MÜDDESSİR Suresi Bize Ne Anlatıyor

[nurşen35]

MÜDDESSİR Suresi Bize Ne Anlatıyor

Bismillahirrahmanirrahim


Bu sure-i celile 56 ayettir. Mekke'de nazil olmuştur. Alimlerin çoğunluğunun aksine Cabir b. Abdullah'a göre Kur'anı Kerim'in ilk inen suresi bu suredir.

Cabir b. Abdullah diyor ki;
'' Ben Resulullah vahyin kesildiğini anlattığını işittim. Resulullah konuşmasında şöyle buyurdu. Ben bir gün yürürken gökten bir ses işittim. Başımı yukarı kaldırdım, baktım. Bir de ne göreyim, Hira'da bana gelen melek yerle gök aeasında bir kürsü üzerinde oturuyor. Ben ondan çok korktum, yere kapandım. Geri geldim ve beni örtün, beni örtün dedim. Üzerimi örttüler. Resulullahın korkusu geçince Ey Hatice bana ne oluyor dedi ve durumunu ona anlattı. Ben kendimden korkuyorum, dedi. Hz. Hatice , hayır müjde sana , Allah'a yemin olsun ki, Allah seni asla yalnız bırakmaz. Zira sen akrabana iyi davranıyor , doğruyu konuşuyor , acizlerin yükünü taşıyor, misafire ikram ediyor ve haktan gelen afetlere karşı yardımda bulunuyorsun'' dedi. Sonra Hz. Hatice Resulullahı amcası Nevfel'in oğlu olan Varaka b. Nevfel b. Esed b. Abdülauzza b. Kusay'a götürdü. Varaka cahiliyye döneminde hıristiyan olmuş bir kimseydi. Arapça okur yazardı. Allah'ın dilediği kadar yazardı. O sırada gözleri görmeyen yaşlı bir kimseydi..
Hz. Hatice '' Amcam oğlu kardeşinin oğlunu dinle '' dedi.
Varaka '' Resululluh'a (sav) kardeşimin oğlu ne görüyorsun '' dedi. Resulullah (sav) gördüklerini anlattı.
Varaka '' Senin bu gördüğün Musa (as) 'a indirilen vahiy meleğidir. Keşke ben senin ümmetini davet edeceğin günlerde genç bir kimse olsaydım. Kavmin seni yurdundan çıkarırken hayatta olsaydım'' dedi.
Resulullah (sav) '' onlar beni yurdumdan çıkaracaklar mı? '' dedi.
Varaka '' Evet senin bu getirdiğin dava ile hiç bir kimse gelmemiştir ki, ona düşmanlık yapılmış olmasın. Şayet ben senin günlerine yetişecek olursam sana büyük bir güçle yardım ederdim'' dedi. Bundan sonra çok geçmeden Varaka vefat etti. Bu sırada vahiy bir süre kesildi.

Müddessir suresi, Müzzemmil suresi gibi Yüce Peygamberin (sav) şahsiyetinin bazı yönlerini anlatır.

Sonra vahiy kızıştı bir daha kesilmedi.
Allah'ü Teala (cc) '' Ey sarınıp bürünen Peygamber , kalk insanları uyar , Rabbini yücelt, elbiselerini temizle, azaba götürecek şeylerden sakın, ayetlerini indirdi.
Rabbin için sabret , O Sur'a üfürüldüğü zaman var ya, o gün zorlu bir gündür.
Kafirler için kolay değildir.
İnsanı titretip, dehşete düşüren bu açıklamadan sonra sure o bedbaht kafir Velid b. Muğire'den bahseder. Velid Kur'anı dinlemiş ve Allah kelamı olduğunu anlamıştı. Fakat liderlik yoluna ve başkanlık sevdası uğruna Kur'anın insanın bildiği sihir kabilinden bir şey olduğunu iddia etti.
Tek olarak yaratıp , kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim o kimseyi Bana bırak.
Daha sonra bu sure Yüce Allah'ın kafirleri tehdit ettiği Cehennemden onun sert bekçilerinden Cehennem ehline azap etmekle görevlendirilen zebanilerden onların sayısından ve bu sayının özellikle zikredilmesindeki hikmetten bahseder.
Daha sonra kafirlerin Cehenneme girmelerinin sebebi hakkında müminlerle kafirler arasında geçen konuşmayı anlatır.
Sure müşriklerin imandan yüz çevirme sebebini açıklayarak sona erer.

[nurşen35]

Cabir b. Abdullah diyor ki;

Yahudilerden bir kısım insanlar Resulullahın sahabilerine gelerek '' Sizin Peygamberiniz Cehennemin zebanilerinin kaç tane olduğunu biliyor mu'' diye sordular. Çünkü Yahudiler kendi peygamberlerinden Cehennem bekçilerinin kaç tane olduğunu öğrenmişlerdi.
Sahabiler '' Bilmiyoruz, onu Peygamberimize (sav) sorun'' dediler.
Bunun üzerine bir adam Resulullaha gelerek
'' Ey Muhammed bugün senin sahabilerin mağlup edildi '' dedi.
Resulullah '' Ne ile mağlup edildiler '' diye sordu.
Adam '' Yahudiler onlara sizin Peygamberiniz Cehennem zebanilerinin sayısını biliyor mu '' diye sordular.
Resulullah '' Onlar ne cevap verdiler '' diye sordu.
Adam '' Bilmiyoruz, onu Peygamberimize soralım '' dediler.
Resulullah '' İnsanlara bilmedikleri bir şey sorulur onlarda biz bunu bilmiyoruz, Peygamberimize soralım derlerse mağlup mu olurlar , halbuki, kendileri Peygamberlerine '' Sen bize Allah'ı açıkça göster şeklinde isteklerde bile bulunmuşlardır. O Allah düşmanları bana gelsinler , ben onlara Cennetin toprağının ne olduğunu soracağım. Aslında onun toprağı un şeklinde ince bir topraktır '' dedi.
Yahudiler Resulullaha geldiler.
Ey Ebel Kasım Cehennemin zebanileri kaç tanedir , diye sordular.
Resulullah (sav) parmaklarının önce on'unun birden sonra da dokuzunu göstererek şu ve şu kadardır, dedi.
Yahudiler '' Evet '' dediler.
Bunun üzerine Resulullah onlara '' Cennetin toprağı nedir'' diye sordu.
Yahudiler biraz sustular sonra Ey Ebel Kasım o ekmektir, dediler.
Resulullah onlara elemek undandır, dedi. Yani Cennetin toprağı ekmek değil, un şeklinde ince topraktır, demek istedi.



Sadakallahül Aliyhil Azim..