Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Soru Cevap Arşivi

Konu Kimliği: Konu Sahibi Yitiksevda,Açılış Tarihi:  10 Ağustos 2008 (16:33), Konuya Son Cevap : 11 Ağustos 2008 (09:13). Konuya 22 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 10 Ağustos 2008, 17:04   Mesaj No:11
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart İnsanın Allah ile ve uluhiyetle münasebeti

12. İNSANIN ALLAH İLE VE ÜLÛHİYETLE MÜNASEBETİ. (Fi'lî veya nisbî bir yakınlık var mıdır? Her ferd bu dünyadaki hayatına başlarken yaratılıyor mu?)

CEVAP: 12

İnsan Allah'ın şerefli bir mahlûku ve kuludur. Allah'a karşı kulluk vazifesini yerine getiren herinsan Allah yanındaki şerefini yükseltmiş Allah'a ma'nen yaklaşmış olur.

Ancak bu yaklaşmanın en üstün derecesi kendilerine tahsis buyrulan mertebeleri itibarı ile Allahu Zü'1-Celâl'in her şekle girebilecek kabiliyette yarattığı Melâike-yi kiram ile, insanlara gönderdiği Peygamberlere ve Peygamberlerin ümmetlerinden olan Velîlerine bahşolunmuştur.

Cenab-ı Hak maddîlikten münezzeh olduğundan bu yaklaşma ma'nevi olarak vahiy ve ilham suretleri ile kendilerine vukubulan tecelliyat-ı İlâhiyedir. Cismânî ve maddî değildir.

işte Müslümanlık Allah ile kul arasındaki ma'kul münasebetleri akla ve nakle dayanarak bu suretle en kafi şekilde tesbit ve tayin ettiğinden insan'ın Allah'a bu suretlerin dışında herhangi bir suret ve şekilde fi'lî ve nisbî bir yakınlığı kabul edilemez.

Her şeyin tek yaratıcısı olan Allah, insanı da maddî unsurlardan, evvelâ ana rahminde bir damla su, sonra o suyu bir kan pıhtısı haline getirmek, sonra onu bir et parçası yapmak ve et parçasını kemiklere kalb etmek ve kemiklerin üzerine et giydirmek ve en sonunda onu bir insan yavrusu olarak tasvir ve önceden yarattığı rûhunu onun mini mini bedenine nefheylemek ve muayyen zamanı gelince onu annesinden doğurtmak suretiyle dünyaya getirdi ğine gene akla ve nakle dayanarak inanır da bunun dışında akla ve nakle uymayan akîde ve nazariyeleri reddederiz.

*

__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Ağustos 2008, 17:06   Mesaj No:12
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Ba'sü Ba'de'l Mevt

13. BA'SÜ BA'DE'L-MEVT. (Bir insan Öldükten sonra ferd olarak ne oluyor? Aile bağlılıkları olacak mı? Ne şekil alacağımıza inanıyorsunuz? Her ferd geçmiş ameli hakkında kime hesap verecektir?)

C E V A P : 13


insanların ölümlerinden tekrar dirilecekleri güne kadar, bulundukları aleme Müslümanlık'ta Kabir alemi denir, yani Berzah alemi.

Kıyametten i'tibaren devam edecek olan ebedî hayata da Ahiret hayatı denir.

Biz Müslümanların bu husustaki inancımız şöyledir :

Her insanın ölümünü müteakip, ruhu cesedine taalluk edecek, Münker, Nekir adında iki Melek gelip, ona: Rabbin Peygamberin kim, dînin, kitabın nedir? diye soracak, muvafık cevab verenlerin yerleri manen ve ruhen birer cennet bahçesi olacaktır.

Cevap veremeyenler ise, tafsîli din kitaplarımızda beyan olunan şiddetli ve ahiret'e kadar devam edecek olan bir sıkıntı içinde kalacaklardır.

Ahiret'de ise herkes dünya'da işlediği amel ve hareketlerinden yalnız Cenabı Hakk'a hesap verecek, hiç bir kimsenin en küçük bir iyiliği ve kötülüğü karşılıksız kalmayacaktır.

Neticede insanlar amel ve îmanlarına göre Cennet veya Cehennem'de yer alıp. Cennet ehli birbirlerini tanıyacaklar ve ailevî nisbet ve irtibatlarını devam ettireceklerdir.

* * *

__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Ağustos 2008, 17:08   Mesaj No:13
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Dininize girebilmek için ne yapmak lazımdır ?

14. DÎNİNİZE GİREBİLMEK İÇİN NE YAPMAK LÂZIMDIR? (Müslüman olmayan bir kimse Müslüman olmak için ne yapmalıdır? Dîninizde kadın da erkekle aynı haklara sahip midir? Değilse kadının durumu nedir?)

C E V A P : 14

islam dîni insan fıtratına, akl-ı selîme uygun yegâne ilahi din ve bütün peygamberlerin tebliğ eyledikleri dînin mükemmel ve mütemmim bir şekli olduğundan her akl-ı selîm sahibi, bu mübarek dînin Kitabını ve onu bütün beşeriyete tebliğ buyuran Ahir Zaman Peygamberinin Hadîslerini (Sözlerini, işleri ve hallerini) tetkik edip onuncu sualin cevabında sıralanan îman ve ibâdet esaslarını kendisi bilfiil okuyup bilmekle veya bir ilim adamı tarafından kendisine bildirilmekle tasdik ve ikrar edecek olursa Müslüman olur. Dünyada Müslüman muamelesine tâbi' tutulur.

Müslümanlığa girebilmek için başkaca dînî bir merâsime ihtiyaç yoktur.

Müslümanlık kadını, cemiyetin yarısı sayar, onu fıtratının ve hayattaki vazîfelerinin gerektirdiği haller müstesna olmak üzere hemen her şeyde erkekle müsâvî tutar.

Müslümanlık kadının erkekle olan münasebetlerini yardımlaşma Ve müsâvât esası üzere tanzim etmiştir.

Erkeklerin meşru sûrette kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Şu kadar ki, erkekler aile reisi mevkiindedirler.

Müslümanlık kadına saadet ve itmi'nan sağlayan ve onun halkolunduğu vazifeyi hakkıyla eda edebilmesine yarayan bir takım hak ve vazifeleri erkeğe; aile nizamının ve içtimâî esasların yerleşmesi için de erkekleri için kadınlar üzerine bir takım hak ve. vazifeler farz kılmıştır.

Müslümanlık dîni vazifelerin îfasında erkeği ve kadını bir tutmuş, dînî ve içtimaî hayatta kadınların haklarını tanımış, kendilerinin âhirette erkekler gibi mükafatlandırılacaklarını da va'd etmiştir.

Müslümanlık kadını; kız ana ve zevcelik hallerinde her birisinde beklediği takdîr, riâyet ve adâletin son derecesine kadar tatmin etmiştir.

Müslümanlık, uhrevî saadet yurdu olan Cennet'in, anaların ayağı altında bulunduğunu bildirmek suretiyle anneliğin kadrini ve şerefini en yüksek dereceye çıkarmıştır.

Kız çocuğunu hor ve hakir görmeyi veya onların helâkine sebep olmayı menetmiş ve bu gibi kötü hareketleri takbih etmiştir.

Müslümanlık kadına hayat hakkı, nafaka hakkı, kocasından veya ebeveyninden veya akrabasından mîras hakkı tanımıştır,

Müslümanlıktan evvel, istenildiği kadar kadın almak serbest iken, erkeklerin böyle sayısız kadınlara sahip olması gibi bir âdeti ortadan kaldırmayı istihdaf eden İslam Dîni büyük ve önüne geçilmez zaruretler haline münhasır kalmak şartı ile bir erkeğin en çok dörde kadar evlenmesine cevaz vermiş ise de bunu gayet ağır ve adeta tahakkuku imkansız şartlara bağlayarak bir kadınla iktifa edilmesini aile saadeti için esas tutmuştur.

Müslümanlık kadına îcâbında boşanmayı talep etme hakkını verdiği gibi nikah akd edilirken boşama hakkının erkeğin elinde değil de kadının elinde bulunmasını şart koşabilme hakkını da bahşetmiştir.

Müslümanlık kadını yemek pişirmek, çamaşır yıkamak ve sair ev işlerini görmeye icbar etmediği gibi, kendi çocuğunu, süt anneyi emmemezlik etmedikçe bizzat emzirmeye de mecbur tutmamıştır. Eğer kadın bunları yaparsa, mürüvveten veya hüsn-i muaşereti te'mînen yapmış olur.

Müslümanlık kadına, âdâbına riayet etmek şartı ile, ticaret ve sanatla da meşgul olmaya îcâbında askerlikteki yardım hizmetlerini îfâ etmeye de müsaade etmiştir.

* * *

__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Ağustos 2008, 17:10   Mesaj No:14
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Hayır ve şer

15. HAYIR VE ŞER. (Menşei. Hakîkî tesirler midir, yoksa psikolojik bir zihin hali midir, Bu iki tabir üzerinde İslâm dîni ne der?)
CEVAP: 15

Biz Müslümanların akîdesine göre «Hayır», insanlar için maddî ve manevî fâidesi olan, «Şer» de. zarârı bulunan şeydir.

Bir şeyin Hayır veya Şer oluşu haddi zâtında ise de hassaten ilahî emrin veya nehyin taalluk edişi de onu te'yid etmiş ve mâhiyetlerini bize bildirmiştir. Yani o şeyin bu vasıfları alması fıtrî mahiyeti îcâbı olduğundan, o vasıflar (beşerin mükellefiyetinden kat-ı nazarla) yalnız aklen idrak edilebilecek durumda iseler de, ilahî emir veya nehyin taalluk edişi, yani. dînin o şey'in hayır veya şer olduğunu beyan ve hükmedişi, o şey'in mahiyetini bize bildirmiş oluyor da hayrın hasen ve şerrin kabih olduğunu aklımızla idrak etmiş ve dînin emir ve nehyetmesiyle de muktezalarını îfa ile mükellef olmuş bulunuyoruz.

Müslümanlık şunu da kaydeder ki, bazı şerlerin şer olma sı bize göredir.

Mâhiyetleri bakımından hakîkî sayılan bazı şerlerin maddî veya ma'nevî birer müvâzene ve dolayısiyle hayır amili oldukları görüldüğü gibi, ferdler hakkında zararlı gibi görünen bazı şeylerde de çok zaman umumu ilgilendiren bir menfaat bulunduğu görülür.

Bu böyle olduğu gibi, bazan ferdin hayrına olan bir şeyin umumu zararlandırdığı da görülür.

Kezâ bazan kendimiz hakkında hayır sandığımız bir şeyin, şer ve şer sandığımız bir şeyin de, bazan hayır getirdiği vâkidir.

Binaenaleyh şerden kaçınmakla beraber, bir felaket ve zarara uğranıldığında da ye'se ve fütûra düşmemek îcâbeder.

Biz Müslümanlar hayr'ın da şerr'in de yaratıcısı Allahu Teala olduğuna ve Allahu Teala'nın imkan dairesinde bulunan her şeyi yarattığına, fakat kendisinin hayra rızâsı olup, şerre rızâsı bulunmadığına, hayır ve şer, irade ve kesb bakımından insana; vücuda getirilmiş olması bakımından da Allahu Teala'ya râci' olduğuna inanırız.

Şüphe yok ki şerri işlemekle, şerri yaratmak bir değidir.

İnsanın irâdesine taalluk eden bir şer yaratıcısı olan Allah için abes teşkil etmez; musavvir-i hakîkî güzeli de çirkini de tasvir eder.

Cenab-ı Hakk, hayrı da şerri de; insanların kullanmakta serbest bulundukları cüz'î irade ve kesbleri ile mukayyed olarak yaratmış olduğu içindir ki, insanlar hayır işlerinden dolayı mükafata, şer işlerinden dolayı da mücâzâta müstahik bulunmuşlardır.

Binaenaleyh Müslümanlık hayır ve şerri, sadece psikolojik zihnî bir hal olarak kabul etmez.

* * *

__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Ağustos 2008, 17:11   Mesaj No:15
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Camiler nasıl finanse edilir ?

16. CAMİLER NASIL FİNANSE EDİLİR? (Teberrular, kısmen Devlet tarafından yapılan yardımlar v.s. İslâmiyetin hakim bulunduğu veya müslümanların ekseriyette olduğu yerlerde, câmi ve mescid inşâsı veya bakımı için millî veya mahallî vergiler var mıdır?)

C EV A P : 16


Müslümanlıkta temiz olmak şartı ile bütün yer yüzü Müslümanlar için ibâdet mahallidir.

Cami ve mescitler Müslümanların birbirleri ile tanışmak ve kaynaşmak, Allah'a topluca ibadet ve niyazda bulunmak gibi ulvî gayelerle te'sis edilmiş ve Cuma ve Bayram namazları ile beş vakit namazın cemaatle kılınması için tahsis olunmuş mübârek yerlerdir.

Nerde ve ne zaman olursa olsun, Müslümanlardan zengin olanlar, servetleri ile ve zengin olmayanlar da bedeni mesaîleri ile Cami, ve mescitlerin yapım ve bakımlarına katılmayı dînî bir vazîfe saydıkları gibi hali vakti yerinde olan zenginlerden ve devlet ricâlinden ve hükümdarlardan müstakilen câmiler yaptınp, tahsis ettikleri vakıflarla da onların bakımlarını sağlayanlar pek çoktur.

Bugün de cami inşâsını ve bakımını müstakilen deruhte etmek hamiyyetini gösteren Müslümanlara sık sık rastlanmaktadır.

Türkiye'deki câmi ve mescidler durumları ve idâreleri bakımından şu kısımlara ayrılırlar :

A) Bakımı Vakıflar Umum Müdürlüğüne ait olanlar,

B) Bakımı vakfın mütevellîsine ait olanlar,

C) Bakımı câmi derneklerine ait olanlar, Ç) Bakımı mahalle halkına âit olanlar,

D) Bakımı köylüye âit olanlar.

A grubuna dâhil câmi ve mecsidlerin müstahdemlerinin aylıkları Devlet teşkilâtına dâhil olan Diyanet işleri Reisliğince tavsiye edilir.

B grublarına tâbi' olanların masrafları Vakıflar Umum Müdürlüğünün mürâkabesine tabi' olarak mütevellisi tarafından, vakıfların gelirinden tevsiye edilir.

C grubuna dahil olanların masrafları, aylık aidatla, teberrüler ve çeşitli gelirlerden tesviye edilir.

Ç ve D grublarına dahil olanların masrafları da mahalle ve köy halkı tarafından salma suretiyle karşılanır.

İnşâ ve ta'mîrine Vakıflar Umum Müdürlüğünce az çok bir yardım yapılır.

* * *

__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Ağustos 2008, 17:12   Mesaj No:16
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Mukaddes yazılar

17. MUKADDES YAZILAR. (Dîninizde. menşei mukaddes, ilâhî veya fevkalbeşer telakkî edilen yazı ve kitaplar.)

C E V A P : 17

Müslümanların mukaddes kitabı Kur'an-ı Kerîm'dir. Allah Kelamı olan Kur'an-ı Kerîm, Cebrail Aleyhisselâm vasıtasiyle, Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselam'a Arapça olarak, vahy ve inzal buyurulmuş ve Resûlü Ekrem'e hiç unutulmamak, hafızasından silinmemek üzere okutulmuş, lafzı da ma'nası da ilahî olan i'cazkar bir kitaptır.

Kur'an-ı Kerîm'in lafzı da ma'nası da doğrudan doğruya Allahu Teala'nın vahyidir.

Allâhu Teâlâ onun eşsizliğini ve mu'cizeliğini bizzat beyan ve ilan buyurduğu gibi hiç bir tağyir, tahrif ve tebdil edilemiyeceğini ve yine bizzat hıfz-ı emanetine aldığım da tekeffül etmiştir.

Bu keyfiyet vâkıalarla da tahakkuk etmiş bulunmaktadır.

Dînimizde ikinci derecede mukaddes kitabımız olan Peygamberimiz'in sözlerini, işlerini tasviblerini bildiren hadis kitabları'dır.

Peygamberimiz'i her hususta örnek tuttuğumuz ve muktedâ-bih tanıdığımız için onun

Hadisleri, Sünneti de biz Müslümanlar için büyük bir kudsiyet taşımaktadır.

* * *
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Ağustos 2008, 17:13   Mesaj No:17
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart İlahi otorite

18. İLÂHÎ OTORİTE. (Dînî ayinler icrası için ilahî bîr otoriteye ihtiyaç var mıdır?)

C E V A P : 18


Her Müslüman, beş vakit Namazla, Oruç, Hac, Zekat gibi ibabetleri ilahî bir otoritenin ve dînî selâhiyete haiz herhangi bir şahsın delâletine lüzum olmadan kendi başına îfâ eder.

Ancak cemaatla kılınması îcâbeden Cuma ve Bayram namazları ile beş vakit namaz câmide cemaatla kılındığı takdirde bu namazları vazîfelendirilmiş olanlar kıldırırlar.

Beş vakit namazın topluca kılınması için, farzlar edâ edilirken, varsa vazifeli imamlar, yoksa imamlık yapabilecek bir Müslümana uyulur. Fakat bunların ilim ve faziletten gayrı bir imtiyazları yoktur.

* * *
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Ağustos 2008, 17:14   Mesaj No:18
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Dininizde bugünkü liderlik

19. DÎNİNİZDE BUGÜNKÜ LİDERLİK. (Böyle bir liderlik kabul ediliyor mu? Kimler tarafından kabul ediliyor? Liderinize verilen ünvan nedir?)

C E V A P : 19


Bütün Müslümanlar dînî rehber olarak en başta, islam Dînini beşeriyete tebliğ buyuran Âhir Zaman Peygamberi Hazreti Muhammed Aleyhisselâm'ı tanırlar.

O'nun tebligatını ve ta'lim ve neşr vazifesini ifâ etmiş bulunan Ashabına ve büyük islam alimlerine saygı gösterirler.

Binaenaleyh Müslümanlık'ta Papalık gibi bir dînî liderlik tanınmamıştır.

Devletçe tayin edilip öteden beri dînî vazifelerde istihdam olunan me'murlar şunlardır :

A) imam ve Hatibler : Cami ve mescitlerde Cuma ve Bayram namazları ile vakit namazlarının kıldırırlar.

B) Vâizler : Cami ve mescitlerde Müslümanlara ibâdet ve akâide âid va'z u nasihatte bulunurlar.

C) Müftüler : Her vilayet ve kazada dînî teşkilâtı idare ederler ve şahıslar veya dâireler tarafından sorulacak din meseleleri cevablandırırlar.

D) Diyanet işleri Reisi : Türkiye'deki bütün İslâmî teşkilatın umumî müdürü ve mercii olmak üzere Başvekil tarafından intihab ve Reisicumhur tarafından tayin olunur.

* * *

__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Ağustos 2008, 17:15   Mesaj No:19
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Mucizeler ..

20. MU'CİZELER. (İnsanlar ve milletler arasında fevkalbeşer olaylar. Eski zamanlarda olan mu'cizelerle mukayesesi.)

CEVAP: 20


Mu'cize peygamberlerin, peygamberliklerini te'yid için Allah'ın izniyle gösterdikleri hârikulâde hâdiselerdir.

Mu'cize, Allahu Teala'nın kendi eseri olan kainatta ve kainatta cârî bulunan kanun ve nizamlar üzerinde istediği gibi tasarrufa kaadir bulunduğunu ve ilâhî kudret ve irade karşısında herkesin ve herşeyin aciz olduğunu ifade eder.

Müslümanlık, zâhirî sebepleri, âlemin nizâmını ve âdî illet ve maslahatlarını kabul etmekle beraber, bu sebep ve illetlerin fevkinde onların hepsine hâkim bulunan ilahî kudret ve iradeye inanmayı da emreder. Ve ilâhî irade bu kâinatı ve nizamlarını idare eder.

İşte mu'cize de bu ilâhi irâdenin başka bir sünnet ve Âdet-i İlâhiyyesi olarak eseridir.

Çünkü, ilâhî irâdenin cârî âdetler ve zâhir sebeb ve illetler dâiresinde görülmekte olan tecelliyâtı, bu ilâhî irâdenin tam vaktinde zuhur eden tecelliyâtı demektir.

Fakat ilâhî irâde bazan da vâsıtasız ve maddî sebepsiz olarak ölülerin dirilmesi, kamerin bölünmesi ve parmaklardan ve kuru taşlardan suların fışkırması ve cansız eşyâdan seslerin gelmesi gibi tecellî eder de bu hâdiselerin gördüğümüz ve bildiğimiz cârî kanunlarla ve zâhirî sebeplerle îzâh edilmesi güç olur.

Zâten mu'cizeliği de bu güçlüğünden ileri gelmektedir.

Mu'cize haddi zâtında aklen mümkün bir nizâmın ve âdetin kezâ mümkün olan diğer bir nizam ve âdetle li-hikmetin ve maslahatın tebdilinden ibaret bir harikuladedir.

Tabiî kanunların ittıradına ve bilinen ve tecrübe edilen hadiselerin ma'lüm olan seyir ve cereyanların da halen bir ihtilâfa rastlanmamasına bakılarak bunların asla değişmez ve değiştirilemez olduklarına hükmetmek kudret-i İlâhiyenin şümûlünü ve mâhiyyetini anlamamak demektir.

Tabiat kanunları için vâciblik ve zarûrîlik olmadığını anlamayan akl-ı selîm sâhibi kalmamıştır. Belki bunlarda imkânlık vardır; îcâbında değişebilir. Bu değişme ise mücerred tesâdüf veya galat-ı tabiat demekle izah edilemez. Onun için peygamberlik ancak bu mucize ile sâbit olmuş ve peygambersiz din olmadığı gibi, mucizesiz de peygamber bulunmamıştır.

Mûcizeler, Allah'ın izni ve irâdesi ile sâir peygamberler gibi Peygamberimiz tarafından da gösterilmiş ve O'ndan sonra bu kapı kapanmıştır.

Şu kadar ki, Peygamberimiz'in ümmetinden olup ibadet ve istikametleri ile Allah'a manen yaklaşan evliyadan da peygamberimize izâfeten ba'zı harikulâdeliklerin zuhuru mümkün bulunmuştur.

Fakat buna kerâmet denir ve kerâmetle mu'cize arasında büyük farklar vardır.

insanların ilim ve fenle yahud herhangi bir maddî vâsıta ile gösterdikleri fevkaladelikler, maddî sebeplere dayandığından mu'cize ve keramet değildir.

Bunların mûcize ve kerametle mukayese edilerneyecegine ve aralarında bir münasebet bulunmadığına inanırız.

* * *
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Ağustos 2008, 17:16   Mesaj No:20
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:48
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:128
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart bir MEZHEB için oganizasyon zaruri midir?

21. bir MEZHEB İÇİN ORGANİZASYON ZARÛRÎ MİDİR? (Dîninize göre, bir mezhebin tanınabilmesi için organize bir grubun mevcûdiyeti zarûri midir?)

C E V A P : 21


On ve onbirinci suallerin cevâbından da anlaşılacağı vechile, Müslümanlıkta halen mevcut olan dört mu'teber Mezheb herhangi siyasî veya idarî bir maksad ve tertibe dayanan teşekkül değildir.

Bu mezhebler dînî anlayışın amelî sahâdaki tatbikatını ifâde ederler.

Esâsen Müslümanlık mezheb teşkilini dînî zarûretlerden saymamıştır Belki İslamdaki dört mezheb mahza dînî ve ilmî hayatta ferdlerin aciz ve ihtiyacın

dan doğmuş bulunmaktadır.

Mezheb imamları olmak üzere kabul ve ta'zim edilen büyük din alimleri, dînin esas kaynaklarından çıkardıkları hükümleri ortaya koymuşlar, daha sonrakiler de kendilerinin bu husustaki ihtisas ve isâbetlerini takdir ederek onlara uymuşlar ve diğer Müslümanlar dahi kütleler hâlinde onlardan her birine tâbi' olmuşlardır.

İşte Müslümanlıktaki bu dört şekil dînî anlayış ve tatbikatın her birine. «Mezheb» ve kail ve âmiline de: «imam» denilmiş ve Müslümanlardan amellerini bu imamlardan birine uyduranlar da o imam ve mezhebe nisbet edilmiştir.

Müslümanlıkta bu keyfiyetten başka organize bir grup mevcud değildir.

* * *

__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 4 Kişi okuyor. (0 Üye ve 4 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Göstergesel Müslümanlık FECR Serbest Kürsü 3 11 Kasım 2014 15:45
Dijital Müslümanlık FECR Serbest Kürsü 1 09 Kasım 2014 13:42
Günümüzde müslümanlık umut628 Serbest Kürsü 2 12 Eylül 2014 18:21
bu müslümanlık nerede ? Mahru Makale ve Köşe Yazıları 13 17 Şubat 2013 17:19
Dört Soruya Göre Müslümanlık enderhafızım Makale ve Köşe Yazıları 0 22 Ekim 2012 13:59

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.