|
Konu Kimliği: Konu Sahibi FECR,Açılış Tarihi: 11 Kasım 2014 (11:47), Konuya Son Cevap : 11 Kasım 2014 (15:45). Konuya 3 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
11 Kasım 2014, 11:47 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Göstergesel Müslümanlık Göstergesel Müslümanlık Göstergesel Müslümanlık George Washington University’den İran’lı Hossein Askarive Scheherazade S. Rehmanisimli öğretim üyelerinin gerçekleştirdiği ilmi araştırmaya göre ([Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]) İslam ülkeleri ve bu arada Türkiye, Kur’an ve Sünnet’teki temel İslami değerler bakımından, 208 ülke içinde son sıralarda yer alırken, ilk sıraları Yeni Zelanda, Lüksemburg, İrlanda, İzlanda, Finlandiya, Danimarka, Kanada, İngiltere, Avusturalya, Hollanda, Avusturya, Norveç, İsveç ve İsviçre gibi Batılı ülkeler doldurmaktadır. BM Kalkınma Programı tarafından her yıl yayınlanan İnsani Gelişme Raporları’nda da ([Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]), farklı kategoriler üzerinden araştırma yapılsa da, benzer sonuçların ortaya çıkması üstüne Müslümanların düşünmesi elzemdir. Profesör Askeri ve ilim arkadaşı Rehman tarafından yapılan araştırma, “İslami Değerler Bakımından İslam Ülkeleri Ne Durumdadır?” sorusu etrafında adalet, iyi yönetim, siyasal ve sivil haklar, hukuka riayet ve dürüstlük, askerin siyasete müdahalesi, yolsuzluk, yoksulluk, eğitim, ekonomik haklar, kaynakların adil ve hakkaniyetli paylaşımı, insan hakları, ayırımcılık gibi pek çok kategoride Kur’an ve Sünnet’tek temel İslami değerler üzerinden 208 ülkeyi kapsamaktadır. Araştırmanın sıralamasına göre İslami değerler bakımından 208 ülke içinde Türkiye’nin yeri 103’tür. Rakam ve göstergelerin dilini bir kenara bıraksak bile, İslam ülkeleri ve özellikle Tükiye’de niceliksel büyüme ve gelişme at başı gittiği halde nitelik, insani olgunlaşma, değer, ahlak ve adalet yönlerinden Müslümanların içine girdiği girdabın nedenleri üzerinde Müslümanların kafa patlatması elzem hale gelmiştir. Aslına bakılırsa bu veriler, bizim açımızdan hiç de şaşırtıcı değildir. 1980’lerin sonlarından itibaren Türkiye’deki Müslümanların modernite ve kapitalizmin pejoratif öncüllerini içselleştiren siyasal parti ve sivil oluşumlar üzerinden kamusal, sivil ve siyasal alana taşınması ile birlikte, Müslümanların “beyaz Türk”lere özenen, adeta onları İslami görüntü ve göstergeler üzerinden taklit eden “beyaz Müslümanlık” yaratımı içine girdikleri, Ak Parti iktidarı ile hepten görünür hale gelen güce susamışlık ve sınıfsal açlıklarını ortaya çıkarmış oldu. Bizim, “Çukurambarlaşma” olarak sembolize ettiğimiz ahlak, değer, adalet ve hakkaniyetli paylaşımdan yoksun, “yenilenlerin yenenleri taklit ettiği” bir zihni ve psikolojik ark plandan beslenerek kapitalizmi “dini dil, üslup ve görüntü” düzeyinde içselleştiren obez büyümeci “gökdelen ve inşaat cumhuriyeti”nin Müslümanlarının geldiği ve gideceği nokta bundan başka olmasa gerektir. Saussercu bir perspektiften bakacak olursak, dil ve toplumsal pratiklerde gizli olan göstergeler üzerinden kavramsal düzeyde “gösterilen” ile pratik nesne düzeyde “gösteren” arasındaki uçurum hepten açığa çıkmıştır. Bugün özellikle bu duruma teşne Müslümanların “muhafazakarlık” üzerinden zehirlenmesi ameliyesine ortam hazırlayan Ak Parti iktidarı ile birlikte, “gösteren” ile “gösterilen” arasındaki uçurum ayyuka çıkmış, giyim, söz, şarkı ve medya üzerinden görüntü düzeyinde göstergelere teslim olan “iki yüzlü Müslümanlık” aşikarlaşmıştır. Muhafazakarlaşmaya dair onca göstergesel görüntülerin (başörtülü sayındaki artış, arabalarda sözüm ona İslami müzikler, medyada İslami görüntülerin artması, devlet ve hükümet düzeyinde güya dindar nesil yetiştirmeyi önceleyen uygulama içine girmesi, İslami görüntüsü yüksek düzeyli insanların işe alımda ya da terfide tercih edilmesi gibi pek çok toplumsal pratik) artmasına rağmen, çoğunluğu ile Türkiye’li Müslümanların ahlak, değer, adalet, ehliyet, liyakat ve hakkaniyetli paylaşım yönlerinden oldukça nitelik erozyonuna uğradıkları pek çoklarımızın karşılaştığı sıradan vakalar haline gelmiştir. Yaklaşık bir asırdır iktidardan dışlanan, ezilen, aşağılanan ve mensupları için bile mahcubiyetle yaşanan Müslümanlık, devletin giderek daha fazla dini söylemler üzerinden siyasal retorikler geliştirmesi yüzünden münafık bir ritüel ve söylemler biçimi olarak sahne almıştır. Adına “münafık Müslümanlık” diyebileceğimiz bu güçlü dini dalganın yegane düşünüş ve davranış tarzı “yalan” ve “desise”dir. Müslüman inancı paylaşmak ve dini yaşamı tatbik etmek açısından da, hayatın geri kalanında da muhatapları neyi duymak istiyorsa onu söyleyen bu dindar tipi hızla üremeye devam etmektedir. Münafık Müslümanlığımız, ibadetlerini kamusal alanda yapmaya, mahrem alanda ise günahın dibine vurmaya özen gösterir. Törensel nitelikteki cuma, bayram namazı, toplu iftarlar gibi ibadetleri asla aksatmayan münafık Müslümanlığımız, evinde sabah namazına kalkmaz, tatillerde ve gözlerden ırak yerlerde ibadete yaklaşmaz, ülke dışına çıkınca “dini” de “donu” da sınırlar içine geldiğinde “giymek” üzere bir süreliğine sınırda bırakır ama grupsal aidiyetlerin içinde en sofu karakteri ile tebarüz eder. Söylemde Kur’an ahlakını dilinden düşürmez ve “öteki” Müslümanları yargılamaktan hiç çekinmez ama uygulamada yaşam, siyaset ve paylaşım ahlakının zerresine rastlanmaz. Haramdan helalden bahseder ama kul hakkı yiyerek ya da kamu parasını sömürmeyi meşrulaştıran te’vili elinden hiç bırakmayarak zenginleşmekten imtina etmez. Şia’da kurumsallaşan “takiyye”nin en babasını gerçekleştiren “te’vil”ci bir Sünnizm yaratmaktan çekinmez. İktisadi ve siyasi gücü arttıkça münafıklaşma katsayısı artan münafık Müslümanlığın bir başka özelliği “dönek” olmasıdır. Yükselen gücü koklar ve onun kucağından bunun kucağına zıplar. Sınıfsal, kültürel ve psikolojik açlığı yüzünden siyaset ve para ile imtihanı, te’vilci iki yüzlülükle aşmaya çalışırken, “zayıf iman”ın ikiz kardeşi “zayıf duruş”un esaret zincirleri altına girer de farkına bile varmaz. Görevin kendisini bulmasını beklemez. Görev ve makam peşinde koşar. Pozisyon kapma yeteneği çok güçlü olmakla birlikte iş yapma ve güvenilir olma hasletinden yoksun olduğu için hiçbir işi layıkı ile yerine getiremez. İmtiyazlarını korumak için kendini geliştirmeyi değil sadakatini sıklıkla sergilemeyi tercih eder. Sadakati de ideolojisi gibi rotasyon halindedir. Bazen dinle alakalı olmayan siyasal akımlara, bazen dini boğmaya çalışan cuntacı yapılara, bazen ülkeyi talan etmeye çalışan emperyalist canavara sadakat gösterir. Sadakatinin kime olacağını bunlar arasındaki çatışmaların sonucuna göre ayakta kalan güç tayin eder. Müslümanların çoğunluğu ile nakilcilikten beslenen hurafeci din anlayışları devam ettiği, eleştirel aklı ön plana alan bir din ve hakikat sorgulaması önünde engeller olduğu, pragmatist, kişiselci, kabileci, milliyetçi ve devletçi bir dindarlık biçimi sürdüğü, “ataları üzerinde bulduğumuz din anlayışı” ile hesaplaşma gerçekleştirilmediği, yönetim ve siyaset mekanizmasında kurumsallaşma ve sistematik yönetim anlayışının olmadığı, emanet ve sorumluluğun ehline değil de akraba, hemşehri, eş dost ve aynı tarikat ya da ideolojiye mensup kişiler arasında paylaşıldığı, tüm bu hususları besleyen iktidar, ganimet ve güç üzerinden Müslümanların “İslami rantın paylaşım kavgası” verdikleri sürece, Müslümanlar ve dindarlar İslami değerler skalasında sınıfta kalmaya mahkum olmaya devam edecektir. Bundan kurtuluş, eleştiriyi ve muhalefeti istikamet adına en büyük erdem gören din tasavvuru ile hem bireysel hem de toplumsal düzeyde yüzleşmekten geçmektedir. Aksi taktirde,kendi kendimizi aldatan “araçsal” Müslümanlığımızla “kamusal günah”ın pençesinde inlemeye devam edeceğiz. Allah’u Teala’nın buyurduğu üzere, “Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar” (Bakara: 9). ADEM ÇAYLAK-Milat Gazetesi
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
Konu Sahibi FECR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Eskiden Hayat Daha Güzeldi... | Gönülden Dökülen Nağmeler | FECR | 0 | 85 | 12 Ekim 2024 10:01 |
Prof. Dr. Mehmet Görmez'den Önemli Açıklamalar | Muhtelif Konular | FECR | 0 | 119 | 07 Ekim 2024 20:33 |
Müslüman Bir Toplumu Çökertmek İstiyorsanız | Muhtelif Konular | FECR | 0 | 99 | 23 Eylül 2024 11:06 |
Şehit Haniye İçin Ezgi | MultiMedya-İzleme Vb | Esma_Nur | 1 | 116 | 03 Ağustos 2024 22:38 |
NELERİ BİLMELİYİZ? | Kur'ân-ı Kerim Genel | FECR | 0 | 161 | 01 Ağustos 2024 17:31 |
11 Kasım 2014, 13:23 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 33478 Üyelik T.:
09 Kasım 2013 | Re: Göstergesel Müslümanlık
Cok sasirdim hakkimizda hayirli olsun rabbim ayagimizi kaydirmasin amin
__________________ Vakit namazinizi kildiniz mi? Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz. |
11 Kasım 2014, 14:06 | Mesaj No:3 | |
Durumu: Medine No : 14876 Üyelik T.:
01 Aralık 2011 | Cevap: Re: Göstergesel Müslümanlık Alıntı:
********** Bu adamı tanımam ama Müslümanların halini anlatayım derken kullandığı uslüp,kendisi darmadağın etmiş beraber inceleyelim mi ? ************ İslam ülkeleri ve bu arada Türkiye, Kur’an ve Sünnet’teki temel İslami değerler bakımından, 208 ülke içinde son sıralarda yer alırken, ilk sıraları Yeni Zelanda, Lüksemburg, İrlanda, İzlanda, Finlandiya, Danimarka, Kanada, İngiltere, Avusturalya, Hollanda, Avusturya, Norveç, İsveç ve İsviçre gibi Batılı ülkeler doldurmaktadır.Alıntı ******* Araştımayı yapılan yer Amerika -bir numaralı Müslüman düşmanı belde-araştımayı yapan İranlı-Tarihi boyunca kafirlerlerle hiç savaşmamış sadece Müslümanlarla savaşan tek ülke olan İRAN -ve yukardaki cümle tam bir fiyasko!!!!! Ben bu ülkelerden biri olan Avusturyada yaşıyorum ve Türkiyeden daha iyiymiş Müslümanlık..(Ne şekilde güleyim şaşırdım.)Külliyen Yalan ..Tam bir TÜRKiYE DÜŞMANLIĞI ... **** Gelelim ithamlara ,okuyalım beraber;“beyaz Müslümanlık”, “Çukurambarlaşma, obez büyümeci “gökdelen ve inşaat cumhuriyeti”,DÖNEK; MÜNAFIK MÜSLÜMAN; ''dini ve donu'' ,tevilci Sünnizm, -Alıntı- ******** Bu ifadeler Allah aşkına gerçekten Müslüman kardeşlerini düzeltmeye çalışan bir samimi insanın sözleri mi ?Bu yazıdan sonra kaç kişi düzelir ?Yoksa Müslümanlardan Nefret mi Eder?Bu yazıyı okuyunca İnsanın camiye cemaate gidesi bile gelmez. Bu nedir ? Ehli Sünnet Düşmanlığı mı ?Türkiye Düşmanlığı mı AK parti Düşmanlığı mı ? ******** evinde sabah namazına kalkmaz, tatillerde ve gözlerden ırak yerlerde ibadete yaklaşmaz-alıntı- ************** Hadi Yazar diyelim;Kendisi Bu kadar ithamda bulunduktan sonra bu Zu-i zannına ne diyelim!!! Zui zan Kuranı Kerimde yasaklanan bir fiil değil mi ? Bir insanın evinde ibadet yapıp yapmadığını kim bilebilir?? ******** Bu yazı da bazı doğrular olmakla birlikte ,Müslümanların birbirlerine karşı içinde biriktirdikleri kin ve nefreti çok açık gördüğümüz ibretli bir yazı !! Asıl anafikir şu cümlede saklı , Müslümanların çoğunluğu ile nakilcilikten beslenen hurafeci din anlayışları devam ettiği, eleştirel aklı ön plana alan bir din ve hakikat sorgulaması önünde engeller olduğu, pragmatist, kişiselci, kabileci, milliyetçi ve devletçi bir dindarlık biçimi sürdüğü, “ataları üzerinde bulduğumuz din anlayışı” ile hesaplaşma gerçekleştirilmediği, yönetim ve siyaset mekanizmasında kurumsallaşma ve sistematik yönetim anlayışının olmadığı, emanet ve sorumluluğun ehline değil de akraba, hemşehri, eş dost ve aynı tarikat ya da ideolojiye mensup kişiler arasında paylaşıldığı, tüm bu hususları besleyen iktidar, ganimet ve güç üzerinden Müslümanların “İslami rantın paylaşım kavgası” verdikleri sürece, Müslümanlar ve dindarlar İslami değerler skalasında sınıfta kalmaya mahkum olmaya devam edecektir. *************** Toplumumuzda yaygın hurafeler olduğu doğrudur.Amel noktasında ictihadlara şiddetle ihtiyaç olduğu da doğrudur.Lakin Yazar bu kadar iyi niyetli değil.Diyorki Sünnet ,Hadis,Fıkıh usulü,İcma Tasavvuf Kelam ilminin hepsi çöpe!!!! Yaşasın Yeni din anlayışı Herkes Kuranı okusun ne anlıyorsa onu amel etsin .Bütün Mülümanlar kötü ,Bir tek ben İYİYİM **** Acaba bu kişilere makam mevki verseler,Villalara burası sizin mekanınız deseler,aynı şeyleri söylerler mi çok merak ediyorum.
__________________ | |
11 Kasım 2014, 15:45 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: Göstergesel Müslümanlık
Öncelikle Adem Çaylak'ı tanımak isteyenler için [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Siz Türkiye'ye dışardan bakıyorsunuz biz ise içeriden bakıyorum. Adem Çaylak Ankara'nın göbeğinde yaşıyor ve gerek kendi arkadaşları gerekse yakın ve uzak tanıdıkları idari ve bürokraside yetkili yerlerde bulunuyor. Adem Çaylak'ın Milat gazetesindeki yazılara göz atarsanız şu linktedir: [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Adem Çaylak, müslümanların iktidardaki zaafiyetlerini, yanlışlıklarını ve toplumdaki yozlaşma ve değişmelerin farkında olarak bir nebze de olsa eleştiri getirmeye çalışıyor. Bu tür eleştiriler olmazsa inanın ki iktidardakiler her yaptıklarını doğru kabul ederek büyük yanlışların içine düşerler.Adem Çaylak gibi yazarların olması gerekir. Avrupa yaşayan Müslümanların Türkiye olan yozlaşmalardan haberi olmaması doğaldır. Bir taraftan insanlar maddi refaha eriyorken manevi olarak ya da islami hassasiyetlerin yok olduğunu biz Ankara'nın göbeğinde olarak biliyoruz , görüyoruz. "Çukurambarlaşma" tabiri sizin için bir şey ifade etmeyebilir ama bizim için çok şey ifade ediyor. Ankara'nın Çukurambar yerleşim bölgesinde İslami sosyetenin, elit tabakaların yerleştiği yer olduğu ve yaşantılarının zengin sosyetelerden farklı olmadığı bilinen şeylerdir. Orada bir dairenin fiyatının Ankara'nın orta semtlerindeki daire fiyatlarından 5-10 kat daha fazla olduğunu ve oradaki tesettürün giyim ve kuşamın daha farklı olduğunu aşikardır. Yazar sadece iktidarı uyarmıyor hepimizi uyarıyor. Uyarılarını da katılıyorum. Hayatın dışından ya da ütopik ya da zanni konuşmuyor, var olanı konuşuyor,anlatıyor. Cesaretli konuşmasından dolayı tebrik ediyorum
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Müslümanlık sadece isimle değildir. | Sükutu-Ezber | İslami Haberler | 1 | 21 Aralık 2023 14:20 |
Dijital Müslümanlık | FECR | Serbest Kürsü | 1 | 09 Kasım 2014 13:42 |
Günümüzde müslümanlık | umut628 | Serbest Kürsü | 2 | 12 Eylül 2014 18:21 |
bu müslümanlık nerede ? | Mahru | Makale ve Köşe Yazıları | 13 | 17 Şubat 2013 17:19 |
Dört Soruya Göre Müslümanlık | enderhafızım | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 22 Ekim 2012 13:59 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|