|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Aysima,Açılış Tarihi: 16 Nisan 2008 (16:58), Konuya Son Cevap : 15 Mayıs 2018 (21:17). Konuya 5 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
16 Nisan 2008, 16:58 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 1390 Üyelik T.:
16 Nisan 2008 | Yandım KUL oldum...Yandım KÜL oldum...Yandım GÜL oldum... Yandım KUL oldum...Yandım KÜL oldum...Yandım GÜL oldum... Ben kalbimi dünyanın dert duvarları arasında ezdirdim Çok özledim sonsuz genişliğini secdelerin Ben ruhumu zehir parmaklıklar ardında tutuklu bıraktım Öyle çok susadım ki ilk tekbirin;dudağımdan içtiğim serinliğe Ben bencilliğin dehlizlerinde ümitsizce dolandım...dolandım...dolandım... Öyle çok hasretim ki bir rukün kavsinde Belimi kıran ayrılıkları göğe savurmaya Ben ellerine cilveli kelepçeleri vurulmuş bir zavallıyım Çok isterdim bir kıyamın kıyametinde İçimdeki bütün kuşları dağlara uçurmayı Ayaklarımı dar zamanların prangalarına kaptırdım ben Öyle hasretim ki yalnız ve yalnız sana kul olmayı Cümle dilenciliklerden kurtulmayı Öyle hasretim ki göğsümde sakladığım kanadı kırık serçeleri Rahmetinin yuvasına uçurmaya Öyle çok hasretim ki yalnız ve yalnız sana muhtaç olmaya İçimde saklı sancılı incileri rahmetinin kıyılarına savurmaya ahdettim Mülteci ellerimin ayazında ölmüş kelebekleri Kudsi levhanın dokunuşuna emanet etmeye geldim Ben gururun mahkumuyum... Ben gerçeğin kaçkınıyım... Ben günahın tutsağıyım... Ben isyan çöllerinin çorağına sürgün bir yetimim Sevindir beni,sevdir,sevindir,sev,sevdiğini bildir... Hüzünlerimi bir secdenin billur sularında erit ne olur Ne olur korkularımı rahmetinin kucağında teskin eyle Sen Ben sahte uzaklıkların sürgünüyüm... Ben içine kalbimi sığdıramadığım dar vakitlerin küskünüyüm... Öyle özledim ki seccademin alnımdan öpüşlerini...öyle özledim... İşte huzuruna geldim ... Şöyle başımı sokacak bir umudum olsun istedim İstedim ki yüzünden menekşeler toplayacağım sonsuz ovalarım olsun İstedim ki koşup koşabildiğim kadar İçimde sakladığım bütün uçurtmaları rüzgarlara verebileyim Ben sonsuz derinlikte uykuların yitiğiyim Ben unutuş uçurumların dibinde unutulmuş bir cesedim Ben benlik ve bencillik yabancılıklarında Evine yol bulamayan bir yitirmişim Çok özledim En Sevgilinin en çok sevdiği yerde durmayı Öyle hasretim ki öyle muhtaçım ki En Sevgilinin en çok sevildiği halde olmaya Geldim...Huzuruna vardım...Geçtim kendimden...Kendime geçtim Deldim benlik dağını...Yolda kaldı ferhat...Şirinin ben oldum Yandı her yanım...İbrahimin oldum...Gül oldum... Çöle verdim leylayı;aklı mecnuna sattım Mecnun oldum yakınlığına geldim Tüm uzaklıkları uzaklara savurdum keremini gördüm Vazgeçtim aslıdan,gölgeden çıktım,aslına geldim...vaslına geldim... Yandım KUL oldum...Yandım KÜL oldum...Yandım GÜL oldum... Durdum namaza;Miracına geldim,niyazına durdum Nazla beni ne olur... En Sevgilinin durduğu eşikte durdum Miracına geldim...Miracına geldim Nazarında tut ne olur Bakışınla sar beni,el üstünde tut,bırakma ellerimi...Bırakma...
__________________ ''Gönlüm Sükût-u Ezber Eyledi...!'' |
Konu Sahibi Aysima 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Risale-i Nurda Namaz | Risale_i Nur (Said Nursi) | Aysima | 0 | 2307 | 21 Mart 2009 23:15 |
Son Cüzde Kaçırılmaması Gereken SünnetLer | Kur'ân-ı Kerim Genel | Yitiksevda | 5 | 3078 | 21 Mart 2009 23:06 |
Emir Sultan | Alimler(Rh) | Aysima | 2 | 2474 | 21 Mart 2009 21:22 |
Tevazu | Adap-Edep-Ahlak | Mihrinaz | 2 | 2321 | 26 Şubat 2009 20:27 |
Risale-i Nurlar"'da Yahûdi | Risale_i Nur (Said Nursi) | Emekdar Üye | 3 | 2144 | 25 Şubat 2009 22:35 |
16 Nisan 2008, 22:28 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Yandım KUL oldum...Yandım KÜL oldum...Yandım GÜL oldum... Senai Demirciye ait olan bu güzel eseri bizimle paylaştığın için Allah razı olsun senden rabbim bizlerde yanan kullar zümresine dahil eder inşAllah. |
16 Nisan 2008, 23:22 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 1390 Üyelik T.:
16 Nisan 2008 | Cvp: Yandım KUL oldum...Yandım KÜL oldum...Yandım GÜL oldum...
Inşallah
__________________ ''Gönlüm Sükût-u Ezber Eyledi...!'' |
17 Nisan 2008, 00:58 | Mesaj No:4 |
Cvp: Yandım KUL oldum...Yandım KÜL oldum...Yandım GÜL oldum... Allah c.c. razı olsun senai abinin tüm yazılarını severek ve beğenerek okuyorum maşâAllah kalemine kuvvet çok güzel bir uslubu var.. Birde bu şekilde dinleyelim | |
20 Nisan 2008, 23:54 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 1390 Üyelik T.:
16 Nisan 2008 | Cvp: Yandım KUL oldum...Yandım KÜL oldum...Yandım GÜL oldum... Elsin sen, el; varlığın sadece bir avuç içi Sadefinde inci neyse, dudağında dua odur. İncinin ışıktan uzaklığın beşiğinde belenmesi gibi, dua da Rabbinden uzak kalışının gurbetinde bestelenir. O’na sonsuz uzaklığının kuytusunda O’nun sana sonsuz yakınlığını fısıldaması, dua incisine rahimlik eder. Bir şahdamarı yakınlığından emzirilir dua. Öyle yakındır ki Rabbin sana, rahmetinin sana yakınlığını senin kendine yakınlığınla anlatır. Şahdamarı sende senden içeri olan, teninden de beri olan değil midir? Öyle bir yakınlıktır ki bu insanın kendisini çağırmasına benzer yahut kendisinden bir şey istemesine. Kendisini çağıran kendisine kendi çağrısından önce cevap verir. Kendisinden bir şey isteyen de kendisinden istediğini baştan kabul etmiştir ki öyle ister. İşte o sonsuz uzaklık sadefinde, o uçsuz bucaksız gurbet denizinin dibinde, Rabbini çağırmayı kendi kendine seslenmek kadar elle dokunulur hissetmelisin parmak uçlarında. Rabbinden istemeyi kendinden istekte bulunmak kadar gözle görülür bir inci eylemelisin dudaklarının sıcağında. Garip değil mi? İnci karanlıkta büyüdüğü halde, ışığa eşsiz bir pırıltı katmaya hazırdır. Seni de şaşırtmaz mı, incinin ıssızlıkta ve sessizlikte boy attığı halde birden varlığın merkezine oturması? Öylesine bir incidir işte dua. Sakin ve sarsıcı. Suskun ve konuşkan. Nazlı ve sokulgan. Uzaklığın çocuğu ve yakınlıkların anası. Öyle önceliklidir ki dua, teninde açık yaralar bırakır Rabbin ki, o sancılardan dua gülleri büyütesin. Aczinle sonsuz kudretine susamanı ister. Fakrınla nihayetsiz rahmetine acıkmanı diler. Kendini kendine yeter sanman, önce duayı elinden alıyor ve sonsuz fakirleştirir seni. Kendini susuz ve tok sanman, O’na yakarma iştahını giderir, O’na kulluk hevesinden yoksun bırakır seni. Öyle hatırlıdır ki yakarışın, seni rahmetinin eşiğine gözü yaşlı, boynu bükük halde getirecek günah ve pişmanlıklarını, rahmetinin eşiğine başvurmaktan geri durduracak sevap ve hatasızlığından daha çok el üstünde tutar Rabbin. Öyle tatlıdır ki yalvarışın, seni aff ve mağfiretinin dergâhında ağlatıp sızlatan unutuşlarını ve sürçmelerini, lütuf ve bağışına muhtaç olmayacakmışsın gibi müstağni kılan susturan itaatlerinden daha çok sever Rabbin. Yeter ki bu toprak kabın içinden yakarış türküleri yükselsin. Yeter ki suskun ve soğuk dudaklar dua dua söze gelip ısınsın. Yeter ki bu küskün ve dargın yüze ümitten çiçekler dokunsun. Yeter ki çamurdan bedene sahici bir nefes s/insin. Yeter ki bu boş avuçlarda dua dua kelebekler kanatlansın. Yeter ki bu varlık sadefinden dua incileri dökülsün. Bu varlık sadefini o inciyi içinde taşımak için giyindin. Bu dünya seferine o inciyi içinden taşırmak için soyundun. Dudağının her kıpırtısında, dilinin damağına her dokunuşunda nice incileri kıymetsiz kılan bir kıymet kazanır bu toprak bedenin. Göğsünün her daralışında, tereddütlerinin her kımıldanışında, incecik sızılarının nefes nefes söylenmesinde, yanında, yakınında, kendine olan yakınlıktan da beride bir yakınlıkla Rabbinin rahmetinin eşiğinde bulursun kendini. Nefesine bürüdüğün her sızlayışta seni hemen işiten Semi’ ismiyle tanırsın O’nu. Kalbinin kimselere söylenmez, söylense de önemsenmez her hüznüyle seni her daim önemseyen Hakîm ismiyle varırsın huzuruna O’nun. Hata ve kusurların seni ezip mahcubiyet ateşinde yaktıkça, en sessiz iç çekişlerini ciddiye alan, ayıplamadan bağışlayan, sonra hiç yüze vurmayan, asla başa kakmayan, severek affeden, affettiği için adeta sevinen Afuvv isminin serinliğinde bulursun O’nu. En mahrem sırlarını paylaşan, en utanç verici ayıplarını şefkatiyle örtüp saklayan, en yüz kızartıcı suçlarını sonsuz anlayışının kucağında eriten Rahîm isminin eşiğine dökersin eteğindeki taşları. Nasılsa bir gün bu sadefin, bu toprak bedenin elleri çözülecek, hücreleri dağılacak, dudakları eriyecek değil mi? Öyleyse, hiç durmadan içindeki dua incisini büyütüp O’nun rahmetinin deryasına savur. Elsin sen, el; varlığın sadece bir avuç içi. Ellerin var sadece, bir de elindekiler; elindekiler bir bir elinden kaydığı gibi, elin de elinde kalmayacak ki... Semaya doğru açılan, varlığını duanın ayâsında toplayıp söz söz yakaran Sensin. Başka bir şey değilsin; başkaca önemli değilsin ki. Başkalarının sen yokken, sen kendi yokluğunu bilmezken, varlığın hasretini bile çekmezken ettiği “evlat duası”nın kabul edilmişliğisin. Bir duanın ete kemiğe bürünmüş halisin. Baştan ayağa, tepeden tırnağa, hece hece, hücre hücre duasın. Duasın sadece, sadece duasın.. Annen duadır. Beşiğin duadır. Ninnin duadır. Servetin duadır. Mirasın da dua.. Ne kalırdı ki senden geriye, duan olmasaydı?
__________________ ''Gönlüm Sükût-u Ezber Eyledi...!'' |
15 Mayıs 2018, 21:17 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
Ey ızdırap anladımki herşey seninle...sen HAKKA giden yolda vuslata vesile..
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Aşı için Gönüllü Oldum | Mihrinaz | Komik Paylaşımlar | 3 | 20 Ocak 2021 23:31 |
Tebbet Suresini Okudum Müslüman Oldum... | Mihrinaz | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | 0 | 14 Ağustos 2015 09:57 |
ABDAL/Yine Giden Ben Oldum | klm | Videolar/Slaytlar | 0 | 20 Aralık 2014 04:02 |
Lal Oldum & Kadir Oğul | enderhafızım | Şiirler ve Şairler | 1 | 08 Eylül 2013 21:28 |
Ben O'na Aşık Oldum | Seleme | Hz.Muhammed(s.a.v) | 3 | 25 Ocak 2008 21:58 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|