|
Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi: 09Haziran 2008 (03:36), Konuya Son Cevap : 26 Aralık 2015 (16:24). Konuya 4 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
09Haziran 2008, 03:36 | Mesaj No:1 |
Hucurat-49/10(Ayet ve açıklamalı meali) Hucurat-49/10(Ayet ve açıklamalı meali) Hucurat-49/10(Ayet ve açıklamalı meali) إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ "Müminler ancak kardeştirler. O halde kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'ın emirlerine uygun yaşayın ki, rahmete nâil olasınız." (Hasan Tahsin FEYİZLİ - Feyzu'l-Furkan Meali)<!-- / message --> | |
Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... | Videolar/Slaytlar | Medine-web | 1 | 2875 | 23 Ağustos 2013 00:41 |
İran Emperyalizmi | Makale ve Köşe Yazıları | Medine-web | 6 | 3621 | 26 Ocak 2013 22:53 |
gerekli gereksiz bir şiir.. | Makale ve Köşe Yazıları | MERVE DEMİR | 0 | 3266 | 06 Aralık 2012 10:48 |
olmamış kayınbiradere mektup :) | Komik Paylaşımlar | Allahın kulu_ | 10 | 7697 | 03 Kasım 2012 23:19 |
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür | Makale ve Köşe Yazıları | Esadullah | 11 | 7191 | 02 Ekim 2012 21:16 |
09Haziran 2008, 04:53 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Hucurat-49/10(Ayet ve açıklamalı meali) Hucurat-49/10(Tefhim'ul-Kur'an Tefsiri - el-MEVDÛDÎ) 10 - Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin (1)ve Allah'tan korkup-sakının; umulur ki esirgenirsiniz. 1. Bu ayet yeryüzündeki tüm müslümanları evrensel bir ailenin bireyleri olarak ilan etmektedir. Bu müslümanlar arasında bulunan kardeşlik öyle bir nimettir ki, hiçbir dinde bir örneği bulunmamaktadır. Bu hususun önemi ile alakalı olarak Hz. Peygamber'den rivayet edilmiş birçok hadis vardır. Olayın ruhunun tam olarak kavranılması için biz bu hadisleri aşağıda zikrettik: Cerir b. Abdullah, Hz. Peygamber'in (s.a.), "Birincisi namaz kılmak, ikincisi zekat vermek, üçüncüsü tüm müslümanlar hakkında hayır dilemek olmak üzere üç hususta kendisinden biat aldığını" söyler (Buhari, Kitabu'l-İman.) İbn Mesud, Hz. Peygamber'in (s.a.), "Bir müslümana sövmek fısk, ona karşı savaşmak ise küfürdür" diye buyurduğunu rivayet eder. (Buhari, Kitabu'l-İman, İmam Ahmed aynı konuda başka bir hadisi Said b. Malik'in babasından nakletmiştir.) Ebu Hureyre'den rivayet olunduğuna göre Hz. Peygamber, "Bir müslümana, başka bir müslümanın canı, malı ve ırzı haramdır" buyurmuştur. (Müslim, Tirmizi.) Ebu Said Hudri ve Ebu Hureyre'den rivayet olunduğuna göre Hz. Peygamber (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Müslüman müslümanın kardeşidir ve müslüman kardeşine zulmetmez, onunla dost olmaktan vazgeçmez, onu zelil etmez. Bir kimse için, bir müslüman kardeşini hakir görmek kadar büyük bir kötülük yoktur." (Müsned-i Ahmed) Selh bin Sa'd es-Saidi'nin Hz. Peygamber'den rivayet ettiğine göre o, şöyle buyurmuştur: "Bir mü'minin cemaat ile münasebeti, baş ile bedenin irtibatı gibidir. Öyle ki, mü'min, cemaatinin çektiği eziyeti, bedenin bir uzvunun çektiği ızdırabı baş nasıl duyuyorsa, aynen öyle duyar." (Müsned-i Ahmed). Benzeri bir hadis daha vardır: Hz. Peygamber (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Mü'minler, aralarındaki sevgi, bağlılık ve birbirlerine merhamet ve şefkat duymak bakımından tıpkı bir bedene benzer. Şayet bedenin bir uzvu zarar görecek olursa tüm beden bundan rahatsız olur ve uykusuz kalır." (Buhari, Müslim) Başka bir hadiste, Hz. Peygamber'in (s.a.) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Müminler birbirlerine bir duvarın tuğlaları gibi bağlıdırlar." (Buhari, Tirmizi). |
16 Ağustos 2008, 21:47 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Hucurat-49/10(Ayet ve açıklamalı meali) Hucurat-49/10(Fizilal'il-Kur'an Tefsiri - Prof. Seyyid KUTUB) 10- Muhakkak mü'minler kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki size rahmet edilsin. Bu kardeşliğin gereği olarak müslüman toplumda asıl olan kural sevginin, barışın, yardımlaşmanın ve birliğin olması anlaşmazlık ve çatışmanın ortaya çıkar çıkmaz asıl kurala döndürülmesi gereken istisnai bir durum olmasıdır. Ve yine müslüman toplumda aslolan, yukardaki temel kuralın topluma yerleştirilmesi uğruna öteki mü'minlerin haddi aşan kardeşlerini aynı safa döndürmek için ve sapıklığı asıl ve temel kurala döndürerek ortadan kaldırmak için, kardeşleri olan haddi aşanlara karşı savaşmalarının meşru olmasıdır. Bu da kesin ve aynı zamanda da kararlı bir işlemdir. Yine bu kuralın gereği olarak, bu arabulma savaşında yaralananlar hemencecik öldürülmezler , hiçbir esir öldürülmez, savaşı bırakıp silahını atarak geri kaçanlar kovalanmazlar. Haddi aşanların malları ganimet olarak alınmaz. Çünkü onlarla savaşmaktan gaye, onları öldürmek değildir. Aksine kendilerini müslümanların safına çekmek ve islam kardeşliği sancağının altına getirmektir. İslam milletinin sisteminde asıl kural bütün müslümanların yeryüzünde bir tek önderliği olması, bir halifeye biat edilince ikinci halife ile savaşmanın gerekli olmasıdır. Bu ikinci halife yanındaki savaşçılarla birlikte asıl halifenin yönetimindeki mü'minler tarafından yoldan çıkmış bir savaş hedefi olarak kabul edilir. Bu kurala dayanarak Hz. Ali Cemel ve Sıffin savaşlarında karşı gelenlerle savaşmış ve onunla birlikte ileri gelen sahabeler de bu savaşa katılmışlardır. Aralarında Sa'd, Mesleme oğlu Muhammed, Zeyd oğlu Üsame, Hz. Ömer in oğlu Abdullah gibi bazı kişilerin de bulunduğu sahabeler bu savaşa katılmamışlardır. Ya o zamanlar hakkın hangi tarafta olduğunu kesin olarak görüp değerlendirememişler ve bu savaşı fitne kabul etmişler, ya da İmam Cassas'ın da dediği gibi, İmam Ali'nin beraberinde olanlarla yetinebileceğini, arkadaşları sebebi ile kendilerine ihtiyacı olmadığını düşünmüşler bu yüzden de savaşa katılmamayı yeğlemişlerdi. Ancak birinci şık daha ağır basmaktadır. Sahabenin naklolunan bazı sözleri bunu göstermektedir. Nitekim Hz. Ömer'in oğlunun Hz. Ali ile birlikte savaşmadığına pişman olduğu yolundaki sözleri de bu ihtimalin ağır bastığını göstermektedir. Asıl kural böyle olmakla birlikte, Kur'an'ın bu ayetini bütün haller için, hatta -çeşitli islam ülkelerinde iki veya daha çok halife olduğu kural dışı hallerde bile ki bu haller zaruret hali olup kural dışıdır- böyle kural dışı haller için de işletmek mümkündür. O halde, müslümanlara düşen görev: Asiler bir halifeye karşı çıkmışlar ise bir tek halifenin etrafında birleşip asilerle çarpışmaktır. Ve yine asiler halifeye karşı isyan etmemişler fakat onun yönetimi altında bir zümre diğer zümreye karşı haddi aşmış ise yine asilere karşı çarpışmaktır müslümanların görevi. Ve yine bunun gibi müslümanların görevi: Kural dışı olan birden çok önderlerin bulunduğu durumlarda, asiler birden çok önderden birisine karşı geldiğinde, müslümanların asiler zümresine karşı biraraya gelip, onları Allah'ın emrine döndürünceye kadar çarpışmalarıdır. İşte Kur'an ayeti tüm şartlar ve durumlarda böyle işletilir. Açıkça görülüyor ki bu sistemin, yani anlaşmazlıkları hakeme giderek çözme sisteminin, asi gruplarla yüce Allah'ın emrine dönünceye kadar çarpışmaya sisteminin, insanlığın bu yolda sarfettiği tüm çabalardan önceliği vardır. Bu sistem mükemmel ve her türlü ayıp ve noksanlıktan uzaktır. Bu mükemmellik ve ayıptan uzaklık insanoğlunun her türlü, acı tecrübelerinde, uğraştığı sefil ve noksan girişimlerinde açıkça görülmektedir. Ayrıca bu sistemin bunlardan başka temizlik, emanet ve mutlak adalet gibi nitelikleri vardır. Çünkü bu konuda hiçbir arzu ve hevesin bulaşmadığı, hiçbir noksanlık ve kusurun nüfuz etmediği yüce Allah'ın emrine, hakem olarak gidilmektedir. Fakat zavallı insanlık, önünde hazır, doğru ve apaçık yol dururken, eğri yola sapıyor, doğru yolu bırakıyor, ayağı sürçüyor ve kayıyor. |
16 Ağustos 2008, 21:48 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Hucurat-49/10(Ayet ve açıklamalı meali) Hucurat-49/10(Camiu li-Ahkami’l-Kur’an - İmam Kurtubî) 10. Müminler ancak kardeştirler. O halde iki kardeşinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun. Belki rahmet olunursunuz. Bu buyruğa dair açıklamalarımızı üç başlık halinde sunacağız: 1- Müminler Kardeştir: "Müminler ancak kardeştirler." Yani nesebte değil de dinde ve hakla-rının saygınlığında (hürmet hususunda) birbirlerinin kardeşleridirler. Bundan dolayı, din kardeşliği, neseb kardeşliğinden daha sağlamdır, denilmiştir. Çünkü neseb kardeşliği din ayrılığı halinde kesintiye uğrar, din kardeşliği ise neseblerin farklılığı dolayısıyla kesintiye uğramaz. Buharı ile Müslim'de Ebu Hureyre'den şöyle dediği rivayet edilmektedir; Rasûlullah (sav) buyurdu ki. "Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize buğzetmeyiniz, birbirinizin iyi olsun kötü olsun gizliliklerini araştırmayınız, birbi-rinizin aleyhine alışverişi kızıştırmayınız. Ey Allah'ın kulları, kardeş olu-nuz." (Müslim, IV, 1985; Buharı, V, 2253, VI, 2474;. Müsned, II, 287, 288, 342, 393, 394.) Bir başka rivayette de: "Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinizin aleyhine alış-verişi kızıştırmayınız, birbirinize buğzetrneyiniz, birbirinize sırt çevirmeyiniz, birinizin alışverişi üzerine alışveriş yapmayınız. Müslüman müslümanın kar-deşidir, ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz, onu küçük görmez.Üç de-fa göğsüne işaret ederek- takva buradadır. Kişiye kötülük olarak müslüman kardeşini küçük görmesi yeter. Müslümanın herşeyi müslümana haramdır. Ka-nı, malı ve ırz ve namusu." Müslim'in lafzı bu şekildedir. (Müslim, IV, 1986; Müsned ,II, 227,360.) Buharı ile Müslim'in dışındaki hadîs kaynaklarında Ebu Hureyre'den naklen Peygamber (sav)'ın şöyle buyurduğu bildirilmektedir: "Müslüman müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, onu ayıplamaz, onu yardımsız bırakmaz, ondan izin almadıkça gelecek rüzgarı kesecek şekilde aleyhine olarak bina-sını yükseltmez. Tenceresinin buharı ile onu rahatsız etmez. Ancak ona da bir kepçe koyar (ikram eder). Kendi çocuklarına meyve satın alıp da onlar meyveyi alıp, komşusunun çocukları önüne çıktıkları halde o meyveden komşu çocuklarına yedirmemezlik etmezler." Daha sonra Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İyice belleyiniz, bununla birlikte aranızdan pek azı müstes-na belleyen olmaz." (Kaynağını tespit edemedik) (İmam Kurtubi, Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruc Yayınları: 16/256-257) 2- Müslümanlar Arasındaki Anlaşmazlıkları Düzeltmek; "O halde iki kardeşinizin arasını düzeltin." Yani birbiriyle anlaşmazlık içerisinde olan iki müslümanın arasını düzeltin, Daha önceden geçtiği üze-re Evs ve Hazreclilerin arasını düzeltin, diye de açıklanmıştır. Ebu Ali dedi ki: Burada "iki kardeş" ile İki kesimi (taifeyi) kastetmiştir. Çün-kü tesniye lafzı kullanılarak çokluk kastedilebilir. Yüce Allah'ın: "Hayır, onun iki eli de açıktır." (el-Maide, 5/64) buyruğunda olduğu gibi. Ebu Ubeyde dedi ki: Her iki kardeş arasını düzeltin, demektir. Buna gö-re bu buyruk, herkes hakkında geçerli olur. İbn Şîrîn, Nasr b. Asım, Ebu'l-Aliye, el-Cahderî ve Yakub; "İki kardeşinizin arasını" anlamındaki buyru-ğu çoğul olmak üzere ("ye" yerine) "te" ile; "Kardeşlerinizin ara-sını" diye okumuşlardır. el-Hasen: "Kardeşleriniz" diye okumuş, di-ğerleri ise "ye" ile tesniye olmak üzere: "İki kardeşiniz" diye oku-muşlardır. 3- Haddi Aşmak (Bağy) Kişiyi îmandan Çıkarmaz: Bu âyet-i kerime ile bundan önceki âyet-i kerimede bağyin kişiyi iman-dan çıkarmayacağına delil vardır. Çünkü yüce Allah bağyeden kimseler (haddi aşan, haksızlık yapan kimseler) olmakla birlikte bunlara "mümin kardeşler" adını vermiştir. el-Haris el-A'ver dedi ki: Cemel ve Sıffin'e katılan bağiylere karşı savaş-mak noktasında kendisine uyulması gereken örnek olan Ali b. Ebi Talib (r.a)'a: Bunlar müşrik midirler? diye sorutmuş, o da: Hayır bunlar şirkten kaç-mışlardır, diye cevab vermiştir. Peki münafık mıdırlar diye sorulunca, o: Ha-yır demiştir. Çünkü münafıklar Allah'ı ancak pek az zikrederler. Yine ona: Peki durumları nedir? diye sorulunca, "bunlar bize karşı gelen kardeşlerimiz-dir" diye cevab vermiştir. |
26 Aralık 2015, 16:24 | Mesaj No:5 |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 | Cevap: Hucurat-49/10(Ayet ve açıklamalı meali) HUCURAT SURESİ -10 MUSTAFA İSLAMOĞLU TEFSİR DERSLERİ 10-) İnnemel mu’minune ıhvetün feaslihu beyne ehaveyküm vettekullahe lealleküm turhamun; Muhakkak ki iman edenler kardeştirler! O hâlde iki kardeşinizin arasını düzeltin ve Allâh’tan korunun ki rahmete eresiniz. (A.Hulusi) 10 – Mü’minler ancak kardeştirler: onun için iki kardeşinizin aralarını düzeltin ve Allah dan korkun ki rahmete şayan olasınız. (Elmalı) İnnemel mu’minune ıhve bütün mü’minler yalnızca kardeştirler. İşte temel değer bu. İşte İslam kardeşliğinin en büyük gerekçesi bu; İman. İman kardeşliğidir, kardeşlik iman kardeşliğidir. Dolayısıyla bizi kardeş kılan değerlerdir kardeşliğimizin temeli. Bu temel sarsılırsa kardeşliğimiz sarsılır. Onun için öz kardeşimiz dahi olsa bu değerleri yıkmaya kalkarsa biz onun düşmanıyla, yani, onun hasım olduğu mazlumla beraber olmak zorundayız. O nedenle kardeşlik iman birliğidir. Allah; isteseler de başka kardeşlik ölçülerini hiçbir mü’mine ne kadar isterse istesin meşru görmüyor. İnnemel mu’minune ıhve. Bunun aslında tam çevirisi şöyle yapılmalı; Mü’minler kardeşlikten başka bir duruma giremezler. Yani Mü’minler kardeşten başka bir şey olamazlar. Sadece kardeş olabilirler. Mü’minler bir şey olacaklarsa kardeş olurlar. Onun dışında bire şey olamazlar. Düşman olamazlar, hasım olamazlar, rakip olamazlar, kardeş olurlar, sadece kardeş. Bu, bunu söylüyor. Tıpkı eğer kardeşlik temeli zayi olursa Kur’an şairi Mehmet Akif’in dediği gibi olur. Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. (M. Akif) Diyordu ya. Eğer tefrika girerse kardeşlik bozulur. Kardeşlik bozulursa iki aslan bir biri ile dövüşürken bir kedi ikisini de yıkar, ikisini de yener. O nedenle mü’minlerin kardeşliği zedelenmemelidir. Kardeşliği zedelendikten sonra düşman aramaya gerek yoktur. Kardeşliğin zedelenmesi bizatihi düşmanın kendisidir. feaslihu beyne ehaveyküm vettekullahe lealleküm turhamun öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve sorumlu davranım ki O’nun merhametine mazhar olasınız. Kardeşlerin arasını açmak haram, bulmak bir görevdir.
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
A'raf-7/204(Ayet ve açıklamalı meali) | MERVE DEMİR | Tefsir Çalışmaları | 1 | 14 Ekim 2008 00:16 |
Cum'a-62/9(Ayet ve açıklamalı meali) | MERVE DEMİR | Tefsir Çalışmaları | 3 | 10 Ekim 2008 10:01 |
Ra'd/31(Ayet ve açıklamalı meali) | MERVE DEMİR | Tefsir Çalışmaları | 3 | 06 Ekim 2008 12:49 |
Nur 24/31 Ayet( Açıklamalı Meali) | Emekdar Üye | Tefsir Çalışmaları | 26 | 29 Nisan 2008 02:49 |
Nîsâ-4/136 (Ayet ve açıklamalı meali) | Emekdar Üye | Tefsir Çalışmaları | 4 | 17 Nisan 2008 02:46 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|