Öğrencilere gavur eziyeti

[bilinmez]

Öğrencilere gavur eziyeti

Öğrencilere `gavur` eziyeti

Başörtüleriyle okul okumak isteyen kız çocukları ikna edilemeyince sürgüne tabi tutuluyorlar. Sürgün edildikleri yetmezmiş gibi bir de gittikleri okullarda baskı, tehdit ve tecritle karşı karşıya kalıyorlar. Akıllara ise şu soru geliyor, "Bu zulüm ne zaman bitecek” veya "Bu zulmün hesabını kim verecek"
11 Aralık 2011 Pazar 12:03:00
İlköğretimde başörtüsü yasağı bazı okullarda en katı şekilde uygulanmaya devam ediliyor. Yasakçı zihniyetteki okul yönetimleri başörtüleriyle okumak isteyen kız çocuklarına baskı uyguluyor, tehdit ediyor, keyfi bir şekilde okula almıyor bu da yetmezmiş gibi tuttukları onlarca tutanaktan sonra sürgün ediyor. Bu dram tablosunun son kurbanları İzmir ve İskenderun’da başörtüleriyle okumak isteyen kız çocukları oldu.

İZMİR’DE TOPLU SÜRGÜN
İzmir’de dört ayrı ilköğretim okulunda toplam altı kız öğrenci, başörtülü okumak istedikleri için sürgün edildi. Veliler sürgünlere tepki gösterirken çıkan sürgün kararının toplu olması dikkat çekti.

SÜRGÜNLER KASITLI
Konak Yeşiltepe 26 Ağustos İlköğretim okulunda okuyan sekizinci sınıf öğrencisi Merve Baş ve yedinci sınıfta okuyan Şehadet Baş kardeşler sürgüne maruz kaldı. Sürgün kararının kasıtlı olduğunu dile getiren Baba Kadir Baş, “Okul yolunda ne dolmuş, ne otobüs, ne de servis çalışıyor, kızlarım mecburen bu yolu yürüyerek gidecekler, bu da çok zordur ve yolda birçok tehlikeyle karşılaşabilirler. Kız olmaları büyük bir tehlike, önlerine hırsızlar çıkabilir, alkolikler çıkabilir, her şey olabilir. Ben kesinlikle bunda art niyet görüyorum, öğrencilere okulu bıraktırmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
Baba Kadir Baş, kızları hakkında çıkan bu kararın haksız olduğunu söyleyerek, ”Kızlarım Allah’ın emri olan başörtülerini kesinlikle çıkarmayacaklar ve kanunların bize tanımış olduğu bir şekilde yani başörtülüleriyle sınıflarında eğitimlerine devam edecekler, bizi kimse keyfi uygulamalarıyla bundan vazgeçiremez” dedi.

“BU UYGULAMA ADALETSİZLİKTİR”
Buca İsmail Şekip Uyal İlköğretim Okulu altıncı sınıfta okuyan Sultan Şani’nin babası Hüseyin Şani, kızıyla ilgili çıkan sürgün kararının haksız olduğunu ifade ederek, “Başörtülü olarak okula geldiğinden dolayı kızıma önce kınama cezası verdiler daha sonrasında da kızımı başka bir okula sürgün ettiler. Bu uygulama hem haksızlık, hem adaletsizlik, hem de kindarlıktır” dedi.

OKUL YÖNETİMİ SUÇ İŞLİYOR
Buca Atatürk İlköğretim Okulunda okumakta olan altıncı sınıf öğrencisi Beydanur Özdemir’in babası Sertip Özdemir de verilen sürgün kararının hukuksuz olduğunu belirterek okul yönetiminin suç işlediğini söyledi. Sertip Özdemir, “Her ne kadar yönetmeliğe göre sürgün kararı verildiyse de bu kararın uygulanması dahi suçtur. Zira İlkokullar yönetmeliğine göre yaptırımda ayrımcılık yapılamaz, bu okulda şu anda kılık kıyafet yönetmeliğine uymayan yüzlerce öğrenci var, hatta onu da bırakın öğretmen var. Zamana, zemine ve kişiye göre muamele etmek yönetmeliğe göre suçtur” diye konuştu.

“KARARIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Aynı okulda okuyan altıncı sınıf öğrencisi Senanur Şimşek’in babası Fikri Şimşek ise, Allah’ın emri olduğu için kızının başörtülü okumak istediğini ifade ederek şunları söyledi: “Biz inançlı, dindar bir aileyiz. Kızım da aynı durumda, yani İslami değerlerine bağlı olduğu için başörtüsüyle okuluna gidiyor. Bunun üzerine kınama ve sonucunda sürgünle karşı karşıya kaldık. Şunu çok iyi bilsinler ki, kesinlikle biz geri atım atmayacağız, sürgün olsa dahi kızlarımız başörtüleriyle okumaya devam edecek.”

BAŞÖRTÜYÜ BIRAKIN ASAYİŞLE UĞRAŞIN
Fatih İlköğretim Okul’unda okuyan Şura Çelik’in babası Salih Çelik, “Artık bu işlerden vazgeçsinler, masum çocuklarımızla uğraşmayı bıraksınlar” dedikten sonra şunları aktardı: “Kızım başörtülü bir şekilde okumaya kararlı ve ben de babası olarak ne pahasına olursa olsun sonuna kadar ona destek olmaya kararlıyım. Bizim gibi insanlara örnek ve saygın kişilikleri sebebiyle değil ceza, mükâfat vermeleri lazım. Eğer kızımın başörtüsüyle uğraştıkları kadar asayişle uğraşsalardı, ne hırsızlık kalırdı ne fuhuş.”

İlyas Yıldız / doğruhaber

[talibetün]

"Bu zulüm ne zaman bitecek” veya "Bu zulmün hesabını kim verecek"

yakın zaman da bu zulüm bitecek inşallah