|
Konu Kimliği: Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK,Açılış Tarihi: 09 Ekim 2010 (21:10), Konuya Son Cevap : 12 Nisan 2011 (14:35). Konuya 9 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
09 Ekim 2010, 21:10 | Mesaj No:1 |
Haram aylar, hac ve oruç ..... Haram aylar, hac ve oruç ..... Geçen gün bir televizyonda Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı, hac konusunda kur’an da ki bakara suresi 197. ayeti örnek verip, aslında haccın her ay, belirlenen bir günde yapılabileceğini söylüyordu, daha açıkçası yılın on iki ayında da hac yapılabileceğini, ayetten anladığını söyledi. Günümüzde hacca gitmek için sıra bekleyenlerin olduğunu, bu durumda iler ki yıllarda milyonlarca insanın Müslüman olduğunu düşünürsek, bu insanların yılda bir kez ve aynı günde orada olmasının, daha hiç mümkün olamayacağını örnek verip, düşüncesine delil yaratmaya çalışıyordu. Bakara suresi 197. ayette sözü edilen şu sözlerden esinlendiğini de söylüyordu. ( Hac bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı kendisine gerekli kılarsa..) Ayrıca bir soru daha sorulmuştu kendisine, acaba orucu ay takvimine göre değil de, günümüz güneş takvimine göre tutamaz mıyız, çünkü ay takvimi her yıl on bir gün önce geliyor ve yazın sıcağında oruç tutmak zor oluyor, bunu belirli bir ayda sabitleyemez miyiz diye sordular. Kendiside eğer İslam ülkeleri anlaşabilirse neden olmasın türünden bir cevap verdi. Tabi bu soruları ve verilen cevapları duyunca doğrusu şöyle düşündüm. Günümüz de Allahın emrettiği İslam dinini yaşadığımızı zannederken, yaptığımız yanlışlar neticesinde doğan sorunları çözebilmek adına, daha önce yaptığımız yanlış yöntemi kullanarak, neden olmasın zihniyetinden yola çıkmanın yanlışlığını fark ettim. Sayın Bayındır Hoca günümüzde yapılan bir yanlışın yarasını sarmak istediği çok açık belli oluyor. Hac konusunda Kur’an da Yüce Rabbimi dinlemeyerek, kur’anın onay vermediği, rivayetler kanalıyla gelen hadislerden yararlanarak, günümüzde yaptığımız yılda bir ayın içine gizlediğimiz o bir günün, yani zilhiccenin 9. günü vakfesi yapılamayan haccın kabul olmayacağını söylememiz ve bunu uygulamamız neticesin de çıkan izdiham, sıkışıklık sonucunda milyonlarca Müslüman Hac görevini yapamamaktadır. Elbette bu yanlışı yine bir başka yanlışla düzeltmek soruna çare olmayacaktır. Peki, bu sıkışıklığın nedeni nedir? Nedeni hac konusunda Allahın Kur’an da emrettiğine uyulmamasıdır. Lütfen sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Bütün Dünyadaki Müslümanları düşünün, acaba Allah yılda bir ay içinde ve birde o ayın bir gününü, tüm Müslümanlara HAC için ayırmış olabilir mi? Yani zilhiccenin 9. günü orada değilsek, haccımız kabul olmaz diyecek bir mantığa, inanabilmemizi kim açıklayacak bizlere? Hani İslam kolaylık ve akıl diniydi ne oldu bu ayetler? Ne akla nede kur’ana uymayan bu iman şeklimizi, lütfen artık düzeltmek için adımlar atalım ve kendimize gelelim. Hac konusuyla ilgili ve yukarıda Sayın Bayındıra sorulan soruların cevaplarını, şimdide birlikte kur’ana soralım, bakalım bize ne cevap verecek. Hac sur. 27: İnsanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmiş binitler üzerinde sana ulaşsınlar. Allah elçisine bakın ne diyor yukarıdaki ayette. İnsanlara haccı ilan et. Gerek yaya, gerekse diğer binek hayvanlar ile oraya zorluklada olsa gitsinler. Düşünebiliyor musunuz peygamberimiz acaba yürüyerek ya da at sırtında, at arabaları ile o kadar uzak yerlerden zilhiccenin 9. günü mutlaka haçta bulunacaksın, yoksa haccınız kabul olmaz demiş midir dersiniz? Tevbe 36: Gökleri ve yeri yarattığı gündeki yazısına göre, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. Eskimez din işte budur. Artık o aylar içinde benliklerinize zulmetmeyin. Müşrikler sizinle nasıl top yek ün savaşıyorlarsa, siz de onlarla top yek ün savaşın. Şunu bilin ki, Allah, takva sahipleriyle beraberdir. Yukarıdaki ayete baktığımızda Rabbim, bir yılın on iki ay olduğunu bunların dört ayının HARAM AY olduğunu söylüyor. Peki, bu dört ayın özelliği nedir? Demek ki bu ayları Rabbim zikrettiğine göre, bu ayların bir önemi olmalı. Gerçi kendi yanlışlarına kılıf arayanlar o devirde ticaretin yapılması için haram aylar vardır, oluşturulmuştur diyerek, kur’anın onaylamadığı bir düşünceyi topluma yaymışlar, açıkça rabbin gerçeklerini gizlemişlerdir. Sanki haram ayların dışında ticaret yapılmayacak gibi, mantıksız bir fikrin arkasına saklanmışlardır. Şimdi onu anlamaya çalışalım neymiş bu haram aylar, acaba Allah bu aylarla ilgili neler söylüyor? Bakara 217: Sana haram ay ve onda savaşma hakkında soru yöneltiyorlar. De ki: "Onda savaş, büyük bir günahtır. Allah yolundan engellemek, O'nu inkâr etmek, Mescid-i Haram'a gidişi engellemek ve halkını oradan çıkarmak ise, Allah katında daha büyük bir günahtır…… Ayete baktığınızda haram ayın ne olduğu, hatta bu ayda savaşmanın yasaklanmasının da sebebi çok net anlaşılıyor. Şunu da unutmayalım, İbrahim peygamberden bu yana tüm dinlerde hac ibadeti vardı ve tüm toplumlar bunu uyguluyorlardı. Onun için Allah bu haram aylarda savaşmayı yasaklıyor ki insanlar Mescid-i Haramı kolaylıkla ziyaret etsinler ve hac görevini yerine getirsinler. Bakın Allah ne diyor? (Onda savaş, büyük bir günahtır. Allah yolundan engellemek, O'nu inkâr etmek, Mescid-i Haram'a gidişi engellemek.) Demek ki haram ayların oluşmasının nedeni, savaş yasağı, Müslümanların bu dört ayda hac görevini rahat emniyetle yapması içinmiş. Yine bu konu ile ilgili bir ayet örneği daha verelim ki, konu daha net anlaşılsın. Maide 2: Ey iman edenler! Allah'ın ibadet, iyilik ve güzellik alâmeti kıldığı şeylere, çarpışmanın yasak olduğu haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklara, Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek Mescid-i haram'a gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin! İhramdan çıktığınız vakit avlanın. Bir topluluğun, sizi Mescid-i haram'dan uzak tutmak için sergilediği kötülük, sizi saldırganlık ve düşmanlığa sakın itmesin……. Yukarıdaki ayete de baktığımızda çarpışmanın yasak olduğu haram ayların oluşturulmasının nedeni, Müslümanların Mescid-i Haramı daha rahat ziyaret etmelerinden dolayı olduğu anlaşılıyor. Gelelim Bakara suresi 197. ayete bakın Rabbim çok açık ve net ne diyor bizlere önce ayete bakalım. Bakara 197: Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı kendisine gerekli kılarsa hacda kadına yaklaşmak, kötülüğe sapmak, kavga ve çekişmeye girmek yoktur. İyilik olarak yaptığınızı Allah bilir. Azık edinin. Hiç kuşkusuz azığın en güzeli takvadır. Ey akıl ve gönül sahipleri, benden sakının. Sizlere sormak istiyorum, Allah açıkça haram ayları, yani yılın dört ayını hacca gitmek için tahsis ettiğini söylediği ve Bakara suresinde yine çok açık ve net;( Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı kendisine gerekli kılarsa) diyorsa, nasıl olurda bizler bu kadar açık Rabbin ayetlerini görmezden geliriz? Allah aşkına bizleri yöneten hiç mi ehil yöneticilerimiz yokta, bu yanlışı düzeltmek için bir adım öne çıkmıyor, Rabbin ayetlerini haykırmıyor? Gerçeği bilipte söylemeyenlerin vay haline. Şimdi de acaba hac görevini ne kadar zaman içinde yapmalıyız, bu konuda Allah ne diyor ona bakalım. Bakara 203: Bir de sayılı günlerde Allah'ı zikredin, tekbir getirin. Bunlardan iki gün içinde dönüş için acele edene günah yoktur, geç dönene de günah yoktur; fakat korunan için. Allah'tan korkun ve bilin ki, O'nun huzurunda toplanacaksınız. İşte Rabbim her şeyden örnekler verdiği halde, bizler ne hikmetse tüm bunları görmezden gelmeye inatla devam ediyoruz. Allah asla özel bir günden bahsetmemiş ve bu hac ziyaretini en az iki günde tamamlayıp, geri dönebilecekleri bilgisini dahi vermiştir. Peki, bu kadar güzel açık ve net açıklamalar varken, bizlerin yılda bir aya ve o bir ayın zilhiccenin 9 gününe atfettiğimiz kutsallık, sizce normal mi dersiniz? Allah asla böyle bir konuda zorluk çıkarmadığı halde, bizlerin kendimize, Müslüman din kardeşlerimize yaptığımız eziyetin, halamı farkında değiliz? Yüce Rabbin yol gösterdiği gibi yapmış olsak, haram aylar olan dört ay içinde, beş ya da on gün, ya da daha uzun ekiplerle, yapacakları hac organizasyonları olsa, ne kadar rahat ve daha ucuz bu görevimizi, ibadetimizi yapamaz mıydık? İşte Rabbin rehberi, işte bizlerin bu rehberden uzak yaşamanın büyük cezası. Gelelim oruç konusuna, sorulan soruda orucu belli bir aya sabitleyemez miyiz diye soran bir kişiye verilen cevap, eğer tüm İslam âlemi bu konuda anlaşabilirse, neden olmasın türünden verilen cevabın, doğruluğunu şimdide kur’ana soralım. Acaba bizler dini ibadetlerimizi, hangi takvime göre yapıyoruz ve bu konuda bir emir var mı, burası önemli. Eğer yoksa elbette bu konu düşünülebilir, çünkü biz orucumuzu ve hacca giderken hesabımızı güneş takvimine göre değil ay takvimine göre yapıyoruz. Bakın hiçbir şeyde eksik bırakmayan Rabbim onunda açıklamasını yapıyor bizlere. Bakara 189: Sana, doğan Aylardan sorarlar. De ki: "Onlar, insanların çeşitli yararları ve bir de hac için vakit ölçüleridir." Demek ki Allah kullanacağımız takvimi de söylüyor bizlere, ay takvimini kullanın diyor. Çünkü ay takvimi ayın hareketlerinden, güneş takvimi de güneşin hareketlerinden hesaplanmaktadır. Bu ayette açıkca Allah hacca giderken ölçü olarak ay takvimin kullanmamızı istiyor. Bu durumda oruç içinde aynısını kullanmak durumundayız. Yoksa ibadetlerde kargaşa yaşanacaktır. Ay takviminde aylar sabit olmayıp, on bir gün evvel gelmektedir. Bu durumda Ramazan ayını sabitlememiz, hiç mümkün değildir. Çünkü Ramazan ayın ismidir. Allah o aya ulaştığınızda o ayı oruçlu geçirin diye emreder. Ay takvimine göre aylar hareketli olduğuna göre, burada değişiklik söz konusu olamaz. Bizler ne yazık ki kur’an ile aramıza beşerin kitaplarını sokmuşuz. Böylece kur’an ile ilişkimiz kesilmiş, onun ışığından rehberliğinden istifade edemez olmuşuz. Rahman kur’an için şu tabiri kullanır. Bu kitabı sizler için, bir rehber, bir güneş, bir gönül gözü olsun diye indirdim der Rabbim. Allahın rehberi, güneşi, gönül gözü anlaşılması zor bir kitap olup, acaba Rabbin kelamının anlaşılması için, bir beşere ihtiyaç duyması sizce normal mi? Yorum sizlerin, sizlere tek bir önerim olacak. Lütfen rabbin rehberini birçok kez anlayarak ve düşünerek okuyalım, akıl yürütelim. Bakın her şeyi nasıl daha farklı olduğunu göreceksiniz. Bugün İslam diye bizlere sunulan birçok şeyin, aslında rabbin kitabıyla ilgisi olmadığını göreceksiniz. Bunun farkına varmak isteyen, Allah ile aldatılmak istemeyen, Kur’anı başucundan ayırmamalıdır. Rabbim böyle kulları arasına alsın inşallah bizleri. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] | |
Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
İbretlik bir kıssadan hisse. | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | kamer34 | 6 | 2569 | 21 Nisan 2011 21:45 |
Kendi ellerimizle cehennemin kapısını açmayalım. | Makale ve Köşe Yazıları | HakikaT | 10 | 5389 | 12 Nisan 2011 12:36 |
Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah... | Makale ve Köşe Yazıları | yakuti | 7 | 2736 | 20 Mart 2011 19:44 |
Bakara 85. ayetten almamız gereken önemli dersler. | Makale ve Köşe Yazıları | kamer34 | 6 | 2630 | 16 Mart 2011 12:48 |
Kader konusunu kur'an ışığında nasıl anlamalıyız? | Makale ve Köşe Yazıları | talibetün | 5 | 2254 | 11 Mart 2011 21:19 |
09 Ekim 2010, 21:39 | Mesaj No:2 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Hac sur. 27: İnsanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmiş binitler üzerinde sana ulaşsınlar. bu ayetle sormuş olduğunuz soru arasında nasıl bağ kurdun? hayret! Bakara 217: Sana haram ay ve onda savaşma hakkında soru yöneltiyorlar. De ki: "Onda savaş, büyük bir günahtır. Allah yolundan engellemek, O'nu inkâr etmek, Mescid-i Haram'a gidişi engellemek ve halkını oradan çıkarmak ise, Allah katında daha büyük bir günahtır…… bu ayet ile sizin dile getirdiğinizle bağı olsa da,asıl nuzul sebeb o değil. 1- "müşrikler Resulullahı ve ümmetini hicret etmek zorunda bıraktılar. mekkeye geri sokmama üzerine ant içtiler.bedir uhud hendek savaşları verildi.mekkenin fethi ile hepsi tarihin çöplüğüne gömüldü." 2- haram aylarda iken teredüt sonucu(haram aydamıyız değilmiyiz ) mücahitler tarafından bir müşrik öldürülmüştür.müşriklerin kara propagandası ;"müslümanlar haram saydıkları aylara bile saygı göstermiyorlar,adam öldürüyorlar" dediler.cebrail imdada yetişti;"Onda savaş, büyük bir günahtır. Allah yolundan engellemek, O'nu inkâr etmek, Mescid-i Haram'a gidişi engellemek ve halkını oradan çıkarmak ise, Allah katında daha büyük bir günahtır..." ------------------- zilhicenin 9.günü gerek asrı saadette gerekse tüm islam tarihi boyunca vakfe günü olarak belirlenmiştir.bu konuda zerre teredüt olmamışken!! haluk abi lütfen artık... |
10 Ekim 2010, 01:56 | Mesaj No:3 |
Her düşünceye saygı duyarım, bana saygı duyulduğu sürece. Kendimize tek bir soru soralım ve cevabını kendi nefsimize verelim. Allah tüm Dünya müslümanlarına, bir yıl içinde, yanlız bir günde yani zilhiccenin 9. gününde orada olmadığınız taktirde, haccınızı kabul etmem dermi, demezmi? Bu kur'anın kolaylaştırılmış ilkesine uyuyormu? Bu sorunun cevabını herkez kendi nefsine versin. Gayet mantıklı diyene elbette sözüm olamaz. Yok eğer bunda bir yanlışlık olmalı, tüm Dünya Müslümanları nasıl olurda yılın bir günü orada olmadığımız taktirde, hac ibadetimiz kabul olmaz diyorda, birde geçmiş yüzyılın ulaşımıda ki zorluğunu hesaba katıyorsak, sanırım doğru cevabı en azından nefsimize vereceğimizi umuyorum. Bu konuda söyleyecek başka sözüm yok. SAYGILARIMLA Halukgta | |
10 Ekim 2010, 10:07 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 |
Haluk abi öncelikle kendimize soralım: Peygamberimiz Muhammed a.s ve sahabe bizim için neler ifade ediyor. Ki onlar değil mi ki vahy ile aralarında yüzyıllar geçmemiş,vahyin inşine bizzat şahitlik etmişler. Ki onlar değil mi ki Kur'an'ın ayetlerinin nasıl yaşanırlığını bizlere öğretmişlerdir. Ki onlar değil mi ki vahyin inişi sırasında vahyi yanlış uyguladıkları zaman veya hata ettikleri zaman Allah'ın vahyi tarafından(Kur'an ayetleri tarafından) uyarılmışlar,ikaz edilmişler,eleştirilmiş Ki onlar değil mi ki ayetleri uygulayan ,emri bil maruf ve nehyi anil münker üzerine bir vasat bir ümmeti tesis etmişlerdir. Ki onlar değil mi ki bizlere usvetün hasene ve örnek bir nesil olarak zihinlerimize kazınmıştır. Ki onlar değil mi ki Allah'ın "Onlar benden razı, ben onlardan razı" diye ifade ettiği topluluk olmuştur. (Bunları sahabeleri kutsama değil,sadece Allah Rasulu a.s hayatta iken sahabelerin örnek bir nesil ve Kur'an'ın pratiğine bizzat şahit olan ve şahitlik eden bir nesil olduğu gerçeğini hatırlatmak açısından ifade ediyorum.) Bu nasıl bir kitap ki kitabın kendisine vahyedildiği peygamberin ve inzaline şahitliklik eden sahabenin uygulamaları dikkate alınmayıp da yüzlerce ya da 1400 yıl sonra insanların kendi akıllarınca açıklamalarıyla öğrenilecek,bu olacak iş mi Allah aşkına! Peygamber ve sahabe tesettürü yanlış anlamış ve uygulamış öyle mi? Peygamber ve sahabe namazı/salatı yanlış anlamış ve uygulamış öyle mi? Peygamber ve sahabe haccı yanlış anlamış ve uygulamış öyle mi? Peygamber ve sahabe orucun vaktini ve sayısını yanlış anlamış ve uygulamış öyle mi? Peygamber ve sahabe Kitabı-Kur'an'ı-Ayetleri yanlış anlamış ve uygulamış öyle mi? BU GİDİŞ NEREYE?-Fe eyne tezhebun demekten başka ne diyebiliriz?.Bu gidiş nerede duracak?.Bu gidişin sonunda KUR'AN da kalmıyor,Kur'an hakkında da şüpheler oluşuyor artık.(Zaten peygamberi devre dışı bırakalı çok oldu). Allah sonumuzu hayr eylesin
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
10 Ekim 2010, 11:55 | Mesaj No:5 |
Değerli Fecr kardeşim yazdığınız sözlerin tamamına katılıyorum ve diyorum ki; Peygamberimiz ve yakınındaki ashabı kur'anı en iyi anlayan ve yaşayanlardı. Bundan asla şüphem olmaz. İşte burada gelin düşünelim acaba 1400 yıl öncesinden günümüze kadar rivayetler yoluyla gelen bilgilerin içinde, değişikliğe uğramış, eksiltilmiş, ilaveler yapılmış yada art niyetli İslam düşmanları tarafından yalan yanlış sözlerle din sulandırılmamıştır diyebilirmiyiz? Bunu söylersek kur'ana şirk koşmuş oluruz, çünkü tüm saydıklarımdan münezzeh arındırılmış, korunan yanlız KUR'ANDIR. Fakat şunuda söylemeliyim ki hadislerin tamamının, Allah tarafından tıpkı kur'an gibi korunduğunu söyleyen, birçok kardeşimin olduğunu biliyorum. Bunun bir şirk olduğunu keşke ahhh bilselerdi. Şimdi tekrar düşünelim. O gün peygamberimiz ve ashabı neye ve nasıl iman edileceği kur'anda anlatılıyordu? KUR'ANIN İPİNE SARILIN deniyor ve ondan başka hüküm veren yoktur diyede kur'anda üstüne basa basa söyleniyordu. Acaba peygamberimiz rehber olarak bir kısım kur'anı bir kısım kendi hükümleri ile mi tanıttı insanlara bu dini? İşte sorunda buradan kaynaklanıyor, bir kısım inanan kardeşlerimiz hayır yanlız dinde hüküm veren Allah değildir, peygamberimizde dine hükümler koyma yetkisine sahiptir dendiğinde yol ikiye ayrılıyor. Kur'an dışı bilgiler, hükümler, KUR'ani bilgiler hükümler. Sanırım eğer bu sorunu çözemezsek hiç bir sorunu çözemeyiz. Buna inandığımızda kur'anda onlarca hatta yüzlerce ayetide görmezden gelmiş oluyoruz. Allah emin olmadığınız bilginin ardı sıra gitmeyin, sizleri sorumlu tutarım diyor. Bu soruyu kendimize soralım. Hadis rivayetlerinin doğruluğunu neyle kontrol etmeliyiz? kur'an ile diyorsak ve buna inanıyorsak sorun yok demektir. Yok eğer her hüküm kur'anda yoktur diyorsak, kur'anı kontrol makamı olarak kullanmaktan çıkardığımızıda bilmeliyiz. Peki bu bilgileri neyle kontrol edceğiz bu durumda? İşte Allah korusun bu durumda hiç bir şeyle kontrol edemeyiz buda bizi nereye götürür dersiniz? Söylemek ve düşünmek bile istemiyorum. Benim yaptığımda, bizlere ulaştırılan hadis bilgilerini yine peygamberimizin söylediği yöntemle kontrol etmemizi önermemdir. Peygamberimiz benim sözüm olduğunu anlamak istiyorsanız, KUR'AN İLE KONTROL EDİNİZ diyor. Buna inanıyorsanız, peygamberimizin kur'an dışından hükümler vereceğine inanmanız asla doğru olmaz. Ben dine ne ilave yapmaya çaılışıyorum, nede kafamdan tek bir söz söylüyorum. Tam tersine kafasından söyleyenlerin yanlışını, yine kur'ana göre anlatmaya çalışıyorum. Rabbim yanıltmasın. Rabbim yardımcımız olsun. Gerçekleri sanırım Rabbin huzurunda göreceğiz, tabi iş işten geçmiş olacak. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK | |
10 Ekim 2010, 12:54 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 5446 Üyelik T.:
30 Kasım 2008 |
Bu nasıl bir kitap ki kitabın kendisine vahyedildiği peygamberin ve inzaline şahitliklik eden sahabenin uygulamaları dikkate alınmayıp da yüzlerce ya da 1400 yıl sonra insanların kendi akıllarınca açıklamalarıyla öğrenilecek,bu olacak iş mi Allah aşkına! Peygamber ve sahabe tesettürü yanlış anlamış ve uygulamış öyle mi? Peygamber ve sahabe namazı/salatı yanlış anlamış ve uygulamış öyle mi? Peygamber ve sahabe haccı yanlış anlamış ve uygulamış öyle mi? Peygamber ve sahabe orucun vaktini ve sayısını yanlış anlamış ve uygulamış öyle mi? Peygamber ve sahabe Kitabı-Kur'an'ı-Ayetleri yanlış anlamış ve uygulamış öyle mi? BU GİDİŞ NEREYE?-Fe eyne tezhebun demekten başka ne diyebiliriz?.Bu gidiş nerede duracak?.Bu gidişin sonunda KUR'AN da kalmıyor,Kur'an hakkında da şüpheler oluşuyor artık.(Zaten peygamberi devre dışı bırakalı çok oldu). Allah sonumuzu hayr eylesin AMİN
__________________ DÜNYA mü,minin (ahiretteki ebedi nimetlere göre)zindanı Kafirin de (ahiretteki azabına göre) cennetidir. hadis |
10 Ekim 2010, 17:09 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Haram ay, haram aya karşılıktır. Yasaklar, dokunulmazlıklar karşılıklıdır. Buna göre size saldırana, size saldırdığı kadar, siz de saldırın. Allah'tan korkun ve iyi bilin ki, Allah kendisinden korkanlarla beraberdir. (Bakara-197) Sana haram olan ayı ve o ayda muharebe etmeyi soruyorlar. De ki: “O ayda muharebe etmek, büyük bir günahtır. Fakat; insanları Allah yolundan men etmek ve onu inkar eylemek, Mescid-i Haram’a gitmelerine engel olmak, onun ehlini oradan çıkarmaksa Allah katında daha büyük günahtır. Fitne, katilden de beterdir. Kâfirlerin güçleri yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler. Sizden her kim dininden döner de kafir olarak ölürse, onların yaptığı ameller dünyada da ahirette de boşa gitmiştir. Ve onlar Cehennem ehlidirler. Onlar orada ebedi kalacaklardır. (Bakara-217) Bilin ki, Allahın nazarında ayların sayısı, Allahın gökleri ve yeri yarattığı gün koyduğu ölçü uyarınca on ikidir (ve) bunlardan dördü haram aylardır; işte (Allahın) her zaman geçerli sapasağlam yasa(sı) budur. O halde, bu (aylar) konusunda artık kendinize yazık etmeyin. Ve onlar sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de Allahtan başkalarına tanrılık yakıştıranlarla öyle topyekûn savaşın ve bilin ki, Allah kendisine karşı sorumluluk bilincine sahip olanlarla beraberdir. (Tevbe-36) Araplar arasında uzun geçmişe sahip olan Recep, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarında her türlü kavga ve savaşa son verirlerdi bu aylarda barış ve sükunet hakim idi. Bu ayları İslam kendi amaçlarına uygun olarak (geleneği) onaylamıştır... Günümüze kadar hiçbir değişikliğe uğramadan yaşanarak gelmiştir. Ey Muhammed, sana hilâl aşamasındaki aylar hakkında soru soruyorlar. De ki; «Onlar insanlar ve Hacc için zaman ölçüsüdürler.» Evlere arka taraflarından girmeniz iyiliğe uygun bir davranış değildir. İyiliğe uygun davranış, kötülükten sakınarak evlere kapılarından girenlerin tutumudur. Allah'tan korkunuz ki, kurtuluşa, umduğunuza eresiniz (Bakara-187) Ay'ın görünüşü her çağda insanların dikkatini çekmiş ve bunlarla ilgili her toplulukta çeşitli batıl inanç ve gelenekler türemiştir. Araplar da bununla ilgili birçok inançlara sahiptiler. Ay'ın konak yerlerinin kendi geleceklerini etkilediğine inandıkları için yolculuk, evlilik ve iş gibi konularda Ay'ın konaklarını delil olarak alırlar ve birçok batıl törenler düzenlerlerdi. Bu nedenle, aynı konuda Allah'ın peygamberine de sorular sordular. Hz. Peygamber de onlara, bu konuların tabii bir takvimden ibaret olduğu cevabını verdi. Araplar için dinî, kültürel ve ekonomik önem taşıyan Hac burada özellikle anılmıştır. Dört ay, Hac ve Umre için belirlenmiştir ve bu aylarda savaş ertelenir, yollar güvenilir olur ve barış nedeniyle ticaret gelişirdi (Mevdûdî, 1986: 1/132). Allah’ın yaratmasındaki ölçü nizam her konuda açıklanmış ve şüpheye yer bırakmamıştır. 1400 yıllık süreç içerisinde yaşanarak canlı örnekler ile günümüze ulaşmış olan değerleri hafife almayalım lütfen Müslümanların inanç kaideleri Kuran ve Allah resulünün örnekliği ile ortaya konmuştur. Oruç vakti Hacc ve Haram aylar hususunda hiçbir şüphe yoktur açıkça belirlenen ölçüleri kendi menfi çıkarları uğruna tahrif etmeye kalkışmak Allah’ın sınırlarını ihlal etmektir. Herkes kafasına göre hacca gitsin herkes istediği gibi namaz kılsın, oruç tutsun nikah kıysın zekat versin, kuranı yorumlasın, hadleri uygulasın hani İslamın vasat orta ümmet vaadi hani akli selim tavırlar nerde kaldı Ya rabbim bizleri Yahudileşmeye doğru giden sapkınlar zümresinden muhafaza eyle. Birileri hadis rivayetleri yalanlarken birileri hepsini kutsamak ile meşgul bu iki tavırda Muhammed ümmetinin vasıfları değildir olamazda. Muhammed ümmeti adil, takvalı, ihlaslı, vasat ‘’Hayrı emreden Şerden Sakındıran’’ zalimlere meyletmeyen, Yahudileşmeyen, İslamın kabul ettiği gelenekleri reddetmeyen, nuzül siyak ve sibak ölçülerini bilen Kur’ana Allah’ın kelamı olarak bakan ve ondan ibret alan karakter sahibi olanlardır. Ve yine Allahtan ve Onun Elçisinden bu Büyük Hac günü bütün insanlığa (yapılmış) bir duyurudur şu: "Allahın Allahtan başkalarına tanrılık yakıştıranlarla hiçbir bağlantısı yoktur; Onun Elçisinin de (öyle). Hal böyleyken artık tevbe ederseniz, kendi iyiliğinize olacaktır bu; yok eğer (bu fırsatı da) teperseniz, o zaman, bilin ki, Allahın gözetiminden asla kurtulamayacaksınız!" Ve (bütün bunlardan sonra) sen (ey Peygamber), hakkı inkara şartlanmış olan o kimselere çok çetin bir azabı müjdele. (Tevbe-3) Büyük Hac gününden bahsederken hangi gün olduğu belirtilmemektedir.Tevhid dinine göre İslam’ın ilk peygamberden son peygambere kadar süregelen sahih geleneklerin peygamberimizin sünnetinde yeri vardır Bizler bu sünnete müracaat ettiğimizde bunun ZİLHİCENİN 9 cu günü olduğu açıktır reformist bazı şahısların bu tespiti inkar etmelerinin temelinde Araplaşmaya karşı bir olgu vardır ... Büyük Hac günü dünyanın dört bir yanından tüm insanlık renklerinin ırkların dillerin bir araya geldiği hac mekanında bulunması bu mütevatir tanıklığın apaçık ispatıdır. Büyük Hac gününü görmezden gelmeye çalışılır ise hac aylarının içindeki her hangi bir günde hac mekanında bulunmak yeterlidir yanlış anlayışı ortaya çıkar işte örneği... Bu anlayışın mimarı Yaşar Nuri’dir çünkü Arap ırkına duyduğu kinin yansımasıdır... Bu gayreti ispatlamak içinde ‘’Haram aylar’’ çerçevesinde yaparak kafa bulandırmaya çalışmaktadır. Eğer haram aylar Arapların adeti ise neden vahiy ile tüm asırları bağlayacak şekilde Kur’anda anılmıştır. İbadetlerimizin özel bir vakti yok ise o zaman oruç ve namazında herhangi bir vakitte yapılması gerekir. Eğer özel vakitlerin bir anlamı yoksa dini kolaylaştırmak isteyenler istedikleri aylarda istedikleri ibadetleri yapsınlar ocak şubat mart ayı gibi izdiham iddiası ile sözde kolaylık sunmak adına kendi anlayışlarını doğru imiş gibi sunanlar üç aya yayarak yapmaya kalkışsınlar. Bu işin aslına indiğimizde ‘’Hurufiliğin’’ babası Edip yüksel kendi sitesinde Yaşar nurinin 3 olarak söylemine ek yaparak 4 aya çıkarmakta... El insaf Binlerce yıllık yaşayan ve bizlere mütevatir olarak ulaşan hacc ayları arefe günü oruç zamanı namaz vakitleri gibi ibadetlerimiz hususunda kimsenin fikrine ihtiyacımız yok Bizler Başımızı örten erkek imamlar arkasında namaz kılan kıbleyi tek yön olarak kabul eden Allah Resulünün örnekliğinden zerre şüphe etmeyen ,İlk nesil sahabelerin uygulamalarına saygı duyan,Alimlerin emeklerine saygı duyan insanlar olmaktan öğünürüz asla bunu bir eksiklik görmeyiz...
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
10 Ekim 2010, 22:51 | Mesaj No:8 | |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Alıntı:
işte budur derdimiz.budur figanımız.budur çırpınışlarımız. Allah razı olsun FECR | |
11 Ekim 2010, 16:53 | Mesaj No:9 | |
Alıntı:
MAŞALLAH ÇOK GÜZEL YORUM. | ||
12 Nisan 2011, 14:35 | Mesaj No:10 | |
Durumu: Medine No : 13038 Üyelik T.:
14 Aralık 2010 | Cevap: Haram aylar, hac ve oruç ..... Alıntı:
Düşünebiliyor musunuz peygamberimiz acaba yürüyerek ya da at sırtında, at arabaları ile o kadar uzak yerlerden zilhiccenin 9. günü mutlaka haçta bulunacaksın, yoksa haccınız kabul olmaz demiş midir dersiniz? Alıntı Evet Haluk bey peygamber bunu demişmidir ona bakmak lazım diyor. İnsan ancak bu kadar çelişki içerisinde olur. Bizimde başından beri söylediğimiz bu zaten acaba peygamber bunu demişmidir? dememişmidir? acaba peygamber bunu böylemi uygulamış? yoksa başka türlümü? Fakat basiretimiz kapanınca peygamberin uygulamasına bakmak yerine kendimizi peygamber makamında görmemiz hakikaten çok büyük bir paradoks. Hem kendimiz peygambere soralım peygamberin hayatına bakalım diyeceğiz hemde peygambere uymayı ataların dinine uyma yada bidat hurafe olarak görelim. Bu ne turşu-bu ne lahana- bu ne maydanoz. aslında buraya tüm sebzelerin ismini yazmak gerekir.
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Şafii mezhebinde orucun Oruç Tutmanın Haram Olduğu Günler | MERVE DEMİR | Oruç-Ramazan | 1 | 13 Nisan 2023 23:15 |
Şafii Mezhebinde : Mekruh ve Haram Olan Oruç | MERVE DEMİR | Oruç-Ramazan | 1 | 12 Nisan 2023 18:16 |
Üç Aylar Diye Bir Oruç Yoktur | FECR | Oruç-Ramazan | 2 | 12 Nisan 2023 09:59 |
Oruç sadece açlık mı çekmektir ? yoksa en mükemmel oruç nasıl olabilir ? | NUR | Oruç-Ramazan | 2 | 03 Temmuz 2014 13:13 |
HARAM AYLAR VE BU AYLARDA HAC GÖREVİNİN YAPILMASI... | HALUK GÜMÜŞTABAK | Makale ve Köşe Yazıları | 6 | 18 Kasım 2009 14:38 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|