|
Konu Kimliği: Konu Sahibi FECR,Açılış Tarihi: 26 Mayıs 2009 (11:35), Konuya Son Cevap : 31 Ekim 2009 (23:53). Konuya 4 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
26 Mayıs 2009, 11:35 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | KAÇ HAK VAKIF VAR? KAÇ HAK VAKIF VAR? KAÇ HAK VAKIF VAR? “Dört Hak Mezhep” lafını duymayan yoktur. Müslüman olup da bu “hak”sızlığa dayanamayan sayısı ise çok azdır. Niye dört, hem mezhep de neymiş, Kutsalda bunların yeri var mı? Bu dördü Allah’tan mı icazetli? Onlarsız olmaz mı? türünden beyin yorucu, kafa karıştırıcı bir çok soru işareti?!! Bu dördünü ayakta tutan nedir bilinmez ama, dördü dışındakilerin “Hakka” dahil edilmesi ya da edilmemesi birilerinin emri dahlinde sanki. Kimdir bu birileri. Elbette Din baronları, Din tüccarları, Din bezirganları. Hakkı, gerçek Hak sahibi olan Allah bunlara verseydi, işte böyle cimrilik ederlerdi. Kimseye dağıtmazlardı. Düşünsenize Hak sahibi olan Allah, bunlara o hakkı vermeden dört deyip orda durmuşlar. Beşinciye cevaz vermemişler. Ya gerçekten yetkili olsalardı.! Allah bizi korusun. Tam bir şeyler oluyor derken, yapraklar kımıldıyor, filizler yeşeriyor derken, daha ayağa kalkamadan, belimizi doğrultamadan yeni bir yük sarmalı daha koydular önümüze. Vakıflar ve dernekler. Sosyal yardımlaşma çatısı altında kurulanları ayrı bir kefeye koyarak, (aslında vakıflaşmanın asıl ve tek amacı budur), Sosyal yardımlaşma da yapıyor gibi gözükerek mezhepçi dedelerine ne kadar da benzeyenleredir sözüm. Nasıl ki her mezhebin kurucusu olduğu iddia edilen bir şahıs var, her vakfın da kurucusu olduğu iddia edilen bir şahıs vardır. Bunlar toplum nazarında ün ve sükse yapmış, kalemi, kitapları, dergisi, internet sitesi olan, hatipliği olan, arasıra ekranlarda boy gösteren, kendine ait camisi, cemaati olan, sözü geçen, fetva veren bir takım adamlardır bunlar. Kendilerine münhasır isimleri vardır, kurumsal kimlikleri vardır, bir konuda birkaçının ayrı ayrı fikri/zikri vardır. Genel merkezi vardır, şubesi vardır, televizyonları vardır. Din pazarında bizim de borumuz ötsün diye, bütün kitle iletişim araçlarını kullanırlar. Tabi görünürde amaç tebliğdir, duyurmaktır, bildirmektir. (İnsan hakları, demokrasi, hukuk ve özgürlükler söylemlerini dillerinden düşürmeyenler gibi) (Yani şaka gibi Bu durum yurtdışında daha da belirgin ve aynı zamanda ürkünç bir hal almıştır. Biri öbürünün mescidine adım atmaz, biri diğerinin fetvasını dinlemez, önemsemez. Mühim olan mezhep imamının pardon vakıf imamının ne kelam eylediğidir. Nasıl olsa vakıf imamı yanılırsa bir sevap, tutturursa iki sevap var. Gerisinin ne önemi var. Her vakfın belli kalemşörleri vardır, bunlar durmadan yazar, sürekli neşriyat çıkarır piyasaya. Güya kutsalı anlamak için yazılır bunlar. Gerçi bu neşriyatların da bir kılavuza ihtiyacı vardır. Kılavuz çıkarsalar onun da başka bir kılavuza ihtiyacı olacağı ve bu kısır döngünün hiç bitmeyeceği su götürmez bir gerçektir. Şöyle bir söz vardır. 2 İngiliz yan yana geldiğinde ülke kurar, 3 Meksikalı yan yana geldiğinde tekila içer, 4 arjantinli de bir araya geldiğinde samba yaparmış. Artık 5 müslüman bir araya geldiği vakit de vakıf kuruyor. Tabi bu yazılanları okuyanların aklına elbette şu soru gelecek. “İyi de kardeşim bunların hiç mi iyi tarafı yok?” Her oluşumun elbette eşref saati vardır. Biz yararlıların zararlarını dile getirelim de. Yararlarını da getiren biri olur elbette. Peki bu süreç nereye varır? Beş on sene sonra bu vakıflardan 73 tane türer. Ümmet(!) 73 vakfa ayrılır. Biri kârdadır gerisi ziyanda. Bütün vakıflar O bir tanesinin kendisi olduğunu iddia eder. Diğerlerinin zararlılar tayfasından olduğunu. 50 yıl sonra birde bakmışsınız ki, 4 hak vakıf /dernek türemiş. (belki damping yaparlar da sayı 5’e yükselir). Nasıl olsa hepsinin kendine göre bir anneyasası var. Hepsinin kendine göre bir din görüşü var. (Aynı görüşe sahip olsalar niye ayrılar ama değil mi?) Sonra bakmışsınız, müslümanım ama şu vakıftanım, müslümanım ama bu vakıftanım.. nidaları havada uçuşuyor olmuştur. Başucu kitaplarımız mensubu olduğumuz vakfın büyüklerinin yazdığı kitap olmuştur. Nasıl olsa ete süte kitap yazılıyor bu memlekette. Kapitalist dünya neylersiniz. Sözün özü, mezhepçiliğin 21. yüzyıl versiyonudur artık Vakıfçılık/dernekçilik. Bakın dünyaya, çatışa çatışa birbirini bitiremedi mezhepçiler. Çatışarak çoğalıyorlar sanki en şehid kabilinden. Gelecekte de vakıf savaşlarını görmemiz içten bile değildir. Allah korusun. Kutsallıların alın yazısıdır zannımca voltran olamamak. Bölünüyoruz öyleyse varız. Hayır! Aslında yoksunuz. Var gibi görünüyorsunuz. Oysa hizipleşmenin adı ister vakıf olsun ister mezhep, her ne olursa olsun Hak sahibinin hoşuna gitmiyor. Bu çok açık. Peki ne yapacaz? Birlik ve beraberlik lafını ağızlarından indirmeyen sevgili din büyüklerimiz (!), vakıflarının kapısına kilit vuracak. Tek çatı altında toplanacak. Herkes imam olacak değil ya, birileri de çaycılık yapacak. Görelim bakalım makam/mevkii sevdası hangisinde var hangisinde yok. (Şaka şaka böyle bir şeyin olması imkansız, heveslenmeyin hemen)… Hangisi hak vakıf hangisi değil, ilamını bekleyeceğiz…! Ona göre intisap ederiz. Şu an doğuştan vakıflı olmak zor. Asırlara ihtiyaç var. Hele bir kaç asır geçsin, sonra konuşuruz. (Konuşabilir miyiz? Zor. Bu dünyanın gamı 60 sene bile çekilmiyor ki, asırları bekleyelim). ALINTI |
Konu Sahibi FECR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Eskiden Hayat Daha Güzeldi... | Gönülden Dökülen Nağmeler | FECR | 0 | 59 | 12 Ekim 2024 10:01 |
Prof. Dr. Mehmet Görmez'den Önemli Açıklamalar | Muhtelif Konular | FECR | 0 | 72 | 07 Ekim 2024 20:33 |
Müslüman Bir Toplumu Çökertmek İstiyorsanız | Muhtelif Konular | FECR | 0 | 72 | 23 Eylül 2024 11:06 |
Şehit Haniye İçin Ezgi | MultiMedya-İzleme Vb | Esma_Nur | 1 | 80 | 03 Ağustos 2024 22:38 |
NELERİ BİLMELİYİZ? | Kurân-ı Kerîm | FECR | 0 | 93 | 01 Ağustos 2024 17:31 |
26 Mayıs 2009, 22:22 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: KAÇ HAK VAKIF VAR?
Fecr Abi Allah Razı olsun bu güzel makaleyi bizlere aktardığınız için. Evet her zaman gündeme getirdiğim noktalara çok güzel değinmiş. Bir dönemler şöyle bir misal duymuştum.Bir şahıs islam ile şereflenir ve ülkemizi gezmeye gelir yeni müslüman olduğu için fazla bilmez ve onunla tanışan bir kaç kesim birde cemaate gireceksin diye çağrı yaparlar ve bu şahıs zaten islam dinini kabul ettim cemaata girmek dahamı iyi diye şaşkınlığını belirtir.Evet günümüzde ısrarla din olarak islam isim olarak müslüman ismi yeter dedikleri halde halen birileri başka çatılar altında isimlenmek istemeleri ne kadar doğru olabilir. Cemaatte rahmet vardır amenna ama günümüz cemaat anlayışı değil islam kardeşliğinin topyekün sarsılmaz inancıyla,menfaat gözetmezsizin Yalnız ve Yalnız Hakkın Rızası için Kuran'ın İlahi vahyi bayraktarlığında başka isimler altına girmeye hiçmi hiç gerek yoktur?.... |
26 Mayıs 2009, 23:30 | Mesaj No:3 |
RE: KAÇ HAK VAKIF VAR?
Her islamı tabirin hak olanını ve batıl olanını sorgulamaya başladık durun bakalım daha nelerin çakmasını göreceğiz
__________________ Dünyayı Güzellik Kurtaracak. Bir İnsanı sevmekle başlayacak herşey... | |
27 Mayıs 2009, 00:08 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 5446 Üyelik T.:
30 Kasım 2008 | RE: KAÇ HAK VAKIF VAR?
ALLAH cc hicmi hic bir kulunu doğru yoldan ayırmasın sapanlarıda doğru yola iletsin inşallah (amin)
|
31 Ekim 2009, 23:53 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: KAÇ HAK VAKIF VAR?
Sosyal yardımlaşma çatısı altında kurulanları ayrı bir kefeye koyarak, (aslında vakıflaşmanın asıl ve tek amacı budur), Sosyal yardımlaşma da yapıyor gibi gözükerek mezhepçi dedelerine ne kadar da benzeyenleredir sözüm.
|