|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Huzurİslam,Açılış Tarihi: 07 Temmuz 2008 (04:29), Konuya Son Cevap : 05 Şubat 2014 (21:57). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
07 Temmuz 2008, 04:29 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 9 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Televizyon Karşısında 1095 SAAT Televizyon Karşısında 1095 SAAT Büyük emekler ve yüksek fiyatlarla ele geçen bir nimetin değerini herkes takdir eder. Fakat hiçbir fiyat ödemeksizin doğuştan sahip olduğumuz nimetler, dünyadaki her şeyden daha değerli olmalarına rağmen, lâyık oldukları itinâyı nedense görmezler. Böyle nimetleri mirasyediler gibi harcamakta [ birbirimizle âdeta yarışırız. İşin en garip tarafı da, bu nimetlerin en değerlisinin, en hoyrat bir şekilde israf edilmesidir. Bu nimet sayılıdır, sınırlıdır, her an hızlanan bir tükenişle eriyip gitmektedir ve bir daha geri gelmeyecektir. Zaman tünellerine belki filmlerde, hikâyelerde ve rüyalarda girebilirsiniz ama, gerçek hayatta asla. Bir hastalık sonrası sağlığın geri dönüşü gibi kayıp zamanlar hiçbir zaman tekrar ele geçmez. Zaman deyince, onun en büyük düşmanı ister istemez akla geliyor: Televizyon. Bu âletin ömrümüze mâliyetini hiç hesapladınız mı? Gelin beraber hesaplayalım. Birinci soru: Günde kaç saatiniz televizyon başında geçiyor? -Ortalama -belki de iyimser- bir hesapla 3 saat diyelim İlk başta pek ürkütücü gelmiyor. Ancak günler damlaya damlaya hafta olur, ay olur, yıl olur, sonunda bir ömür olur, biter. Eğer televizyonun günde 3 saatten bir yılda yiyip bitirdiği zamanı hesaplarsak, 1095 saat eder. Bu da gecesiyle gündüzüyle 45 gün demektir, televizyon başında geçen 45 gün ve 45 gece arta kalanlar ise, dizilerin gevezeliklerin, daha bir yığın lehviyat (günahlı eğlence) ve fuhuşun günah izleri. Belki araya tesadüfen bir iki bilgi kırıntısı da sıkışmış olabilir; ama bunun da fiyatı 1095 saatlik insan ömrü değildir! 10 bin lira için, dolu dolu 6 saatlik mesai ile 5.5 ay çalışır mıydınız? Şimdi ikinci soru: Televizyon canavarının pençesinde can veren bu 1095 saat bize neler kazandırabilirdi? -Bu rakam bir öğrencinin bütün bir öğretim yılı boyunca gördüğü ders saatlerinden daha da büyük bir yekûndur. Demek ki en azından kayıp bir öğretim yılı var orta yerde. 1095 saat içerisinde bir yabancı dili iyi seviyede öğrenmek mümkündür. Bu demektir ki, televizyon her yıl bize bir yabancı dil kaybettiriyor. Kitap okumayı tercih ederseniz, ağır bir okuyuşla, 25bin sayfalık kitabı bu müddet içinde bitirmeniz mümkündür. Hızlı okuyanlar ise bu rakamı yüz binlere çıkarabilirler. Ama bırakın yüz binleri, bırakın on binleri, senede birkaç bin sayfa okuyabilenler -"aydınlarımız" da dahil- toplumumuzda acaba yüzde kaçlık bir kesimi teşkil ediyor? Eğer her bir harfi en az 10 ölümsüz sevap meyvesi veren Kur'an'ı okuyacak olsanız, bu 1095 saat, 10 tane hatim eder. (Ağır okuyanlar üzülmesin onlara çift sevap müjdesi var.) Veya bu müddetin sadece üçte birini kaza namazlarına ayırmakla, 3 yıllık borcu defterden silebilirsiniz. Bunlar birkaç misâlden ibaret. Artık herkes kendi tercihine göre bir liste yaparak mâliyet hesaplarına girişebilir. Eğer bu hesaplar uzun ve karışık geliyorsa, televizyonun sadece bir tek ezan vaktindeki mâliyetini düşünün. Bu yeryüzünde Kâbe'ye dönerek halka halka saf tutmuş yüz milyonlarca Müslümanın arasına katılıp onların duâlarına ve âminlerine iştirak etmek gibi bir fırsatı tepmek mânâsına gelir. Tek bir namaz vaktindeki bu kaybı, dünyada hangi şey telâfi edebilir? Lâkin ins ve cin şeytanları insanı boş bırakmaz ki, alın teri dökerek kazandığımız parayı yakıp külünü savurur gibi harcadığımız ömür sermayesinin hesabını çıkaralım. Onların işi "merak"denen zayıf damarından insanı yakalayarak "Hangimiz daha çok saptıracağız?"diye birbirleriyle yarışıp durmak... Kur'an ise, âdeta önümüzdeki aptal kutusunu anlatan tasvirleriyle, bizi ikaz edip duruyor: İnsanlardan öylesi vardır ki, halkı fark ettirmeden ve hiçbir bilgiye dayanmaksızın Allah yolundan saptırmak ve dini alaya almak için boş söz ve eğlencelere müşteri çıkar. İşte onlar için hor ve hakir edici bir azap vardır. (Lokman Sûresi 6) İblis dedi ki: "Madem ki insan yüzünden sen beni rahmetinden uzaklaştırdın; ben de senin doğru yolunda insanların önüne oturup yollarını keseceğim. Sonra önlerinden ve arkalarından, sağlarından ve sollarından onların üzerine varacağım. Sen de onların çoğunu şükredici bulmayacaksın. (Araf Sûresi 17) Kâfirler, "Bu Kur'an'ı dinlemeyin; onun ikazlarını tesirsiz bırakmak için mânâsız şeylerle dikkatleri dağıtın. Belki böylece 0'na üstün gelirsiniz" derler Biz o kâfirlere pek şiddetli bir azâbı tattıracak ve yaptıklarının en kötüsüyle onları cezalandıracağız. (Fussilet Sûresi 26-27) Ümit Şimşek |
Konu Sahibi Huzurİslam 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Yüreğimden Nağme-i Ç/alıntılar | Şiirler ve Şairler | HakikaT | 3 | 2424 | 13 Ocak 2010 22:19 |
Sabr-ı Sükut/ medineweb.net | Şiirler ve Şairler | Esma_Nur | 4 | 2656 | 13 Ocak 2010 22:12 |
Sen Bilme Beni, Ey Ebed Güzeli! | Makale ve Köşe Yazıları | dua dilencisi | 3 | 2371 | 13 Ocak 2010 21:56 |
54.Haftanın Misafiri ''kocaklar'' | Hafta'nın Misafiri | Emekdar Üye | 26 | 11654 | 10 Ocak 2010 20:32 |
Yâr Kucağı | Makale ve Köşe Yazıları | dua dilencisi | 1 | 2059 | 09 Ocak 2010 00:08 |
05 Şubat 2014, 21:57 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 20781 Üyelik T.:
10 Ekim 2012 | Cevap: Televizyon Karşısında 1095 SAAT * Televizyon insanları tembelliğe itmektedir. Televizyon karşısında saatlerce hareketsiz kalmak obeziteye neden olabilmektedir. Ekrandan yayılan ışınlar leptin ve ghrelin adlı hormonlarda dengesizlik yaratarak, yağ birikmesine neden oluyor. Liverpool Üniversitesinin araştırmasına göre de, televizyondaki yiyecek ve içecek reklamları, çocukların abur cubur yemelerini %134 oranında arttırmaktadır. Bu da obeziteye neden olabilen başka bir etkendir. * Televizyondan yayılan ışığın melatonini azaltması nedeniyle hormonal dengesizlikler meydana getirebilmekte, hatta DNA’da değişiklikler meydana getirmesi sonucunda kansere bile neden olabilmektedir. * Uzun süreli televizyon izlemek kişilerin bağışıklık sistemini de olumsuz yönde etkilemektedir. * Çocukların erken ergenliğe girmelerine neden olabilmektedir. bunlar zararlarının sadece bir kısmı, en büyük zararıda ahlaki çöküntüye sebep olması... rabbim hepimize televizyonu temelli kapatabilmeyi nasib etsin... |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Televizyon minberi | umut628 | Serbest Kürsü | 0 | 09 Mayıs 2014 19:09 |
Kürt sorunu karşısında müslümanlar ne kadar tarafsız/Mevlüt Hönül | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 4 | 03Haziran 2010 01:00 |
Peygamberimizin israf karşısında tutumu | _bülbül_ | Soru Cevap Arşivi | 0 | 11 Nisan 2009 08:52 |
Nişanlı karşısında tesettür nasıl olmalıdır? | KuM TaNeSi | Soru Cevap Arşivi | 0 | 08 Nisan 2009 11:04 |
Eşya karşısında namaz kılınabilinir mi? | MERVE DEMİR | Soru Cevap Arşivi | 4 | 16 Kasım 2008 22:34 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|