Isra

[_bülbül_]

Isra

İsrâ... gece gitmek... Kur'an'da ismi
Bir yolculuk... İsrâ
Zamandan mekândan âzattır cismi
İlahî ibrâ...
Seven, sevilenle buluşmak diler;
En mahrem meclis...
"Geceleyin beni alıp gittiler."
Ne güzel hadis!..
Çıktı, çıktı.. henk âhenk merdiven...
Her katta bir iş...
Döndürüp yıldızlar üstünde düven
Kat kat yükseliş...
O erişti, nasıl erişsin tabir?..
Had ötesi had...
Bir O, tek kul, bir de sayı üstü BİR
ALLAH ki, Ehad...
Yolları göklere bağlayan perçin
İnsanlığı Resulden gayrı kimse güdemez
Mukaddes parmak göğe doğru...

[_bülbül_]

Rabbe yükselmenin diğer adı.
En şerefli yolculuk.
Size sorsalar en çok sevdiğine gitmek ister misin diye?
Tereddütsüz evet dersiniz sanırım.
Hele bu kendisinden geldiğiniz Rabbinizse,
Sizi yaratan, sizi seven,
Sizin kendisine olan bağlılık bildirgeniz hoşuna giden,
Sırf size olan merhametinden dolayı içinde yaşadığınız dünyayı yaratan,
Sizin hizmetinize amade kılan Rabbinizse,
Herhalde uçarak gidersiniz.
ALLAHın elçisi Muhammed (as) de öyle yapmış,
Binmiş burağa, göz açıp kapayacak kadar bir zamanda varmış Kudüse,
Sonra gökleri katetmiş bir ışık hızıyla.
Çünkü yaratanı onu bekliyormuş;
Bir, bir geçilmiş semalar ta sidreye kadar,
Rabbimiz ona soy ağacı ataları,
Ademi, İbrahimi (as) göstermiş,
Kendi çileli yolculuğunun daha evvelki neferlerini.
Sonra ona yolların akıbetini göstermiş,
Cennet ve cehennemi,
Yapılan amellerin karşılıksız kalmayacağını yakinen müşahade etmiş nebi.
Sonra onu huzuruna almış,
Ben demiş, tıpkı Taha suresinde Musa (as) a dediği gibi,
“Senin Rabbin ALLAH’ım!”
Mekkeli müşriklerin her türlü saldırısından bunalmış,
Elçisine verilebilecek en büyük mükafat bu olsa gerek.
İnsanlığa rahmet olarak gönderdiği elçisi Muhammed(as)i,
İtminana erdirmek ve tesellilerin en güzeliyle ödüllendirmek istemişti Rabbi.
Sizde Rabbinizin huzuruna çıkmak ister misiniz?
Gelin Rabbinizin “Ben sizin Rabbinizim” çağrılarına kulak verin.
Okunan ezanlardaki tekbiri içselleştirin,
Onun büyüklüğünü haykırın.
O zaman göreceksiniz,Muhammedin yolundasınız.
Ebu Cehillerin çağdaşları sizin üzerinize deve işkembesine denk
Pislikleri koyacak Rabbinize secde ettiğiniz demde,
Ebu Lehepler ayaklarınıza batsın,
Sizi yolunuzdan alıkoysun diye,
Güncel dikenler döşeyecek uğrunuza.
Sizinle bütün işliklerini kesmek için ittifak edecekler,
Sizi evinize sokağınıza hapsederek,
Yok etmeye çalışacaklar.
O zaman siz Rabbinize daha bir bağlılık hissetmek isteyeceksiniz.
Her vesileyi Rabbinize sıkı, sıkı bağlanmak için değerlendireceksiniz.
Nasıl ona bağlanmayasınız ki,
Bağlanılması gereken iplerin en sağlamı onun ipi olduğuna iman etmişsiniz.
Onun rengine boyanmış olmaktan dolayı mutlusunuz.
Biliyorsunuz ki, onun korkusunun dışındaki bütün korkular sahtedir, dünyevidir.
Korkulması gereken yegane merci O’dur.
Çünkü insanların korktuklarının korktukları da ondan korkmak durumundadır.
Ey Rabbimiz Sana İbrahim(as) gibi sesleniyoruz,
Sen bizim mevlamızsın, ne güzel veli ve ne güzel vekilsin,
Azizün Züntikamsın, hiçbir hesabını sonuçsuz bırakmazsın.
Ey Rabbimiz sana Musa (as) gibi sesleniyoruz,
İçimizdeki cahiller yüzünden bizi helak etme,
Çünkü Sen dilersen aziz, dilersen zelil kılarsın.
Ya Rabbi sana Muhammed (as) gibi sesleniyoruz,
Kavmimiz Kur’anı arkasına attı,
Bizi onların şerlerinden emin eyle.
Cennetine ve cehennemine görmüş gibi iman ettik.
Ama Yunusun dediği gibi diyoruz ki,
Bize Seni gerek Seni.
Bizi, bizim kendimizi sana yakın hissettiğimizden daha yakın kıl, kendine
Acziyet içinde yarattığın biz kulların ,
Nisyan ile malul kıldığın,
Ancak duasından hoşnud olduğun kulların,
Sana iltica ediyoruz, çünkü gerçek iltica kapısı sensin,
Şah damarımızdan dahi, bize yakınsın,
Bizi senden uzaklaştırmaya çalışan şeytanın,
İğvalarından, salvolarından uzak tut.
Zamandan ve mekandan münezzehsin,
Yarattıklarının hiçbiri, senin şanına denk değildir.
Ama benim gönlümü, senin sevgini ve muhabbetini alacak kadar geniş yarattın.
Hiçbir yere sığmayan Sen, benim gönlüme sığacak kadar mütevazi,
Sana inanmayanların havsalası almayacak kadar büyüksün.
Sana iman ediyor ve sığınıyoruz,
Bizleri mağfiretinle yarlığa.