Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Tasavvuf-Tarikat

Konu Kimliği: Konu Sahibi sakin,Açılış Tarihi:  24 Mayıs 2008 (19:01), Konuya Son Cevap : 25 Mayıs 2008 (01:15). Konuya 2 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 24 Mayıs 2008, 19:01   Mesaj No:1
Avatar Otomotik
Durumu:sakin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1838
Üyelik T.: 14 Mayıs 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 9
Konular: 7
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Evvela şunu bileceğiz. Tarikat günül işidir. Herkesin inanması şart değildir

Evvela şunu bileceğiz. Tarikat günül işidir. Herkesin inanması şart değildir

Efendiyi Dinliyorum

Efendiyi dinliyoruz ama anlamıyoruz. Kimi dinlediğimizi iyi bilelim. Senin genç delikanlı oğlun diploma aldı ama ateist (dinsiz) oldu. Buna razı oluyor musunuz? Yok. İşte o sohbetini dinlediğimiz Efendi Hazretleri, bütün ümmeti Muhammed’e, senin kendi oğluna merhametinden daha merhametlidir. Efendi Hazretleri’nden çeşitli âyetlerin nüktelerini (inceliklerini) dinliyorsunuz. Bunları dinlerken “Ben bu ilimleri iyi öğreneyim de başkalarına söylerim” diye öğreniyorsan, bu ilmin faydası sana azdır. Allah için okuyanlar ve Allah için o ilimle amel edenler müstesnadır. Muhlis olan kimse nefsinin esaretinden azat olmuştur. Bütün Peygamberler muhlis idiler. Ümmetleri de o noktaya doğru tâbi olmakla muhlis olurlar. Sırf Allah rızası için çalıştığımız her şey muhlis olur. Gaye o noktaya doğru gayret sarf edecek adımlar atmaktır.
Vaazcı odur ki, cemaatini sınıf sınıf kabul eder. Cemaatin içerisinde 40 seneden beri dinleyenler var. Ben ise 35 seneden beri Efendiyi dinliyorum. O halde konuşacağımız zaman bazen acemi, bazen de nükteli konuşacağız. Konuştuklarımızın bazıları kapalı olur, o 40 senelikler içindir.
Bazılarını da acemice geçeceğiz, o da yeniler içindir. Sizin gönlünüzde ne ihtiyaç varsa ona göre konuşulur. Eğer sen 50 senelik müride isen, senin gönlünde daha çok feyiz var, diğerlerinin irşadına vesile olur. Bazen bir köye düğün sohbetine gidersiniz, çok kalabalıklar vardır fakat hiç konuşamazsınız. Çünkü o sohbeti dinleyenler, ya katı kalplidirler veya kalbten inkâr ediyorlar. Bazen de az bir cemaate gidersiniz, daha güzel konuşursunuz. Çünkü orada dinleyenler de ihlâslı kimselerdir...
Evvela şunu bileceğiz. Tarikat zevkî bir iş. Herkesin inanması şart değildir. Çünkü tarikat farz, vacip değildir, kabul etmezse kâfir olmaz. Yalnız bir insan tasavvufu kabul etse ne olur, kabul etmese ne olur? Şöyle bir misal veriyim daha iyi anlaşılması için: Seneler önce fırınlarda yumuşak ekmek çıkmadan evvel, mısır ekmeği yeniliyordu. Bu mısır ekmeği yumuşak olsun diye soya (ballı) fasulye katıldı. Bu ekmeğe soya fasulyesi katılmayınca çok sert olurdu. Hatta bazı arkadaşlar diyorlar ki, annem bize o ekmeği testere ile kesip verirdi. Bu ekmeğin kabuklarını yemek çok zordur. Onu yerken insanın boğazı incinir. Bu ekmeğin kabuklarını saatlerce ağzında evirip çevireceksin ki yumuşasın. Bir bu ekmeği yemeği düşünün bir de; yumuşak ekmek üzerine yağ, reçel, bal sürülmüş onu yiyiyorsun. Bu iki ekmeği yemek aynı mı? Yok. İşte tarikat sahibi olmayana, şeriatın emir ve yasakları, yani farzı, vacibi, sünneti, müstehabı, edepleri sanki o kuru ekmeğin kabuğunu yercesine zor geliyor. Ama tarikat adamına ise; o farzı, vacibi, sünneti, müstehabı, edepleri yapmak haramlardan, mekruhlardan kaçmak, o yumuşak ekmeğin üzerine yağ sürülmüş ekmeği yemek gibi gelir.

Şimdi birçok gençler “Öğlen namazının sünnetlerini kılmasam ne olur? Bu Kur’ân’da var mıdır?” diyorlar. Böyle demelerinin sebebi; Meşayıhın gönlünden bunların kalbine feyiz gelmediğinden ve zikirden meydana gelen yumuşaklık olmadığından onların şer-i şerife karşı kalplerinde katılıklar var. Belki namazı bile terk edecek. Tarikat bu yumuşaklığa sebebtir. Onun için erbabından almak şartı ile kaidelerine riayet ederek tarikat lâzımdır. Bazı yanlış yollar var, onlardan bahsetmiyoruz. Resûlullah’dan sahabeye, sahabeden tabiine, tabiinden tebe-i tabiine öylece bugünümüze kadar elden ele gelen tarikattan bahsediyoruz. Birkaç âyet-i kerîme, hadis-i şerif okuyacağım. Bunlar tarikata işaret eder ama farz ve vacip olmasını ifade etmez:

Sonra onların izleri üzerine Peygamberleri gönderdik. Birde arkalarından Meryem’in oğlu İsa’yı gönderdik ve O’na İncil’i verdik. Ona tâbi olanların kalblerinde bir şefkat ve merhamet vücuda getirdik. Ve bir ruhbaniyet icat ettiler ki, onu onların üzerlerine yazmadık. Ancak Allah’ın rızasını aramak için bu icadı yaptılar. Sonra ona gereği üzere riayet etmediler. Artık onlardan iman edenlere mükâfatlarını verdik ve onlardan birçokları ise fasık kimselerdir”. (Hadid sûresi, 27. âyet-i kerîme.)
Peygamberleri hayatta iken İncil’i kimse değiştirmemişti. Sonradan peygamberleri aralarından çıktığı zaman saptılar. Ve kitaplarını değiştirdiler. Bizim peygamberimiz de ahirete gidince, bizimkiler de sapıttı ama bizde kitap değişikliği yok. Çünkü Allah onu koruyacağına söz verdi. Ancak “Kur’ân bu zamanda olmaz” diyorlar ve ona uymuyorlar.
İsa Aleyhisselâm’a iman edenler, insanlardan uzak olarak dünya işlerinden ayrılıp bir ruhbanlık sınıfı kurdular. Mevlâ buyuruyor, “Ben onlara bunu farz etmemiştim. Ama kendileri bunu yaptılar, bende kabul ettim.” Çünkü dinlerine muhalif değil. Kendi dinlerinden öğrendiklerini yapmak için mağaralara çekildiler. Daha ciddi yapalım diye, lakin birçokları niyetlerini devam ettiremediler, bozuldular. O sözlerine devam edenler mükâfatlarını aldılar. Bazıları da asi oldular, Mevlâ’yı teslis (Üçlediler:1.Baba, 2. Oğul, 3. Mukaddes ruh) ettiler. Bu âyeti ulema, tarikat misali olarak okuyor.
Ey iman edenler! Allah’ı çok zikredin”. (Ahzab sûresi, 41. âyet-i kerîme.) Bu ümmet şer-i şerifin bazı şeylerini vird edindiler. Dediler ki; “Resûlullah bize zikri öğretti biz de bunu kendimize vird edinelim.” Meşayıh da bu zikri tayin etti, tekkelerde buna riayet ettiler. Nakşibendi Hazretleri ve İmam-ı Rabbani Kuddise Sırruhu gibi adamlar yetişti. İsa Aleyhisselâm’ın kavminde olduğu gibi, bu ümmetten de aklını bozanlar oldu. Şeyh ve mürid olmadığı halde, şeyh ve müridlik tasladı. Dünya sevgisini azaltmak gerektiği halde çoğalttılar.

Tarikat, tarikata girmeden kişinin üzerine vacib değildir. Sen gelip de intisab edersen vacib olur. Onun için bizim tarikatta davet yok. Eğer sen bir kimseye zorla tarikat dersi aldırırsan, o da alıp da sonra yapmazsa yarın ahirette diyecek ki, “Ya Rabbi ben bu tarikatı alacak değildim. O beni zorladı da aldım.” Niye zorluyorsun? Ali Haydar Efendi Hazretleri demiş ki, “Bilsemki siz cagırdınız, sizin zorunuzla tarikat almaya geldi, derhal onu kovarım.” Sen ona istihareye yat dersin. O da yatar, istiharesi çıkınca karşılık yapılır, o da çıkınca o zaman alır. Birçokları gelip “Tarikatımızı yapamıyoruz” diye şikâyet ediyorlar. Nasıl tarikatını yapacaksın ki, hep dünyalık olanlarla konuşuyorsun. “Şimdi zikir zamanı değil” diyorlar. Anlamadım, bu zaman zikir zamanı değil de ne zamanıdır? Acaba yemek zamanımıdır? Eğer yemek zamanı ise, üç gün önce Çukurbostan’da 4 ayaklılar o işi bizden iyi yaptılar.

Şehid Hızır Ali Muratoğlu Rha.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi sakin 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Evvela şunu bileceğiz. Tarikat günül işidir.... Tasavvuf-Tarikat Verda_Naz 2 1721 24 Mayıs 2008 19:01
Ders Ayet-i: İbrahim Sr. syf: 260 Ayet:31-34... Kur'ân-ı Kerim Genel Huzurİslam 1 2482 24 Mayıs 2008 17:33
Ders Azhab suresi 68 - 1 Kur'ân-ı Kerim Genel Huzurİslam 1 1804 24 Mayıs 2008 16:55
Alış verişin çok kârlı oldu ( Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler sakin 0 1563 24 Mayıs 2008 16:42
Nakşibendi Yolunun Büyüklüğü İmamı Rabbani k.s.... Tasavvuf-Tarikat sakin 0 2407 18 Mayıs 2008 11:36

Alt 24 Mayıs 2008, 22:13   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:_bülbül_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 468
Üyelik T.: 25 Ekim 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 1.210
Konular: 330
Beğenildi:22
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: Evvela şunu bileceğiz. Tarikat günül işidir. Herkesin inanması şart değildir

Rabbim ifrat ve tefritten muhafaza kılsın Rabbim teala bulunmuş olduğumuız manevi nimetlerin kıymetini bilmeyi nasip kılsın inşallah
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Mayıs 2008, 01:15   Mesaj No:3
Medineweb Sadık Üyesi
Verda_Naz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Verda_Naz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 176
Üyelik T.: 15 Eylül 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:31
Mesaj: 612
Konular: 248
Beğenildi:11
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: Evvela şunu bileceğiz. Tarikat günül işidir. Herkesin inanması şart değildir

tarikatlar yol gösterici
Allah dostlarıyla birlikte olmak onların yüzü suyu hürmetine affedilmek
bir tarikata baglı değilim su anda ben ama sofi olmak isterim acıkcası))
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
erken eğitim şart şart!!! medinelii Anket'ler-Röportaj'lar 8 21 Ağustos 2021 23:51
evliya tasavvuf tarikat ...... aslıı Tasavvuf-Tarikat 0 26 Aralık 2011 18:45
birini rabb edinmiş olmak için, ona rabb adı vermek şart değildir. YASEMİN ATAMAN Kur'ân-ı Kerim Genel 0 21 Mayıs 2011 11:51
Tarikat bilmecesi _figan_ Soru Cevap Arşivi 1 24Haziran 2009 00:19
Herkesin Alacağı Çok Ders Var NUR Serbest Kürsü 2 27 Nisan 2009 20:12

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.