Bulamadığım İnsanlara Soramadığım Sorular

[muallime]

Bulamadığım İnsanlara Soramadığım Sorular

Bulamadığım İnsanlara Soramadığım Sorular

Bazı insanları bulmak ve onlara aklımda bir türlü cevabını bulamadığım sorular sormak isterdim. Onlarca isim var böyle zihnimde. Yaptıkları ve söyledikleriyle dikkatimi çeken bu insanları bir gün bulduğumu ve karşısına oturup sorular sorduğumu hayal ediyorum bazen. Cevaplarını bulamadığım, mantığımın bir yere oturtamadığı sorular yöneltiyorum genelde. Bunlardan bir kaçını sizinle paylaşmak istedim.

Kobani bahanesiyle ülkeyi yakıp yıkan ve Yasin Börü'yü öldürenleri çok tanımak isterdim mesela. Sormak isterdim:

Neden okul, kütüphane, kan merkezi ve ambülansları yaktın? Bunların neyi seni rahatsız etti? Sizce mantık çerçevesi içinde bu soruya nasıl cevap verebilir bir insan? Kan merkezi ve ambulans yakmak hangi örgütün felsefesi içinde yer alabilir acaba?

Yasin Börü'yü üçüncü kattan attınız, vücuduna onlarca kez bıçak sapladınız, mermi sıktınız, üzerinden arabayla geçtiniz ve sonunda taşla başını ezdiniz. Yasin'i neden bu şekilde öldürdünüz? Siz insanlıktan çıkartacak kadar öfkelendirecek ne yaptı Yasin?

Bu cinayeti işleyen kişi muhtemelen korku yaratmak için bunu yaptığını söyleyecektir. Yani IŞİD gibi. Peki taşla bir insanın başına vurarak öldürme duygusu nasıl bir his acaba, bunu tarif edebilir misin?

Ana Muhalefet partisi lideri Kılıçdaroğlu'na da sorular sormak istedim.

Biliyorum Alevi olduğunuz için Suriye savaşında Esed'i tutuyorsunuz. Bunu açıkça söyleyemezsiniz tabi ama herkes biliyor artık. Peki işkenceyle öldürülmüş binlerce insanın fotoğrafı ortaya çıktığında ve bunun insanlığa karşı işlenmiş suç olduğu ispatlandığında ne düşündünüz? Mesela Trigel kayışı ile boğulmuş bir genç ya da açılıktan ölmüş ve sadece iskeleti kalmış biri sizde nasıl bir duygu uyandırıyor? Kimyasal silah saldırısına maruz kalmış bir bebek, nefes alamadığı için can çekişen bir çocuk görüntüsü hiç etki yaratmıyor mu sizde? Bir çocuk katiliyle, İmam Ali'yi seven Alevilik arasında nasıl bir bağ kurabiliyorsunuz? Esed'in öldürdüğü sivillerle, IŞİD'in öldürdüğü siviller arasında nasıl farklar var?

Paralel örgütün dinleme işlerini yapanlarla da karşılaşmak isterdim. Merak ettiğim şey kriminal kısmı değil, daha duygusal bir şey.

Yakın arkadaşın olan, yan yana namaz kıldığın birisini gizli kameraya çekerken, o kişiyi nasıl bir konuma oturtuyorsun? Arkadaşın olan bu insana nasıl yabancılaşıyorsun da onun en mahrem bilgilerini, görüntülerini kaydedip başka yerlere servis yapabiliyorsun? Cemaatinize ait otelde, arkadaşlarının aileleriyle birlikte kalırken mahrem görüntüleri çekilmiş. Bu görüntüleri nasıl izleyip tasnifliyorsun, deşifre ediyorsun ve bundan rahatsız olmamak için ne düşünüyorsun? Mesela o esnada; 'bir gün benim de ailemle mahrem görüntülerim çekilse' diye bir soru geliyor mu aklına?

Paralel örgüte benzer ama daha çok cinayet işleyen insanlar vardır. Derin devlet, devlet içinde karanlık çete, diye tanımlanır. Bunların bir kısmı askerde, poliste, istihbaratta oluyor. Bu kişiler bazı zamanlar silah arkadaşlarını, komutanlarını (Hulusi Sayın gibi), devlet büyüklerini öldürüyor. Onlardan biriyle konuşmak ve sormak isterdim:

Komutanını, silah arkadaşını öldürmen istendiğinde, nasıl oluyor da psikolojin hemen değişebiliyor ve onu öldürüyorsun? Bir insanı öldürmek için ona kızmak, öfkelenmek ve nefret etmek gerekmez mi? Nasıl oluyor da yıllardır arkadaşın, komutanın, büyüğün olan birisine hemen öfkelenecek şeyler buluyorsun? Daha sonra öldürdüğün o arkadaşınla anıların aklına geldiğine ne yapıyorsun?

Bir de ülkesine ihanet edenleri çok merak ediyorum. Tabi kimse 'ben ülkeme ihanet ettim, Türkiye düşmanıyım' diye ortaya çıkmaz, itiraf da etmez. Ama Türkiye'nin ekonomisi çöksün diye uğraşanlar, devlet sırlarını yabancı ülkelere satanlar, bütün milli kurumlarına düşmanca saldıranlar ülkesine ihanet ediyordur ve onlara sormak isterdim:

Muhtemelen ihanet suçunu işlerken bile hain olmadığını düşünüyorsundur, peki vicdanın hain olduğunu söyleyince onu nasıl susturuyorsun? Milletine ve ülkene ihanet ettiğini hiç mi hissetmiyorsun? Hissettiğinde içinde oluşam duygu neye benziyor? Vatan haini gibi ürpertici bir suç işlediğinde, daha güçlü nasıl bir duygun, motivasyonun olabilir ki bu ihanete devam ediyorsun?

Tuhaf kişiler ve tuhaf sorular aklımdaydı bugün. Biraz da sizin aklınızda kalsın. Bu sıralar her an karşılaşabilirsiniz böyle tiplerle.

ALİ NUR KUTLU

[Mihrinaz]

Bizimde kafamızin içi soramadığımız, sorsak cevap alamadığımız, soruya muhatap bulamadığımız, cevapsız sorularla dolu. Sorulacak öyle yeni sorular ve bulunamayan muhataplar oluştu ki, bu sorular ne ki diyor insan.. Bir de kimse kimsenin cevabını beğenmiyor artık. O yüzden herkesin sorusu ve cevabı kendi içinde. Kendi vicdanında. Az soru mu sorsak acaba?

[Ahmet Bulut]

muallime Üyemizden Alıntı

Bulamadığım İnsanlara Soramadığım Sorular

Bazı insanları bulmak ve onlara aklımda bir türlü cevabını bulamadığım sorular sormak isterdim. Onlarca isim var böyle zihnimde. Yaptıkları ve söyledikleriyle dikkatimi çeken bu insanları bir gün bulduğumu ve karşısına oturup sorular sorduğumu hayal ediyorum bazen. Cevaplarını bulamadığım, mantığımın bir yere oturtamadığı sorular yöneltiyorum genelde. Bunlardan bir kaçını sizinle paylaşmak istedim.

Kobani bahanesiyle ülkeyi yakıp yıkan ve Yasin Börü'yü öldürenleri çok tanımak isterdim mesela. Sormak isterdim:

Neden okul, kütüphane, kan merkezi ve ambülansları yaktın? Bunların neyi seni rahatsız etti? Sizce mantık çerçevesi içinde bu soruya nasıl cevap verebilir bir insan? Kan merkezi ve ambulans yakmak hangi örgütün felsefesi içinde yer alabilir acaba?

Yasin Börü'yü üçüncü kattan attınız, vücuduna onlarca kez bıçak sapladınız, mermi sıktınız, üzerinden arabayla geçtiniz ve sonunda taşla başını ezdiniz. Yasin'i neden bu şekilde öldürdünüz? Siz insanlıktan çıkartacak kadar öfkelendirecek ne yaptı Yasin?

Bu cinayeti işleyen kişi muhtemelen korku yaratmak için bunu yaptığını söyleyecektir. Yani IŞİD gibi. Peki taşla bir insanın başına vurarak öldürme duygusu nasıl bir his acaba, bunu tarif edebilir misin?

Ana Muhalefet partisi lideri Kılıçdaroğlu'na da sorular sormak istedim.

Biliyorum Alevi olduğunuz için Suriye savaşında Esed'i tutuyorsunuz. Bunu açıkça söyleyemezsiniz tabi ama herkes biliyor artık. Peki işkenceyle öldürülmüş binlerce insanın fotoğrafı ortaya çıktığında ve bunun insanlığa karşı işlenmiş suç olduğu ispatlandığında ne düşündünüz? Mesela Trigel kayışı ile boğulmuş bir genç ya da açılıktan ölmüş ve sadece iskeleti kalmış biri sizde nasıl bir duygu uyandırıyor? Kimyasal silah saldırısına maruz kalmış bir bebek, nefes alamadığı için can çekişen bir çocuk görüntüsü hiç etki yaratmıyor mu sizde? Bir çocuk katiliyle, İmam Ali'yi seven Alevilik arasında nasıl bir bağ kurabiliyorsunuz? Esed'in öldürdüğü sivillerle, IŞİD'in öldürdüğü siviller arasında nasıl farklar var?

Paralel örgütün dinleme işlerini yapanlarla da karşılaşmak isterdim. Merak ettiğim şey kriminal kısmı değil, daha duygusal bir şey.

Yakın arkadaşın olan, yan yana namaz kıldığın birisini gizli kameraya çekerken, o kişiyi nasıl bir konuma oturtuyorsun? Arkadaşın olan bu insana nasıl yabancılaşıyorsun da onun en mahrem bilgilerini, görüntülerini kaydedip başka yerlere servis yapabiliyorsun? Cemaatinize ait otelde, arkadaşlarının aileleriyle birlikte kalırken mahrem görüntüleri çekilmiş. Bu görüntüleri nasıl izleyip tasnifliyorsun, deşifre ediyorsun ve bundan rahatsız olmamak için ne düşünüyorsun? Mesela o esnada; 'bir gün benim de ailemle mahrem görüntülerim çekilse' diye bir soru geliyor mu aklına?

Paralel örgüte benzer ama daha çok cinayet işleyen insanlar vardır. Derin devlet, devlet içinde karanlık çete, diye tanımlanır. Bunların bir kısmı askerde, poliste, istihbaratta oluyor. Bu kişiler bazı zamanlar silah arkadaşlarını, komutanlarını (Hulusi Sayın gibi), devlet büyüklerini öldürüyor. Onlardan biriyle konuşmak ve sormak isterdim:

Komutanını, silah arkadaşını öldürmen istendiğinde, nasıl oluyor da psikolojin hemen değişebiliyor ve onu öldürüyorsun? Bir insanı öldürmek için ona kızmak, öfkelenmek ve nefret etmek gerekmez mi? Nasıl oluyor da yıllardır arkadaşın, komutanın, büyüğün olan birisine hemen öfkelenecek şeyler buluyorsun? Daha sonra öldürdüğün o arkadaşınla anıların aklına geldiğine ne yapıyorsun?

Bir de ülkesine ihanet edenleri çok merak ediyorum. Tabi kimse 'ben ülkeme ihanet ettim, Türkiye düşmanıyım' diye ortaya çıkmaz, itiraf da etmez. Ama Türkiye'nin ekonomisi çöksün diye uğraşanlar, devlet sırlarını yabancı ülkelere satanlar, bütün milli kurumlarına düşmanca saldıranlar ülkesine ihanet ediyordur ve onlara sormak isterdim:

Muhtemelen ihanet suçunu işlerken bile hain olmadığını düşünüyorsundur, peki vicdanın hain olduğunu söyleyince onu nasıl susturuyorsun? Milletine ve ülkene ihanet ettiğini hiç mi hissetmiyorsun? Hissettiğinde içinde oluşam duygu neye benziyor? Vatan haini gibi ürpertici bir suç işlediğinde, daha güçlü nasıl bir duygun, motivasyonun olabilir ki bu ihanete devam ediyorsun?

Tuhaf kişiler ve tuhaf sorular aklımdaydı bugün. Biraz da sizin aklınızda kalsın. Bu sıralar her an karşılaşabilirsiniz böyle tiplerle.

ALİ NUR KUTLU