Her Sıkıntının bir İmtihan Boyutu Vardır

[Mihrinaz]

Her Sıkıntının bir İmtihan Boyutu Vardır

Çok önemli bir gerçeği sıklıkla göz ardı ediyoruz. Bunu göz ardı ettiğimiz için de sürekli ızdırap ve sıkıntı dolu bir hayat yaşıyoruz.

Kimimiz işsizlikten yakınarak bir iş bulamamanın sıkıntısını çekiyoruz. Kimileri kafasına göre bir eş bulamamanın. Kimimiz işini genişletememenin, kimimiz maddi sıkıntılarını çözememenin. Kimimiz derslerinde başarılı olamamanın.

Bütün bu sıkıntılı durumlarda aklımızın bir köşesinde hep bir beklenti var: "Bir gün bu sıkıntılar geçecek ve rahata kavuşacağız." Kimi zaman bunu "ilahî bir müdahale" ile Allah'tan bekliyoruz. Bazen çizgi filmde gördüğümüz "Alaaddin'in sihirli lambası" gerçek olsa ne güzel olur, keşke bize de "dile benden ne dilersen" diyen bir cin çıksa diye düşünüyoruz. Dualar ediyoruz, adaklar adıyoruz. Kimi zaman bizlere yardım edeceğini düşündüğümüz kullardan bekliyoruz. Ama çoğu durumda beklediğimiz yardım bir türlü gelmiyor, kapılar bir türlü açılmıyor, rahata ve feraha kavuşamıyoruz. Sonra beklentimizi bir ileriki zamana (yarına, öbür haftaya, önümüzdeki yıla) taşıyoruz. Böylece günler günleri, haftalar, haftaları, aylar ve yıllar birbirini kovalıyor. Ömür geçiyor, sermaye tükeniyor.

Elbette bu sıkıntıların imtihan boyutu var. Peygamberler de dahil herkes bu sıkıntılarla denenmiş, sınanmış. Ama sıkıntılar nasıl Allah'ın kanunun bir gereği ise, sıkıntıya maruz kalan kimsenin bu sıkıntıyı aşmak için başvuracağı yollar da Allah'ın bir kanunu değil mi?

Bizler kapıların açılması, bulutların dağılması, sıkıntıların geçmesi için Allah'ın koyduğu temel bir kuralı hep ihmal ediyoruz. O kuralı Rabbimiz şu âyetlerinde ortaya koyuyor:

"Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur." (Talak, 3)

"Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir." (Talak, 4)

"Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa Allah onun kötülüklerini örter ve onun mükâfatını arttırır." (Talak, 5)

Şu ilahî müjdeleri görüyor musunuz? Bunlar benim Kur'an'da en "ümit verici" bulduğum âyetler!

Allah bu âyetlerde sanki şöyle diyor:

"Ey kulum! Ben senin Rabbin ve ilâhın olduğum için seni imtihan ederim, kulluğunu sınarım. Zaman zaman sıkıntılarla seni denerim. Benden başkasına dayanma diye şu hayatta dayanak bildiğin her şeyi elinden alırım. Tüm bu durumlarda sen, benim rızamı arayarak benim çizdiğim doğrultuda bir hayat sürersen, benim emirlerime uymak ve yasaklarımdan kaçınmak suretiyle bana bağlı kalmaya devam edersen işte o zaman seni en sıkıntılı zamanlarında yalnız bırakmam; ümitlerin bittiğini sandığın bir anda kapıları açarım ve her şey yeniden başlar. Rızık kapılarının kapandığı bir anda seni hiç hesaba katmadığın, ummadığın yerden rızıklandırırım. Sen yeter ki benim yolumda yürümeye gayret et; işte o zaman beşeriyet icabı senden sâdır olan günahlar siler, kötülüklerini örterim. Sen bana dayan, Ben sana yeterim."

Bu ilahî müjde ve gerçeklere rağmen bizler, kapalı kapılar açılsın diye "Allah'a karşı gelmekten sakınmak" yerine, basbayağı Allah'a karşı geliriz. Mesela;

Rızkımız daralınca "sonuna kadar takvaya sarılarak kapıyı çalmak" yerine hemen gayr-i meşru kazanç yollarından medet umarız. Mesela gider bir piyango bileti alırız.

Maddî sıkıntılarımız artınca "her durum ve şartta Allah'a karşı gelmekten sakınarak" bu sıkıntıya göğüs gereceğimize, tutar faize bulaşmak vb. haram yollara tevessül ederiz.

İnsanlarla aramız bozulunca "sonuna kadar takvaya sarılarak durumların düzelmesine çalışmak" yerine gayr-i meşru yollara başvurarak insanlarla Allah'ın razı olmadığı bağlantı ve ilişkiler kurarız.

Peki sonuç ne olur? Bazen görünüşte kısa süreli bir rahatlık elde ederiz ama bu, aldatıcı ve geçici bir rahatlıktır. Bundan daha kötüsü Rabbimizin dostluğunu kaybederiz ve artık açılması yakın olan kapılar sıkı sıkıya kapanmış olur.

Evet... Kapalı tüm kapıların anahtarı, el-Fettâh (her türlü hayrın kapısını açan) Allah'ın elindedir ama Allah bu kapıları bizim tutum ve davranışlarımıza göre açacaktır. Kim ki Allah'a karşı gelmekten sonuna kadar sakınırsa onun önünde açılmadık hiçbir kapı, varılmadık hiçbir hedef, tadılmadık hiçbir nimet kalmayacaktır!

Rabbimiz bizleri Kendisine karşı gelmekten sakınan ve bu şekilde tüm hayır kapılarının açılması yönünde teşebbüste bulunan kullarından eylesin.

(Soner Duman)

[Kara Kartal]

Allah bu âyetlerde sanki şöyle diyor:

"Ey kulum! Ben senin Rabbin ve ilâhın olduğum için seni imtihan ederim, kulluğunu sınarım. Zaman zaman sıkıntılarla seni denerim. Benden başkasına dayanma diye şu hayatta dayanak bildiğin her şeyi elinden alırım. Tüm bu durumlarda sen, benim rızamı arayarak benim çizdiğim doğrultuda bir hayat sürersen, benim emirlerime uymak ve yasaklarımdan kaçınmak suretiyle bana bağlı kalmaya devam edersen işte o zaman seni en sıkıntılı zamanlarında yalnız bırakmam; ümitlerin bittiğini sandığın bir anda kapıları açarım ve her şey yeniden başlar. Rızık kapılarının kapandığı bir anda seni hiç hesaba katmadığın, ummadığın yerden rızıklandırırım. Sen yeter ki benim yolumda yürümeye gayret et; işte o zaman beşeriyet icabı senden sâdır olan günahlar siler, kötülüklerini örterim. Sen bana dayan, Ben sana yeterim."