sıfatların arşıdır. Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Âhirete iman etmeyenler için kötü sıfatlar var. En yüce sıfatlar ise, Allah'ındır. O çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir."(Nahl, 60), "Hem yaratmayı ilkin yapan Odur. Sonra onu çevirip yeniden yapacak olan da O'dur ki, bu O'na çok kolaydır. Göklerde ve yerde en yüksek şan ve şeref Onundur. O çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir." (Rum, 27), "O'nun benzeri olan hiçbir şey yoktur. O, her şeyi işitir ve görür."(Şura, 11) İşte görüldüğü gibi bu, yüce sıfatlardandır. O, mü'min kulun kalbine istiva etmiştir. Bu da O'nun arşıdır. Şayet bu (kalp), eşyaların en temiz ve pak olanı olmasaydı ve bütün pisliklerden / kirlerden arınık olmasaydı, o zaman arşın üzerine yüce sıfatların marifet, sevgi ve düşünme olarak istiva etmesi mümkün olmazdı. Dolayısıyla kalb üzerine istiva etmiştir. Dünyanın en alt yerinin sıfatlarına gelirsek, onu sevmek, düşünmek ve bağlanmakla, kişinin kalbi bayağılaşır, haktan uzak olur, zalimleşir ve felah bulmaz. Böylece kalpler iki kalp olarak anlam kazanırlar: - Rahmanın arşı olan kalp; ki bunda nur, hayat, mutluluk, huzur, neşe ve her türlü hayır bulunur. - Öbürü de Şeytanın arşı olan kalp. Bunda da darlık, zulüm, ölüm, hüzün, tasa ve keder bulunur. Aynı zamanda bu kimsenin kalbi, geçmişte olanlardan ötürü hüzünlü, ileride olacaklardan dolayı sıkıntıda ve o anki durumundan dolayı da oldukça perişan bir durumdadır. Tirmizî ve başkalarının rivayetine göre; Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem): "Nur kalbe girdiği zaman kalp açılır ve inşirah bulur." diye buyurunca sahabe: Ey Allah'ın Resulü! Bunun bir işareti var mıdır?" diye sordular. Resûlullah da (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ebedî olan (âhiret yurdun)a yakın olmak, gururlanma yeri olan (dünya)dan uzak durmak ve ölüm gelmeden önce ona karşı hazırlıklı olmaktır." diye buyurdu. Dolayısıyla nurun kalbe girmesi ancak yüce sıfatların izleriyle olmaktadır. İşte bu sebeple de kalp genişlemekte ve açılmaktadır. Şayet onda Allah sevgisi ve Allah'ı bilmek olmasaydı, o takdirde onda zulüm ve daralma bulunurdu. (Tirmizî'de buna benzer bir hadis bulamadık. el-Hakim et-Tirmizî bunu "Nevadiru'l-usul" adlı eserde (1/528) sayfada 86. usul kaidesinde belirtmiştir. Bunu Said b. Mansur "Es-Sünen"de 5/86 (918), yine bu yolla Beyhakî "el-Esmâ ve's-Sıfât"da (326), İbn Cerir et-Taberî, tefsirinde (13856) rivayet etmişlerdir. Üçü de Süfyan b. Uyeyne yoluyla, ondan da Halid b. Ebû Kerime, ondan da Abdullah b. Musevvirin -ki o da Cafer b. Ebû Talib'in oğludur- rivayetiyle gelen hadisten rivayet etmişlerdir. Kendisi şöyle demiştir: "Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Allah kimin hakkında hidayet vermeyi dilemişse, onun kalbini İslâm'a açar..." âyetini okudu ve hadisi zikretti." İbn Cerir'in, tefsirinde (13852,13853, 13854) Amr b. Merra yoluyla, onun da Ebû Cafer'den -ki o da Abdullah b. Musevvir'in babasıdır- gelen hadisi rivayet etmiştir. Bir rivayette de (13855) Abdullah yerine Amr gelmiştir ki, bu bölümde tahrif ya da nüshada kopukluk oluşmuştur. Bunu da tefsiri tahkik eden yazar beyan etmiştir. Yine İbn Cerir'in tefsirinde (13855) Amr b. Merra yoluyla, ondan da Ebû Ubeyde, ondan da Abdullah b. Mes'ud'un rivayet ettiği hadis vardır. Rivayete göre dedi ki: "Allah kime hidayet vermeyi dilemişse, onun kalbini İslâm'a açar..." âyeti nazil olunca Resûlullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) soruldu ve bunun üzerine: "Nur kalbe girdiği zaman..." hadisini zikretti. Bu hadisi Dârekutnî "el-İlel" adlı eserde (5/188) kusurlu bulmuş ve: "Doğrusu Amr b. Merra'dan gelen, ondan da Ebû Cafer Abdullah b. el- Musevvir'den mürsel olarak Nebi'den (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurulan rivayettir. Nitekim Sevri de bunun böyle olduğunu söylemektedir." ) alıntı |
Konu Sahibi YaŞuHa 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Aile Edep demekti | Şiirler ve Şairler | YaŞuHa | 2 | 2275 | 04 Mayıs 2014 21:47 |
Kardeşimize dua lütfen | Dua Bölümü | MusabBinumeyr | 4 | 2527 | 04 Aralık 2013 19:38 |
Kilonuz mu var? sorun degil artık/Medineweb | Diyet/Spor | gün ışığı | 4 | 2957 | 27 Kasım 2013 21:45 |
Üzüm çekirdeği mucizesi | Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp | YaŞuHa | 2 | 2454 | 27 Kasım 2013 21:34 |
Peki Anne senin yüregini kim sogutacak? | Makale ve Köşe Yazıları | Mihrinaz | 7 | 3340 | 26 Kasım 2013 20:23 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
KALB-İ-i SELİM OLMADIKÇA | Bedia Özdemir Tokel | Makale ve Köşe Yazıları | 2 | 17 Nisan 2019 23:32 |
Kalb-i Mecruh | kalbi mecruh | Edebiyat | 34 | 13 Mart 2018 12:29 |
Kalb kırmak, Allahü teâlâyı incitmektir | Efecan71 | Adap-Edep-Ahlak | 0 | 29 Kasım 2013 02:48 |
Manevi olarak Kaç Çeşit Kalb Vardır? | KuM TaNeSi | Soru Cevap Arşivi | 0 | 08 Nisan 2009 12:28 |
Medrese-i Kalb" | Aysima | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 23 Şubat 2009 12:11 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|