|
Konu Kimliği: Konu Sahibi ayel,Açılış Tarihi: 30 Ağustos 2007 (18:57), Konuya Son Cevap : 23 Ekim 2023 (10:45). Konuya 5 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
30 Ağustos 2007, 18:57 | Mesaj No:1 |
nefis... Nefis Nefis Azgın Arslan Gibidir!.. Uçsuz bucaksız bir ormanda azılı bir arslan yaşamaktadır. Ormandaki bütün hayvanlar korku içindedirler. Böyle yaşamaktansa bir çare ararlar. Düşünür, taşınır, aralarından bir heyet seçerek arslana gönderirler: - "Ey ormanların şahı arslan!. Her gün içimizden birini yakalıyor, yiyorsun!. Buna bir diyeceğimiz yok, fakat bu zahmet niye? Sen tahtında otur, biz, sana her gün içimizden birini yollarız, sen de rahatça yersin! Böylece, biz de, sen de huzur içinde ömrümüzü geçiririz!." derler. Bu teklif arslanın hoşuna gider. Kabul eder. Artık her sabah bir hayvan kendi ayağı ile gelip arslana teslim olmaktadır. Günlerden bir gün, sıra tavşana gelir. Hayvanlar: - "Eh ne yapalım, kısmet böyle!. Çoğumuzun rahatı için birimizin ölmesi gerek!. Haydi vakit geçirmeden yola düş!. Arslanı kızdırmayalım." derlerse de tavşan işi ağırdan alır, pek aldırmaz. Hayvanlar telaş içindedirler. Nihayet yalvara yakara tavşanı yola düşürürler... Tavşan, kayıtsız, seke oynaya arslanın huzuruna gelir ama, vakit de bir hayli ilerlemiştir. Açlıktan ateş püsküren arslan, kükrer: - "Nerede kaldın? Bu gecikmene sebep ne?" Tavşan, yalancı bir telaşla terlerini siler, boynunu büker: - "Aman efendim, ben saygıda kusur etmedim. Sabah erken yola çıktım ama, diğer bir arslan yolumu kesti, elinden kurtuluncaya kadar neler çektiğimi bilemezsiniz?" Arslanın öfkesi büsbütün başına vurur: "Kim bu küstah? Bu ormanda yalnız benim hükmüm geçer. Kimmiş o, çabuk söyle?" Tavşan durumdan memnun, hep öteki arslanı över, böylece arslanın haysiyetini tahrik eder. Arslan dayanamaz: - "Düş önüme, göster bu alçağı!." der, yola düşerler. Tavşan arslanı bir kuyunun başına getirir: - "İşte sultanım, bu kuyunun içinde!. Bakınız nasıl da kurulmuş." Arslan hırsla kuyunun içine bakar. Suda aksini görür. Hırlamaya başlar, kuyudaki aksi de hırlar. Tavşan fırsatı kaçırmaz: - "Görüyor musunuz efendim? Size nasıl da meydan okuyor." der. Arslan büsbütün hiddetlenir, gözleri döner. "Bir diyarda iki sultan olamaz, parçalamalıyım onu!." diye mırıldanır. Ardından da: "Gümm.." diye kuyuya atlar. Her şey bitmiştir artık. Tavşan yemyeşil çayırlarda seke seke hayvanlara kurtuluşlarını müjdeler. MESNEVİ: -"Ey kişi... Sen bu dünya kuyusunun dibine, hırsla, tamahla atlamış, mahpus bir arslansın. Nefsini yen de tavşan gibi hür dolaş... Senin tavşan nefsin, sahrada yiyip içmekte, zevk ve safa etmekte. Sen ise şu dedikodu ve münakaşa kuyusunun dibindesin!" (Beyit: 1350-1351) Ebu Mücahid (r.a.) buyurur: "Allah'ın (c.c.) yarattığı en ahmak mahluk nefistir." Çünkü, hep kendi aleyhine olanı ister. (alıntı) | |
Konu Sahibi ayel 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
sağ tarafa yatmak... | Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp | Tuba_ | 2 | 3128 | 11 Eylül 2007 01:59 |
Allah'a teslimcilik.... | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | Kara Kartal | 2 | 2200 | 07 Eylül 2007 00:53 |
Nefis | Muhtelif Konular | su damlası | 5 | 1968 | 30 Ağustos 2007 18:57 |
Debbağ | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | Kara Kartal | 4 | 2234 | 30 Ağustos 2007 18:49 |
elif... | Şiirler ve Şairler | Esma_Nur | 1 | 1807 | 26 Ağustos 2007 21:02 |
05 Aralık 2008, 01:01 | Mesaj No:2 |
Cvp: nefis...
Ey nefsim!Sana şaşıyorum!! İçerisinde rahatlık olmayan bir evde rahatlık istiyorsun. Fani olduğunu bildiğin dünyanın tadını çıkarmak istiyorsun.Zevk ve eğlence istiyorsun olayların akıbetine bakmıyorsun. Ey nefs! Neden insanların önünde takvalı,saf ve iffetli görünmeye uğraşıp karanlık kaplayıpta insanların evlerine çekildikleri vakit sanki seni görmüyormuş gibi Allah’a isyan etmeye cüret ediyorsun. Subhanallah!!!Allah’ı sana bakanların en basitimi kıldın? Rabbine yakarıp,onun sınırları içerisinde duracağın halde birde bakmışsınki iman elbisesini çıkarıyorsun insanlarla biraraya geldiğinde ise onu giyiyorsun. İnsanlar sana karşı Rabbinden daha cömert olmayacaklar. Bu durumu bir düşün ey nefs!İçini dışın gibi yap ve her zaman şunu tekrar et: ”Allah beni gözetleyendir.” ”Allah beni izleyendir.” ”Allah beni görendir. Ey nefs! Sana ne oluyorda sanki ondan emin olmuşsun gibi dünyaya güveniyorsun. Öncekilerin durumlarını hatırlamaz mısın? Onlar hayatlarını dünyaya hibe etmişler ve dünyayı en büyük kaygıları yapmışlardı birde baktılar ki dünya onlara ecellerini getirmiş ve nimetleri ateşe çevirmiş. Bilmiyormusun ki dünya aldatıcıdır,gayeleri ve durumları değiştiricidir.Bu halde ona nasıl güvenirsin? Herhangi bir anda ölüm sana hucüm edip seni içinde bulunduğun şeyden çıkarabilir ve seni bir diyardan onun için hazırlanmadığın başka bir diyara götürür. Orada senin durumun ne olur ey nefs! Aaaahhh nefs! Cenneti istediğini iddia ediyorsun ama onun için hiç çalışmadın. Ateşten korktuğunu iddia ediyorsun ama ondan hiç kaçmadın! Eğer Cennete girersen orada nimetlendirileceğini,eğer Cehenneme girersen orada azaba uğrayacağını öğrenmedin mi? Ey nefs!!!Neden seni her itaate zorladığımda tembelleşip benden kaçıyor,yorgunluk ve meşakkati bahane ediyor bir günah gördüğünde ise ona koşuyorsun? Ey nefs! Bana doğruyu söyle! Ne istiyorsun? Mutluluk mu mutsuzluk mu? Refah mı azap mı? Ey nefs! Sana yemin ederim ki mutluluk ve refah ancak Allah’a itaatte vardır. Mutsuzluk ve azap ise günahlarda vardır. Bana katılmaz mısın? Senden ümit ettiğim şey budur.. | |
03 Mayıs 2014, 18:29 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 40187 Üyelik T.:
20 Mart 2014 | Nefis Yüce Rabbimiz Allah, Kuran' ı Kerim' de birçok ayetle nefsimizin bizi daima kötülüğe çağıracağını bildirmiştir. Nefis insana hem her türlü kötülüğü hem de ondan sakınmayı ilham eder. Nefse ve ona ' bir düzen içinde biçim verene; sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun). (Şems Suresi, 8) Ayetten de anlaşıldığı gibi nefsimiz bize sınır tanımadan günah ve kötülüğü emrettiği gibi vicdanımız da günah ve kötülükten sakınmayı ilham eder. Böyle bir durumda insana düşen Allah' ın vicdanına ilham ettiğine göre hareket etmektir. Allah' ın hoşnutluğunu, sevgisini kazanmaya hangisinin uygun olduğunu anlamak da hiç zor değildir. Kişi Allah' a karşı son derece samimi olursa hangisinin en doğru olacağı konusunda hiç tereddüt etmez. Allah' ı dürüstçe ve samimi seven insan hayatının her anında en dürüst hareketin hangisi olduğunu bilir. Nefsini tatmin etmeye değil aksine ezmeye çalışır. Her şeyde Allah' ın rızasını arar. Kur’an' ı Kerim' i samimi olarak okuyan bir kişi, Cenab-ı Allah' ın Kur’an' da yaptığı birçok uyarının, nefsin terbiyesi için olduğunu anlayacaktır. Allah, Kendisi' nden gerektiği gibi korkmamızı emreder çünkü nefislerine uyanların sonunun hüsran olacağını da bizlere bildirmektedir. ...Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır. (6/12) Dediler ki: "Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız." (7/23) İnsan acz içinde olan bir varlıktır. Yemek yemeden, uyumadan, temizlenmeden yaşayamaz. En ufak bir virüs hastalanmasına hatta ölmesine sebep olabilir. Bunu çok derin düşünen bir insan, asla Allah' a karşı büyüklenerek nefsine uyamaz. İçi korkuyla titreyerek Rabbine teslim olur. Her an Allah' a muhtaç olduğunun bilincinde olur. Peygamberimiz Efendimiz (s.av)' de “Allah’ım! Göz açıp kapayıncaya kadar dahi beni nefsimle baş başa bırakma!” diye Rabbimize dua etmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) böyle derin bir korkuyla Allah' tan korkup, O' na sığınmıştır. Bizim de nefsimizi terbiye etme konusunda Peygamberimiz (s.a.v)' i örnek almamız gerekir. Bediüzzaman Hazretleri de Risale' ler de hep nefsine seslenmiştir. "Ey nefs-i emmarem! Sana tabi değilim. Sen istediğin şeye ibadet et ve istediğin şeyin peşine düş. Ben ancak ve ancak beni yaratıp şems ve kameri ve arzı bana musahhar eden Fatır-ı hakim-ı Zülcelal’e abd olurum” Kısacası nefis, insanın en büyük ve en tehlikeli düşmanıdır. İnsan bu tehlikeli düşmanına karşı imanını daima diri tutmalıdır. Bunun için de Kuran-ı Kerim' i rehber edinip, iman hakikatlerini öğrenerek Allah korkusunu arttırmalıdır. alıntı
__________________ Ben sizi Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir.Hz.Huseyin |
03 Mayıs 2014, 19:09 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 40187 Üyelik T.:
20 Mart 2014 | Cevap: Nefis Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: (Nefsini bilen Rabbini bilir) hadis-i şerifinin sırrına eren, nefsini sokakta gördüğü köpekten aşağı bilir. Nefsinin ayıplarını, kusurlarını görmeyen kimse, doğru yoldan ayrılır. İstikamet yani doğruluk üzere olmalıdır; çünkü en büyük keramet, istikamet üzere olmaktır. Nice küçük amel, niyetle büyük amel olur, nice büyük amel de, niyetle küçülür. İlmin öncesi niyet, sonra anlamak, sonra yapmak, sonra muhafaza, sonra da yaymaktır. Kim ilmi ararsa öğrenir. İlmi öğrenen, günah işlemekten korkar. Günahtan korkan ondan kaçar. Ondan kaçansa kıyamette hesaptan kurtulur. Din kardeşinin bir ihtiyacını görmek, bir sene nafile ibadet etmekten daha önemlidir. İlimde cimrilik yapan kişiye, Allahü teâlâ üç beladan birini verir: 1- Ölür, ilmi gider. 2- Unutarak ilmi gider 3- Kendine ilmi unutturacak kimseyle dostluk kurar, öylece ilmi gider. İnsandaki en üstün haslet, kâmil akıldır. Eğer o yoksa güzel edebdir. O da yoksa kendisiyle istişare edilecek şefkatli bir kardeştir. O da yoksa devamlı sükûttur. O da bulunmazsa, ölmektir. Bir âlimin sakınması gereken en önemli husus, Allahü teâlânın haram kıldığı şeylerden uzak durması ve dünyaya gönül bağlamamasıdır. Dünya sevgisi ve günahların istila ettikleri kalbden, hayır beklenmez. Bir kimse, Allahü teâlâya isyan ederken, Onu sevdiğini açıklar. Buysa, kıyasta acayiptir. Eğer sevgisi doğru olsaydı, Ona itaat ederdi; çünkü seven, sevdiğine itaat eder. Güzel ahlakın, bir kelimeyle özü, kızmamaktır. Ölümden sonrası için ölmeden önce hazırlık yapmalıdır. Kişi için en güzel süs; sükût, doğruluk ve vakardır. Allahü teâlâdan korkanlarla beraber olmalı. Bid' at sahipleriyle oturmaktan sakınmalıdır. Çoluk çocuklu bir kimse, onların ihtiyacı için çalışsa, geceleri kalkıp üzeri açık olarak gördüğü evladının üzerini bir şeyle örtse veya benzeri bir yardımda, bulunsa, gaza ve cihaddan daha üstündür. Kişinin kendi beğendiği şeyi, başkası için de beğenmesi güzel olur. Kendine layık gördüğünü başkasına da, layık görmeli, kendine layık görmediğini, başkasına da layık görmemeli. Kendisine faydası olmayanın, başkasına faydası olmaz. Ölüleri, iyi veya kötü halde görmek, cenab-ı Hakkın bazı kullarına ihsan ettiği bir keşif ve keramettir. Dirilere müjde vermek, onlara doğru yolu göstermek veya ölüler için hayırlı bir iş yapılmasına, borçlarının ödenmesine yaraması içindir. Ölüleri görmek, daha çok rüyada olmaktadır. Uyanıkken görenler de vardır. Evliya ve hal sahipleri için, bu bir keramettir.
__________________ Ben sizi Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir.Hz.Huseyin |
04 Mayıs 2014, 16:44 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 40187 Üyelik T.:
20 Mart 2014 | Cevap: Nefis
Nefis ne sağın var ne solun,ne altın var nede üstün ,ne önün var ne arkan,sen heryerden gelirsinde İnanan mümin heryerden tıkamıştır ,çekmiştir setlerini duvarlarını,aralayacak acık delik ararsın,lakin sen delik bulamassın girmeye ,adamı öyle edersin kıblegaıhını değiştirirsin ... Nefis sen daima fenalık peşindesin,Sucu sana yükleriz suçlu sensin,sen dile gelsen belkide açıklarımızı dersin,İnanan mümin emir ve yasaklara uğradığı süre icersinde dilinde olsa ne fayda,gözünde olsa ne fayda... Sen harama yöneltmek için tetiklersin ,sen yalan konuşmak için tetiklersin,sana uyan senden bile uzak dır çünkü sen kendine bile düşmansın..eRkam
__________________ Ben sizi Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir.Hz.Huseyin |
23 Ekim 2023, 10:45 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 13055 Üyelik T.:
18 Aralık 2010 | Kişinin kendi beğendiği şeyi, başkası için de beğenmesi güzel olur. Kendine layık gördüğünü başkasına da, layık görmeli, kendine layık görmediğini, başkasına da layık görmemeli. Kendisine faydası olmayanın, başkasına faydası olmaz.
__________________ "Bir yαrım αklın kuyusundα öbür yαrım αşkın kuytusundα... Cennet ve cehennem αrαsındα.Ucu sırαttαn geçen bir uçurum kenαrındα... Â'râftα..... Ârâfın dα αrαsındα...Ar ve αf yαrαsındα..." |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Nefis muhasebesi | YaŞuHa | Allah(c.c) | 1 | 05 Ekim 2021 13:41 |
Beyyine'nin Nefis Tarifleri | FECR | Pastalar | 1 | 19 Mayıs 2020 15:28 |
Ene-Nefis-Şeytan-1 | EyMeN&TaLhA | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 14 Mart 2014 10:35 |
Nefis ilgili sözler | MERVE DEMİR | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | 3 | 16 Temmuz 2009 17:24 |
Nefis nedir? | KuM TaNeSi | Soru Cevap Arşivi | 0 | 08 Nisan 2009 12:28 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|