|
Konu Kimliği: Konu Sahibi fani38,Açılış Tarihi: 12 Mayıs 2016 (03:04), Konuya Son Cevap : 20 Nisan 2017 (21:51). Konuya 24 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme: |
12 Mayıs 2016, 03:04 | Mesaj No:1 |
Medineweb/ Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet Medineweb/ Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet | |
Konu Sahibi fani38 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Medineweb/ Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10... | Tefsir Tarihi Ve Usulü | nurşen35 | 24 | 10140 | 12 Mayıs 2016 03:04 |
10 Mart 2017, 10:17 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 13402 Üyelik T.:
25 Şubat 2011 | www.medineweb.net 1 Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet not...Ben sadece üniteleri birleştirdim hepsini soru cevap şeklinden özete çevirdim hazırlayanlardan Allah razı olsun Tefsir Tarihi ve Usûlü – Ünite 5 Özet * Tefsir yöntem olarak 2 şekilde incelenir. 1) Dirayet Tefsiri (Akli, Rey) 2) Rivayet Tefsiri (Nakli, Me’sur) *Rivayet Tefsiri a)Yöntemleri 1) Kur’ân’ın Kur’ânla Tefsiri 2) Kur’ân’ın Rivayet (Sünnet, Hadis) ile tefsiri b) Zaaf Noktaları 1) Uydurma haberlerin olması. 2)İsnatların hazfedilerek sadece metninin verilmesi. (Yani Ravi zinciri olmadan Hadislerin yazılması. Bunun en önemli örneği “Suyûti – ed-Dürrü’l-Mensur fi Tefsiri’l-Me’sur”.) 3) İsrailiyat haberlerinin karışması. Ahmed b. Hanbel 3 şeyin aslı yoktur sözünde “tefsirin” kast edilişi bundandır. c)Rivayet Tefsiri Kitapları 1) Taberi – “Câmi’ul-Beyan an Tevili Âyi’l – Kur’ân” Taberi, Yahya b. Sellâm’ın metodunu geliştirmiştir. En önemli Rivayet Tefsiri eseridir. 2) Leys es Semerkandi – “Tefsiru’l Kur’âni’l-Azim” Es Semerkandinin bu eseri ilk Tasavvufi – İşari Tefsirin örneği sayılır. İtikade dair görüşü Maturidiliğe paraleldir. 3) Begavi – “Mealimu’t-Tenzil” Begavi, Şafii mezhebine mensup büyük bir alimdir. Muhyi’s-Sünne ve Rüknud-din gibi bazı lakaplar verilmiştir. 4) İbn Kesir – “Tefsiru’l-Kur’âni’l-Azim” İbn Kesir bu eserinde kendisinden önce gelen bir çok müfessirden nakillerde bulunur. *Dirayet Tefsiri a) Tanımı Yalnızca rivayete bağlı kalmadan dil,edebiyat,mantık,kıyas ve diğer bazı ilimlerle Kur’ân’ı tefsir etmek demektir. Bu Tefsiri “Akli ve Rey” Tefsiri gibi isimlerde verilir /ve/veya/ isimlerle anılır. b)Esasları 1) Müteşabih, alanın farkında olmak. 2)Yorumda delil ve karineye dayanmak, sujektif biçimde yorumdan uzak durmak. 3)Mezhep Taasubundan kaçınmak. 4) Delilsiz olarak, ALLAH (c.c.)’ın, muradı konusunda görüş belirtmemek. *Dirayet Tefsiri için Kur’ân da 3 alan var ki bunlar kesin olarak bilinemez. 1)ALLAH (c.c.)’ın, Zatı ve Sıfatları ve Gaybi konular. 2)ALLAH (c.c.)’ın, peygamberlerine bildirdiği alan. (Bu konuda söz söylemek sadece Peygamberlere ve O’nun izin verdiği kimselere kalır.) 3) Hz. Peygamber (s.a.v.)’in, tebliğ etmeye memur olduğu alanlar. bu da ikiye ayrılır. 1)Ancak işitmek yoluyla söz söylemenin caiz olduğu alan. (Nasih-Mensuh, Nüzul |
10 Mart 2017, 10:17 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 13402 Üyelik T.:
25 Şubat 2011 | www.medineweb.net 2 Sebepleri, haşr, Mebde, Mead) 2)nazar ve İstidlal yoluyla bilinecek alan. (Hükümler, meseller, öğütler.) c) Dirayet Müfessirinin Uygulayacağı Yöntem 1)Tefsir edilen kavramı konu ve âyet’e mutabık olmalı. 2) Nüzul sebepleri gözetilmeli. 3) Ayetin ruhuna uymayan “detaylı sarf-nahiv kaidelerine, fıkıh ile fıkıh usulü meselelerine, akaid, kelam bunların münakaşasına dalmaktan uydurma hadislerden, kıssa ve haberlerden kaçınmak. 4)Müfessir zeki olmalı bir ayetin çeşitli vecihlere muhtemel olması durumunda tutarlı davranmalı. d) Bazı Dirayet Tefsirleri 1)Râzi – “Mefahitu’l-Gayb” Bazı alimler tefsirle ilgili şunu söyler “Râzi’nin Tefsirinde, Tefsirden başka herşey var.” Bunun sebebi çok çeşitli meseleleri izah etmesindendir. Tefsirinde münazaralardan, seyahatlerden, başından geçen ilginç olaylardan bahseder. 2)Kâdi Beydavi – “Envâru’t-Tenzil ve Esaru’t-Te’vil” Fıkıhta Şafii’dir. Eserinde Mu’tezile olan Zemahşeri’nin Keşşaf adlı eserinden etkilenmiş, “Keşşafın, Sünni versiyonudur”.Sadece Osmanlı alimleri eseri üzerine 60 civarında şerh ve haşiye yapmıştır. 3)Nesefi – “Medariku’t-Tenzil” Fıkıhdaki hükümleri Hanefi mezhebine göre aktarır. İbn Abbas’dan gelen tefsir rivayetlerini açıklamıştır. Keşşaf’dan etkilenmiştir. 4)Ebussuûd – “İrşadu’l-Akli’s-Selim ilâ Mezaye’l-Kitabi’l Kerim” Osmanlı Şeyhü’l İslamıdır. 2.Ebu Hanife lakabı verilmiştir. Keşşaf, Beydavi, Râzi gibi eserlerden etkilenmiştir. 5)Âlusi – “Ruhu’l Meâni fi Tefsiri’l Kur’ânil-Azim” Aslında Âlusi bir çok alim ve edebiyatçı yetiştiren büyük bir ailenin adıdır.Zemahşeri, Râzi, Kâdi Beydâvi, Ebû Hayyân, Ebussuûd, Suyûti, İbnu’l –Arabi, ibn teymiyye’den etkilenmiştir. TEFSİR ÜNİTE 6. özet Ekol kavramının tanımı Ekol kavramı, bir bilim ve sanat dalında ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem ve akım anlamına gelmektedir. Tefsir ekolleri kavramı Tefsîr alanıyla ilgili olarak tefsir ekolleri kavramı, tefsîr ilmi içerisinde müstakil niteliklere ve özelliklere sahip; kendi içinde yöntem ve prensipleri bulunan; ayrıca belli temsilcileri ve literatürü olan akım ve okullara verilen isimdir. Tefsir ekollerinin ortaya çıkıp gelişmesinde en önemli etkenler 1) temsilcilerinin interdisipliner (değişik ilimlerde ihtisas sahibi) şahıslar olmasıdır. Yani, hem tefsîr alanı, hem de başka alanda uzman olan şahısların tefsîre dair çalışma yapmaları neticesinde ilgili akımlar ortaya çıkmıştır. 2) Hicrî birinci yıldan itibaren İslâm coğrafyasının genişlemesi, Arap olmayan unsurların Müslüman olması, İslâm toplumunda siyasi karışıklıkların baş göstermesi, akaid ve iman konusunda ihtilafların ortaya çıkmasıdır. Tefsîr ekolleri içerisinde, “mezhebî tefsîrler” alanı |
10 Mart 2017, 10:17 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 13402 Üyelik T.:
25 Şubat 2011 | www.medineweb.net 3 Ehl-i Sünnet başta olmak üzere Şîa, Mutezile ve Hâricîler kendi mezheplerinin doğruluğunu ıspatlamak için bu iki kaynağa başvurarak görüşlerini bunlarla temellendirmek zorundaydı. Bu zorunluluk bir taraftan Kelâm ilmi içerisinde bir gelişmeye sebep olurken, diğer taraftan tefsîr bağlamında her grubun Kur’ân’ı tefsîr yöntemini de beraberinde getirmiştir. Her grup kendi mezhebine göre bir tefsîr geleneği oluşturmuş, böylece tefsîr ekolleri içerisinde, “mezhebî tefsîrler” alanı yerini almıştır. TEFSİR EKOLLERİ KLASİK TEFSİR EKOLLERİ (19.yy öncesi ) ÇAĞDAŞ TEFSİR EKOLLERİ (19.yy sonrası ) Mezhebi (kelami) Tefsir ekolü Fıkhi Tefsir ekolü İşari Tefsir ekolü Konulu Tefsir ekolü Bilimsel Tefsir ekolü İctimai Tefsir ekolü MUTEZİLİ ŞİA HARİCİ NOT : Dikkat edilirse tabloda Ehl-i sünnet (Eş'ari ve Matüridi) ekolüne yer verilmemiştir. Tefsîr ilmi, temelde Ehl-i Sünnet mezhebinin doktrini çerçevesinde şekillendiği için Ehl-i Sünnet ekolünü müstakil olarak incelemeye ihtiyaç duyulmaz. 5.ünitede haklarında bilgi verilen müfessir ve tefsîrlerin hemen tamamına yakını Ehl-i sünnet ekolüne mensupturlar. İslâm terminolojisinde mezhep dinin itikâdî ve amelî hükümlerini anlama ve yorumlama konusunda kendine özgü yaklaşımlara sahip olan düşünce sistemine verilen isimdir. İman esaslarıyla ilgilenen mezheplere itikâdî mezhepler; ibadet, hukuk, ahlak ve insan-ilişkileriyle ilgilenen mezheplere de fıkhî mezhepler denmektedir. Tefsîr alanında “mezhebî ekol” kavramı, temelde itikat alanıyla ilgili olup bir anlamda Kelâm ilmi ile ilgilenen mezhepleri kapsamaktadır. Bu bağlamda itikâdî mezhepler Ehl-i Sünnetve Ehl-i bidat olarak iki kısma ayrılmaktadır. Mezhebî tefsîr ekolleri, esas itibariyle mutezile ekolü , şîa ekolü ve hâricîyye ekolü olarak üç kısma ayrılmaktadır. Mutezile tefsir ekolü Emevîler zamanında, hicri ikinci asırda Hişam b. Abdülmelik zamanında yaşayan Vâsıl b. Ata’nın kurmuş olduğu mezheptir. Hasan Basri’nin ders halkasında yer alan Vâsıl, büyük günah konusunda hocasından farklı bir görüşe sahip olmasından dolayı ondan ayrılmış (itizal), bu yüzden de mezhebe “mutezile” (ayrılanlar) ismi verilmiştir. |
10 Mart 2017, 10:18 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 13402 Üyelik T.:
25 Şubat 2011 | www.medineweb.net 4 Vâsıl b. Ata’nın hocası Hasan Basridir. Mutezile, düşünce sistemini “usûl-i hamse” (beş temel prensip) üzerinekurmuştur. Bu beş prensip 1) Tevhid (Allah’ın zatında, sıfatlarında veeylemlerinde tek olduğu inancı) 2)Adalet (Allah’ın hayrı yapması, şerrinmeydana gelmesinde etkisinin olmaması) 3) Va’d-vaid (Allah’ın sözüne sadık kalması) 4) Menzile beynel menzileteyn (büyük günah işleyenin ne kâfir ne de mümin olacağı yani, fasık olduğu) 5) Emr-i bil ma’ruf ve nehyi ani’lmünkerdir (iyiliği emretmek, kötülüklere engel olmaktır). Mutezile’nin Ehl-i Sünnet tarafından kabul edilmeyen temel görüşleri ‘’ Kaderi inkâr ederler. İnsan’ın mutlak iradeye sahip olduğunu; kendi eylemlerini yarattığını benimserler. Allah’ın hayrı yarattığına; şerri yaratmadığına inanırlar. Allah’ın bazı kadim sıfatlarını ona nispet etmezler. Tövbe etmeden ölenlerin bağışlanmayacağını ve fasıkın ebedi olarak cehennemde kalacağını savunurlar.’’ Mutezile, Kur’ân tefsîrini özellikle tevhid ve adalet prensipleri üzerine temellendirmiştir. Bu prensiplerin dışında mutezile ekolünün dayandığı en önemli unsur Akıldır. Mutezile âlimlerinin tefsîr yöntemi âyetleri öncelikle dilbilgisi ve belağat ilmi açısından açıklamışlardır. Ancak zâhir anlam konusunda doktrinlerine ters düşen- bir problemle karşılaştıklarında mecaza başvurarak te’vîl yoluna gitmişlerdir. Özellikle de manası anlaşılmayan veya zor anlaşılan müteşabih âyetlerde, Arap dilinin kaide ve prensiplerini ihlal etmeden sembolik yoruma başvurmuşlardır. Allah’ınsıfatlarının bir kısmını tenzih doktriniyle yorumlarken, bir kısmını da inkâr yoluna gitmişlerdir. Kırâat farklılıkları konusunda, mezhepleriyle çelişen mütevatir kırâatları ve sahih hadisleri bile reddetmekten çekinmemişlerdir. Mutezile, Kur’ân âyetlerinin imanla ilgili olanlarını çoğunlukla Kelâmî eserleri içerisinde izah etmişlerdir. Ancak bunun dışında Kur’ân tefsîri yazan müfessirleri de mevcuttur. Ebû Müslim el-Isfahânî, Câmiü’t-Te’vîl li Muhkemi’t-Tenzîl; Kâdî Abdulcebbâr, Tenzîhu’l-Kur’ân ani’l- Metâ’in; Şerif Murtezâ, Ğureru’l-Fevâid ve Dureru’l-Kalâid; Zemahşerî, el-Keşşâf an Hakâiki’t-Tenzîl. (Bu tefsîrler içerisinde en meşhur olanı, Zemahşerî’nin Keşşâf’ıdır.) Şîa, kelime olarak taraftar anlamına gelip terim olarak Hz. Peygamber’in vefatından sonra Hz. Ali ve Ehl-i beytini halifeliğe layık gören ve halifelerin Hz. Ali soyundan gelmesi gerektiğine inanan topluluğun genel adıdır. Şîa, kendi içinde mutedil ve aşırı olmak üzere iki temel kola ayrılır. Şîa’nın genel olarak diğer mezheplerden ayrıldığı temel nokta imâmet/halifelik meselesidir. Tefsîr bağlamında Şîa’nın büyük bir çoğunluğunu temsil eden mezhep İmâmiyye Mezhebîdir. İsna aşeriyye ve Caferiyye gibi adlarla da anılır. İmâmiye Şîasının tefsîr anlayışı Başta imâmet olmak üzere kendi temel inançlarıyla doğrudan ilgilidir. İmâmiye Şîasına göre, Kur’ân’ın bir zâhiri, bir de bâtını vardır. Kur’ân’ın bu iki bilgisi de imâmlardadır; onlar hem zâhiri, hem de bâtını bilirler. Hatta zâhirin peygamberlere; bâtının ise imâmlara ait |
10 Mart 2017, 10:18 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 13402 Üyelik T.:
25 Şubat 2011 | www.medineweb.net 5 olduğunu bile iddia ederler. İmâmlardan herhangi bir rivâyet bulunmadığında Kur’ân’ın tefsîrini caiz görmezler. Onlar, Kur’ân’ın tümünün imâmları hakkında varid olduğunu iddia ederler. Aynı zamanda onların büyük bir kısmı, Kur’ân’ın sahabe tarafından tahrif edildiğine inanırlar. Ehl-i beyt dışında Hz. Peygamber’den gelen sahih haberleri uydurma nitelemesiyle kabul etmezler. mutezile ve şia’nın birleştiği noktalar Kur’ân’ın itikâda yönelik âyetlerinin tefsirinde mutezileyle paralel iken, geri kalan âyetleri “imâmet” doktrini başta olmak üzere diğer prensiplerini destekleyecek şekilde tefsîr ederler. Ehl-i Sünnet tarafından kabul edilmeyen görüşleri İmâmiyenin imâmet ve imâmlarla ilgili görüşleri kabul edilmediği gibi, Kur’ân’a yaptıkları ilaveler ve bâtınî te’vîlleri de batıl sayılmıştır. Önemli tefsirleri İmâmiye Şîasının en önemli tefsîrleri şunlardır: El-Kummî, Tefsîru’l-Kummî; Ebû Cafer et-Tûsî, et-Tibyân fi Tefsîri’l-Kur’ân; Tabressi,Mecmeu’l-Beyan fi Tefsîri’l-Kur’ân; Tabatabai, el-Mizan fi Tefsîri’l-Kur’ân. Hariciye fırkası : Tahkim olayını Hz. Ali’nin kabul etmesinden dolayı Hz. Ali taraftarları (Şîa) arasından hilafetin zaten Hz. Ali’ye ait olduğunu; onun bu tahkim olayını kabulüyle hata ettiğini ileri süren ve Şîa’dan ayrılan yeni bir fırka oluşmuştur. “Hüküm, Allah’ındır” sloganıyla ayrılan fırka, Hz. Ali’ye bu tahkim olayına razı olmaması gerektiğini söylemiş, kabul görmeyince de Kufe’den ayrılarak “Hurara” denilen yere çekilmişlerdir. Bölgeye nispetle bu fırka, Haruriyye, Hz. Ali’den ayrılmasına nispetle de Hâriciyye olarak isimlendirilmiştir. Haricilerin Kur’an tefsiri konusunda izledikleri yol Hâricîye fırkası Kur’ân’ın, lafız düzeyine son derece önem verirler, tefsir ve te’vîle ihtiyacı olmadığını benimserler. Kur’ân lafzının yüzeysel anlamıyla hareket ederler. Lafzın yüklendiği derin zâhirî anlamların varlığını kabul etmezler. Kur’ân metnini anlamada yardımcı olan “hadis, sahabe kavli, ümmetin icmaı” gibi unsurlara özellikle de mezheplerine aykırı olduğunda- itibar etmezler. Ancak âyetlerin tefsirinde kendi fikirlerini ispat konusunda zorlama te’vîllerden de kaçınmazlar. Hâricîlere ait günümüze ulaşan tefsir İbaziye koluna mensup olan Muhammed b. Yusuf Itfiyyiş’in Himyanü’z-Zad ila Dari’l-Mead isimli 13 ciltten oluşan matbû tefsîrdir. Mezhebî tefsîr ekollerinin ayırt edici özellikleri Mutezile tefsîr ekolü, akla önem verir ve mecâzî- sembolik yorumu önemser; Şîî tefsîr ekolü, 12 imâmı kutsal sayar ve sadece onların tefsîrine itibar eder; hâricî tefsîr ekolü ise Kur’ân’ın lafzını kanun düzeyinde görür; zâhirî tekanlamın varlığına inanır. keşf, ilham ve sezgi yoluyla elde edilen bâtıni/ledünni bilgiyle Kur’ân âyetlerinin bir kısmını veya tamamını yorumlama yöntemine İşârî Tefsîr denir. İşârî tefsîr yöntemi, Kur’ân’ı mutasavvıfların (sufilerin) yorumlama tarzıdır. Âyeti, zâhirinden çıkan anlamın ötesinde mutasavvıfın keşf ve ilham yoluyla elde ettiği bilgiyle yorumlamasını ifade etmektedir. Bir anlamda metnin bâtınî anlamının keşfidir. Tasavvuf, amelî ve nazarî olarak iki kısma ayrılır. Buna göre işârî tefsir de ikiye ayrılır, bunlar İşârî sufi tefsîr ve nazarî sufi tefsir İşârî sufi tefsîr : Ayetlerin, mutasavvıfların ilham ve keşf yoluyla elde ettikleri ve zâhirî manaya ters |
10 Mart 2017, 10:19 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 13402 Üyelik T.:
25 Şubat 2011 | [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] 6 düşmeyen bâtınî bilgiyle tefsîr edilmesidir. nazarî sufi : Felsefîleşmiş nazarî tasavvuf ehlinin nazariyelerini desteklemek için âyetlere getirdikleri bâtınî şahsî yorumlardır. İşârî tefsîrin kabul görmesi için müfessirler şu şartları ileri sürmüşlerdir: 1. Bâtınî anlamın, zâhirî anlama ters düşmemesi. 2. Bâtınî anlamın doğruluğunu teyid eden aklî veya naklî bir delilin bulunması. 3. Bâtınî manaya aykırı dini veya akli bir delilin bulunmaması. 4. Zâhirî mana olmaksızın sadece bâtınî mananın kastedildiğinin iddia edilmemesi gerekmektedir. En önemli işârî tefsirler : 1) Sehl b. Abdullah et-Tüsterî, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm; 2)Abdurrahman es-Sülemî, Hakâikü’t-Tefsîr; Kuşeyrî, Letâifü’l-İşârât; 3) Necmüddin ed-Dâye, Bahru’l-Hâkaik ve’l-Me’ânî; 4)Nimetullah Nahcivânî, el-Fevâtihu’l-İlâhiyye; 5) İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân. Fıkhî tefsir konusu ve gayesi Kur’ân’daki ibadet, muamelat ve ukubat ile ilgili ameleyönelik âyetleri yorumlayan akıma verilen isimdir. Konusu, ahkâm âyetleridir. Gayesi ise Kur’ân’ın hükümlerini ortaya koymak suretiyle insanların dünya hayatlarını düzenleyip ahiret mutluluğunu kazanmalarını sağlamaktır. “Fıkhî tefsîr ekolü”; literatürü de Ahkâmü’l-Kur’ân adıyla anılmaktadır. Fıkhî tefsîrler, yapısı itibariyle İki kısma ayrılmaktadır: 1) Bir kısmı, Kur’ân’ın bütününü tefsîr etmekle beraber ahkâm âyetlerine ağırlık vermişlerdir. 2) Diğer bir kısmı ise sadece ahkâm âyetleriyle kendini sınırlayıp bu âyetlerin tefsirini yapanlardır. Bunların bir kısmı, sûre düzeni dikkate alınarak tertib edilmiş iken, bir kısmı da fıkhî konulara göre tasnif edilerek yazılmıştır. Meşhur olan bazı ahkâm tefsîrleri ve yazarları şunlardır: 1- İmâm Şâfiî, Ahkâmü’l-Kur’ân; 2-Tahavî, Ahkâmü’l-Kur’ân; 3-Cessâs, Ahkâmü’l-Kur’ân; İl-Kiyâ el-Herrâsî, Ahkâmü’l-Kur’ân; 4- Ebubekir İbnü’l-Arabî, Ahkâmü’l-Kur’ân; 5-Kurtubî, el-Câmi’ li Ahkâmi’l-Kur’ân; 6- Sâbûnî, Muhammed Ali, Revaiü’l-Beyan fi Tefsîri Ahkâmi’l-Kur’ân. 19. yüzyıl sonrasında Kur’ân âyetlerinin belli bir kısmıyla alakalı özel açıklama biçimlerine sahip yeni ekoller ortaya çıkmıştır. Bunların birçoğunun temelleri klasik dönemde mevcut olmakla birlikte sistemleşmesi ve müstakilleşmesi modern zamanlarda olmuştur. 19. Yüzyıl sonrası gelişen bu akımlara, çağdaş tefsîr ekolleri denmektedir. Çağdaş tefsîr ekolleri Konulu tefsîr ekolü, ictimâî tefsîr ekolü ve bilimsel tefsîr ekolü olmak üzere 3 kısımdır. Konulu Tefsîr Ekolü : Kur’ândaki bir konuyu, Kur’ân’ın temel hedef ve ilkelerine uygun bir şekilde belli usûller çerçevesinde bütüncül olarak araştırıp ortaya koyma yöntemine verilen isimdir. |
Konuyu Toplam 2 Kişi okuyor. (0 Üye ve 2 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Medineweb/ Tefsir tarihi ve usulü özetleri | Medine-web | Tefsir Tarihi Ve Usulü | 14 | 06 Mayıs 2017 12:46 |
Medineweb Tefsir Tarihi ve Usûlü – Ünite 5 Özet | Sevay571 | Tefsir Tarihi Ve Usulü | 0 | 15 Nisan 2012 12:55 |
Medineweb Tefsir tarihi ve usulü 10.ünite | barışş | Tefsir Tarihi Ve Usulü | 0 | 10 Nisan 2012 12:42 |
Medineweb Tefsir tarihi ve usulü ünite 2- 3 özeti | Mikdad | Tefsir Tarihi Ve Usulü | 0 | 04 Nisan 2012 01:44 |
Medineweb Tefsir tarihi ve usulü ünite 2- 3 özeti | Mikdad | Tefsir Tarihi Ve Usulü | 0 | 04 Nisan 2012 01:39 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|