|
Konu Kimliği: Konu Sahibi KuM TaNeSi,Açılış Tarihi: 09 Nisan 2009 (22:16), Konuya Son Cevap : 09 Nisan 2009 (22:16). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
09 Nisan 2009, 22:16 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | Şafii mezhebindeNamaz'in RÜkÛnlari Şafii mezhebindeNamaz'in RÜkÛnlari Şafii mezhebindeNAMAZ'IN RÜKÛNLARI Rükün, birşeyin esas olan parçalarından biri demektir Tıpkı duvarın, odanın bir rüknü (parçası) olduğu gibi, namazın rükû, secde gibi parça*ları da namazın rükûnlarıdır Namazın varlığı ve sahih olması, bütün rük-ûnların Cebrail'in Hz Peygamber'e öğrettiği şekil ve tertipte, o namaz içinde olmasıyla mümkündür Namazın onüç tane rüknü vardır Bunları aşağıda ayrı ayrı izah edeceğiz: 1 Niyet Niyet birşey yapılmaya başlandığında niyetle beraber o şeyi kasdet-mektir Niyetin yeri kalptir Bunun delili Hz Peygamber'in 'Ameller niyetle (mutebeOdir'[1] hadîsidir Niyetin sahih olması için tahrim tekbiriyle beraber olması gerekir Öyle ki kişi tahrim tekbirini telaffuz ettiği esnada namaza da niyet etmeli, onun farziyetini hatırlamalıdır Bu niyet için dilin kıpırdatılması şart değildir 2 Güç yettiği takdirde farz namazı ayakta kılmak Bu rüknün delili, İmran b Husayn'ın rivayet ettiği şu hadîstir: "Benim basurum vardı Hz Peygamber'e nasıl namaz kılacağımı sorduğumda 'Ayakta kıl Eğer buna gücün yetmiyorsa oturarak kıl, buna da gücün yetmiyorsa bir tarafına uzanarak kıl' dedi"[2] Kişi ancak vücudunu tamamen dik tuttuğu zaman kâini sayılır Mazereti olmadığı halde ellerinin ayası diz kapaklarına değecek şekilde eğilirse namazı fasid olur Çünkü namazın rükûnlarından biri de ayakta dimdik durmaktır Eğer buna riayet edilmez de eğilinirse namazın bir rüknü (parçası) eksik olur Namaz kılan kimsenin bir rahatsızlığı varsa, mümkün olduğu kadar ayakta durmalı, diğer kısmında oturmalıdır Farz namazlar kaydı, nafile namazları bu hükümden hariç tutar Çünkü nafile namazları, hastalık olsa da olmasa da ayakta kılmak mendub'chır Kişi, ayakta kılmaya gücü yetse de nafile namazları oturarak kılabilir Hz Peygamber şöyle buyurmuştur: Kim namazı ayakta kılarsa bu daha efdaldir Kim de oturarak kılarsa ayakta kılanın ecrinin yarısını elde eder Uzanarak kılanın ecri, oturarak kılanın ecrinin yarısı kadardır[3] 3 İhram (tahrim) tekbiri İhram tekbirinin delili Hz Peygamber'in şu hadîsidir: Namazın anahtarı temizlik, tahrimi (dışarı ile ilgiyi kesen kısmı) tekbir, tahlil'i (dışarı ile ilgilenmeyi helâl kılan kısmı) selâm'dır[4] Tahrim Tekbiri'nin Keyfiyeti Allahu Ekber lafzını söylemek gerekir İsme mâni olmayacak Aîlahu el-ekber, AUahu el-celil el-ekber gibi fazlalıklar zarar vermez Eğer Allah'ın sıfatlarından olmayan Allahu huve'l-ekber gibi veya ekberullahu gibi sigayı bozacak birşey söylenirse tekbir sahih olmaz, tekbir sahih ol*mayınca namaz da sahih olmaz Bunun delili de Hz Peygamber'in fiiline uymanın zorunlu olmasıdır; zira Hz Peygamber tahrim tekbiri olarak Allahu ekber lafzını kullanıyordu Tahrim Tekbiri'nin Şartları Tahrim tekbirinin sahih olması için aşağıdaki şartlara riayet edilmesi şarttır: a Allahu ekber lafzı ayakta dimdik durup söylenilmelîdir Namaza kalkıldığında tekbir alınırsa bu sahih olmaz Önce ayağa kalkıp dimdik durmalı, sonra tekbir almalıdır b Kıble'ye yönelindiği zaman tekbir alınmalıdır c Tekbir lafzı Arapça olarak söylenmelidir Ancak tekbir lafzını Arapça olarak söyleyemeyen ve öğrenme imkânı da olmayan kimse tekbir lafzını tercümesini bildiği lisanda söylemelidir; daha sonra Arapça olarak söylemeyi öğrenme imkânı olursa öğrenmesi vacib'dir d Kişi sağır değilse tekbir'in bütün harflerini duyacak şekilde söyle*melidir e Tekbir ile niyet aynı anda olmalıdır Daha önce de söylediğimiz gibi niyet bitirilir bitirilmez tekbir alınmalıdır 4 Fatiha okumak Fatiha farz ya da nafile namazın her rekâtında rükündür Bunun de*lili şu hadîstir: Namazda Fatihatu'l-Kitab'ı okumayanın namazı yoktur[5] Bu 'Kur'an'ın açılış sûresi olan Fatiha sûresini okumayan kişinin na*mazı sahih olmaz' demektir Besmele (=Bismillahirrahmanirahim), Fatiha sûresinden bir ayettir Namaz kılan kişi besmele çekmeden Fatiha'ya başlarsa, namazı sahih olmaz Çünkü Ümmü Seleme'nin rivayet ettiğine göre Hz Peygamber besmeleyi Fatiha'dan bîr ayet saymıştır2 Fatiha'nın Sahih Olmasının Şartları Fatiha sûresi okunurken aşağıdaki şartlara riayet edilmesi gerekir: a Kulakları normal ise, en az duyacağı kadar açıktan okumalıdır b Varid olan tertib gibi, kıraati müretteb olarak devam ettirmelidir Harflerin mahreç ve şeddelerine dikkat ederek okumalıdır c Mânâyı bozacak şekilde lahn yapılmamalıdır Mânâya zarar vermeyecek şekilde lahn yapılırsa namaz fasid olmaz d Fatiha, Arapça okunmalıdır Fatiha'nın tercümesini okumak sahih olmaz Çünkü Fatiha'nın tercü*mesi Kur'an olmaz e Namaz kılan kimse Fatiha'yı ayakta iken tamamlamalıdır Eğer Fatiha tamamlanmadan rükû'ya gidilirse kıraat fasid olur Bu durumda tekrar kıyam'a dönmeli ve Fatiha'yı yeniden okumalıdır Namaz kılan kişi Arap olmadığından ötürü Fatiha'yı okumaktan aciz ise, onun yerine ezbere bildiği yedi ayet okumalıdır Eğer Kur'an'dan hiçbir şey bilmiyorsa, Fatiha'nın okunduğu müddet kadar ayakta Allah'ı zikredip sonra rükû'ya gitmelidir 5 Rükû Şer'an rükû, namaz kılan kimsenin mümkün olduğunca -ellerinin ayasının diz kapaklarına yetişecek kadar- eğilmesidir Bu, rükû için yapılması en az olan harekettir En mükemmeli ise sırtın tamamen düz olup kuyruk sokumu ile başın aynı hizaya gelmesidir Rükû'nun farz olduğunun delili şu ayettir: Ey iman edenler! Rükû edin, secde edin (namaz kılın) (Hac/77) Hz Peygamber de namazı öğrettiği kişiye şöyle demiştir: Sonra rükû'ya varıp mutmain oluncaya (bütün azaların yatişıncaya) kadar dur![6] Hz Peygamber'in rükû'yu böyle yaptığı sayılmayacak kadar sahih hadîsle sabit olmuştur Rükû'nun Şartları Rükû'nun sahih olması için namaz kılan kişinin aşağıdaki hususlara riayet etmesi gerekir: a Avuçlar diz kapaklarına değecek kadar eğilmelidir Ebu Humeydî es-Saidî 'Hz Peygamber rükû'ya vardığı zaman avuç*larıyla dizlerini tutardı1 demiştir[7] b Rükû niyetiyle eğilmelidir Eğer kişi başka bir nedenden dolayı eğilip de bunu rükû sayarsa, bu, rükû olmaz Ayakta dimdik dururken rükû'ya gitmeyi kasdederek eğilmelidir c Rükû'ya gittikten sonra bütün bedeni subhane rabbiye'Uazİm diye*cek kadar mutmain (sakin, yatışmış) olmalıdır Bu rükû'nun en azıdır Bunun delili daha önce geçen hadîste Hz Peygamber'in 'Rükû'ya gittiğinde bütün bedenin mutmain olmalıdır' de-mesidir Yine Hz Peygamber şöyle buyurmuştur: En kötü hırsız namazından çalandır Sahabîler 'Ey Allah'ın Rasûlü! Kişi namazından nasıl çalar?' diye sorduklarında, Hz Peygamber 'Rükû ve secdesini tam yapmaz' buyurdu[8] Huzeyfe şöyle demektedir: Hz Peygamber rükû ve secdesini tam yapmayan bir kişi görünce şöyle dedi: 'Sen namaz kılmadın Eğer bu du*rumda ölürsen Allah'ın Muhammed'i üzerinde yarattığı fıtrat üzerinde öl*memiş olursun'[9] Bu hadîsin anlamı 'Senden istenen namazı eda etmemiş, Muhammed'in yolunda ölmemiş olursun' demektir Yoksa bu 'Sen kâfir olarak ölmüş olursun' anl----- gelmez Rükû'nun en mükemmel şekli ise sırt ve ense aynı hizada dümdüz, dizler dimdik, eller de diz kapaklarını tutmuş vaziyette olduğu halde üç defa subhane rabbiye'1-azim diyecek kadar sakin bir şekilde durmaktır Huzeyfe şöyle diyor: "Bir gece Hz Peygamber ile beraber namaz kıldım Bakara sûresini okumaya başladı Sonra rükû'ya varıp subhane rabbiye'l-azim dedi Sonra semiallahu îimen hamideh dedi Sonra rükû'una yakın derecede ayakta durdu Sonra secde edip subhane rab-biye'î-a'İa dedi Secdesi de kıy----- yakındı"[10] Hz Peygamber şöyle buyurmuştur: Sizden biriniz rükû'ya varınca rükû'da üç defa subhane rabbiye'U azim derse rükûu tamam olur ve bu en azıdır[11] Ebu Humeydî'nin rivayet ettiği daha önce geçen hadîste şu ibare vardır: 'Sonra sırtını meylettirip yere doğru eğildi1 6 Rükû'dan sonra itidal İtidal rükû ile secde arasını ayıran bir sakinliktir İtidâl'in delili, Hz Aişe'nin şu rivayetidir: 'Hz Peygamber başını rükû'dan kaldırdığında dümdüz dikilmedikçe secde'ye gitmezdi1[12] Namazın erkanına riayet etmeyen bir kişiye Hz Peygamber şöyle demiştir: Sonra başını rükû'dan kaldır ve dimdik ayakta duruncaya kadar secde'ye gitme[13] İtidâl'in Şartlan İtidâl'in sahih olması için aşağıdaki hususlara riayet edilmesi şarttır: a Rükû'dan doğrulduğunda ibadetten başka birşey kasdetmemelidir b İtidâl'i fazla uzatmamahdır İtidal müddeti, Fatiha'yi okuyacak kadar bir zamanı geçmemelidir Çünkü itidal uzun değil, kısa bir rükûn'dur Onu fazla uzatmak caiz ol*maz 7 Her rekât'ta iki defa secde etmek Secde'nin şer'î anlamı, namaz kılan kimsenin alnının secde yerine değmesidir Secde'nin delili (Ey iman edenler! Rükû edin, secde edin' (Hac/77) ayetidir Hz Peygamber, namazın erkânına riayet etmeden namaz kılan bir kişiye şöyle demiştir: Sonra secde'ye git ve azaların yatışıncaya kadar bekle, sonra başını kaldır azaların yatışıncaya kadar otur Sonra yine secde'ye git ve azaların yatışıncaya kadar bekle Secde'nin Şartları Secde'nin sahih olması için aşağıdaki şartlara riayet edilmesi gerekir a Secde esnasında alın açık olmalıdır b Secde yedi âza üzerine yapılmalıdır Hz Peygamber şöyle demiştir: Alın (alnını gösterirken eliyle burnu üzerine işaret etti), eller, dizler ve ayak uçları olmak üzere yedi kemik (yedi âza) üzerine secde etmekle emrolundum[14] Bu azalardan sadece alnın açık olması şarttır Diğer azaların açık ol*ması gerekmez Bu bakımdan eldivenli olarak namaz kıhnabilir c Mümkün olduğu kadar secde'de kuyruk sokumu, baş'tan yüksek tutulmalıdır Bunun delili Hz Peygamber'in böyle yapmış olmasıdır d Kişinin kıpırdaması ile kıpırdayan elbise ve benzeri şeylerin üze*rine secde edilmemelidir e Secde'ye, secde'den başka, korku ve benzeri sebeplerle gidilme*melidir f Karın ile yer arasında bir açıklık kalmalıdır g Secde'de, en az subhane rabbiye'1-a'lâ diyecek kadar kalmalıdır Secde'nin en mükemmel şekli şöyledir: Kişi secde'ye giderken tekbir getirip önce dizlerini, sonra ellerini, sonra alnını, sonra burnunu yere koymalıdır Elleri omuzlan hizasında ve parmaklan bitişik olarak kıble'ye doğru olmalıdır Yanlar, uyluk ve karına dokunmamah, dirsekler yerden yüksek olup iki yandan da uzak tutulmalı ve üç defa subhane rabbiye'l-a'îâ demelidir Ebu Hüreyre şöyle demiştir: 'Hz Peygamber secde'ye git*mek istediği zaman Allahu Ekber derdi'[15] Hz Peygamber de şöyle buyurmuştur: Secde'ye gittiğin zaman avuçlannı yere koy ve dirseklerini kaldır[16] Abdullah b Mâlik b Buhayne şöyle demiştir: 'Hz Peygamber namaz kılarken koltuklarının beyazlığı görünecek kadar pazulannı açardı'[17] Ebu Humeydî şöyle diyor: 'Hz Peygamber ellerini yanlarından uzaklaştırıp avuçlarını omuzlarının hizasına koydu'[18] Yine Ebu Humeydî şöyle demektedir: 'Hz Peygamber secde ettiği zaman karnını uyluklarından hiçbir şey üzerine yüklemeden uyluklarının arasını açardı'[19] Hz Peygamber şöyle buyurmuştur: Sizden biriniz secde ettiğinde, secdelerinde üç defa subhane rab-biye'1-a'lâ derse secdeleri tamam olur ve bu en azıdır[20] Kadın ise, secde halinde azalarını birbirine bitiştirmelidir Hz Peygamber namaz kılan iki kadının yanından geçerken şöyle demiştir: Secde'ye gittiğinizde vücudunuzu yere yapıştırın Çünkü kadın bu hususta erkek gibi değildir[21] 8 İki secde arasında oturmak Her rekât'ta bulunan iki secde arasında oturmak farzdır, bunun delili, Hz Peygamber'in daha önce geçen hadîsinde 'Sonra başını kaldır mutmain oluncaya kadar otur' sözüdür İki secde arasındaki oturmanın sahih olması için aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerekir: a Korku ve başka nedenlerden ötürü değil, ibadet kasdıyla oturul-malıdır b İki secde arasındaki oturmayı fazla uzatmamalıdır Bu oturma teşehhüd miktarından daha fazla olmamalıdır c En az subhane rabbiye'1-a'îâ diyecek kadar oturulmalıdır 9 Son oturuş Son oturuştan maksat, namazın sonundaki, arkasından selâm gelen oturuştur 10 Son oturuşta teşehhüd okumak Abdullah b Mes'ud şöyle diyor: Hz Peygamber ile beraber namaz kılarken namaz (oturuşun)da 'es-Selâmu alellâhi, es-selâmu alâ fulânin' derdik Günün birinde Hz Peygamber şöyle dedi: "Selâm, Allah'ın kendi*sidir Biriniz namazda oturduğunda 'Ettehiyyatu lillâhi' desin"[22] Teşehhüd bize farz kılınmadan önce 'es-Selâmu alellâhi kable'I-iba-dihi' derdik[23] Allah selârn'm kendisidir sözünden maksat, selâm, Allah'ın İsimlerin*den biridir demektir Bazı âlimler selâm'ın mânâsı hakkında şöyle demişlerdir: 'Selâm, insanların müptela olduğu ayıp ve kötülüklerden berî olmaktır'[24] Teşehhüd lafzının en azı şöyledir: Bütün tahiyyeler, selâmlar Allah'a mahsustur Ey Nebî! Allah'ın se*lâmı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun Bize ve Allah'ın salih kullarına selâm olsun Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur Yine şehadet ederim ki Muhammed, Allah'ın rasûlüdür Teşehhüd lafızları hakkında birçok sahih rivayet vardır İmam Şafii'ye göre teşehhüd'ün en mükemmel ve en üstün şekli İbn Abbas'ın rivayet ettiği şu lafızdır: Hz Peygamber bize Kur'an'dan bir sûre öğretir gibi teşehhüd'ü öğretirdi Hz Peygamber, teşehhüd'ü şu lafızlarla söylerdi: Bütün ta*hiyyeler, bereketler, salâvatlar ve güzel şeyler Allah'ındır Ey Nebî! Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun Bize ve Allah'ın salih kullarına selâm olsun Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yotur Yine şehadet ederim ki Muhammed, Allah'ın rasû*lüdür[25] Teşehhüd Okunurken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar a Kendi duyabilecek şekilde okumalıdır b İbareler peşpeşe okunmalıdır Okumaya ara verip sonra devam edilirse veya araya başka bir zikir sokulursa teşehhüd fasid olur; yeni baştan okunması gerekir f Kelimeler, rivayetlerdeki tertibe riayet ederek okunmalıdır 11 Son teşehhüd'den sonra Hz Peygamber'e salât u selâm getirmek Teşehhüd'ü yukarıda anlatıldığı gibi tamamladıktan sonra ve selâm 'vermeden önce Hz Peygamber'e salât ve selâm getirmelidir Hz Peygamber'e salât etmenin farz olduğunun delili şu ayettir: Allah ve melekleri peygamber'e salât ederler Ey iman edenler! (Sizde) ona salât edin(Ahzab/56) Âlimler, Hz Peygamber'e salâvat getirmenin namazdan başka bir yerde farz olmadığında ittifak etmişlerdir Bu bakımdan farz olan salât, namazdaki salât'tır Sahabîler, Hz Peygamber'e 'Ey Allah'ın Rasûlü! Namazda sana salât etmek istediğimizde nasıl yapalım?' dediler Hz Peygamber şöyle deyin dedi: 'Allahumme salli alâ Muhammedin1[26] Bu hadîs, Hz Peygamber'e salât etmenin sadece namazda farz olduğuna delâlet eder Hz Peygamber'e salât etmeye en uygun yer son teşehhüd'dür Hz Peygamber şöyle buyurmuştur: Biriniz namaz kıldığı vakit, aziz ve celil olan Allah'ı ululamak ve öv*mekle başlasın, sonra peygambere salât u selâm etsin Bundan sonra dilediği şekilde duâ etsin[27] Hz Peygamber'e getirilen salât selâm'ın en azı şöyledir-Allahumme sallı alâ Muhammedi Hz Peygamber'e getirilen salât u selâm'ın en fazlası da şöyledir: Allahumme sahi alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed Kema sal-leyte âlâ İbrahim'e ve alâ âl-i İbrahim; ve barik alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed Kemabarekte alâ İbrahime ve alâ âl-i İbrahim-fi'î-âlemîne inneke hamîdu'n-mecîd Ey Allahım! Muhammed'e ve âline, İbrahim ve âline salât ettiğin gibi salât et! Muhammed^e ve âline, İbrahim ve âline bereket verdiğin gibi bereket ver Âlemler içinde şüphesiz sen kendisine çok hamdedilen ve çok medhedilensin Salât u selâm'ın bu lafzı Buharı, Müslim ve başka muhaddislerin ri*vayet ettikleri birçok sahih hadîsle sabit olmuştur Rivayetlerin bazılarında fazlalık, bazılarında da eksiklik vardır[28] Hz Peygamber'e Getirilen Salât u Selâm'ın Şartları Hz Peygamber'e salât u selâm getirirken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir: a Sesini duyabileceği kadar yükseltmelidir b Muhammed, rasûl, veya nebî kelimesi kullanılmalıdır Eğer Allahumme sallı alâ Ahmed derse yeterli olmaz c Salât u selâm, Arapça olarak getirilmelidir Eğer Arapçasmı bilmiyorsa, bildiği dilde tercümesini okumalıdır Mümkünse hemen Arapçasım öğrenmek vacibdir d Salât ederken tertibe riayet edilmelidir Salât ile teşehhüd arasındaki tertibe de dikkat edilmelidir Çünkü salât u selâm'ı, teşehhüd'den önce getirmek sahih olmaz 12 Birinci Selâm Bu selâm, namaz kılanın sağ tarafa dönüp es-selâmu aleykum ve rahmetullahi demesidir Birinci selâmın farz (rükün) olduğunun delili, daha önce geçen Hz Peygamber'in 'Namazın tahrimi tekbirdir, tahlili selâmdır' sözüdür Selâm lafzının en azı bir defa es-selâmu aleykum de*mektir En efdali ise hem sağa, hem sola dönerek iki defa es-selâmu aleykum ve rahmetullahi demektir Sa'd şöyle diyor: 'Ben Hz Peygamber1! sağ ve sol tarafına selâm ve*rirken gördüm Hatta (bu sırada) yanağının beyazlığını da gördüm11 İbn Mes'ud şöyle rivayet ediyor: 'Hz Peygamber sağ ve soluna es-selâmu aleykum ve rahmetullahi, es-selâmu aleykum ve rahmetullahi diye, yanağının beyazı (arkadan) görünecek şekilde selâm verirdi12 13 Sayılan rükûnların tertibine -varid olduğu şekilde- riayet etmek Bu tertib şöyledir: Önce niyet, sonra tahrim tekbiri, sonra Fatiha, sonra rükû, sonra itidal, sonra secde ve diğerleri yapılmalıdır Eğer bu rü*kûnların bir kısmının yeri bilerek değiştirilirse o namaz fasid olur Rükûnların yeri bilerek değiştirilmemişse, tertibi bozulan rüknün başlangıcından itibaren namaz fasid olur Bu bakımdan o noktadan İtibaren yapılanların tümünün yeniden yapılması gerekir Eğer namaza devam edilirse sahih olan rekât, fasid olan rekâtın yerine geçer Bu durumda namazı bir rekât artırmak vacib olur 1 Müslim/582 2 Ebu Dâvud/996; Tirmizî/295 ve başka muhaddisler (Tirmizî hasen-sahih olduğunu söylemiştir) [1] Buharî/l; Müslim/1907 [2] Buharî/l 066 [3] Buharî/1065 [4] Tirmizî/3; Ebu Dâvud/6l [5] Buharî/723; Müslim/394 İbn Huzeyme (sahih isnadla) [6] Buharî/72'i; Müslim/397 [7] Buharİ/794 [8] İmam Ahmed, Taberanî ve başka muhaddisler [9] Buharî/758 [10] Müslim/772 [11] Tirmizt/261; Ebu Dâvud/886 ve başka muhaddisler, (İbn Mes'ud'dan) [12] Müslim/498 [13] Buharı/724; Müslim/397 [14] Buharî/779; Müslim/490 [15] Buharî/770; Müslim/292 [16] Müslim/494, (Bera'dan) [17] Buharî/383; Müslim/495 [18] Ebu Dâvud/734; Tirmizî/270 [19] Ebu Dâvud/735 [20] Tirmizî/26l; Ebu Dâvud/886 [21] Beyhakî, 11/223 [22] Buharî/5806; Müslim/402 ve başka muhaddisler [23] Beyhakî 11/138; Dârekutnî, 1/350 [24] İbn Esir, en-Nihaye [25] Müslim/403 [26] İbn Hibban/515; Hâkim, 1/268 [27] Tirmizî/3475; Ebu Dâvud/İ481 ve başka muhaddisler [28] Buharî/1390; Müslim/406
__________________ Söz işlemez yüreklere sükûtum dağlar gibi... |
Konu Sahibi KuM TaNeSi 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
41.Haftanın Misafiri Belgin | Hafta'nın Misafiri | Belgin | 37 | 14951 | 04 Ekim 2009 16:49 |
Neden Su içmeliyiz(46 sebep) | Tıbb-ı Nebevi ve Alternatif Tıp Bilgileri | su damlası | 6 | 3661 | 04 Ekim 2009 12:50 |
Yokluğuna Alıştırma... | Şiirler ve Şairler | KARAKÖSE | 1 | 3006 | 04 Ekim 2009 12:45 |
Kırgınım Sana /medineweb | Şiirler ve Şairler | su damlası | 8 | 3281 | 02 Ekim 2009 19:49 |
google amcam düzeltir işi bilir herşeyi =) | Resim/Karikatür | Esma_Nur | 2 | 2758 | 02 Ekim 2009 11:25 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Büyük Şafii İlmihalinde ve Şafii Mezhebinde Kefaretin Vacib Olduğu Kişi | MERVE DEMİR | Oruç-Ramazan | 1 | 12 Nisan 2023 18:13 |
Şafii mezhebindeNAMAZ | KuM TaNeSi | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 0 | 09 Nisan 2009 22:18 |
Şafii mezhebindeNamaz'in Sihhatİnİn Şartlari | KuM TaNeSi | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 0 | 09 Nisan 2009 22:17 |
Şafii mezhebindeBayram Namazlari | KuM TaNeSi | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 0 | 09 Nisan 2009 22:12 |
Şafii Mezhebi | MERVE DEMİR | İslam/Dinler/Mezhepler | 2 | 23 Ağustos 2008 12:48 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|