|
Konu Kimliği: Konu Sahibi keserim,Açılış Tarihi: 28 Ağustos 2007 (12:20), Konuya Son Cevap : 02Haziran 2009 (23:56). Konuya 3 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
28 Ağustos 2007, 12:20 | Mesaj No:1 |
1400 yıl öncesinden gelen e-mail 1400 Yıl Önce Gelen Email Bilgisayarlara gelen “e-mail” sistemi, mâzînin sıcacık mektûb muhabbetlerini öldürmüş olsa da, insanlık için yeni bir haberleşme tekniğinin başladığını görüyoruz. Benim gibi tutucu birisi dahi sonunda direnmenin faydasızlığını kabûl ettikten sonra, artık bu selin önünde fiziken durmak mümkün değil. Artık iş kalıyor faydalısını zarârlısından ayırmaya… Geçenlerde bana ulaşan bir e-mail bakın ne diyordu: “Ey Allâh’ın kulları! Bugünün genç Müslümanları! Her gün sabırsızca bekliyorsunuz, ‘Bana e-mail geldi mi?’ diye. Günde birkaç kez online oluyorsunuz. Mutlu oluyorsunuz, ‘Bir mailiniz var!’ yazdığında. Okumak için sabırsızlanıyorsunuz. Ba'zı mesajlar gerçekten güzel, arkadaşlarınızdan, dostlarınızdan sıcacık. Fakat, çoğu öylesine gelmiş alâkasız. Sâdece zamânınızı alıyor. Derhal siliyorsunuz. “Biliyor musunuz, yaklaşık 1.400 yıl önce, Allah (cc) size uzun bir e-mail gönderdi. Meleği Cebrâîl (as) aracılığıyla elbet, kulu Muhammed aleyhissalâtü vesselâma. Açtınız mı bu e-maili? Subject: Kur'ân, ‘Kuşku barındırmayan rehber’. ‘Download’ ettiniz mi bu dosyayı? Kalbinize ‘bookmark’ladınız mı? Hayâtınızın ‘favoriler’ine eklediniz mi? Her sabahınızın ‘başlangıç sayfası’ yaptınız mı? “Açtıysanız bu e-maili, hepsini okumuş olmalısınız… Gönderilen elçilerin kıssalarını… Helâk olan kavimlerin öykülerini… İnsanlığa mesajları, günlük hayâtınızın rehberini, geleceğe dâir güzel haberleri, müjdeleri. Allâh’ın sizden ‘reply’ edip, e-mail olarak iyi amel beklediğini. “Şimdi, her sabah uyandığınızda; ilk bu e-maili okuyun. Kur'ân’da ‘save’ edildiği şekliyle, hatırlayın ve ona göre ‘reply’ eyleyin. “Sevgili genç Müslümanlar! İslâmın geleceğine ‘enter’leyin…” Orijinalitesine hiç dokunmadan aynen aldım ki, belki böylesi daha dikkat çekici olur. Evet, ey günümüz Müslümanı! 1.400 sene öncesinden bizzât her birimize gönderilen o ezelî mesajla aramız nasıl? Günümüzün beyin bombardımanı altında yârın hiçbir kıymet-i harbiyyesi olmayan fason gündem maddeleri ile meşgúl olarak ömrünü beyhûde geçirenlere söz te'sîr eder mi? Bütün dünyâyı hercümerce veren ne Birinci ve ne de İkinci Dünyâ harblerini hatırlayan var. İstiklâl Harbinde göğüs göğse ölüm-kalım mücâdelesi verdiğimiz “yedi düvel” bugün “ezelî dost” sayılmış. Ülkenin seksen yıllık târihindeki Cumhurbaşkanlarının isimlerini bile sırasıyla hatırlayan yok denecek kadar az. Ya'nî, bugün ehemmiyetli sandığımız gündem maddelerinin dahi yarın saman alevi gibi söneceğini kimse anlamak istemiyor. Ya “Kur’ân” öyle mi? Sekerâtla başlayan, kabir ve berzahla devâm eden, haşir ve sırât yolculuğuyla süren bir ebedî yolculuğun “tek rehberi” odur. Âlemlerin Rabbi olan Mevlâ’mız, onu bize göndermiş; ya'nî bana, sana, ona göndermiş! Niye bu gerçeğe karşı lâkaydız? “Ölmemek” gibi bir imtiyâzımız mı var yoksa? Ey Müslüman! “114 sûre”nin içinde nelerin yazılı olduğunu bilmenden vaz geçtim, acabâ sâdece isimlerini sırasıyla sayabiliyor musun? “6.666” âyetten kaç tânesini biliyor da îmân ediyorsun? Tefsîrlerden, hadîslerden, akáid ve fıkıh kitâblarından sarf-ı nazar; elindeki tek kitâbla aran nasıl? Politika, san’at, spor vb. mâlâya’niyyât sana çok mu lâzım? Haber karşısında mı daha çok vakit harcıyorsun, Kur’ân okurken mi? Bu mukaddes Kitâb ölülere okunmak için mi indirildi, duvarlarda süs malzemesi olsun diye mi? Evvelâ, bu İlâhî mesajı her gün okuyor muyuz? Okuyorsak, anlıyor muyuz? Anlıyorsak, yaşıyor muyuz? Sekerâttan başlayıp Cennet ve Cehennem’de sona erecek olan kaçınılmaz yolculuğun tek ölçüsü orada yazılanlar olduğuna göre; acabâ inancımızda mı bir şey var, yoksa o mesajı gönderene mi i'timâd etmiyoruz? Bana kızma, okuyup dudak bükme efendi! Münker ve Nekir’i gördüğün vakit, aha bu fakirin ne demek istediğini elbette anlarsın. Geriye dönüş biletini şimdiden ayarladın mı?.. Mustafa KAPLAN . | |
Konu Sahibi keserim 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Tağut nedir? | İslami Kavramlar | Tuba_ | 6 | 2666 | 05 Kasım 2007 11:45 |
Ağla Ağla | Şiirler ve Şairler | keserim | 0 | 1774 | 31 Ekim 2007 00:23 |
Prof Bayraklı: Namazın Kazası olmaz.. | Namaz-Abdest-Teyemmüm | NUR | 6 | 4093 | 25 Ekim 2007 12:13 |
Mevlana'nın vasiyeti | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | Tuba_ | 1 | 2237 | 25 Ekim 2007 01:10 |
Salavatlar ve anlamları | Dua Bölümü | Kara Kartal | 1 | 2245 | 25 Ekim 2007 00:59 |
28 Ağustos 2007, 12:57 | Mesaj No:2 |
RE: 1400 yıl öncesinden gelen e-mail
[B]Bugünlerde... Mallarimiz artti, keyfimiz azaldi. Daha büyük evlerde kaliyoruz ama daha küçük ailelerde yasiyoruz. Konforumuz artti ama zamanimiz daraldi. Diplomamiz bol ama sagduyumuz az. Uzmanliklar artti ama sorunlar çogaldi. Ilaçlar çogaldi, hastaliklar artti. Sorumsuzca para harciyoruz ama az gülüyoruz. Trafikte çok hizliyiz ama çabuk parliyoruz. Aksam geç yatiyor, sabah yorgun kalkiyoruz. Az kitap okuyor, çok televizyon seyrediyoruz. Varligimizi arttirdik ama degerlerimizi yitirdik. Çok konusuyor ama az gönül veriyoruz ve bol yalan söylüyoruz. Para kazanmayi ögrendik ama yuva kurmayi beceremedik. Hayata yillar ekledik, yillara hayat katamadik. Aya kadar gidip dönmeyi biliyoruz ama komsumuza geçmek için karsiya geçmiyoruz. Uzaya ulastik ama ruhun derinliklerine inemiyoruz. Havayi temizledik ama ruhlari kirlettik.Atomu parçaladik, önyargilarimizi yikamadik. Çok yaziyor ama az gelisiyoruz. Daha çok plan yapiyoruz ama daha az sonuç aliyoruz. Acele etmeyi ögrendik ama sabirli olmayi asla... Gelirimiz artti, karakterimiz zayifladi. Tanidiklar çogaldi, dostlar eksildi. Çabalar artti ama mutluluklar azaldi. Bilgisayar aglari kuruyoruz, bilgi otoyollari insa ediyoruz ama kendi aramizdaki iletisimde zorlaniyoruz. "Dünya Barisi" der, silahlaniriz! Daha mutlu olmak için "somurtarak" çalisiriz. Yani bugünlerde... Eve çift maasin girdigi ama çiftlerin bosandigi... Güzel evlerin yuva olamadigi... Kisa seyahatlarin, kagit mendil gibi iliskilerin... Yika çik gönüllerin, tek geceliklerin... Kilo dertlerinin ve her derde deva vitaminlerin... Vitrinlerin dolu ama gönüllerin bos oldugu... Günlerde yasiyoruz! Harun GÜNEY | |
26Haziran 2008, 16:59 | Mesaj No:3 |
1400 Yıl Önce Gelen Email 1400 Yıl Önce Gelen Email Ey Allah (c.c.)ın kulları! Bugünün genç müslümanları! Her gün sabırsızca bekliyorsunuz, "Bana e-mail geldi mi?" diye. Günde bir kaç kez online oluyorsunuz. Mutlu oluyorsunuz, "Bir mailiniz var!" yazdığında. Okumak için sabırsızlanıyorsunuz. Bazı mesajlar gerçekten güzel, Arkadaşlarınızdan, dostlarınızdan sıcacık. Fakat çoğu öylesine gelmiş; alakasız. Sadece zamanınızı alıyor. Derhal siliyorsunuz. Biliyor muydunuz, yaklaşık 1400 yıl önce, Allah(c.c.) size uzun bir e-mail gönderdi. Meleği Cebrail(a.s.) aracılığıyla elbet, Kulu Muhammed Aleyhisselatuvesselam?a Açtınız mı bu e-maili? Subject: Kur'an, "Kuşku Barındırmayan Rehber" Download ettiniz mi bu dosyayı? Kalbinize bookmark'ladınız mı? Hayatınızın "favoriler"ine eklediniz mi? Her sabahınızın "başlangıç sayfası" yaptınız mı? Açtıysanız bu e-maili Hepsini okumuş olmalısınız... Gönderilen elçilerin kıssalarını... Helak olan kavimlerin öykülerini... İnsanlığa mesajları, Günlük hayatınızın rehberini, Geleceğe dair güzel haberleri, müjdeleri. Allah?ın sizden "reply" edip, E-mail olarak iyi amel beklediğini. şimdi, her sabah uyandığınızda; İlk bu e-maili okuyun. Kur'ân'da "save" edildiği şekliyle, Hatırlayın ve ona göre "reply" eyleyin. Sevgili genç müslümanlar; İslamın geleceğine "enter"leyin
__________________ Şu an yaptığınız hiçbirrr iş, Kılınmayı bekleyen vakit namazından daha önemli değildir!! | |
02Haziran 2009, 23:56 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 5446 Üyelik T.:
30 Kasım 2008 | RE: 1400 Yıl Önce Gelen Email
Bu mukaddes Kitâb ölülere okunmak için mi indirildi, duvarlarda süs malzemesi olsun diye mi? Evvelâ, bu İlâhî mesajı her gün okuyor muyuz? Okuyorsak, anlıyor muyuz? Anlıyorsak, yaşıyor muyuz? Sekerâttan başlayıp Cennet ve Cehennem’de sona erecek olan kaçınılmaz yolculuğun tek ölçüsü orada yazılanlar olduğuna göre; acabâ inancımızda mı bir şey var, yoksa o mesajı gönderene mi i'timâd etmiyoruz? |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
1400 Yıl Sonra Cahliye Dönemi | Esadullah | Esadullah | 6 | 09 Ağustos 2024 13:12 |
Ölümle Gelen Pişmanlık | YaŞuHa | Muhtelif Konular | 1 | 25 Ekim 2011 22:55 |
Ansızın Gelen Ölüm | Yitiksevda | Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader | 1 | 24 Aralık 2010 00:16 |
Sevgiliden gelen her şey sevgilidir | KuM TaNeSi | Şiirler ve Şairler | 1 | 07Haziran 2009 17:43 |
1400 sene önce gelmiş olan İslam çağımızın sorularına cevap verebilir mi? | Belgin | Soru Cevap Arşivi | 0 | 13 Nisan 2009 12:12 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|