|
Konu Kimliği: Konu Sahibi neslihan,Açılış Tarihi: 14 Temmuz 2007 (13:08), Konuya Son Cevap : 15 Ocak 2015 (10:29). Konuya 6 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
14 Temmuz 2007, 13:08 | Mesaj No:1 |
...::: İHLAS :::... ...::: İHLAS :::... İhlas, insanın yaptığı tüm amelleri (namaz kılmadan, zikir çekmeye, sadaka vermeden bir çocuğun başını okşamaya ... dek) Allah rızasını kazanmak için yapmasıdır.[/color] Riya yapılan bir iş, ibadet, hareketin menfaat, gösteriş... için) yapılmasıdır. ** Riya, gizli şirktir, şirk ise ebedi cehennemliklerin en büyük vasfıdır. Riya, kara gecede, kara taş üzerindeki kara karıncanın ayak şamatasından daha gizli, daha zor fark edilebilen şeytani bir hastalıktır. Konunun özetini en kısa ve öz olarak N.F. Kısakürek bizlere bildirir: Şeriat, üç bölümdür: " ilim, amel, ihlas". Yani bir müslüman, ilk emrin gereği okuyacak, öğrenecek, sonra bu öğrendiği ile amel edecek fakat bu amelini de ihlaslı yapacak.**Demek ki şeriat (Yani İslam'ın kuralları: Namaz, oruç, zekat...gibi farzlar; faiz, içki, rüşvet ...gibi haramlar) üç aşamadan oluşur, dolayısıyla Rızaullah'a cennete üç aşama ile ulaşılabilir: -Okumak. Önce Kur'an ve hadis sonra tüm müspet ilimler. -Okunan, bilgi sahibi olunan konuyu pratiğe geçirmek, uygulamak.- -Bu uygulamayı, ihlaslı, sadece Allah rızasını kazanmak için yapmak, NAMAZ : "Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki onlar namazlarından gafildirler (bilinçsizce namaz kılarlar... Maun : 4-5) **Unutmayalım ki kıldığımız namaz bizi Allah'a yaklaştırmıyor, kötülüklerden uzaklaştırmıyorsa o namazımızda bir eksiklik var demektir. "Muhakkak ki namaz aşırı davranışlardan ve kötülüklerden insanı men eder uzaklaştırır." ORUÇ : " Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan kendisine aç ve susuz kalmaktan başka bir şey yoktur. (Buhari-Müslim)" KURBAN : " Onların ne etleri nede kanları Allah'a ulaşır. Fakat Allah'a sadece sizin takvanız ulaşır. ( Hac : 37)" KUR'AN OKUMA: " Nice Kur'an okuyucuları vardır ki Kur'an onlara lanet eder " MÜMİN MÜSLÜMAN OLMA : " İman ettim demeyim, müslüman oldum deyin " " Ey iman edenler, Allah'a ve Resuluna iman edin ve Allah'tan korkun." "Ey iman edenler Allah'tan korkun ve ancak müslüman olarak can verin." (Ali İmran:102) Allah'ü Teala bizlerin dış görünüşüne, sakalımıza, sarığımıza veya başörtü-müze... değil, bizlerin kalbinde bulunan takvanın ( Allah'tan hem korkup hem de en çok O'nu sevmenin) derecesine bakar : " Allah sizin giyinişinize veya dış görünüşünüze değil, kalbimize bakar.". Tabi bu hadis, namaz kılmasam da kalbim temiz , dedem hacıydı ... diyenlere asla bir delil teşkil etmez. ( Kimse dedesinin yemesiyle doymadığı gibi onun ibadetiyle de cennete gidemez...). ** Kıyamet günü cehenneme ilk girecek olanlar şehitler, alimler ve zekat verenlerdir. ** Şehitler; Allah'ü Teala'nın, sana can verdim, kuvvet verdim, bunu nerede harcadın sualine, dünya şehidi şu cevabı verir: Canımı senin yoluna verdim, kanımı akıttım. Kendisine "Yalan söylüyorsun" denir. " Sen ne kadar cesur insan denilsin diye, ne kadarda kahraman biri denilsin diye savaştın ve öldün. Sana cesur, kahraman denildi de. ". Sonra onun için "cehenneme dek yüzüstü sürükleyin" denilir ve bu kişi cehenneme atılır. ... Alimler ; alim kişi ilmini Allah rızası için anlatmadığından, ne kadar da alim, nede güzel vaaz ediyor, ne çok bilgisi var denilsin diye gösteriş için ilmini anlattığından dolayı cehenneme dek yüzüstü sürüklenir ve cehenneme atılır. *Zekat ; zekat, bağış veren zenginde Allah için değil,kulların, nede cömertmiş demesi için malını dağıtmasından dolayı cehenneme dek yüzüstü sürüklenir ve cehenneme atılır. ***Ne kadar alim, namazında, zikrinde, cihadında... biri olursak olalım, yaptıkla-rımızı, ihlaslı olarak yapmıyorsak, sevap yerine günah kazanırız, belki de şirke düşmüş, ebedi cehennemliklerden olmuş oluruz. " Ameller niyetlere göredir". Bizler niyetlerimizi salih, ihlaslı tutabilirsek, amelimizin karşılığında cenneti kazanabiliriz. ****Tabi ki riya korkusu ile tam ihlaslı yapamıyorum diye düşünerek ibadetlerimizi terk etmek en büyük hata olur.[b] Şeytanın istediği zaten budur. Bize bu vesveseyi (ihlasın yoksa şirke düşersin, amelini terk et), şeytanın verdiğini unutmamalıyız. | |
Konu Sahibi neslihan 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
HADİSLERLE İSLAMDA HOŞGÖRÜ VE KOLAYLIK | Hadis-i Şerif | Mihrinaz | 17 | 8294 | 04 Ağustos 2007 17:22 |
Konuşma Adabı | Adap-Edep-Ahlak | Mihrinaz | 19 | 9814 | 01 Ağustos 2007 19:05 |
Islâm Dininin Özellikleri Nelerdir? | Soru Cevap Arşivi | Medine-web | 10 | 5712 | 26 Temmuz 2007 21:49 |
...::: İHLAS :::... | Muhtelif Konular | EyMeN&TaLhA | 6 | 3958 | 14 Temmuz 2007 13:08 |
sünnet neden gereklidir(bir bakış açısı) | Hadis-i Şerif | neslihan | 5 | 3471 | 23Haziran 2007 23:10 |
14 Temmuz 2007, 13:13 | Mesaj No:2 |
İhlas Şeytan bir vesvese ile insanı bırakmaz. İnsanın amelinden ne eksiltebilirse, sevabından ne azaltabilirse kendince onu kar sayar. Mesela, namaz kılmak isteyen bir gençle şeytan arasındaki mücadeleye bakalım : Şeytan önce genci ibadetten uzak tutmaya çalışır. Genç kararlı ise, şeytan bu defa ibadete başlama yaşını ileri atmaya çalışır : Daha gençsin biraz gez, dolaş, hayatının tatını al sonra başlarsın der. Genç yine kanmazsa, namaz kılmaya yönelirse, şeytan bu defa: Namaz abdestini şimdi alma, ezan yeni okundu diye vesvese verir. Genç abdestini alsa bu defa , daha vaktin var sonra kılarsın otur, sohbetini... bitir diye vesvese verir. ( Şeytanın amacı, mesela ikindiyi geç kıldırtıp, sünnetini terkettirmektir, böylece genç sünnet sevabından uzak kalır, buda şeytan için bir kardır...). Eğer genç namaza başlarsa bu kere onun zihnini, unuttuğu, önemli-önemsiz şeylerle meşgul etmeye başlar, namazından gafil olmasına sebep olmaya çalışır veya namazı " tavuğun yemini toplaması gibi" acele acele kıldırtır, böylece tadil-i erkan'a uymasına engel olur... Her şeye rağmen genç namazını ihlaslı, huşu içinde kılarsa, şeytan son bir hileye başvurur. Genci etrafına baktırır ve "Benim gibi huşu içinde namaz kılan var mı ?" diye düşünmeye sevk eder, gencin kibirlenmesine sebep olur. Böylece amel yine boşa gitmiş, sevap kaybedilmiş, şeytan kazanmış olur. Bir gün Hz. Resül'ün bulunduğu bir mecliste, bir şahıs hakkında övgü ile bahsedilir. O kişi o sırada yüzünden abdest suyu damlar, elinde nalınları, alnında secde izi bulunduğu halde, uzaktan gözükür. Hz. Resul'e işte o adam denilir. Hz. Resul "Bunun yüzünde şeytani bir leke görüyorum " der. Ashab şaşırır. Adam gelir, selam verir, oturur. Hz. Resul " Sana Allah'a yemin verdiriyorum, doğru söyle, buraya gelirken bunlar arasında benden iyisi yoktur diye hatırına geldi mi? Adam "evet" der. Hz. Resul " Allah'ım bildiğim, bilmediğim hatalarımdan sana istiğfar ederim" der. Sahabi "Sizde mi korkuyorsunuz Ya Resulallah" der. Hz. Resul : "Beni hangi kuvvet emin edebilir. Halbuki insanların kalpleri Allah'u Teala'nın kabze-i kudretindedir. Onları dilediği tarafa çevirir." buyurur. Kamil bir zat ile şeytan karşılaşır. Şeytan kamburdur. Bu zat sebebini sorar. Şeytan : " Kulun son nefesinde iman-ı kamille dünyadan ayrılmak isterim" diye yalvarması beni bu hale getirdi. Bende vay bana, ben bunu nasıl düşürüp, amelini kendisine beğendireceğim derim ve benim bu şekil çalışacağımı anlamasından korkarım... Beni bu düşünce kambur etti der. Şehit Abdullah Azam:" Okuduğunuz kitaplar, yaptığınız nafileler sizi aldatmasın" diyor. Yani okur ama uygulamaz, uygular ama riya yaparsanız, hiç bir şey elde edemezsiniz, karda değil zararda olursunuz, demek istiyor büyük şehit. İbn Mübarek :" Alim okumaya devam ettiği müddetçe alimdir. Ne zaman ki alim olduğunu zanneder ve ilmini artırmaktan vazgeçerse işte o zaman cahil olur" demektedir. Hz. İsa (A.S) : " Amel için değil de, yalnız başkasına anlatmak için ilim öğrenen, nasıl alimlerden olabilir" der. --------------------------------------------- " İnsanlar hep helaktadır, alimler müstesna, Alimler de helektadır, ilmi ile amil olanlar müstesna, İhlas sahipleri de büyük tehlikededir" buyurulur. Gururlu helakta, gururdan kaçan ihlaslı tehlikededir. Her an gururun pençesine düşebilme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bişr-i Hafi :" Nefsim konuşmamı arzu ediyor (bunun için anlatmak istemiyorum). Nefsimin bu isteğini yenebilirsem o zaman anlatırım" der. Dünya malında kendisinden üstekilere, dini yaşayışta kendinden aşağıdakilere bakan, ziyandadır, denilir. ** Bazı alimler; kendisini nifaktan uzak zannedenler, nifağa en yakın olan kimselerdir derler. Kendisinde münafıkların listesinin bulunduğu tek sahabi olan Ebu Huzeyfe'ye bir kişi "ben nifaktan korkuyorum" der. Hz. Huzeyfe (R.A) :"Eğer münafık olsaydın, nifaktan korkmazdın. Çünkü münafık nifaktan emindir." der. Mesele, bu soruyu kendimize sorabilmemizdir.Ben tam manasıyla iman sahibi miyim Unutmayalım ki emin olmak şeytandandır ve küfürdür. Hz. Ömer(R.A) bile münafıkların listesinde bulunup bulunmadığını yıllar sonra, korka korka Hz. Huzeyfe'ye sormuştur. Ümmetimin şirke düşmesinden korkuyorum. Gerçi onlar, puta, aya, taşa tapmazlar. Ancak amelleri ile riyakarlık yaparlar,buyuruyor. Hz. Resul (İbn-i Mace) Ebu Süleyman Darani : "Amelde takva, amelden daha zordur" der. **Ebu Derda (R.A) : İmanının selbinden korkmayanların imanı selp olur der. Yani amellerimizden şüphe etmeliyiz ama bu şüphe amelin kendisinden değil ( bu vesvesedir), amelin kabul olup olmayacağı konusunda olmalıdır. Bu da takvadır. Şabi : Fakirin sadakaya ihtiyacından fazla, kendisinin sadaka sevabına muhtaç olduğunu bilmeyen zengin, sadakasını iptal etmiş ve ecrini kaybetmiştir demektedir. Amellerimizde bu duygu ve düşüncede olmalıyız. İhlas budur. Unutmamamız gereken diğer bir konu da aşırı tevazununda bir riya olduğudur. "Ben cahil birisiyim, ben Allah'ın aciz bir kuluyum..." gibi müslümanda bulunması gereken vakara (kimseye kibirlenmemek , kimseyi kendine kibirlendirtmemek ) aykırı olan bu tür aşırı tevazulü cümleler riyakarlığın göstergesidirler. İhlaslı bir insanın camide kıldığı namaz ile evde kıldığı namaz aynı olmalıdır. İki mekan arasındaki namaz kılma hızında, süresinde ... bir farklılık varsa, iki mekanda da aynı şekilde ( her ikisinde de yavaş ve ihlaslı olarak) kılmaya özen göstermelidir Fiillerde Riya : İlah kelimesi; kendisine ibadet edilen, kanunları kabul edilen, yardımı beklenen, rızası gözetilen anlamlarına gelir. Müslümanın tek bir ilahı (iyilik beklediği, rızasını kazanmak istediği ...) vardır o da Allah'ü Teala'dır. Eğer kişi yaptığı bir fiil, ibadet, namaz, söz... ile müdürünün, amirinin, babasının, hocasının, eşinin... rızasını kazanmak için, ondan bir iyilik elde edebilmek için, bir amel yapıyorsa o kişi, o niyeti ile "fiili şirke ", küfüre düşebilir. Kişi, dini bir eylemi sadece Allah için yapmalı, bu yönde gayret göstermelidir. Aksi o insan için hüsran olur... Kur'an da bir ayet-i kerime'de :" Şeytan sizi Allah'ın affı ile aldatmasın " buyuruluyor. Büyüklerimizin, küçüklere durmadan söylediği, şimdi küçüksün oruç tutma, namaz kılma... Allah görüyor, affeder... sözlerine karşı, yukarıdaki ayet bizlere bu tür sözlerin şeytandan gelebileceği yönünde uyarıda bulunmaktadır. Mü'min, ümit etmeli ama korku içinde de bulunmalıdır. Hz. Ebu Bekir (R.A)'ın buyurduğu gibi " Bir kişi cennete girecek dense o kişinin ben olduğumu umarım. Bir kişi cehenneme girecek dense, o kişinin yine ben olacağından korkarım." Alimler: Tevhidde sadakat demek, hediye alındığı vakit vasıtaya bakılmadan nimetin Allah'tan olduğunu bilerek O'na şükretmek demektir, derler ** Hz. Resul : Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan cennete giremez buyurur. Nuh(A.S) oğullarına :Sizi iki şeyden nehyederim: "Şirk ve kibir " der (Müslim) Ömer b. Abdülaziz, halifeliği sırasında bir gece vakti, bitmekte olan lambanın yağını kendisi tazeler. Bunu ne o sırada hazır bulunan misafirine, nede uyumakta olan hizmetçisine yaptırır. Ömer b. Abdülaziz, misafirinin şaşırdığını görünce, giderken de Ömer'dim, gelirken de Ömer, hiç bir şey değişmedi. buyurur. | |
14 Temmuz 2007, 13:43 | Mesaj No:3 |
İhlas Bazıları ibadetlerini gizli yapar. Ama amellerinin çevresince bilinmesini ister ve bu ikilem arasında dönüp durular.**Bazıları ise amel eder, bu amellerinin çevresince duyulmasını istemez ama herkesin kendisine hürmet göstermesini ister. Meclislerde kendilerine yer vermelerini, hizmet etmelerini... ister. Çevresinden hürmet görme-yince de çevresine kızar, darılır. ** Namaz kılan kişinin aklına birden bir yerden bir şey alması gerektiği gelir. Yalnız olsa namazı bozacaktır. Ama görenlerden utanarak namaza devam eder. Eğer kıldığı farz ise edası gerekir... Yalnız kılan kişinin arkasına cemaat toplansın eğer namazı daha güzel şekilde kılmaya devam ederse, niyetine bakılır. Riya, niyetine galebe çalarsa namazı ifsad olur. Hikaye olunur ki : Şeytan dört kişiyi yoldan çevirmek ister. Birinci kişi ilim meclisine giderken, şeytan önüne çıkar. Şeytan onu kendi meclisine davet eder. Adam bunu kabul etmez ve şeytanla mücadeleye başlar. Bu artık o kişi için bir vazifedir. O kişi hakkında şeytan gayesine ulaşmıştır. Onu yolundan alıkoymuş, lüzumsuz şeylerle oyalamaktadır. İkinci kişiyi biraz oyalar, fakat adam yoluna devam eder. Şeytan bir sürede olsa o kişiyi yolundan alıkoyduğu için memnundur. Üçüncü kişi ona hiç iltifat etmez. Aynen yoluna devam eder. Dördüncü kişi de şeytana hiç yüz vermez, yürüyüşüne hız verir, yoluna devam eder. Şeytan bir dahaki sefere ilk üç kişiden ümitlidir. Ama sonuncu için ümidi kalmaz. Hatta hızlanmasından korkarak karşısına çıkmaz. Bizim görevimiz dördüncü adam gibi olmaktır. Namaz kılmamıza engel olmak isterse, bir an önce kılmalıdır, zekatı vermelidir... iyi niyetimizi bir an önce pratiğe geçirmelidir. Abid biri, bir ağaca tapıldığını duyar. Allah rızası için onu kesmek için yola çıkar. Şeytan karşısına çıkar. Ona engel olmak ister. İbadetine dön, sana ne, der. Abid : ** Bu da benim ibadetimdir, der. Şeytan,o ağacı kesme her gün bir altın yastığının altına bırakayım, der . Abid kişi kabul eder. Altınları bir süre alır. Fakat sonra yastığının altında altın bulamaz. Yine baltasını alır, yola çıkar. Şeytan yine karşısına çıkar, dövüşürler. Bu defa adam yenilir. Adam şaşırır, şeytan : İlk seferinde Allah rızası için buraya gelmiştin, beni de yenmiştin. Ama şimdi nefsin için geldin. Ben de seni yendim, der. Kaynağını Allah'tan alan kuvvet asla hüsrana uğramaz. Fakat araya menfaat girerse, niyetimize göre karşılık alırız. ** Unutmamalıdır ki şeytanın her seviyedeki insanlar için oyunları, tuzakları vardır. Bizler bunları öğrenip, tedbirlerini almalıyız ki bu tuzaklara düşmeyelim. Kaynağını Allah'tan alan kuvvet asla hüsrana uğramaz. Fakat araya menfaat girerse, niyetimize göre karşılık alırız. [/size] güzel de güzel yazamadım yazı stillerini bi türlü ayarlayamadım, siz ordan müdahale edemez misiniz, yazı güzel ama renklendirme ii olmadı... | |
14 Temmuz 2007, 23:08 | Mesaj No:4 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | RE: ...::: İHLAS :::...
İmâm-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: İbâdet yaparken, Allahü teâlâ emrettiği ve beğendiği için yapmaya niyet etmelidir. Bütün işlerin, iyiliklerin hep ihlâs ile yapılması lâzımdır. Kiminde, ihlâs, kendini zorlayarak hâsıl olur ve kısa bir zaman devam eder. Sonra kalbe nefsin arzuları gelir. Devamlı ihlâs sahiplerine Muhlas denir. Zahmet çekerek elde edilen, devamsız ihlâs sahiplerine Muhlis denir. Muhlas olana, ibâdet yapmak, tatlı ve kolay olur. Çünkü bunlarda, nefislerinin arzusu ve şeytanın vesvesesi kalmamıştır. Böyle ihlâs, insanın kalbine ancak bir evliyanın kalbinden gelir. Muhlis olarak ibâdet etmek övülmüştür. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (De ki, ben ancak Allaha muhlis olarak ibâdet ederim.) [Zümer 14] Hadis-i şerifte de buyuruldu ki: (İhlas ile yapılan ibâdet az da olsa insana kâfi gelir.) Allahü teâlânın rızasına kavuşturucu iki yol vardır. Birisi talibler yolu, ikincisi, muradlar yolu. Yani seçilmişlerin yoludur. Birinci yoldaki talibler, sıkıntı çekerek yürürler. İkinci yoldaki muradlar ise sıkıntı çekmeden, hatta nazlı nazlı okşanarak maksada kavuşurlar. Bu yol, peygamberlerin ilerledikleri yoldur. Bu yol bazı evliyaya da ihsan edilir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allah, dilediğini kendine seçer, kendine kavuşmak isteyenlere de, kavuşturan yolu gösterir.) [Şura 13] Devamsız olan ihlâs ile yapılan ibâdetler de, zamanla nefsi zayıflatır, devamlı ihlâs elde etmeye sebep olur. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Amellerinizi Allah için halis kılın. Çünkü Allahü teâlâ, ancak kendisi için ihlâsla yapılan ameli kabul eder. [Dâre Kutnî] (İbadetlere riya karıştırmayın ki amelleriniz boşa gitmesin.) [Deylemî] (İbadetine riya karıştırana ahirette denir ki: Git sevâbını o kişiden iste.) [İ. Mâce] (Sırf Allah rızâsı için, arkadaşını veya bir hastayı ziyaret eden için, Allahü teâlâ buyurur ki: Ne güzel ettin. Cennette kendine bir köşk hazırlamış oldun.) [Buhârî] (Allah rızası için câmi yapana cennette bir köşk verilir.) [Taberânî] (Kim Allah için yenerse gazabını, Allah da, ondan def eder azâbını.) [Taberani] (Dünya ve ahiret hayırlarına kavuşmak için, Allahı ananlarla beraber ol, hep Allahı an, Allah için sev, Allah için buğzet.) [Ebu Nuaym] (İbadetleri ihlas ile yap! İhlas ile yapılan az amel, kıyamette sana yetişir.) [Ebu Nuaym], (Allah rızası için affedeni, Allahü teâlâ yükseltir.) [Müslim] (İhlaslı olanlara müjdeler olsun. Onlar fitne karanlıkları içinde, parlayan ışıklardır.) [E.Nuaym] (Cennetin güzel köşkleri, Allah rızası için birbirini sevenler içindir.) [Ebuş-şeyh] (Allah rızasından başka maksat için ilim öğrenen veya ilmini dünya menfaatine alet eden, cehennemdeki yerine hazırlansın!) [Tirmizî] Kur’anı kerimde salihler övülürken buyuruluyor ki: (Onlar, kendi canları çekerken yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Biz bunları Allah rızası için veriyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz.” derler.) [İnsan 8,9] |
14 Temmuz 2007, 23:10 | Mesaj No:5 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | RE: ...::: İHLAS :::...
burada yazdıklarınızın bir kişiye bile tesiri olmuşsa,yol göstermişse,tavır hareketlerinde bir iyileştirmeye sebep olmuşsa ,ne kazandığınızı siz daha iyi bilirsiniz Allah razı olsun kazandınız inşaallah. |
14 Ağustos 2014, 03:40 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 44651 Üyelik T.:
03 Temmuz 2014 | Cevap: ...::: İHLAS :::...
Çok önemli bir konu .. ALLAH razı olsun .. devamı yokmudur ..
__________________ Rabbim.. namazımın bozulmasına sebep olan gözyaşlarımı...bağışla... |
15 Ocak 2015, 10:29 | Mesaj No:7 |
Cevap: ...::: İHLAS :::... Şeriat, üç bölümdür: " ilim, amel, ihlas". Yani bir müslüman, ilk emrin gereği okuyacak, öğrenecek, sonra bu öğrendiği ile amel edecek fakat bu amelini de ihlaslı yapacak.**Demek ki şeriat (Yani İslam'ın kuralları: Namaz, oruç, zekat...gibi farzlar; faiz, içki, rüşvet ...gibi haramlar) üç aşamadan oluşur, dolayısıyla Rızaullah'a cennete üç aşama ile ulaşılabilir: -Okumak. Önce Kur'an ve hadis sonra tüm müspet ilimler. -Okunan, bilgi sahibi olunan konuyu pratiğe geçirmek, uygulamak.- -Bu uygulamayı, ihlaslı, sadece Allah rızasını kazanmak için yapmak, | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
İhlâs, İhlas Nedir/Muhsin İyi | muhsin iyi | Makale ve Köşe Yazıları | 2 | 12 Mayıs 2015 01:21 |
İlim Amel İhlas | İslaminesil | Bilgi Dağarcığı | 0 | 26 Mart 2014 23:45 |
Halktan istiğna-İhlâs | EyMeN&TaLhA | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 23 Mayıs 2013 01:02 |
İhlas ve niyet 1 | abu-fatimah | Videolar/Slaytlar | 0 | 11 Eylül 2012 18:54 |
İhlas Suresi | Verda_Naz | Hadis-i Şerif | 0 | 26 Kasım 2008 03:24 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|