Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İBADETLER.::. > İbadetler > Namaz-Abdest-Teyemmüm

Konu Kimliği: Konu Sahibi nuryuzlum,Açılış Tarihi:  04Haziran 2009 (22:54), Konuya Son Cevap : 04Haziran 2009 (22:55). Konuya 2 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 04Haziran 2009, 22:54   Mesaj No:1
Medineweb Aktif Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:nuryuzlum isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5807
Üyelik T.: 24 Aralık 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 153
Konular: 68
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Namazla hidayeti bulanlar...

Namazla hidayeti bulanlar...

AHMET SABAN

Saflar kurulurken, safa girenler arasında hiçbir fark gözetilmediğini büyük bir hayret ile görüyorduk. Beyaz insanlar, sarı insanlar, siyah insanlar, zengin insanlar, fakir insanlar, tüccarlar, memurlar, işçiler, hiçbir ırk veya rütbe farkı gözetilmeksizin yan yana geliyor ve birlikte ibadet ediyorlardı..



Amerikalı Hıristiyan Thomas Muhammed Clayton anlatıyor:
Tam öğle olmak üzereydi. Sıcaktan bunalmış, tozlu yoldan geçerken, bir aralık kulağımıza kendine mahsus bir güzelliği olan bir ses gelmeye başladı. Bu ses etrafımızdaki bütün boşluğu sanki dolduruyordu. Bir ağaç topluluğunu geçince, önümüze insana hayret verici bir manzara çıktı. Adeta gözlerimize inanamıyorduk. Tahtadan yapılmış ufak bir kule üzerine çıkmış, tertemiz cübbeli ve beyaz sarıklı, yaşlı bir Arap ezan okuyordu. Ezanı okurken kendinden geçmiş sanki dünyadan tamamen ayrılarak yaratıcısının, sahibinin huzuruna çıkmış gibiydi. Bu yüce manzara karşısında biz de sanki büyülenmiş gibi durakladık ve yavaş yavaş yere oturduk. Kulağımıza gelen seslerin ve sözlerin manasını anlamıyor, fakat onun tesiri altında kalıyor ve ruhumuzda bir başkalık, bir ferahlık hissediyorduk. Sonradan öğrendik ki, arabın söylediği tatlı sözlerin manası şu idi: “Allah–ü Teala en büyüktür. Allah Teala'dan başka ilah, mabud yoktur.”
Birden bire etrafımızda birçok insanlar belirdi. Hâlbuki biz o zamana kadar, etrafımızda kimseyi görmemiştik. Nereden çıktıklarını, nereden geldiklerini bilmediğimiz bu insanların yüzünde büyük bir hürmet ve muhabbet ifadesi vardı. İçlerinde her yaştan, her sınıftan insan bulunuyordu. Elbiseleri başka, yürüyüşleri başka, görünüşleri başka idi. Fakat hepsinin yüzünde, aynı ciddi ifade büyük vakar ve aynı sevimlilik vardı. Gelenlerin sayısı artıyor ve biz galiba bunların arkası bir türlü kesilmeyecek diye düşünüyorduk. Nihayet gelenler toplandı. Hepsi ayakkabılarını ve takunyalarını çıkararak, saf saf dizildiler. Saflar kurulurken, safa girenler arasında hiçbir fark gözetilmediğini büyük bir hayret ile görüyorduk. Beyaz insanlar, sarı insanlar, siyah insanlar, zengin insanlar, fakir insanlar, tüccarlar, memurlar, işçiler, hiçbir ırk veya rütbe farkı gözetilmeksizin yan yana geliyor ve birlikte ibadet ediyorlardı.
Ben birbirlerinden bu kadar farklı insanın, kardeşçe yan yana gelmelerine hayran olmuştum, bu ilk gördüğüm ulvi manzara üzerinden şimdi üç sene geçti. Bu arada ben de insanları bu kadar birbirine yaklaştıran bu ulvi din hakkında bilgi toplamaya başlamıştım.
Müslümanlık hakkında edindiğim bilgiler beni bu dine büsbütün yaklaştırdı. Müslümanlar bir tek Allah'a inanıyor, Hıristiyanların telkin ettikleri gibi insanların günah içinde doğmadığını söylüyorlardı. Onları yalnız, Allah–ü Teala'nın kulu olarak kabul ediyor, onlara karşı büyük bir şefkat gösteriyor, doğru yolda oldukları müddetçe onların rahat, huzur ve saadet içinde yaşamalarını arzuluyorlardı. Hıristiyanlıkta akıldan geçen fena bir düşünce bile günah sayıldığı halde, Müslümanlar ancak, Allah–ü Teala'ya isyanı ve kullara karşı yapılan bir kötülüğü günah sayıyor, insanı düşüncesinde tamamıyla serbest bırakıyordu. İslam dini, “insan ancak yaptığı işten mesuldür,” diyordu.
İşte yukarıda sıraladığım bu sebeplerden dolayı, seve seve Müslümanlığı kabul ettim. Aradan üç sene geçtiği halde bazı geceler rüyamda o Arap müezzinin hazin ve tesirli sesini duyar ve her taraftan koşup gelen ve türlü türlü insanların saf saf dizildiğini görürüm. Allah–ü Teala'ya ibadet etmek için aralarında hiçbir fark gözetmeksizin, birlikte secdeye kapanan bu insanlar, muhakkak ki samimi olarak Allah–ü Teala'ya ibadet etmektedirler.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi nuryuzlum 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Röportaj: Namık Kemal ZEYBEK Anket'ler-Röportaj'lar namzet davadar 4 3015 29 Ağustos 2009 18:07
TÜRKİYE GERÇEĞİNİ YAVAŞ YAVAŞ ANLAYACAĞIZ ... İslami Haberler kurtmehmet 1 2068 27 Ağustos 2009 23:28
Sadaka-i Fıtır Oruç-Ramazan Kara Kartal 3 2274 24 Ağustos 2009 02:51
Oruçlunun Ağız Kokusu! Oruç-Ramazan nuryuzlum 0 2210 24 Ağustos 2009 02:46
Oruçlarda Niyet! Oruç-Ramazan nuryuzlum 0 1765 24 Ağustos 2009 02:44

Alt 04Haziran 2009, 22:54   Mesaj No:2
Medineweb Aktif Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:nuryuzlum isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5807
Üyelik T.: 24 Aralık 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 153
Konular: 68
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Namazla hidayeti bulanlar...

AVUSTRALYALI MİMAR NORMAN VALDI
BLUNKETTE ANLATIYOR
Dünya savaşından sonra Libya'nın batısında sahrada idim. Eliyle kumları düzenleyen birini gördüm. Sonra huşu içinde durdu ve etrafındakilerden yüz çevirdi. “Bu adam ne yapıyor?”, diye sordum. "O namaz kılıyor" dediler. Onun mensup olduğu ayını olmadan, mesleği basit olan bir dinin hangisi olduğunu sordum. O andan itibaren nefsimi arındıran şeye ihtiyacım arttı. Dinler tarihi derslerinde İslam ile ilgili mukaddimede başlayan meylim sonucunda Müslüman oldum.

ÇİNLİ YUNG PENCABİ ANLATIYOR
Müslümanların Rablerine ibadet usulünü seviyordum. Mescitte cemaatle namaz kılıyorlar, zillet ve huşu içerisinde Allah–ü Teala'ya secde ediyorlardı. O anda Allah'a ibadette en üstün yolun o olduğunu hissettim. O andan itibaren İslam'ı sevmeye başladım ve onu kendime din olarak kabul ettim.

HİNDİSTANLİ KOFHİ LAL CABA ANLATIYOR
Hindistan'da Müslümanların mescidlerinden birine her uğradığım zamanda kalbimi, bu kutsal mekânın azametinin hissiyatı doldururdu. Sürekli düşünürdüm; "müezzin namaz için sesleniyor ve sanki bu nida beni kastediyor!" İçimden bir ses şöyle diyordu. Haydi, namaza gidelim haydi kurtuluşa gidelim.
Kalbim mescitteki müminlerin cemaatine katılmak istiyordu. Bu kuvvetli çağrı öylesine çekiyordu ki, mescide girmemek ve müslümanlarla beraber saf tutmamak için nefsime hâkim olamıyordum. Gerçekten de bu isteğe direnecek gücüm yoktu ve nihayetinde müslüman oldum.
Alıntı ile Cevapla
Alt 04Haziran 2009, 22:55   Mesaj No:3
Medineweb Aktif Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:nuryuzlum isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5807
Üyelik T.: 24 Aralık 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 153
Konular: 68
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Namazla hidayeti bulanlar...

AYDAKİ EZAN SESİYLE GELEN HİDAYET
Neil Armstrong, 9 basamaklı merdivenden inerek aya ilk defa ayak basan insan olma şerefine nail olur. Ancak Armstrong'un 14 yıl sonra ulaşacağı nokta, kendisine aya ulaşmanın sağlamış olduğu şereften çok daha büyüğünü kazandıracaktır.
Evet aradan 14 yıl geçer. 1983 yılının şubat ayına gelinir. Armstorng bir konferans vermek üzere ilk defa bir İslam ülkesine, Mısır'a gelmiştir.
Konferansın sonuna yaklaşıldığı bir sırada Armstrong'un büyülenmiş gibi yerinde çakıldığı görülür. Pencerelerden içeri süzülen bir sesi dinlemektedir ve onu sanki daha önceden duymuş gibidir.
Duyduğunun ne olduğunu sorunca, yanındakiler: "Ezan sesidir", derler. Allah'ın kudretini kainata ilan eden ve bizleri kurtuluşa çağıran ilahi davet ve Armstrong'un bunun üzerine söylediği sözler tüyler ürperticidir:
"Bu ses, aya ilk ayak bastığımda duyduğum ve ürperdiğim sestir. Önceleri kulaklarımın uğuldadığını zannetmiştim, fakat bu sesi daha sonra tekrar duyarak titremiştim.”
Salonda çıt çıkmamakta ve herkes dışarıdan gelen ezan sesini dinlemektedir.
Armstrong'un ruhunda kopan fırtına, ezanın tamamlanmasına kadar geçen kısa sürede İslamiyet'i seçmesine sebep olacaktır.
Aya yükselip insanoğluna ait ilk adımları atan Armstrong böylelikle manevi yükselişinde ilk adımlarını atmış bulunmaktadır.
Haber kısa sürede yankı bulur ve İslam ülkelerinde büyük bir sevinçle karşılanır. Pakistan'da yayımlanan, "The Müslim World" isimli derginin, 19 Şubat 1983, tarihli sayısında ve yine aynı ülkede "Cenk" dergisinde ve Malezya'da yayımlanan "Star" dergisinde habere geniş yer verilir ve Armstrong'un hayatından söz edilir.
Bizler, her geçen gün çığ gibi artarak İslamiyet'i seçen bahtiyarları tebrik ediyor ve bu yüce dinin mensubu olmakla iftihar ediyoruz.
Birkaç milyar dolara mal olan aya gidiş hadisesi Batı âleminin nazarında neticesine ulaşmış mıdır bilemiyoruz. Ancak Armstrong'un ayda duyacağı ezan sesi ve bu vesileyle Müslüman olması, özellikle Armstrong ve İslam âlemi için bütün beklenenlerin üzerindedir.
Çünkü bir insanın iman vasıtasıyla kazanacağı ebedi hayatı, her şeyden daha kıymetlidir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Bir günlük namazla neler kazanıyoruz. MERVE DEMİR Namaz-Abdest-Teyemmüm 3 10 Ağustos 2022 18:26
Namazla alay edilmez Arasat Namaz-Abdest-Teyemmüm 4 18Haziran 2014 13:26
Namazla ilgili güzel bir video Namazla Dirilmeliyiz... MERVE DEMİR Videolar/Slaytlar 1 06 Ocak 2013 12:05
Kur'an'ın Hidayeti YaŞuHa Kur'ân-ı Kerim Genel 0 17 Kasım 2011 12:56
namazla ilgili Muhteşem Namaz-Abdest-Teyemmüm 5 06Haziran 2008 03:11

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.